logo

trugen jacn

UZMANLARA GÖRE TÜRKİYE-ÇİN İLİŞKİLERİ DOĞU TÜRKİSTAN VE UYGUR MESELESİ

5 kişi ve yazı görseli olabilir

Yıldız YAZICIOĞLU

 Türkiye’nin  Çin ile  yürütülen  ilişkilerinde  etnik, dini ve kültürel  bağlara sahip olduğu Uygurlar, Ankara’nın Çin’le ilişkilerinde önemli başlıklardan birisi olarak  öne çıkıyor.  Geçtiğimiz Hazıran ayında Dışişleri Bakanı Hakan Fidan’ın Çin’deki temasları sırasında  Türkiye’nin  “Çin’in toprak bütünlüğüne ve siyasal egemenliğine tam destek verdiği ” yolundaki açıklamaları  Türk kamu oyunda  tartışılmaya devam ediyor.  Diplomatik kaynaklar, “Bakan Fidan, ‘tek Çin’ politikasında kararlı olan Türkiye’nin Uygur Türkleri’nin temel hak ve özgürlüklerinin korunması ile Çin Halk Cumhuriyeti’nde refah ve huzur içinde yaşamalarının önemini de tüm ikili temaslarda gündeme getirecek” bilgisini verdi.

Dışişleri Bakanı Fidan Pekin’deki temaslarının ardından  Uygur Özerk Bölgesi’ndeki Urumçi ve Kaşgar kentlerini ziyaret etmiş olması  Uygur Özerk Bölgesi’ne Türkiye’den son üst düzey ziyaret, 2012 yılında, o dönem Başbakan olan Recep Tayyip Erdoğan tarafından yapılmıştı.

Dışişleri Bakanı Hakan Fidan ise, Pekin’deki ortak basın toplantısında, “Türkiye’nin, Çin’in toprak bütünlüğüne, siyasal egemenliğine desteği tamdır. Çin’e yönelik silahlı terör hareketlerine karşı desteğimiz tamdır. Özellikle Çin’i karıştırmaya yönelik, Çin’in ekonomik gelişmesini durdurmaya yönelik uluslararası girişimleri doğru bulmadığımızı buradan ifade etmek istiyoruz” mesajını verdi.

Dışişleri Bakanı Fidan,  Uygur bölgesinin merkezi  Urumçi ve  tarihi Kaşgar’ı ziyaret ile ilgili olarak : ” Bu iki şehir, Çin’in kültürel zenginliğine katkı sunan iki kadim Türk-İslam şehridir. Bu şehirler, Çin ile Türk dünyası ve Çin ile İslam dünyası arasında da birer köprü olmaktadır. Tarihi dostluğumuz ve komşuluğumuzun sembolleridir. Toplumların  huzuru ve rahatlığı ve birlikteliği güçlü devletlerin en büyük zenginliğidir” dedi.

Çin Dışişleri Bakanı Wang Yi de, Türkiye’yle her iki ülke açısından siyasi egemenlikleri koruma, karşılıklı çıkarlara ve hassasiyetlerine saygı gösterilmesi, karşılıklı siyasi güveni pekiştirme konusunda hemfikir olduklarını söyledi. “Yabancı güçlerin demokrasi ve insan hakları gibi bahaneler adı altında iki ülkenin iç işlerine karışmasına karşı çıkmalıyız” diyen Wang Yi, Türkiye’nin “tek Çin” ilkesine bağlılığını sürdürmesini takdirle karşıladıklarını dile getirdi.

“Çin’in toprak bütünlüğüne ve siyasal egemenliğine desteğimiz tamdır”

Türkiye’de yaşayan Doğu Türkistanlı  Uygur toplumu ise, Fidan’ın “Şincan bölgesi” yerine Urumçi ve Kaşgar için “Türk-İslam şehirleri” ifadesini kullanmasını, “Çin’in etnik ve dini gerçekleri yok sayma tutumuna karşı” bir tepki  olarak yorumladılar. Uygur örgütlerince yapılan ortak açıklamada, Fidan’ın bölgede “Çin’in propaganda faaliyetine karşı dikkatli olunması gerektiği ve dini-kültürel özgürlüklerin sağlanmasıyla toplama kamplarına son verilmesi çağrısını dile getirmesi” beklentilerini dile getirdiler.

Uygurlara tutum değişir mi, Çin’e “suçlu” iadesi onaylanabilir mi?

Uzmanlar, Türkiye’nin “tek Çin” politikası nedeniyle yakın gelecekte Uygur toplumuyla ilgili yaklaşımda değişiklikler yapma  ihtimaline işaret ediyor. Bu konuda Pekin’in, Çin ile Türkiye arasında Mayıs 2017’de imzalanmış suçlu iadesi anlaşmasını Ankara’nın hayata geçirmesi beklentisine dikkat çeken uzmanlar, Türkiye’de, Çin’in terör örgütü üyeliğiyle suçladığı Uygurlar ve terör örgütü organizasyonu olarak kabul ettiği dernekler bulunduğunu  öne sürüyorlar.

Hükümet  söz konusu anlaşmayı  TBMM’ye Mayıs 2019’da göndermiş ancak  TBMM’de şimdiye  gündemine alınmamış ve yasa teklifi böylece  kadük kalmıştı.

Pekin yönetimi ise, Çin Parlamentosu’nda Aralık 2020 yılında onaylanan anlaşmaya TBMM’de onay verilmesi gerektiği görüşünü iki ülke temaslarında  sürekli gündeme getirmekte ısrarlı.

Ahat Andican kimdir, nereli, kaç yaşında? Ahat Andican İYİ ...

Andıcan : Çin’e Göre Uygurların Haklarını Savunan   Tüm Uygurlar Terörist 

Bu konuda  Türkistan asıllı  Türk siyasetçilerden İYİ Parti  eski Milletvekili  ve  Türk dünyasından sorumlu eski Devlet Bakanı Ahat Andican  Amerikanın Sesi(VOA) Türkçe’ye yaptığı  açıklamasında şunları söyledi :   Dışişleri Bakanı Fidan, Pekin’deki temaslarında  Çin tarafının  suçluların  iadesi anlaşmasına Türkiye’nin onay vermesi yönünde talepte güçlü talepte  bulunulduğunu düşündüğünü söyledi. Ayrıca, geçtiğimiz dönem (27. Dönem)   Çin ile yapılan Suçluların iadesi Anlaşmasının TBMM’de muhalefet partilerinin  sert tepki göstermeleri sonucunda  Çin’le imzalanan  bu anlaşmaya onay verilmesini engellediklerini kaydetti.

İYİ Parti eski Milletvekili ve Eski devlet Bakanı Andican  açıklamalarına şu önemli hususlarını de ekledi : “Çin yönetimi, Doğu Türkistan’da yaşananlara karşı temel insani haklarını savunan ve bunun  mücadele yürüten, diasporada sözcü konumundaki kişilere karşı ‘terörist’ suçlamasında bulunuyor. Ya da  onları ‘siyasi suçlu’ ilan etmek yerine onları  hırsızlık, uyuşturucu bulundurmak veya rüşvet almak gibi suçlamalarda bulunarak bu  ‘adi suçlu’ olarak  Çin’e iade edilmesi talebinde bulunuyor. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın 2017 ziyaretinde imzalanan anlaşma şimdi onaylanarak Çin’in taleplerine karşılık verilmeye başlanır mı? Eğer  Bakan Fidan’ın bu ziyareti sonrasında parlamento gündemine alınırsa, o zaman Doğu Türkistan’a yönelik Türkiye’nin   cılız açıklamalar veya  sessiz  kalma tavrı , uygulamada ise karşılığını böylece görmüş olur” diye konuştu.

Fidan’ın açıklaması Çin’in politikasını desteklemek anlamına mı geliyor?

Türk dünyası çalışmalarıyla tanınmış eski Devlet Bakanı Ahat Andican, Fidan’ın Pekin’deki ilk açıklamasıyla adeta Çin’e destek verdiği görüşünde.

Uygur diasporasınca yürütülen uluslararası faaliyetleri anımsatan Andican, “Çin hükümeti, Doğu Türkistan bölgesinde hangi nedenle olursa olsun yönetime karşı en ufak bir hareketi, ayrılıkçı terör olarak tanımlıyor, toprak bütünlüğüne karşı tehdit olarak tanımlıyor. Hakan Fidan’ın değerlendirmeleri doğal olarak Çin’in bu politikasını destekler mahiyette. Dolayısıyla Doğu Türkistan’daki hak arama çabalarını terörle eş değer görme politikasına destek vermiş oluyor. Uygurlar’a yönelik politikası nedeniyle Çin hükümetine karşı Avrupa’da, Amerika’da çeşitli ülke parlamentoları yaptırım kararları aldı. Ancak Türkiye böyle bir karar almadı, bu kararlara destek de vermedi. Eğer şimdi Fidan, Doğu Türkistan’da yaşayan Uygur Türkleri’nin insan haklarıyla Türkiye’nin yakından ilgili olduğu şeklinde bir tanımlama yapmazsa o zaman ziyareti sadece bu bölgedeki Müslümanlar’la ve Türkler’le temas kurma olur. Sonuçta görüntüyü kurtarma ziyareti olur” diye konuştu.
Prof.Dr.Ahat Andican, Ankara’nın Uygur diasporasının önderlerinden  Dünya Uygur Kurultayı eski Başkanı  Rabia Kadir ile 2017’de bu göreve seçilen  yeni DUK Başkanı   Dolkun İsa dahil Türkiye’ye gelmek isteyen pek çok  Uygur aktivistlere k Çin’in baskısı nedeniyle giriş izni vermediğine de dikkat çekiyor.

Faculty of Economics and Administrative Sciences - Başkent Üniversitesi

Doç.Dr. Karadağ Uygurlar neden Türkiye’nin tepkisini “cılız” buluyor?

Başkent Üniversitesi Uluslararası İlişkiler Bölümü öğretim üyesi Doç. Dr. Haluk Karadağ ise, Bakan Fidan’ın ziyaretiyle Türkiye’nin Uygurlara sahip çıkma mesajı vermeye çalıştığını ancak Uygur diasporası bu sahiplenmeyi  yeterli bulunmadıklarını    ifade ediyor.

Özellikle ABD, Avrupa ve Avustralya’da yaşayan Uygurlar’ın kendilerine yeteri kadar destek vermediği düşüncesiyle Türkiye’yi eleştirdiğini ifade eden Karadağ, Uygur diasporasının, yıllarca hem etnik hem de dini bağlamda kendileri ile akraba gördükleri ve varlıklarının garantörü olarak kabul ettikleri Türkiye’nin tepkisini “cılız” bulduğunu belirtti.

Uygurlar Filistin’e Verilen Desteğin Kendilerine De Gösterilmesini İstiyor

Doç.Dr. Karadağ, VOA Türkçe’ye yaptığı açıklamada, “Uygur Türklerinin beklentisi, Türkiye’nin, kendi seslerini duyuracakları önemli bir aktör olması ve Çin Halk Cumhuriyeti’nin özellikle Doğu Türkistan’da Uygur kökenli olan kendi vatandaşlarına karşı uygulamakta olduğu baskı ve zulüm politikasına son vermesini sağlayacak biçimde destek vermesini istiyor.  Ayrıca Filistin halkına verilen desteğin kendilerine de gösterilmesi hususundaki beklentileri de bu kapsamda değerlendirilebilecektir.”  sözleri ile  değerlendiriyor.

Türkiye ile Çin arasındaki ilişkilerde ekonomik işbirliği üzerinden olumlu gelişmeler sağlandığını ancak siyasi alanda sorun alanları olduğunu kaydeden Karadağ, “Özellikle ülkenin etnik olarak Türk kökenli Uygur Türkleri’nin yoğun olarak yaşadığı Uygur  bölgesinde Çin hükümeti tarafından yürürlüğe sokulan politikalar iki ülke ilişkileri üzerinde bir sorun olarak ortaya çıkmıştır. Türkiye’de yaşayan Uygur kökenli Türk vatandaşlarının yazılı ve görsel basın ile sosyal medyada yaptıkları paylaşımlar ülke kamuoyunda karşılık bulmuş, buna bir de muhalefet partilerinin tepkileri eklenince hükümet tarafından Çin Halk Cumhuriyeti ile ilişkilerde dalgalanmaların yaşanmasına sebep olmuştur” diye konuştu. Doç.Dr. Karadağ, Bakan Fidan’ın da Çin  ziyareti  sırasında  Çin yönetimine  Uygurlar’la ilgili de mesaj vermeye çalıştığına da  işaret ediyor.

Yıldız YAZICIOĞLU  Kim ?

Yıldız Yazıcıoğlu, 1994-1998 döneminde Ankara Üniversitesi İletişim Fakültesi Gazetecilik Bölümü’nde lisans eğitimini tamamladı. Mesleğe 1997 yılında Cumhuriyet’te stajyer olarak başladı. 1998-2000 döneminde yüksek lisans eğitimine devam etti. 2000 – Mayıs 2009 döneminde Milliyet’te mesleki kariyerini cumhurbaşkanlığı ve parlamento muhabirliği noktasına taşıdı. 2009 – 2011 yıllarında ABD’nin başkenti Washington DC’de kariyerini sürdürdü ve farklı medya kuruluşları için temsilcilik – yorumculuk görevlerini yürüttü. Bu dönemde VOA Türkçe’de eğitim aldı ve görev yaptı. Ardından Ankara’ya dönüşünde Habertürk TV’de, ArtıBir TV’de görevler üstlendi. Şu anda VOA Türkçe ekibinde görev almayı sürdürüyor.

Kaynak :  https://www.voaturkce.com/a/turkiyenin-cin-ile-iliskilerinde-uygurlar-meselesi-nasil-yorumlaniyor/7642457.html

Share
69 Kez Görüntülendi.