Son Dakika
Halit ALTIPARMAK
Doğu Türkistan, Büyük Türkistan’ın doğu kesimidir. 1949 yılından beri Çin’in siyasî ve iktisadî kontrolü altındadır. Bir Ortaçağ Uygur el yazmasında, Uygurların Ülkesi anlamına gelen UYGURELİ terimi bulunmuştur. Doğu Türkistan, yaklaşık 1.6 milyon km kareden oluşan geniş bir coğrafyadır. Çin Halk Cumhuriyeti’nin 1/6’sını, sınırlarının da 1/4’ünü oluşturur.
Büyük Türkistan’ın Batı kısımları Çarlık Rusya’sı tarafından 1865’de işgal edildi ve Batı Türkistan olarak adlandırılmaya başlandı. 1920’lerde Sovyetler Birliği’nin kurulmasıyla Batı Türkistan, Özbekistan, Kazakistan, Kırgızistan, Türkmenistan ve Tacikistan olmak üzere 5 özerk cumhuriyete ZORAKİ bölündü.
Türkistan’ın doğu kısımları ise, Çin Devletini o zamanlar kontrol altında tutan Mançular tarafından 1876’da işgal edildi. 8 sene süren kanlı savaş sonrasında Mançu İmparatorluğu, 18 Kasım 1884 tarihinde Doğu Türkistan’ı resmî olarak ilhak etti ve adını Yeni Bölge anlamına gelen Xinjiang koydu.
Mançu İmparatorluğunun 1911’de yıkılmasından sonra, bu imparatorluğu yıkan Çin Milliyetçilerinin Doğu Türkistan üzerindeki baskı ve zulümleri daha da azdı. Bu baskı ve zulme karşı Uygur Türkleri, çok sayıda isyan ve başkaldırı hareketlerine giriştiler. Bu isyanlar 1933’te ilk sonucunu verdi ve Doğu Türkistan Cumhuriyeti kuruldu. Çinliler bu Devleti kısa sürede sona erdirmek için büyük baskı ve zulümler yaparak, kısa süre içinde, kurulan Doğu Türkistan Cumhuriyeti Devletine son verdiler.
Uygur Türkleri, önlerine düşen kahramanları ile birlikte Çin zulüm ve vahşetine meydan okuyarak yıkılan devletlerini yeniden kurma mücadelesi verdiler ve 12 Kasım 1944’de daha önceki gibi Doğu Türkistan Cumhuriyeti(resmî adı: Şarkî Türkistan Cumhuriyeti) adı ile devletlerini yeniden kurdular. Bu devletin baskı, zulüm ve vahşete rağmen kısa sürede yeniden kurulması, Türk Milleti’nin Bağımsızlık ve Özgürlük duygusunun en belirleyici özelliği olduğunu bütün cihana bir daha göstermiştir.
Ancak, zulüm, vahşet, baskı, daha da hızlanarak devam etmiş ve bu devletin ömrü de 5 yıl sürebilmiştir. Nitekim, 1949 yılında yeniden Çinliler tarafından işgal edilerek devletimiz son bulmuştur.
Mao’nun iktidarı, dünyaya başka bir şeyler göstermek ve anlatmak gayretinde iken, Çin Devleti, Doğu Türkistan’da durmayan mezalimine, vahşetine, gaddarlığına, insanlık dışı eylemlerine hız vermiştir. Mao sonrası dönem de vahşetin, zulmün hızını durdurmadan ve son zamanlarda daha da artırarak insanlık dışı eylemlerini sürdürmektedir.
29 Nisan, 1951 yılında Çinliler tarafından idam edilen Doğu Türkistan ve tüm Türk Dünyası’nın kahramanlar listesinde yerini alan Osman BATUR’un ölüm yıldönümüdür. Bu büyük kahramanın, kahramanlığı önünde saygıyla eğiliyor, minnet duygularımızla anıyoruz.
Uygur Türklerine son yıllarda artarak yapılan vahşet, zulüm, insanlık dışı eylemler ve baskılardan rahatsız olmak ve buna karşı tepkiler koymak için ne olmak gerektir, acaba?
Türkiye’de bu konu ile ilgili masaların devam etmesi ve dünyadaki bu soydaşlarımızla irtibatın kesilmemesi, Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin aslî görevlerindendir.
Batı Türklüğünün kalıcı ve güçlü olması, Türk Dünyası ile olan ilgi ve irtibatına bağlıdır.
KAYNAK : https://www.5ocakgazetesi.com/yazi/dogu-turkistan
Etiketler: GenelBENZER HABERLER