logo

trugen jacn

AVUSTRALYA UYGUR DERNEĞİ, TÜRKİYE’NİN SIDNEY BAŞKONSOLOSLUĞUNU ZİYARET ETTİ

Açıklama yok.

UYGUR HABER VE ARAŞTIRMA MERKEZİ (UYHAM)

İşgalci Çin’in ülkeleri Doğu Türkistan’daki baskı ve zulüm uygulamalarından kaçarak uzak Avustralya kıt’asına sığınan Doğu Türkistanlı Uygur Türkleri T.C. Sydney Başkonsolosluğunu ziyaret ederek Başkonsolos Sayın Ali Sevim ve diğer yetkililer ile görüştüler.

Sydney’de yaşayan Doğu Türkistanlı aydın ve insan hakları aktivistleri Gülmire Zunun ve Mehmet Celepçi’nun verdiği bilgilere göre 19.01.2021 günü Avustralya’nin Sidney kentinde faaliyet gösteren Avustralya Uygur Derneği öncülüğündeki bu ziyarete Doğu Türkistanlılardan oluşan bir heyetle birlikte gerçekleştirildi.

Avustralya Uygur Derneği Başkanı Mehmet Ebul,Başkan Yardımcısı Cur’at Abdulkerim, Uygur Derneği Kadınlar Gençlik İşleri Sorumlusu Gülmire Zunun ve Uygur Derneği Danışmanı Mehmet Celepçi Beyler katıldı. Avustralya Uygur Cemiyeti Başkanı Mehmet Ebul öncülüğünde Dernek Yönetim kurulu üyeleri ile birlikte Türkiye’nin Sidney Başkonsolosluğu‘nu ziyaret ettiler,Dernek Başkanı Mehmet Ebul Bey,Dünya Uygur Kurultayı tarafından hazırlanan bir Mektubu Başkonsolos Ali Sevim Beye takdim ettiler,

Görüntünün olası içeriği: 3 kişi, Gulmire Zunun dahil, gülümseyen insanlar

Ayrıca,Başkan Danışmanı Mehmet Celepçi Çin’in işgalindeki Doğu Türkistan’da yaşayan Türklere yönelik günden güne şiddetini arttırdığı baskı,zulüm ve soykırım uygulamaları hakkında ayrıntılı bilgiler verdi.

Mehmet Celepçi konuşmasında Doğu Türkistan’ı tanıtarak başladı ve yakın tarihi ve günümüzdeki durumu hakkında bilgiler sundu.

Avustralya’da yaşayan Doğu Türkistan Türkleri hakkında bilgiler veren Celepçi bu uzak Kıt’a’da 1980’lı yıllardan sonra başlayan göç ile şu anda yaklaşık 3 bin civarında Uygur Türkü yaşadığını bunların Avustralya Doğu Türkistan Derneği,Victorya Eyaleti Uygur Derneği ve Avustralya Uygur Derneği adı ile 3 STK. çatısı altında örgütlendiklerini belirtti. Uygur Türklerinin kurduğu bu STK.larının bu ülke halkına ve uluslararası topluma ana vatanlarındaki insani krizi anlatmak için büyük bir çaba içerisinde olduklarını ifade etti.

Mehmet Celepçi Doğu Türkistan’daki mevcut insanı kriz ile ilgili olarak da şunları söyledi ;

” 2017 yılında Çin’in sadece Doğu Türkistan’da ve Uygur Türklerine yönelik çıkardığı 17 bölüm ve 50 maddelik ” Aşırılık ve Terörle Savaş Yasası”‘ Çin işgali sürecinde Türkler için bir dönüm noktası olduğunu belirtti.Çin yönetiminin bu yasa ile Uygurlara yönelik toptan tutuklama,baskı ve zulümle kollektif soykırımla yok etme uygulaması başlattığını belirerek :” Şu anda Çin yönetiminin Hitler faşizminin holokoost uygulamaların örnek alarak kurduğu yüzlerce Toplama Kamlarında 1-3 milyon civarında Uygur Kazak ve diğer Türklerin hukuksuz olarak esir tutuluyor. Bu durum BM.ve bağımsız kuruluşlar ve dünyanın önde gelen medya organları tarafından de tesbit ve teyit edilmiştir.Bu kampların kapatılması ve tutukluların serbest bırakılması için BM. ve bir çok Uluslararası İnsan Hakları ve Hukuk Kuruluşları ABD,başta batılı ülkeler Çin’e çağrılar yapmakta ve yaptırımlar da uygulamaktadır.”dedi.

Mehemet Celep Türkiye’nin Çin ile yaptığı Suçluların iadesi anlaşması ile ilgili olarak şunları ifade etti

Görüntünün olası içeriği: 1 kişi

1- Türkiye’nin Çin ile imzaladığı suçluların iadesi anlaşması TBMM’de onaylaması halında bu durum, ileride büyük sıkıntılar doğuracaktır. Bunun getireceği muhtemel sonuçlar Türkiye ve Türk dünyasında ve Doğu Türkistanlılar açısından ciddi olumsuz sonuçlarını de beraberinde getirecektir.

2- Çin ile imzalanan bu anlaşmanın onaylanmasının Türkiye’ye zerre kadar faydası olamaz. Tam aksine,Çin yönetimi bu anlaşmayı öne sürerek Uygurları daha da baskı altına alacak ve soykırım uygulamalarını daha de arttıracaktır.

3- Analaşmanın onaylanması halinde bu durum Türkiye ve Türk dünyası ve Doğu Türkistanlılar arasında ciddi endişelere yol açar. Ayrıca Uygurların tarihten beri sarsılmadan devam eden Türkiye sevgisi,algısı umut ve ilham kaynağı olan her Türk’ün 2.vatan olarak bildiği Türkiye için asla yakışık olmayacaktır.

5- Doğu Türkistan’da kendi milli ve dini kimliklerini koruma mücadelesi veren Kardeşlerimiz için büyük bir hayal kırıklığı,endişe ve ümitsizliğe maruz kalmalarına sebep olacaktır.

4- Bu anlaşma, Çin’in toptan Soykırımla yok etme tehdidi altındaki Uygur Türklerinin dirençlerinin kırılacağını umut ve teselli kaynaklarının yok olması yolundaki ciddi endişeler taşıdığımızı özellikle ifade etmek isteriz.

5- Çin ile yapılan ve yapılacak ekonomik anlaşmalar adede Türkiye’nin aleyhine işleyecektir.Çin’in ucuz işçilik ile ürettiği mallar Avrupa’yı kaplayacak ve Türk sanayi ve ekonomisi için bir yıkım olacaktır.

6-TBMM.’nin bu anlaşmayı onaylaması halinde Türkiye özellikle Türk-islam dünyası başta batı kamuoyunda insan hakları bağlamında ciddi eleştirilere uğrayacak ve baskılara maruz kalabilecektir.

7- Bu anlaşmanın onaylanması Türk İslam Dünyasının mazlum ve mağdurlarının Sözcüsü,Savunucusu ve Lideri konumundaki ülkemizin imajına ciddi şekilde zarar verecektir.

8- Türkiye Cumhuriyeti devletimizin Türk tarihinin ve devletlerinin yegane varisi ve gerçek Temsilci olarak tarihten gelen çok önemli ve ayrıcalıklı müstesna bir konuma sahip olduğu bir vak’adır. Türk İslam Dünyası ve diğer tüm mazlumların ve özellikle Doğu Türkistan’da Çin’in işgal ve esaretinde yaşayan başta tüm mazlum Müslüman Türklerinin de gerçek hamisi ve haklarının koruyucusu de elbette devletimizdir. Bu sebeple Devletimiz Çin’in Doğu Türkistan’daki insan hakları ve hukuk ihlallerini uluslararası hukuk ve temel insan hakları noktasında el almalı ve çözümü konusunda öncülük etmelidir.

9- Bu bağlamda Türkiye’miz Doğu Türkistan’daki hak hukuk ihlalleri ile insani krizin sona erdirilmesi için BMGK.üyesi de olan ve aynı zamanda BM.İnsan Hakları Sözleşmesinin bizzat imzacısı ve denetçisi konumunda bulunan Komünist Partisi güdümündeki Çin yönetiminin bu hak hukuk ihlallerini ;

a- Türk Devletleri ve Dünyası Oluşumları nezdinde Türk devletleri

b- İslam dünyası için ise,İslam İşbirliği Örgütü(İİÖ) ve diğer Platformlarda

c- BM.lerde ise bağlı insan hakları ve hukuk kuruluşları nezdinde gündeme getirmeli ve çözüm yolları aramalıdır.

Fotoğraf açıklaması yok.

Türkiye’den Taleplerimiz :

Avustralya Uygur Derneği Başkan Danışmanı Mehmet Celepçi konuşmasının sonunda Türkiye’de yaşayan sığınmacı Uygur Türklerinin sorunları ve çözümü ile ilgili şu önerilerde de bulundu ;

1- Sığınmacı Uygur Türkleri Kardeşlerimiz için ivedilikle Oturma kendi hayatlarını devam ettirebilmeleri için çalışma izni verilmesi

2- Bir an önce T.C.Vatandaşlığı verilmesi ve bunun için bürokratitk işlemlerin kolaylaştırılması

3- Çin yönetimine göre Çin İşgalindeki Doğu Türkistan Türklerinin tamamı suçlu ve terörcüdür. Eğer bu sığınmacı Uygurlardan suç işleyenler varsa bunlar Türk Mahkemelerinde yargılanmalı ve cezalandırmalıdır.

4-Çin ile yapılan Suçluların iadesi anlaşması ve onaylanma safhası Doğu Türkistan diasporasında ciddi endişe ve korkulara sebep olmuştur. Bu endişelerin bir an önce ortadan kaldırılması için yetkililerimizce ivedilikle bir an önce bu konuda bir açıklama yapılması çok gerekli hale gelmiştir.

Görüntünün olası içeriği: 19 kişi, Bahtiyar Bure ve Mehmet Tohti dahil

Avustralya Uygur Derneği Başkan Danışmanı Mehmet Celepçi’nin açıklamalarını dikkatle dinleyen Başkonsolos Ali Sevim bu şifahi konuşmaların de yazılı olarak kendisine iletilmesi istedi.

Daha sonra Sydney Başkonosolosu Ali Sevim ve Yardımcısı Cem Bey heyetle birlikte bir süre sohbet etti. Taleplerinin ve yazılı dilekçelerinin Ankara’ya iletileceğini belirtti ve ziyaret için Heyet üyelerine teşekkür etti. Avustralya Uygur Derneği Başkanlığındaki Heyetin Sydney Başkonsolosluğu ziyareti Ziyaret yaklaşık 2 saat sürdüğü bildirildi.

Görüntünün olası içeriği: 1 kişi

Share
720 Kez Görüntülendi.