Son Dakika
Mehmet Emin HAZRET
01 Temmuz 2016. Günü Çin komünist parti kuruluşunun 95. Yıl dönümüdür. 01 Temmuz günü Çin parti ve devlet erkanları, başkent Pekinin Tiyen’enmen meydanındaki halk sarayında görkemli bir törenle, ÇKP’nin 95 yaş hatıra gününü kutladı. Törende Çin komünist Parti genel sekreteri ve Çin devlet başkanı Şi jinpeng, Marksizmin Çine pusula rolü gördüğünün altını çizdi ve “Marksizm ÇKP’nin manevi bayrağıdır.” Dedi. Çin komünist partisi “baştan sonuna kadar Marksizm inancına olan bağlılığından asla taviz vermemiştir.” Diye konuştu. Şi, 89 milyon Çin komünist parti üyesinin Marksizm ideolojisine sıkı sıkıya bağlı kalmasını istedi.
Çine sosyalist rejimi getiren Mao Zedong, Marksizm’i “ sınıf mücadelesi, sürekli devrim” olarak yorumlamış ve politik çizgisini buna uygun belirlemişti. Mao öldükten sonra , Mao tarafından “kapitalizm yolcusu” diye tüm görevinden alınıp, köyde domuz bakıcısı olarak çalıştırılan Deng şiaopeng 1978 de iş başına geldi. Mao’dan alacağı kişisel intikamını, Mao’un 38 yıllık eşi Jiang çing’i idam cezasına çarptırarak almış oldu. Deng, Marksizm’i “ beyaz kedi, siyah kedi, fare yakalayan güzel kedi.” Olarak yorumladı ve Çini dünyaya açtı. Devlet kapitalizmini benimsedi.
Mao, 30 sene mal mülk sahiplerini tutuklayarak, öldürerek, vatandaşın taşınır, taşınmaz tüm mülklerini devletleştirdi. Her kesi yoksullukta eşit hale getirmeyi başardı. Deng son 30 senede batı kapitalistlerinin Çine yerleşmesini ve Çin komünist yöneticilerin birer kızıl kapitaliste dönüşmesini sağladı.
Bugün Şi jinpeng, Mao’un ideolojisi ile Deng’in ideolojisi ret edilemeyeceği, Deng’in ideolojisi ile Mao dönemi inkar edilemeyeceğini sık-sık vurgulamakla beraber, Mao’un da, Deng’in de Marksizm teorisini zenginleştirdiklerini iddia etmektedir. Şi, bir elinde Mao’un siyasi yönetimdeki aşırı sol politikasını, diğer bir elinde Deng’in ekonomideki liberal politikasını tutmaktadır ve bunu “Marksizm “ diye yorumlamaktadır.
1980 lerde Çin’deki Marksizm’i araştırmakla ömrünü geçiren akademisyenler, Mao’un, hayatından bir defa bile Marks’in “Kapital” kitabını okumadığını kanıtlayan yazılar yayınladığında, Deng şiaopeng televizyona çıkıp “ Bende kapital kitabını hiç okumadım. Ancak, biz Çin’de sosyalist bir devlet kurmayı başardık.” Demişti. Marksizm’i Çine getiren insanların Marksizm den anladıkları bu kadardır.
Anlaşıldığı gibi, ÇKP için Marksizm, ulaşılacak hedef değil, hakimiyeti ele geçirme yolundaki bir araç olmuştur.
Yakında Japonya’nın Tokyo Üniversitesi öğretim görevlisi Prof. D.r Homare Endo hanım “ Mao zedong’un Japon ordusu ile gizli anlaşmaları hakkında gerçekler” (毛沢東 日本軍と共謀した男) adlı kitabı yayınlandı. Bu kitabın Çincesi de (《毛泽东勾结日军的真相》başlığı ile New Yorkta yayınlandı .Japonca ve Çince her yeni baskıları 2-3 gün içinde tükenmektedir.
“Mao zedong’un Japon ordusu ile gizli anlaşmaları hakkında gerçekler” kitabı Çince baskısının kapağı
Bu kitapta 2. Dünya savaşında Japon ordusu Çini işgal ederken, Çinin kuzey batısındaki uzak dağlık bölge olan Yen’ende dağ mağaralarında saklanarak, Japonlar ile savaşmakta olan Çin devlet ordusunu arkadan vur, kaç yapan Mao, ajanları kanalı ile elde ettiği ordu ve devlet sırlarını Japon ordusuna ulaştırdığı belgeleri açığa çıkarmaktadır. Kitabı okuyan kişi, Mao iktidara gelmek için vatan hainliği yapmaktan çekinmemiş olduğunu, Hatta Çin komünist partisini bile iktidar yolunda sadece araç olarak kullanmış olduğunu net görebiliyor.
Bugün bütün dünya önünde, Marksizm inancına ebediyen bağlı kalacağı konusunda bas- bas bağırıp duran, Çinin en üst tüm yetkisini elinde toplayan Şi jinpeng’in doktora diplomasi “Marsizm araştırmaları” tezinden gelmektedir. Diplomayı veren okul “ Çin merkezi komite siyasi büroya bağlı “Partiye mektebi” dir. Çin muhalefetleri, Şinin tezini yazanların başka kişiler olduğunu. Şi, halkı sahtecilikle aldattığını delillerle ortaya koymaktadır. Şi, çok defa İngiltere’ye gitti. Bir defa bile Marks’ın mezarını ziyaret etmedi. Çok defa Almanya’ya gitti, Marks’ın doğduğu eve gitmedi. Bu nasıl bağlılık?
Ne Mao, Ne Deng, Ne de Şi’nin yolu Marksizm dir. Çin komünist partisinin hiçbir ideolojisi yoktur. Kral çıplaktır. Bunu herkes net görüyor. Ama kimse ağız açıp söyleyemiyor. Çini bugün baskı altında tutan ve “barış” görüntüsü ile toplumu susturan ordudur, polistir.
Çin komünist partisi doğdu, büyüdü, yaşlandı. Şimdi bütün bünyesi iflas etmiş durumdadır. Durumu Çin devlet başkanı ve ordu komutanı olan Şi jinpeng çok iyi biliyor? Neden demokrasiye yumuşak geçiş yapmıyor? Korkuyor. Çünkü, Çin’de bek çok kan döktü. Yalnız Doğu Türkistanlı, Tibetlilerin değil. Han milletinin de çok kanını döktüler. İşlediği suçu halk af etmeyeceğini çok iyi biliyor. Bu yüzden ailesini ve tüm mal varlıkların ABD’ye taşıyan, ceplerinde ABD yeşil pasaportu taşıyan üst ve orta düzey komünist yöneticiler, her an ülkeden kaçmaya hazır halde olmalarına rağmen, gittiği kadar gidelim, mantığı içindeler.
Şimdiye kadar ÇKP’nin yasallığının teminatı, ülke ekonomisinin hızlı kalkınma süreci idi. Çin 35 sene hızlı kalkındı. Ama Çin halkı kalkınmaya ödenen bedelin altında ezilmektedir. Bedel çok büyüktür. Şimdi ekonomi hızlı düşüşte. Satılacak, peşkeş çekelecek devlet arazileri bitti. ÇKP ile aynı yatağa girmek için sıraya giren Kapitalistler bir-bir ülkelerine dönüyorlar. Dev ve hantal devlet işletmeleri, belediyeler borç batağına saptanmış durumda. Verdiği kredileri tahsil edemeyen devlet bankaları iflasın eşiğinde. Çin tabanında devlete karşı halk dayanışması, hareketlenme gün geçtikçe artıyor. Kamuoyunu tekrar dizayn etmek durumunda kalan Şi jinpeng, dünkü 1 temmuz konuşmasında “Her hangi bir ecnebi ülke bizim ana çıkarlarımız üzerinde pazarlığa oturacağımızı hayal etmesinler.” “任何外国不要指望我们会拿自己的核心利益做交易,”Diye ABD’ye gözdağı vermiştir. Ve daha ileri giderek “ Bizim egemenliğimizi, güvenliğimizi, kalkınmada elde ettiğimiz başarı meyvelerimizi yutabileceğini düşünmesinler.” (习近平说,“不要指望我们会吞下损害我国主权、安全、发展利益的苦果。”) Diye sert çıkış yaptı.
Çin çok yakın bir gelecekte doğ veya güney Çin denizinde ABD veya Japonya ile birkaç ay sürebilecek bir savaşa girebilir. Geleneksel Çin yönetim sistemine göre, Çin sınırları içindeki “vatan Hainleri”’ni temizlemenin yasal,kolay ve en kestirme yolu, dış düşmanla savaşmaktan geçmektedir. Çin komünist partisi için deniz artık bitmiştir. Çin,gemileri yakıyor. Çin Lideri Şi Jingpeng’in Marksizm Vurgusundan keskin Barut kokuları gelmeye başladı bile .
Müslüman Uygur Türkleri , savaş durumuna geçen Çin’in Doğu Türkistan’da çok büyük bir etnik Uygur katliamına girişme ihtimaline karşı çok dikkatli ve tedbirli olmalıdır,diye düşünüyorum.
Kaynak:
BENZER HABERLER