Son Dakika
Necdet KOCATAŞ
Ülkemizde pek çok kesimin içerisinde bulunduğu bir ruh hastalığı var ya da hastalıklı ruhlar… Veya ruhunu, –kalbini- vicdanını yani her şeyini bağlı olduğu yabancı ülkenin emrine vermiş kiralık vicdanlar var. Ülkemizdeki her sosyal –siyasi- vs. olaya bağlısı bulundukları ülkelerin –mecraların- fikir ve düşünceleri ekseninde bakan, o ülkelerin –mecraların- her yaptığı zorbalığı siyasi –sosyal- faaliyetlerini olumlayan bu güruh Amerikancıdır. Oranın çıkarlarını, menfaatlerini merkeze alıp öyle bakar. AB taraflısıdır, İngilizcidir, Almancıdır, veya Rusçudur, bütün her şeye onların çıkar perspektifinden bakar. Suud Vehhabi hayranı, Şii iran bağlısıdır, hep o ülkelerin görüşlerini, politikalarını merkeze alıp hadiselere öyle yanaşırlar.
Bu düşük –aşağılık ruh halini gösteren- işler ülkemizde eskiden gizli –el altından- yapılırdı. Artık alenen kamuoyu önünde ruhlarını sattıkları ülkelerin pis işlerini dahi meşru gösterecek, onların propagandasını yapabilecek bir azgınlığa ulaştı.
İşin tuhafı bunların bir kısmı kendilerini Ulusalcı-Kemalist- addeden tayfadan. Nabız Haber’in paylaştığı haberden görüyoruz ki özü zifiri karanlık, ambalajı janjanlı olan Aydınlık’ın bir yazarı Doğu Türkistan’daki Çin zulmünü “doğru, haklı, meşru”(!) gösteren bir yazı yayımlamış.
Kemalist-Maocu Aydınlık’ın, Doğu Türkistan’daki Çin zulmünü alkışlayan haberi haberi ile ilgili Nabız Haber’de yayınlanan değerlendirme…
Bu işin ilginç tarafı Çinli bir yetkilinin sözlerini de paylaşmış olması… O Çinli yetkili yaptıkları baskı, zulüm, sindirme, dini ve milli değerleri yok etme ve toplam halinde söylersek işledikleri insanlık suçunu meşru göstermek, Türk milleti tarafından da kabul görülmesini temin etmek gayesiyle, “M.Kemal’in yaptıklarını kendilerinin de Çin’de yapmakta” olduğunu söylemiş. Demiş ki; “Türkiye’den bu kadar çok tepki gelmesi anlaşılır değil. Biz Atatürk’ün yaptığını yapıyoruz.”
Bizim bu tespite zerre itirazımız yok. Ayniyle vaki…
Gariptir ki bu yabancılaşmış adam atalarının Müslüman milletimize yaptıklarının aynen Çin’in şu anda yaptıklarıyla eş olduğunu ifade ederek zulümden zulme bir olumlama yapmakta oluşu… Yani M. Kemal ve onun adına yüzyıldır bu topraklarda ne yapıldıysa, nasıl yapıldıysa Çin’de aynısını yapıyor, dolayısıyla “iyisini” yapıyor mantığı… Hedef Müslüman Türk mü? Ez, nerde olursa olsun, ister Anadolu’da ister Türkistan’da. Sadece ez!
Goethe’nin Faust’undan fırlamış zannettiğimiz bu ruhunu şeytana (Çin emperiyalizmine) satmış adam ve onun zihniyeti, Necip Fazıl’ın bu rejimin en büyük tahribatı, ne şu, ne bu, “İdrakleri iğdiş etmesidir” tesbitine tam mutabık bir prototip… Üstad’ın bu tesbiti ne anlama geliyor dediğimizde, işte bu “zihniyetin” iğdiş hâlini örnek verebiliriz
Bir insan Anadolu toprakları üzerinde neşv-ü nema bulmuş bin yıllık tüm değerlere sırtını döner, o değerlere düşman olursa kaçınılmaz son, bu adamların, bu zihniyetin düştüğü başka odakların kuyruk sokumunda yaşamak olur. İşin ilginç tarafı bu “Müslüman Türk’e vahşeti olumlayan” yazının, kendilerini “Ulusalcı-yerli-Kemalist” falan filan olarak tanımlayın bir zümrenin yayın organında yayınlanması… “Takke düştü kel göründü” kabilinden olmuş. Ciğerlerindeki leke bir kez daha aleniyete dökülmüş.
“Yerli ve milli” olmak her şeyden önce yerli ve milli bir dünya görüşüne sahip olmaktan geçer. Ki bütün bir insan ve toplum meselelerini, sosyal, siyasi ve ekonomik tüm hadiseleri bu toprakların ve bu topraklarda yaşayan milletimizin tarihine, misyonuna ve vicdanına uygun yerli ve milli değerlendirebilesiniz. Kökü dışarda ideolojilerin goygoyculuğuyla yerli ve milli olunmaz! Olsa olsa Amerikancı, AB’ci, Rusçu, Çinci, İrancı ve Suudçu olunur.
Çin kuyrukçusu bu zümre Türkiye’de “Ulusalcı-Türkçü” takılırken ve bu zemin üzerinden Türkçeci kesilip İslam’a ve Müslümanların ibadet diline musallat olurken Doğu Türkistan Türklerine yapılan asimilasyonun her türlüsüne tam destek olmaktadırlar. Binlerce yıllık Türk yurdu olan Doğu Türkistan’a Çinlilerin koyduğu adla “Sincian” demekte, Çinlilerin Türkçe yerine Çince dayatmasını da görmezden gelmektedirler. Elbette bunların derdi ne Türklük ne de Türkçe… Bunların derdi “İslamla mücadele…” Türk’ü Türk yapan, olmazsa olmazı olan “Türk’ün ruh muhtevasını” yok etmek…
Çin’in bu emperyalist saldırısı Müslüman Türk’ün özüne yapılan alçak bir saldırıdır. Çin emperiyalizmine direnme ve kendi varlıklarını, kültürlerini, değerlerini koruma iradelerini şeriat eksenli bir mücadele ile sürdüren Doğu Türkistanlı mücahitler Çin’e kalbinden ve göbeğinden bağlı bu zümre tarafından “terörist” olarak görülmekte ve gösterilmeye çalışılmaktadır… Hâlbuki olan şey ne kadar da tabii bir durum; kendi kimliklerine, değerlerine ve inançlarına sahip çıkmaları… Doğu Türkistanlı Müslüman Türkler, terör devleti emperiyalist Çin’in, kimliklerine ve değerlerine yönelik saldırılarına karşı, dinlerinin-İslam’ın- verdiği ruhla ve mücadele aşkıyla özgürlük mücadelesi vermektedirler.
Bundan satılmış ruhlardan başkası rahatsızlık duymaz. Ama bunlar rahatsız…
Halbuki “Müslüman Türk”ün en bilinen, en bâriz vasfıdır ki; dünyanın neresinde olursa olsun, zulme ve haksızlığa karşı olmasıdır;
“Zulmü alkışlayamam, zalimi asla sevemem;
Gelenin keyfi için geçmişe kalkıp sövemem.
Biri ecdadıma saldırdı mı, hatta boğarım! …
-Boğamazsın ki!
-Hiç olmazsa yanımdan kovarım!”
Doğu Türkistan’daki Çin emperyalizminin bu vahşetine, buradan “goygoy” yapan bu zihniyet, eğer bir gram, “Ulusalcı, Türk Milliyetçisi” olsalardı, bu derekeye kadar düşmezlerdi!
Son Söz: Aziz Milletimizin sizden iğrenmesini nasıl da hak ediyorsunuz !
KAYNAK : nabızhaber.com/news/18227/jip
Etiketler: Çin » Dünya » Genel » Görüş Yorum » Gündem » Makale Analiz » Röportajlar » SiyasetBENZER HABERLER