Son Dakika
İstanbul-Yıldız Teknik Üniversitesi(YTÜ) Siyaset bilimi ve Uluslararası ilişkiler bölümü öğretim üyesi Prof.Dr.Mehmet Akif Okur Kazakistan’daki protestolar ve sonrasında gelişen olayları Karar gazetesine değerlendirdi. Prof.Dr.Okur Kazakistan’in latin Alfabesine geçmesi, sadece Kazakçanın resmi dil kabul edilmesi ve Türk Devletleri Teşkilatı’nda kurucu üye olarak yer alması üzerine geçtiğimiz ayda Rusya Başkanı Putin’in ” Kazakistan Rusça Konuşan Ülke ” olarak söz etmesine dikkat çekti. Hafta başında doğal gaz fiyatlarının artması bahanesi ile protesto gösterilerinin başlamasından kısa bir süre önce ve bağımsızliktan tam 30 yıl sonra Rus Askerlerinin Kazakistan’a girdiğini belirten Okur : ” Devlet Başkanı Putin’in halkının büyük çoğunluğu Kazak Türklerinden oluşan Kazakistan’dan ‘Rusça konuşan ülke’ olarak bahsetmesini yaşanacak olayların tezahürü olmuştur.” sözleri ile değerlendirdi.
UYGUR HABER VE ARAŞTIRMA MERKEZİ(UYHAM)
Kazakistan’da hükümetin sıvılaştırılmış petrol gazı fiyatlarına zam yapması üzerine ülke genelinde birçok şehirde halk sokaklara döküldü. Ülkenin en büyük şehri Almatı, başkent Nursultan, Aktau, Aktöbe, Atırau, Oral, Kökşetav, Karagandı, Şımkent, Janaözen ve Beyneu’da on binlerce kişi tarafından gösteri ve yürüyüşler düzenlendi. Kazakistan’da yaşanan son gelişmeleri, KARAR’a değerlendiren Yıldız Teknik Üniversitesi Siyaset Bilimi ve Uluslararası İlişkiler Bölümünden Prof. Dr. Mehmet Akif Okur, söz konusu sokak hareketleri hakkında önemli açıklamalarda bulundu.
Prof. Dr. Okur, “Eski Sovyet coğrafyasını doğal nüfuz alanı saydıklarını saklamayan Putin ve Moskova’daki devlet eliti rahatsızlıklarını muhtelif biçimlerde dışa vuruyordu. Aralık ayının sonunda Kazakistan’ı “Rusça konuşan ülke” olarak nitelemesi bunun bir tezahürüydü.” ifadelerini kullandı.
Kazakistan’da yaşanan olaylar zamlar nedeniyle mi çıktı?
Tetikleyici sebep zamlar. Kendiliğinden kitlesel protestolar, birikmiş sorunların ürettiği olumsuz duyguların açığa çıkışıyla yaşanıyor. Tetikleyici bir olay bu duyguları gösteriler şeklinde açığa vurabiliyor. Şu ana kadar gelen bilgiler, olayların bu şekilde başladığına işaret ediyor. Tetiklemeyi örgütlü bir grup mu yaptı? Bu soruya da daha çok somut veri elimize geçtikçe cevap verebiliriz.
Rusya’nın Kazakistan’a girmesi ne anlam ifade ediyor?
Kazakistan, barındırdığı Rus nüfusun da etkisiyle, eski Sovyet coğrafyasında Moskova’yla yakın ilişkileri dış politika önceliği sayan bir ülke. Ancak Nazarbayev Batı, Çin, Türkiye gibi aktörlerle ekonomik ve siyasi ilişkileri de önemseyerek Kazakistan’ın bağımsızlığını garanti altına alan ve pekiştiren dengelerin inşasına gayret gösterdi. Bir taraftan da devletin Kazak kimliğinin hem demografik hem de kültürel olarak güçlendirilmesi için önemli adımlar attı. Özellikle görev süresinin sonuna doğru bu adımların hızlandığını gördük. Krilden vazgeçip Türkiye gibi Latin alfabesi kullanma kararı, Türk Devletleri Teşkilatı’na verilen önem ilk akla gelenler arasında.
Eski Sovyet coğrafyasını doğal nüfuz alanı saydıklarını saklamayan Putin ve Moskova’daki devlet eliti rahatsızlıklarını muhtelif biçimlerde dışa vuruyordu. Aralık ayının sonunda Kazakistan’ı “Rusça konuşan ülke” olarak nitelemesi bunun bir tezahürüydü. Rus askerinin Moskova’ya varmasının ardından 7 Ocakta Tokayev’in ulusa Rusça seslenişi bu bakımdan da manidardır. Rusya liderliğindeki müdahalenin sonuçlarını kesin olarak öngörmek için henüz erken. Uyarısız “vur emri” ne tür sonuçlar doğuracak, bilmiyoruz. Uygulanacak mı? Uygulanması korku mu, tepki mi doğuracak? Galip beklenti, Kazakistan’da Rus nüfuzunun güçlenmesi ve Tokayev’in Nazarbayev’in ilk dönemindeki siyasetine dönmesi yönünde. Kazakistan’da büyük yatırımları olan Batı’nın ve Çin’in sessizliklerini de bu noktada not etmek lazım.
Geçtiğimiz yıllarda Belarus’ta yaşanan olaylarla benzerlik taşıyor mu?
Beyaz Rusya ve Rusya, Sovyetler Birliği’ni yeniden toparlamayı hedefleyen “Birlik Devleti” projesinin iki üyesi. Kazakistan 1990’larda aynı teklifle muhatap olmuş, nüanslı bir politika ile mesafesini korumayı başarmıştı. Ocak olaylarından sonra Rusya ile daha derin entegrasyona doğru çekilmesi ihtimal dahilinde. Arada önemli farklılıklar olmakla birlikte, bu açıdan Beyaz Rusya’da 2020’de yaşananlarla Kazakistan’da 2022 başında yaşananlar arasında kıyaslama yapılabilir. Putin’in meseleye bakışının bir diğer boyutu da savunduğu siyasi değerlerle ilgili. 19. yüzyıl Avrupası ve Metternich’i hatırlatıyor.
Kazakistan olayları farklı ülkelere sıçrayabilir mi?
Bu ihtimalin mevcut olduğunu düşünüyorum. Benzer olumsuz duygu birikiminin yaşandığı ülkeler var. Bunların tetiklenmesinden menfaat umacak jeopolitik aktörlerin hareket halinde olduğunu da gördük. Bu açıdan önümüzdeki günlerde başlayacak Rusya-ABD müzakerelerinin sonuçları da bir faktör olarak devreye girebilir. Tarihte “nüfuz alanı paylaşımlarını” muhtelif müdahale dalgaları takip etmiş.
Birleştirici tavır sergilemesi gereken Kazakistan Cumhurbaşkanı, eylemciler için orduya ateş açma emrini neden verdi?
Kendi fikri mi, emin değilim. O coğrafya, Sovyet döneminden bu tür emirleri hatırlıyor olabilir. Ülkedeki isyan halini bir an önce sonlandırmak için güçlü bir mesaj vermek istemiş olabilir. Ancak bu emrin silahsız göstericilere karşı uygulanması büyük bir facia olur. Devlet-millet ilişkilerinde ciddi yaralar açar. Siyasi sonuçları da uzun soluklu olur. Hele ateşi açan Rus askeri olursa…
Yaşanan son gelişmeler sonrası Kazakistan’ı nasıl bir gelecek bekliyor?
Olaylar henüz çok sıcak. Bazı şeyleri henüz net olarak bilmiyoruz. Nazarbayev-Tokayev ilişkisinin mevcut durumu bunlar arasında. Bir kopuş mu gördük yoksa şartların zorlamasıyla esneyen bir ilişki mi söz konusu. Kazak devletinin iç dengelerindeki değişimi nasıl okumalıyız? Rus müdahalesinin Kazak halkı nezdinde uyandıracağı genel algı ne olacak?
Kazak Baharı diyebilir miyiz?
Arap coğrafyasında olanlardan sonra bu nitelemeyi kullanmak yüreğimizi çok acıtır.
KAYNAK : https://www.karar.com/dunya-haberleri/prof-dr-mehmet-akif-okur-putin-gectigimiz-ay-kazakistan-icin-rusca-1646499
BENZER HABERLER