UYGUR HABER VE ARAŞTIRMA MERKEZİ(UYHAM)
İstanbul Aydın Üniversitesi öğretim üyesi, Diplomasi Araştırmaları Derneği Başkan Yardımcısı ve Doğu Türkistan ve Çin konusundaki çalışmaları ile tanınan Prof.Dr.Ragıp Kutay Karaca “50. Yılında Türkiye-Çin İlişkilerine Genel Bakış ve Beklentiler” konulu panelde bir sunum gerçekleştirmiştir. Prof.Dr.Kutay konuşmasında Doğu Türkistan meselesinin Türkiye- Çin ilişkilerinda temel sorun olarak önemini koruduğu belirterek : ” Çin ile ilgili olumlu algı yeni ortak olarak görülmesi, olumsuz algı ise Doğu Türkistan meselesinden kaynaklanmaktadır. Bununla birlikte Çin – Türkiye ilişkilerinde genel algı olumsuz yöndedir.” açıklamasında bulundu.
Prof. Dr. Ragıp Kutay Karaca yapmış olduğu sunumundaki konuların ana başlığı şunlardır :
- Türkiye-Çin ilişkileri tarihteki en eski ülkeler ilişkileri arasındadır. Ayrıca tarihsel perspektiften bakıldığında çok sayıda kültürel benzerlik bulunmaktadır. 19. yüzyılda hem Osmanlı Devletinin hem de Çin’in verdiği kapitülasyonlar önemli benzerlikler taşımaktadır.
- Türkiye’ye karşı algının ölçüldüğü bir araştırmada katılımcıların % 67’si Uygur özerk bölgesi ile ilgili problemler nedeniyle olumsuz algıya sahiptir.
- Çin ile ilgili olumlu algı yeni ortak olarak görülmesinden, olumsuz algı ise Doğu Türkistan meselesinden kaynaklanmaktadır. Bununla birlikte genel algı olumsuz yöndedir.
- Çin ve Türkiye arasındaki ilişkilerin gelişmesinin önündeki en büyük engel her iki ülke halklarının birbirlerine karşı beslemiş oldukları olumsuz algılardır. Bu algının nasıl ortaya çıktığı tarihsel süreç ile ilgilidir.
- Türk ve Çin Halkı arasındaki Söz konusu tarihsel olumsuz algılar ortadan kalkmadığı sürece ekonomik ilişkilerin gelişmesi istenilen düzeyde olamayacaktır.
- Türk halkının Çin’e yönelik algısı araştırması kapsamında yapılan anket çalışmasından elde edilen bulgulara göre anket katılımcılarının eğitim seviyesi yüksek olmasına rağmen Çin’e dair bilgi sahipliğinin çok düşük düzeyde olduğu belirlenmiştir. Çin ile ilgili akla ilk gelen özellikler; kalabalık, gelecekteki süper güç ve en hızlı büyüyen ülke şeklindedir.
- Gelecekte Çin ile ilgili ekonomik güç olma algısı söz konusu iken, siyasi güç olacağı düşünülmemektedir.
- Katılımcılar Çin ile ilişkilerin gelişime açık olduğunu ve Çin ile daha yakın ilişki kurulması gerektiğini düşünmektedir. Bunun nedenleri alternatif ortak olması ve ekonomik güç olarak görülmesidir.
- Türkiye’nin tarih boyunca yakın çevresi dışında Uzak Asya’ya olan ilgisi zayıf kalmıştır. Ancak son 10 yılda özellikle diplomatik ilişkilerde önemli gelişmeler yaşanmıştır. 2012’de Xi Jinping’in devlet başkanı olmadan önce ziyaret ettiği ülkelerden birisi Türkiye’dir. Sadece 2015-2020 arasında cumhurbaşkanlığı seviyesinde 5 kere birebir görüşmeler gerçekleştirilmiştir ve bu durum ilişkilerin gelmiş olduğu noktayı göstermesi açısından dikkate alınması gereken bir husustur.
- Çin’de sosyalizm eliyle kapitalizm inşası politikası uygulandı ve rejimin devamlılığı ekonomik istikrarla yakından ilişkilidir. Bu durum aynı zamanda Çin’in yumuşak karnını oluşturmaktadır.
- Çin’in gelişmesinde 1997 yılında yaşanan Asya krizi önemli bir yer tutmaktadır. Bu krizde Japonya zayıflamış ve bölgedeki hâkim güç konumunu kaybetmiştir. Japonya’nın yerini Asya ülkelerine yapmış olduğu destekle Çin almıştır.
- Çin ucuz iş gücü ve nüfusu sayesinde dünyada en fazla doğrudan yatırım alan ülke konumundadır. Çin kalkınması tüm hızıyla devam ederken bir yandan da işsizlik, nüfusun yaşlanması, sigortacılık, emeklilik gibi hususlarda ciddi sorunlarla mücadele etmektedir.
KAYNAK : https://www.dunya.com/kose-yazisi/turkiye-cin-iliskilerinin-50-yilinda-cin-ile-ticaret-firsatlari-zirvesi/