logo

trugen jacn

KOMÜNİST ÇİN’İN KORKULU RÜYASI : TÜRKÇÜLÜK VE İSLAMCILIK DÜŞÜNCESİ

Türkçülük ve İslamcılık düşüncesi (Pantürkizm Ve Panislamizm) bir uluslar hapishanesi olan günümüzde dünyanın en büyük sömürgeci devleti olan (Doğu Türkistan, İç Moğolistan,Mançurya, Tibet)’i sömürgeleştiren Çin’in korkulu rüyasıdır. Pantürkizm’in yıkıcı etkisine karşı Çin’in ortaya koyduğu felsefi esasları bu safsatalara dayanır.Komşularına karşı saldırı,istila ve sömürgecilik siyaseti,  içte ise, yüz yıllar boyunca  birbirlerini boğazlama,yoketme,baskı zulüm ve Karınlıkların menzümesidir Çin’in tarihi. Çin tarihinin günümüzdeki temsilcisi ve varisi olan Komünist Partisi’nin yönetimindeki Faşist Çin’in mevcudiyeti,Han Şövenizminin  “5 bin  yıldır devam edegeldiğini iddia ettiği, ”  Dünyanın Merkezi’nde,ona Hakim ve bütün insanların gerçek Efendileri olan Büyük Çin Milletinin yarattığı ^” Cunghua    Medeniyeti”ne veya “Gerçek Akın  Medeniyeti”ne dayandığını öne sürmektedir. Bu  ise,  tarihle ve gerçekle hiç te ilgisi olmayan iddiadır. Çin Komünist Yönetimi’nin de günümüzde büyük bir ısrarla öne   sürdüğü bu düşünceye dayanan uygulamaları  ise,Han  Faşizminin  21.yüzyıldaki Çin Versiyonudur.  Çin Faşizmi de aynen  Alman Faşizmi ve Siyonizm gibi bir insanlık düşmanı ideolojidir ve bir an önce yasaklanmalıdır. 

Y.Tanay

           Yücel TANAY
Çin, Pantürkizm ve Türkçülük korkusu Çinde araştırmalara konu olmuş Çinceden çevrilmiş “PANTÜRKİZM MEDENİYETİ HAKKINDA ARAŞTIRMA” adlı, 181 sayfalık Uygurca bir kitap , 2000 yılında Ürümçi’de basılmıştır . Son söz bölümünde “Kitabın konuyla ilgili uzmanlar grubunun değerlendirmesinden geçerek basıldığı” yazılmaktadır . Evet, bu konunun Çin devletinin “bölünmez bütünlüğü” açısından son derece önemli olduğunda kuşku yoktur ki , onun için Çinli uzmanların incelemesinden sonra , bu kitap özenle basılmıştır . Kitabın amacının, özgürlük-bağımsızlık mücadelesi vermekte olan Uygurlara karşı yürütülen Çin eylemleri için, zorlanarak da olsa bir felsefi esas yaratmak olduğu anlaşılmaktadır.
Kitapta, Pantürkizm’in doğuşundan günümüze kadar süregelen 100 yıldan aşkın gelişimi az çok bilgi eksikliğiyle incelenmiş ve kasıtlı olarak yanlış sonuçlar çıkarılmıştır . Türkçülüğün önderleri (kitaptaki ifadesiyle Pantürkistler) İsmail Gaspıralı, Yusuf Akçura, Ziya Gökalıp, Sultangaliyev’lerden bahsedilmiştir. Ayrıca Çin’i çok kızdıran Mehmet Emin Buğra’nın “Şarki Türkistan Tarihi”, Turgun Almas’ın Üç kitabı (Hunların Kısaca Tarihi, Uygurlar, Eski Uygur Edebiyatı) hakkında, “Hepsinde Pantürkizm medeniyeti görüşü toplu ve açık halde izah edilmiştir” deniliyor . Pantürkizm’in tanımı ve doğuşu hakkındaki şu ifadeler doğrudur : Pantürkizm Panislavizm’in yansımasıdır, yani Pantürkizm Panislavizm’e (Rus şovenizme) karşı doğmuştur. Pantürkizm’in anayurdu Sovyetlerin Tatarıstan’ıdır . denilmektedir. Çar Rusyası ve Sovyetler döneminde Pantürkizm’in anayurdu nasıl Kazan ve Taşkent olmuşsa, günümüzde Pantürkizm’in anayurdunun Ürümçi veya diğer Türk şehirlerine kayması hiç de şaşırtacak bir olgu değildir . Savaşanlar her zaman karşılıklı seçtiği ortak alanlarıyla tarih sahnesine çıkarlar. Turgun Almas’ın Üç Kitap ile tarih sahnesine çıktığı alan Ürümçi ise ve Onun düşmanı Çin’in “PANTÜRKİZM MEDENİYETİ HAKKINDA ARAŞTIRMA” adlı bu kitabıyla tarih sahnesine çıktığı alan yine Ürümçi ise, o halde Pantürkizm’in anayurdu bugün Ürümçi’dir. Geçmişte Kazan ve Taşkent’teki Pantürkizm Rus şovenizmine karşı savaş vermişse, Ürümçi’deki bugünkü Pantürkizm Çin şovenizmine karşı savaş vermektedir. Bundan daha haklı ve bundan daha cihanşümul bir ilke olur mu!? Bu ilke, bugünkü dev Çin’in korktuğu Türkçülük ilkesidir. Bu ilkenin yaratıcısı-Pantürkizm’in babası olarak bilinen Kazanlı Yusuf Akçura’nın(1876-1935) Rus-Japon Savaşı başlarında-mart 1904 yılında kaleme aldığı ünlü eseri “Üç Tarz-ı Siyaset”in 100.yılı-2004 yılının mart ayında, Pantürkizm’in doğuşunun 100.yılı olarak , her Türkçünün yüreğinde kutlanacaktır.
Kitabın sonuç olarak sunduğu aşağıdaki ifadeler dikkate değerdir : “Medeniyet Pantürkizm’i, siyasi Pantürkizm’in esasıdır. Bu esas, siyasi Pantürkizm’in yaşamı-gelişimi için kaynak ve Şin Cang’daki (Doğu Türkistan’daki) bölücülüğü nazari esasla-medeniyet arka görünümüyle temin eder. Aynı zamanda Batılı düşmanlarımızın devletimizi parçalamasına kolaylık doğurur. Bu sebeple, Pantürkizm’e karşı savaş ve onun medeniyet alanındaki derin etkisini temizlemek, ideoloji sahamızdaki uzun vadeli vazifemizdir”. Deniliyor.
Bugünkü Çin sınırları içinde yaşayan Çinli ve Çinli olmayan tüm ulusların medeniyeti, yukarıda adı geçen medeniyetin içinde yoğrulmuşmuş. Bu “Cunghva medeniyeti” ; “Asli akın medeniyeti” dediği nedir ? Bunlar anlaşılması güç saçmalıklar veya düpedüz oydurmadır. Bu saçmalık ve oydurmanın ne olduğunu anlamak için biraz geriye dönüp ölmüş veya tarihe karışmış başka saçmalık ve uydurmalar hakkında biraz düşünmek yeterlidir.
Çin yöneticilerinin , bu Çin imparatorluğunu ayakta tutmak için uydurdukları “Cunghva medeniyeti”, “Asli akın medeniyeti” denilen saçmalıklarının da tutmayacağı-hiçbir işe yaramayacağı aşikardır . Çünkü ulusal uyanışın, bilimsel aydınlanmanın sonucu olarak Avrupa’da gelişme gösteren ulusal devlet ilkesi ve demokratik yönetim biçimi, tarihin bir hükmü olarak, Çin ve benzeri imparatorlukların ömrünün çoktan tükenmekte olduğu haberini vermişti.
Fakat bugünkü Çin devleti , kendi aleyhine gelişen dünyadaki bu toplumsal ve siyasi olguları görmezlikten gelerek bildiğini okumaktadır. Çin devlet başkanı Jiang Zemin, Çin Komünist Partisi’nin XVI.Kurultayına sunduğu raporunda şu ifadeleri dile getirmiştir : “Batı tipi bir siyasi sistemi taklit etmemiz mümkün değildir”. Yanı sıra Çin , 11 Eylül faciasını sömürerek, Uygurları terörist ilan etmiş ve böylece hem devlet içinde kendisinin dediği gibi Pantürkizm ile savaşa, hem devlet dışında Batı değerleriyle savaşa açık duruma gelmiştir. Çin’in bu durumu, onun güçlülüğünün değil, çaresizliğinin kanıtıdır .
Çin, yaşamını tehdit eden şu iki ilkenin etkisinin farkındadır : Dışarıdan Batı değerlerinden olan demokratikleşme ilkesinin etkisi ; içeriden Uygurların sahiplendiği Türkçülük ilkesinin etkisi. Bu sebeple “PANTÜRKİZM MEDENİYETİ HAKKINDA ARAŞTIRMA” denilen bu kitabı basıp dağıtmıştır. Fakat Çin, bu eylemiyle Pantürkizm’i Uygurlar arasına kendi eliyle dağıttığının farkında değildir. Çin Pantürkizm’den korkuyor mu, demek bundan sonra her Uygur Pantürkist olacaktır. Bu olgu, içtiği ilaçlarının yan etkisinden dolayı öldüğü hastayı hatırlatıyor. Kitapta ayrıca Mao’dan ve Stalin’den alıntılar alınarak, Pantürkizm’in insanlık ve uygarlık için zararlı bir ideoloji olduğu kanıtlanmaya çalışılırken, Mao ve Stalin’in çoktan tarihin çöplüğüne atılmış diktatörler olduğu gerçeği hesaba katılmamıştır. Bu hesap hatası da Pantürkizm’in daha çok benimsenmesine-daha çok yayılmasına sebep olacaktır. Çünkü mantıklı düşünen her insan için, düşmanının düşmanı onun dostudur. Kitap yalnız Türkçülüğe değil Batı değerlerine de kin kusmaktadır, örneğin :”Şahıs hukuku devlet hukukundan üstündür, denilen şeyi bahane ederek, ulusal bölücülüğü körükleyen Batılı düşman güçler, bu stratejik eylemleriyle dünyaya egemen olmak istiyorlar”, denilmektedir .
Tezatlarla boğuşan Çin’in , Batı değerlerini kabul etmeyeceği veya edemeyeceği de, Uygurları büsbütün yok edemeyeceği de açık halde ortada iken, Onun kaderini bu iki olgu tayın edecektir : Demokrasi ve Pantürkizm Çin’i dağma dağıl edecek bu köhne kokuşmuş kanlı ve zorba imparatorluk tarihin çöplüğüne atılacaktır.

Etiketler: » » » » » » »
Share
1266 Kez Görüntülendi.