Kuzey Atlantik Paktı Örgütü (NATO) Devlet Başkanları Toplantısı sonunda 10 Temmuz’da 32 NATO üyesi devletin onayıyla Washington’da “NATO Liderleri Washington Deklarasyonu” yayımlandı. Bildirgede Çin’in doğrudan bir rol üstlendiği belirtildi. NATO’nun güvenliğine yönelik tehdit.
NATO’nun resmi internet sitesinde yer alan açıklamaya göre NATO, Çarşamba günü bir “NATO Liderleri Washington Deklarasyonu” yayınlayarak Çin’i “Rusya’nın Ukrayna’ya karşı savaşının destekçisi ve ana itici gücü” olmakla suçladı. Bu deklarasyon NATO’nun Çin’e karşı tutumunda büyük bir değişiklikti, 2019 yılına kadar Çin’i endişelendirmiyorlardı ve endişe olarak görmüyorlardı. NATO bu kez Çin’i NATO ülkelerinin stratejik çıkarlarına yönelik bir tehdit olarak tanıdı ve Çin’i Rus ordusuna gerekli “silah bileşenleri” ve diğer teknolojileri sağlamayı bırakmaya çağırdı.
Amerika Birleşik Devletleri’nde durum analisti olan Bay Gordon G. Chang, radyo istasyonumuza röportaj vererek Kuzey Atlantik Antlaşması Örgütü’nün Washington Zirvesi Deklarasyonu ve Çin’in tehdidi hakkında görüşlerini dile getirdi.
“Kuzey Atlantik Antlaşması Örgütü, Çin’in Rusya’ya verdiği destekten derin kaygı duymaktadır. Bu nedenle Çin’i <Ukrayna’daki savaşın belirleyici itici gücü olan Rusya’nın Ukrayna’ya karşı yürüttüğü savaşın destekçisi> ilan etti. Bu çok iyi bir karar. Çünkü Çin, Rusya’ya yardım etti ve Rusya’yı savaşı sürdürmeye teşvik etti. “NATO Liderlerinin Washington Deklarasyonu”nun yayınlanması önemli bir tarihi adımdır. Çünkü daha önce Çin’i Avrupa ve Kuzey Amerika’ya doğrudan bir tehdit olarak görmüyorlardı. “Bu kararın bundan sonra uygulanması çok önemli.”
Pek çok Avrupalı lider, Pekin Olimpiyatları öncesinde Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ve Çin Devlet Başkanı Xi Jinping’in 2022 başlarında imzaladığı “sınırsız işbirliği” anlaşmasını görmezden geldi. Başkan Bai bile uzun yıllardır düşman olan iki ülke arasındaki işbirliğinden şüphe duyduğunu söyledi. Mart 2023’te Kanada’ya yaptığı bir gezi sırasında, “Sanırım biz (Çin ve Rusya) ortaklığımızı abarttık” dedi. Ancak Ukrayna’nın işgalinden 29 ay sonra liderlerin görüşleri çarpıcı biçimde değişti. NATO’nun deklarasyonunda şunlar belirtiliyor:
“Çin, Rusya’ya komple silah sistemleri sağlamaması yönündeki uyarıları dikkate alsa da, Çin Rusya’ya bilgisayar çipleri, gelişmiş yazılımlar ve gerekli bileşenleri sağladı; “Hasarlı ve eski ekipmanı yenileyerek Rusya’nın savunma sanayini yeniden inşa etmesine yardımcı oluyoruz.”
32 NATO liderinin oybirliğiyle kabul edilmesi, NATO’nun Çin’e yönelik tutum ve stratejisinde büyük bir değişiklik anlamına geliyor ve dünya ekonomisinin %50’sini oluşturan NATO ülkeleri ilk kez Çin-Ukrayna’daki rollerini açıkça tanımlayıp tanımış oluyor. savaş.
Eurasia Review’a göre Çin, Rusya’nın en büyük ticaret ortağı haline geldi. Özellikle Rus askeri sanayi şirketleri Çin’den birçok parça ithal ediyordu. Bunlar arasında Çin’den ithal edilen insansız hava araçları ve hafif ekipmanlar Ukrayna’da savaşan Rus birlikleri tarafından kullanıldı.
NATO Devlet Başkanları toplantısında Çin-Rusya işbirliği, Rusya’nın komşularının ve NATO üyesi devletlerin güvenliği açısından giderek daha tehlikeli hale geldi. Daha geçen yıl NATO Çin’den “sistemik bir tehdit” olarak bahsetmişti.
Rusya Devlet Başkanı Putin, bu yılın mayıs ayında Çin’e yaptığı ziyarette, Xi Jinping ile birlikte Rusya-Çin stratejik ortaklığında “yeni bir dönemin” başladığını duyurdu. Geçtiğimiz hafta Kazakistan’da düzenlenen Şanghay İşbirliği Örgütü zirvesinde de birbirlerine övgüler yağdıran ikili, “İki ülke arasındaki ilişki ve iş birliği tarihin en iyi dönemini yaşıyor” dedi. Nitekim burada da görüldüğü gibi Çin ile Rusya arasındaki ilişkilerin güçlenmesi Ukrayna’daki savaşla yakından ilgili ve George Washington Üniversitesi uluslararası ilişkiler profesörü Dr. Sean R. Roberts, Rusya’nın Çin’e giderek yaklaştığını savundu. Ukrayna’daki savaş nedeniyle. Böyle bir durumda NATO üyesi ülkelerin Rusya’ya sempati duyması ve Avrupa’yı tehdit eden Çin’i tehdit olarak görmemesi mümkün değil.