logo

trugen jacn

ÇİN İŞGALI ALTINDAKİ DOĞU TÜRKİSTAN VE MAZLUM UYGUR TÜRKLERİ

Uygurlara Çin zulmü resimleri ile ilgili görsel sonucu

İbrahim Ahiskalı (Araştırmacı – Yazar /KAFKAM)

Doğu Türkstan tarihte Türklerin lk var oldukları ve Karahanlılar Devlet (840¬1212) Hükümdarı Abdulkerm Satuk Buğrahan ile birlikte  toplu hâlde İslam’ı kabul ederek lk Türk İslam devletnn kurulduğu coğrafyadır.Yakın tarihmizde Hoca Nyaz Hacı önderlğnde 1933’te Kaşgar’da Doğu Türkstan İslam Cumhuryet kuruldu. 1944 yılında ise,  Gulca’da Doğu Türkstan Cumhuryet adıyla Alhan Töre önderlğnde  ikinci  bağımsız Türk devleti  ilan edildi. Her iki   bağımsız devlet yine   Çin tarafından yıkılmıştır. 1949’dak Mao’nun kızıl devrimiyle  Doğu Türkstan uluslararası hukuk kuralları ihlal edilerek saldırıya uğramış ve Komünist Çin Orduları tarafından tekrar ve en son işgal edilmiştir. Çin komünist yönetiminin   fiziki   işgalı ile birlikte     Doğu Türkstan’da devletin tüm imkânları seferber edilerek sistematik br asmilasyon süreci başlatılmıştır. Uygurların ana vatanı olan Doğu Türkstan 68 yıldır Çin işgali altındadır. Çin işgal yönetimi   1949’da Doğu Türkstan’ı istila  ettkten sonra bölgede başlatmış olduğu sözde devrmlerle din ve vicdan hürryet başta olmak üzere eğitim, sosyo kültürel, ekonomk alanlardan çevre ve ekolojk dengeye varıncaya dek her alanda büyük yıkım ve tahribatlar  gerçekleştrmştr.Çin işgal yönetimi 1964¬1996 yılları arasında Doğu Türkstan’ın Lob-Nor bölgesnde 11′ yer altında olmak üzere toplam 46 nükleer deneme gerçekleştirmştir. Bunun sonucu olarak yüzbnlerce Uygur Türkü  yaşamını yitirmiş . Nükleer denemeler sonucu yayılan radyoaktf serpintiden dolayı günümüzde dahi bölgedeki  insanlar başta kanser olmak üzere birçok ölümcül hastalıklarla boğuşmakta ve  yaşam mücadelesi vermektedr. Çevre ve ekolojık denge tahrip edilmiştir.  İslam dinini  afyon olarak tanımlayan Çin yönetmi Doğu Türkstan’dak Müslümanlara karşı disizleştirme  politikaları uygulamış, din ve vicdan hürryetini engellemştir. Tesettür amacı ile kadınların taktıkları başörtüsü ile  erkeklerin   sakal bıraklamalarını  yasaklayarak Müslüman Uygurların ibadetlerinin  yanı sıra yaşam biçimlerine  dahi müdahale edlmektedr. Ramazanda oruç yasaklanmıştır. Kamu Güvenlğ Bakanı, geçen yıl br basın mensubunun “Orucu neden yasakladınız?” sorusuna “Bz halk sağlığını ve üretim ve  çalışmada  vermliliği  gözeterek orucu yasakladık” cevabını vermiştir. Uygurların  Mescit ve camilere  giriş yasağıyla  iligili   şu bildiri  de durumu özetlemektedr: “Komünst part üyeler, 18 yaşından küçükler, İşçi  ve memurlar, kadınlar ve öğrencilere  giriş  yasağı konulmuştur.” Yaklaşık  30  yıldır uygulanan bu politika  sonucu mahallelerdeki Muhbir ve  ajanlar vasıtasıyla tespt edlen 7¬8 aylık hamile kadınlar bile  doğuma birkaç hafta kala polis nezaretinde yakalanarak zorla kürtaja tabi tutulmaktadır.  Zorunlu kürtaj sonucu milyonlarca bebek dünyaya gelmeden katledlmektedr. Bu uygulamayla Uygur nüfusunun artışının engellenmesi hedeflenmektedir.  Uygur Türkçesinin  alanı daraltırılırken Çince yaygınlaştırılmaktadır. Bu çerçevede  4-5  yaşındakı yüzbinlerce Uygur çocuk alelerinden yurtlarından  zorla koparılarak Çin’in  iç bölgelerine zorla götürülmektedr.  Etnik Han Çinlilerin Doğu Türkistan’a  göçleri  teşvk edilerek bölgenin demografk yapısı Çinliler lehine  değişitirilmiştir. Toprak reformu adı altında yerli halkın toprakları ellerinden alınmış ve  bölgeye zorla göç ettirilen Çinli göçmenlere  dağıtılmıştır. Her türlü etnik, dinsel ve kültürel ayrımcılık devlet elyile yapılmaktadır. Doğu Türkstanlı Uygurların en büyük tedirgin olarak korktukları uygulamaların en başında zamanla asimile  edilerek yok olmak gelmektedir. Bugün Uygur Türkler’nin Çin işgalci yönetiminden  en büyük şikâyetleri ve korkuları asimile edlmek endişesidir.  Bu endişelerinde de kesinlikle haklıdırlar.  Çünkü 1949 yılında Doğu Türkstan Çin tarafından şgal edildiğinde bölgede Çinli göçmen nüfusu yerel halk olan Uygurlara oranla  % 5   cvarındaydı. Bugün ise Çin’n bölge halkını devletin tüm mkânlarını kullanarak asimle etme projeler netcesinde  Çinlilerin oranı neredeyse yüzde 40-50  seviyelerine kadar  ulaşmıştır.Çin, Doğu Türkstan’ın nüfusunu azınlık konumuna düşürerek gelecekte demokratik bir sisteme geçse dahi, muhtemel  bir referandumda bölgenin kendi toprakları olarak kalmasını hedeflemektedir.  Çin, bütün planlarını bunun üzerne kurmuştur. Çin Komünist yönetimi 1.3 milyarlık nüfusunu başta Doğu Türkistan’dak Uygur Türkler olmak üzere Tibet ve Moğollar ile başka azınlık milletler üzernde stratejk br silah olarak kullanmaktadır. ULUSLARARASI TOPLUMUN DUYARSIZLIĞI Uluslararası toplumun Çn’n Doğu Türkstan’dak Uygur Türklerne yönelik hukuk ihlallerine karşı sessizliği bizleri derinden yaralamaktadır. Bunun son örneği 5 Temmuz 2009’dak tüm dünyanın adeta canlı yayında izlemş olduğu Urumçi katliamında sergilenmiş ve dünya kamuoyunun  duyarsızlığı  bizleri hayal kırıklığına uğratmıştır.Orta Asya’daki Türk cumhuryetlerinin hiç biri Çin önderlğndek Şangay İşbrlğ Örgütü’ne üyeliklerinden dolayı tek kelime dahi  söz etmemiştir.  İslam dünyası da müttefk ve sözüm ona kendileri çn adeta br kurtarıcı olarak gördükler Çin’i  kırmamak,küstürmemek ve gönlünü hoş tutmak için ölüm sessizliğine   sessizlğine bürünmüştür.Oysa İslam dünyası,  umut olarak gördükler Çin’in Doğu Türkstan’dak Müslüman Uygur Türklerine yapmış oldukları her türlü zulüm ve katliamlari ortadadır. Bugün dahi Beşşar Esed’n Suriye’de halkına karşı yapmış olduğu katliamların arkasındak en büyük destekçilerden biri de Çin’dir.  Aslında Çin’in Doğu Türkistan’daki ve Suriye’deki tavrı İslam dünyasına karşı gerçek niyetlerini fade etmektedir.Tüm olumsuzluklara rağmen olaylar karşısında Türkiye Cumhuriyeti  Başbakanı Sayın Recep Tayyip Erdoğan,Urumçi Katliamı sonrası 09 Temmuz 2009’da Roma’da yaptığı açıkılama’da  ” Urumçi’de olanlar adeta soykırımdır. Çin, Doğu Türkstan’daki katlamlarını derhal durdurmalıdır. Aksi takdirde konuyu BM olmak üzere tüm uluslararası kuruluşlara taşıyacağım”  tarihi sözü ve çıkışı, Çin’de büyük etki ve yanakı  yapmıştır.  Türkye’nn bu adaletten yana ve kardeşlerinin hakkını savunan cesun tavrı    olması idi, belki binlerece UYgur Türkü daha etnik soykırıma uğrayabilirdi. Bu tarihi çıkış ve söylem  neticesinde masum binlerce Doğu Türkstanlı Uygurun katledilimesinin  önüne geçlmştr. 26 Nsan 2014’te Doğu Türkstan’ın başkent Urumç’ye kalabalık br heyetle lk resm zyaretn gerçekleştren  Çin Lideri Şi Cinping, burada sözde teröre karşı acımasız olacaklarını söyöleyerek Uygur Türklerini tehdit etmiştir. Bu konuşmadan bir gün   sonra  Çin devlet başkanı Xi,tarihi  Kaşgar şehrinde Çin asker birliklerinde ve karakollarda moral  amaçlı ziyaretler gerçekleştirmiştir.  Böylece Şi, bu konuşma ve tavrı ile  Kaşgar’ın terörzmle mücadelede  merkezi  üs olacağı mesajini  vermiştir.Çin,  Doğu Türkistan’da yaşayan Uygur Türklerine yönelik  baskı,zulüm ve asimile temelli  uygulamalarının şiddetini arttırarak sürdürmektedir.

 

Etiketler: » » » » » » » » » » » » »
Share
1615 Kez Görüntülendi.

BENZER HABERLER