KAZAKİSTAN OLAYLARI NEYİ GÖSTERİR? NELER YAPILMALI? NASIL YAPILMALI?
2022 Yılına Kazakistan’daki olaylarla girdik. Olaylar üzerine yeterince analizler yapıldı. Bana göre bu konuda en doyurucu bilgi ve analiz Sayın Turgay Tüfekçioğlu’nun yaptığı “Kazakistan” konulu youtube programında mevcuttur.
Ben Kazakistan Olaylarına Türkçe bakınca neleri gördüğümü anlatmak istiyorum:
Bugün Türkistan (Orta Asya) üzerinden çeşitli amaçlarla kurulmuş 3 tane teşkilat vardır:
- Çin’in kurucu olduğu ve başını çektiği Şanghai İşbirliği Teşkilatı. (ŞİÖ) Shanghai Cooperation Organisation (SCO) 上海合作组织.
- Rusların kurucu olduğu ve başını çektiği Kolektif Güvenlik Antlaşması Örgütü (KGAÖ) (Rusça: Организация Договора о коллективной безопасности, romanize: Organizatsiya Dogovora o kollektivnoy bezopasnosti (ODKB)), The Collective Security Treaty Organization,CSTO(集体安全条约组织)
- Türkiye’nin manevi önderliğini yaptığı “Türk Devletleri Teşkilatı (TDT) League of Turkic States (LTS), 突厥国家联盟12.11.202
Bu Teşkilatların kurulduğu dönem ve amaçlarına bakalım:
- ŞİÖ: Sovyetler birliği dağıldıktan sonra Orta Asya’da oluşan siyasi boşluğu fırsata çeviren Çin 1996 yılında “Şanghay Beşlisi”ni kurdu. Üye ülkeler Çin, Rusya, Kazakistan, Kırgızistan ve Tacikistan idi.
Çin bu Beşliyi kurarken asil amacı Orta Asya’da esen bağımsızlık rüzgarlarının Doğu Türkistan’a sıçramasını önlemek idi. Çin bu stratejik adımla hem siyası amacına ulaştı hem ekonomik olarak büyük bir pazar elde etmiş oldu. 2001 yılında Özbekistan’ı da içine alıp “Şanghay İşbirliği Örgütü” olarak büyüttü.
Beş yıllık siyasi ve ekonomik kazanımları sayesinde Çin 2001 yılında Dünya Ticaret Örgütüne üye oldu. Çin Türkistan’dan ve Türkistan üzerinden dünya pazarından elde ettiği ticari kazanımlar sayesinde 2010 yılında ekonomik süper güç konumuna geldi. Süper güç olunca hemen Türkistan üzerindeki gerçek emelini dünyaya ilan etti ve dedi ki: Kazakistan, Kırgızistan, Özbekistan, Türkmenistan, Tacikistan ve Sincan Orta Asya olarak adlandırılır. Orta Asya Tanrının bugünkü Çinlilere lütfettiği zengin bir pastadır”
- Kolektif Güvenlik Antlaşması Örgütü (KGAÖ)
Dağılma sürecini atlatıp gücünü toparlayan Rusya 7 Ekim 2002 tarihinde
Bağımsız Devletler Topluluğu ülkesi olan Kazakistan, Kırgızistan, Tacikistan, Belarus ve Ermenistan’ın katılımıyla Kolektif Güvenlik Antlaşması Örgütünü kurdu.
Rusya bu girişimiyle Çin’e ve dünyaya “Türkistan Halen Rusya’nın arka bahçesidir” mesajını vermiş oldu.
- Türk Devletleri Teşkilatı
1992 yılında dönemin başbakanı merhum Süleyman demirel ve kültür bakanı Namık Kemal Zeybek’in öncülüğünde Ankara’da Türkçe konuşan devletler devlet başkanları zirvesi yapılmış olup bu birlik önceleri Türk Dili Konuşan Ülkeler İşbirliği Konseyi, sonrasında Türk Konseyi, 2018’de “Türk Keneşi” adını almış ve son olarak 12 Kasım 2021 tarihinde adının Türk Devletleri Teşkilatı olarak değiştirildiği duyurulmuştur.
Bu teşkilatın Doğu Türkistan Cumhuriyetlerinin kuruluş günü olan 12 Kasım gününe denk gelmesi de ilahi bir tevaffuk olmuştur.
Bütün bu teşkilatlarda hem toprak büyüklüğü, hem doğal zenginlikleri ve jeostratejik konumu itibariyle kilit ülke Kazakistan’dır.
Bu açıdan bakıldığında Kazakistan olayları 2022 yılında dünyanın gündeminin Kazakistan üzerinden Türkistan olacağını ve büyük Türkistan’ın yukarıda bahsedilen üç teşkilat arasındaki güç mücadelesine sahne olacağını göstermektedir.
Bu güç mücadelesine kim ne kadar hazır?
Olaylardan hemen sonra Rusya Kolektif Güvenlik Antlaşması Örgütü çerçevesinde Kazakistan’a asker gönderdi. Yani Rusya (KGAÖ) Türkistan’da olabilecek her durum için hazırlıklıymış. Hangi durumda ne yapacağını biliyormuş.
Çin ise olaylardan hemen sonra bugüne kadar Kazakistan’a çeşitli yollarla gelip siyasi sığınmacı statüsünde yaşamakta olan 100 den fazla Kazak Türkünü Çin’e geri götürdü. Hem de elini koluna sallaya sallaya. Ayrıca Kazakistan’da yaşamakta olan 500,000 den fazla Uygur’a yönelik itibarsızlaşma operasyonu gerçekleştirdi. Yani Çin ve ŞİÖ olarak Türkistan’da yaşanabilecek her durum için antramanlıymış.
Olaylardan sonra şaşkın bir şekilde sessizce izleyen, en geç refleks gösteren ve halen fiili hiçbir girişimde bulunamayan ise Türkiye ve TDT olduğuna üzülerek şahit olmaktayız. Nitekim 11 ocakta TDT ancak toplanabilmiştir.
Bu da yetmiyormuş gibi Türkiye Cumhuriyeti Dışişleri bakanının Kazakistan’ı bırakıp Pekin’e gitmesindeki hikmeti ben anlamış değilim. Bu ziyaretin “Bizim olaylarla alakamız yoktur, biz bu tür konularda Çin’in yanındayız” mesajı gibi anlaşılmasından endişe duymaktayım. Üstelik benim bildiğim kadarıyla böyle kritik dönemde Çin’in ayağına gidip te tuzağa düşmemek çok zor.
Görünen odur ki, Türkistan’daki bu üç teşkilat içinde en hazırlıksız, savunmasız hatta saldırıya açık olan teşkilat ne yazık ki Türk Devletleri Teşkilatıdır.
Türk Devletleri Teşkilatını Güçlendirmek için ne yapmak lazım?
1. Liyakat, Liyakat yine Liyakat : Türk Dünyası ve Türk Devletleri Teşkilatında yapılacak tayinlerde kişilerin partiye veya şahsa sadakati değil Türk Dünyası üzerinde göstermiş olduğu performası ve Türk Milletine olan sadakati ölçü alınmalıdır. Bugün Türkiye’de 10 tane Türkiye’yi yönetebilecek kadro vardır. Türkistan’da saha çalışmaları yapmış çok sayıda uzmanlar vardır. Yapılması gereken ise bu insan kaynaklarını doğru ve verimli kullanmaktır.
Ayrıca bu tür görevlere getirilecek kimseler en az birkaç Türkistan lehçesini konuşabilmeli. Zira Türk Devletleri Teşkilatının öyle gizli gündemleri olmalı ki, tercümanların bile haberi olmamalıdır.
2. Türk Devletleri Teşkilatı(TDT) bünyesinde en az 4 tane profesyonel çalışma gurubu olmalıdır.
Bunlardan birinci gurup Çin’i takip etmeli. Çin’de resmi ve sosyal medyada Türkiye ve Türk dünyasıyla ilgili resmi veya gayri resmi yazılar, demeçler her an taranmalı, günlük, haftalık ve aylık raporlar halinde sunulmalıdır.
İkinci gurup ise Rusya’yı takip etmeli. Yukarıdaki gibi yöntemle çalışma yapmalıdır.
Üçüncü gurup ise İran’ı takip etmeli ve aynı yöntemle çalışmalıdır.
Dördüncü gurup ise Avrupa ve ABD’ni takip etmeli.
TDT bu çalışma guruplarının sunduğu raporlara dayanarak kısa vadeli, orta vadeli ve uzun vadeli çalışma programlarını düzenlemelidir.
3. ŞİÖ ve KGAÖ pasifize edilmelidir.
Planlı ve sistemli bir çalışma süreci sonrasında kısa vadede Türk Cumhuriyetlerinin ŞİÖ ve KGAÖ den çekilip çıkmaları sağlanmalıdır. Türk devletleri bu boyunduruklardan kurtulduktan sonra ŞİÖ ve KGAÖ pasifize edilmelidir.
Uygurlarda bir atasözü vardır: Bir kazanda iki kelle sığmaz, üç kelle ise hiç sığmaz.
Türkistan Türk Milletinin ata yurdudur.
Ata yurtta TDT dan başka hiçbir birliğin ve teşkilatın yaşama şansı olmamalıdır.
Türk Milletinin Büyük Dirilişi, Uygurların Çin zulmünden kurtulması ve Doğu Türkistan’ın bağımsızlığını kazanması ancak böyle gerçekleşebilir.