Son Dakika
Hamit GÖKTÜRK
Kaşgarlı Mahmut Karahanlı Hükümdar Sülalesine mensup bir Şehzade(Prens)olarak ilk Müslüman Türk devleti olan Karahanlıların ünlü başkenti Kaşgar’da 1008 yılında dünya’ya geldi. Kaşgar’daki ünlü Saciye(Işık Saçan)Medreselerinde zamanın en ünlü bilginlerinden eğitim aldı. Daha sonra Karahanlı Ailesinin(Sülalesinin) iktidar iç çatışmalarında kendisine suikast yapılacağı ihbarını alınca Kaşgar’dan ayrıldı. 15 yıl süre ile Türk illerini dolaştı.Türk ulus ve boylarının Türk dili lehçeleri ile diğer özelliklerini topladı. Selçuklu Devletinin ihmayesindeki Bağdat şehrine gitti. Selçuklu Sultanı Melikşah’in Karahanlı Prensesi olan eşi Türkan Sultan(Hatun) akrabası idi ve ondan dolayı Selçuklu Sarayından yakınlık,ilgi ve yardım gördüğü söylenir.
Türk illerinde bulunduğu yıllarda topladığı ve yanında birlikte Bağdat’a götürdüğü bu malzemelerden de yararlanarak 1071-1074 yılları arasında ilk yazılı Türk Sözlüğü olmasının yanında aynı zamanda bir ansiklopedik değeri de taşıyan ünlü eseri Divanu Lugati-İt Türk’u yazarak tamamladı ve Abbasi halifesi Ma’tasim Biemrullah’a takdim etti.
Daha sonra doğduğu kent Kaşgar’a döndü. Halen Kaşgar vilayeti Konaşeher(Eskişehir)İlçesine bağlı Kaşgar’a 70 km.batısındaki Opal beldesine yerleşti. Burada Mahmudiye Medresesini kurarak Müderris oldu ve yüzlerce öğrenci yetiştirdi. 1108 yılında burada vefat etti ve Opal’a defnedildi.
Kaşgarlı Mahmut’un ünlü eseri DLT. uzun tarih boyunca kayboldu. Ancak, Osmanlı Bilgini Katip Çelebi’nin 17.yüzyıl başlarında kaleme aldığı Keşfüzzünun adlı eserinde böyle bir eserin varlığından bahsedildi.
1914 yılında Osmanlı Alimi ve aydınlarından Diyarbakırlı Ali Emiri Efendi tarafından İstanbul’daki eski bir kitapçıda(Sahafta) tesadüfen bulunarak satın alındı. Bulunan bu eser de Kaşgarlı Mahmut’un yazdığı asil nüshası değildi. 13.yüzyılın sonlarında Şam’da bir Hattat tarafından aslından küçürülgen(aslından el ile kopya edilen) ikinci nüshası idi.
Kaşgarlı Mahmut’un bu ünlü eserinin bulunması İktidardaki İttihat ve Terakki Partisi ileri gelenleri tarafından haber alındı ve çok önemsendi. Hükümet bu nadide eseri satın alarak devlet koruması altına almak istendi. Ancak Ali Emiri Efendi bu tesadüfen bularak satın aldığı bularak satın aldığı bu eşsiz Hazine değerindeki eseri satmayı kabul etmedi. Ancak, bunu Türk Milletine armağan edebileceğini belirtti. Bunun üzerine Fatih’te bugün eserin orjinalının korunduğu bir Medrese kendisine tahsis edildi ve Millet Kütüphanesi adı verilerek kitap burada sergilenmeye başlandı.
Bu ölümsüz Başyapıt, daha sonra Şair-Yazar ve Dilbilimci, Kilisli Rıfat Bey tarafından devrin Türkçesine aktarılarak yayına hazırlandı. Ancak,1.Dünya Savaşı nedeniyle bastırılamadı.
Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucusu Atatürk tarafından Dolmabahçe Sarayında 26 Eylül 1932 tarihinde toplanan İlk Türk Dili Kongresinde , Kaşgarlı Mahmut ve eseri DLT. bilim adamlarınca Kongre gündemine getirildi.Sonuçta Kilisli Rıfat Bey Başkanlığındaki Türk Dil Araştırmaları Derneğine, DLT.’ün bir kez daha gözden geçirilmesi, kelimelerini toplama ve çevirme görevi verildi. En sonunda bu ölümsüz eser Besim Atalay tarafından 1940-1941 yılları arasında üç cilt halinde o günün Türkçesi ile yayınlandı. Daha sonraki yollarda bu asiklopedik eser Türkçe tercümesi esasa alınarak bütün dünya dillerine çevrilerek yayınlandı. Türkistan Cumhuriyetlerin bağımsızlığından sonra Türk dünyasının bu ortak değeri, Türkçenin ilk kamusu bu Sözlük bütün Türk lehçelerine çevrilerek bastırıldı.
DLT. Kaşgarlı Mahmut Ana Yurdu Doğu Türkistan’da
İnsanlık tarihinin en büyük felaketlerinden sayılan Mao’nun Çin genelinde 1966’de başlattığı Kültür Devrimi kendisinin 1976 yılında ölümü ile 10 yıl sonra bitirildi. Doğu Türkistan’da hapisteki aydınlar,bilgin ve ediplerden hayatta kalanlar serbest bırakıldı.Yeniden bir Kültürel canlanma meydana geldi. Doğu Türkistanlı Tarihçi Üç Efendiler Kültür hareketinin öncülerinden(1946-1950 arası) Hacı Yakup Anat,kendisine hediye edilen Türkçe(Latince) daktilo ile Liderimiz İsa Yusuf Alptekin’e yazdığı mektupta (mektubu ben okumuştum kendilerine)şunları yazıyordu ; ” Şimdi vaziyet bek yahşi.Sizlerin zamanınızda(Eyalet Hükümeti zamanında) yapamadıklarımızı şimdi pek ala rahatça yapabiliyoruz.” cümleleri ile durumu özetliyordu.
1980’lı yıllarda başlayan bu kültürel canlanma ve öze dönüş hareketi sırasında büyük bir yayın faaliyeti başlatıldı.Merhum Liderimizin talimatları ile Kayseri Milli Eğitim Müdürlüğüünden ücretsiz olarak temin edilen İlk Okul’dan Liseye kadar olan bütün ders kitapları Urumçi’ye gönderildi. Yılmaz Öztuna’nın 1 ciltlik büyük boy Türkiye tarihi de yollananlar arasında idi. Ayrıca, çeşitli ansiklopediler ve çeşitli konulardaki onlarca kitap de bu yıllarda Türkiye’den Doğu Türkistan’a gönderilmiştir. Doğu Türkistan’da bu yıllarda yayınlanan bir çok tarih,dil ve edebiyat kitaplarında bu kitaplardan yararlanıldığını kaynak ve dip notlardan okuyunca son derece sevindik.
Divanu Lugat-İt Türk 1980’lı yılların başlarında Besim Atalay’ın yayınladığı Ankara baskısı esas alınarak Uygur Türkçesine aktarılması için 1 kişiden oluşan bir komisyon oluşturuldu. Abdurrahim Ötkür, Ahmed Ziyai, İbrahim Muti ve Mirsultan Osman’ın da aralarında bulunduğu 12 kişilik Uygur Türkü bilim adamları tarafından günümüz Uygurcası hazırlanan nüshası 1983-1984 yıllarında Sincan Halk Yayınevi tarafından 3 cilt olarak yayınlandı.
Mezarının Bulunuması
1933’teki Doğu Türkistan İslam Cumhuriyetinin resmi organı Yengi Hayat gazetesinin Sorumlusu ve bu devletin Matbuat Genel Müdürü Kutluk Şevki’nin oğlu Emir Hüseyin Kadı’nın elinde bulunan ve arka tarafındaki boş sayfaya yazılan Vakıfname (Mesnevi kitabının Kaşgarlı Mahmut’un Türbesine vakfedildiği yazılıyordu) ‘den yola çıkılarak Urumçi’deki Sosyal Bilimler Akademisi Başkanı Prof.Dr.İbrahim Muti başkanlığındaki bir ekip Opal Beldesine gelerek araştırmalar yaptı ve Kaşgarlı Mahmut’un mezarını topoğrafik usuller ve modern teknikler de kullanarak yeniden buldular.
Kaşgarlı Mahmut’ur mezarının bulunması dünya’da büyük yankı uyandırdı. Bu haber TRT Tv.’larında 31 Mart 1983 gün akşam ana haber bülteninde flaş haber olarak tüm dünya’ya duyuruldu.
Daha sonra mezarın üzerine türbe yapıldı ve halkın ziyaret ettiği bir ziyaretgah’a dönüştü.Türkiye ve Türk dünyasından gelen devlet adamları bilim insanları ile ziyaretçiler için bir ziyaretgah heline dönüştü.
MHP Genel Başkanı ve devrin Koalisyon Hükümetinin Başbakan Yardımcısı Sayın Dr.Devlet Bahçeli Mayıs 2002’de Kaşgar’ı ziyareti sınasında Opal’a de giderek Kaşgarlı Mahmut’un Türbesini ziyaret ve dua etti ve Uygur Türkleri ile kucaklaştı.
Gelecek Partisi Genel Başkanı ve zamanın Dışişleri Bakanı Sayın Prof.Dr. Ahmet Davutoğlu eşleri Hanımefendi ile birlikte Ekim 2010’da Türbeyi ziyaret etti ve Kaşgar’ın sembolü bin yıllık tarihi Eyidgah camisinde Soydaşları ile saf tutarak Cuma namazını eda etti.
Her iki devlet adamımız bu ziyaretleri ile Doğu Türkistan Türklerinin kalbinde silinmez izler bırakarak tarihe not düştüler.
Türbe Külliyeye Dönüştürülüyor
1990’lı yıllardan sonra Türbe,yanındaki Mescit,Mederese ve Kaşgarlı Mahmut’un diktiğine inanılan Hayhay Tirek( Kavak Ağacı) Zülal Çeşmesi(Bulak) koruma altına alındi ve bir külliye haline getirilerek yeniden düzenlendi.
Külliye’nin ortasına ise Kaşgarlı Mahmut’un çok körkemli bir heykeli yapılarak konuldu.
Kaşgarlı Mahmut Külliyesinde Bulunan Görkemli Heykeli Kaldırılıyor
ÇKP Faşist yönetiminin emrindeki Çinli Şövenist ve Hasathor sözde bilim insanları bir süre önce Kaşgarlı Mahmut’un türbesi hakkında bazı olumsuz iddialar ortaya atmaya başladılar. Urumçi- Sincan Üniversitesi Tarih bölümü öğretim üyesi ve Kuzeybatı Azınlık uluslar Çalışmaları Merkezi’nde çalışan Çinli tarihçi profesör Gao Bo, Xinjiang Üniversitesi Araştırma Dergisinde ( Journal of Xinjiang University Scientific Journal) 2019’da “Divani Lugat-it Türk’ün yazarı Kaşgarlı Mahmut ve Mezarı Üzerine Şüpheler ve Düşünceler” başlıklı bir makale yazdı. Çinli Şövenist Prof.Bo, Makalesinde, Mahmud Kaşgari’nin “Uygur” ve Kaşgar’daki türbesinin Mahmud Kaşgari”nin olmadığı konusunda hiç bir kanıta dayanmayan bazı iddialar öne sürerek asılsız şüpheler ortaya attı. Ayrıca,ÇKP yönetimi 2019 yılının Temmuz ayında yayınladığı ve Ankara Büyükelçiliğince de Türkçe bastırılarak dağıtılan bir propaganda bröşoründe de Uygurların “Türk” ırkıyla hiçbir ilgisi olmadığı ve Araplar tarafından zorla Müslüman Yapıldığı ” yönündeki yalanları dillendirmeye başladılar. Ayrıca bu konuda bu ÇKP’nin bu Nazist iddialarını desteklemek için son yıllarda özel belgeseller de hazırladı.
Bu gelişmeler ÇKP İşgal yönetiminin Kaşgarlı Mahmut,onun eseri ve Külliyesine yapılacak Çin saldırılarının bir ön habercisi idi. Geçtiğimiz ay Kaşgarlı Mahmut Külliyesinde bulunan büyük boy görkemli heykelinin ortadan kaldırıldığı haberi uydu görüntüleri ile birlikte medyada haber oldu.
Kaşgarlı Mahmut’in Heykelinin Kaldırılmasına Sessiz Kalmak.Onun Türbesinin Yokedilmesini de Kabul Etmektir
Doğu Türkistan’ işgali altında bulunduran Komünist Çin, son 4 yıldır,etnik Türk soykırımını tam bir devlet politikası olarak uygularken, diğer taraftan bu ebedi ve ezeli Türk yurdunun binlerce yıllık kültür ve medeniyetini yok ederek kültürel soykırım cinayetleri işlemektedir.Çin, etnik soykırım cinayetleri işlerken, diğer taraftan da tarih,medeniyet ve kültürel eserleri,dini mekanları, yüzlerce yıllık mezarlıkları tahrip ederek ortadan kaldırmaktadır. Çin bu soykırım cinayetlerine en alt seviyede küçük ve dikkat çekmeyecek şekilde başlamaktadır. Bu arada bu soykırım uygulamalarına dünyanın tepkisini beklemekte. Tepkiler çok kuvvetli olursa bir süreliğine ede olsa durdurmak zorunda kalmaktadır. ÇKP işgal yönetimi Kaşgarlı Mahmut’un Külliyesinin bir parçası olan onun görkemli heykelini ortadan kaldırarak yok ederken aynı yöntemi kullanmıştır. Türkiye ve Türk dünyasının tepkisini ölçmek istemektedir. Eğer heykelin yıkımına Türkiye başta Türk dünyasından yeterli ve kuvvetli bir tepki gelmezse, bu kez Külliyenin tamamını tahrip ederek ortadan kaldıracaktır. Türkiye ve Türk dünyasının bu konudaki tepkisi çok önemli ve değerlidir.
Aziz Türk Ziyalılerimiz, Değerli Türkologlarımız,Bilim insanlarımız, En önemlisi YETKİLİ VE ETKİLİ Kurum ve Kuruluşlarımız ;
Lütfen Çin’in bu kültürel soykırım cinayetine sessiz kalmayınız !
Türklük Biliminin bu eşsiz öncüsü Kaşgarlı Mahmut’a bir saygınız ve sevginiz varsa hemen harekete geçiniz !
Onun Kaşgar’ın Opal kentindeki Külliyesinin tamamen yok edilmesini önleyiniz !
Bu konuda Kültür Bakanlığımız başta Türk Tarih ve Türk Dil Kurumlarını harekete geçiriniz !
Resmi Makamlarımızın Çin yönetimi nezdinde gerekli girişimlerde bulunulmasını LÜTFEN sağlayınız !
Teşekkür : Kaşgarlı Mahmut’un heykelinin kaldırılması üzerine değerli yazıları ile konuyu bilim dünyası ile Türk kamu oyunun gündemine taşıyan büyük bir milli sorumluluk ve duyarlılık sergileyen Sayın Prof.Dr.Ahmet Bican Ercilasun, Sayın Prof.Dr.Fikret Türkmen ve Prof.Dr.Sayın Ekrem Barak Arıkoğlu Hocalarımıza en derin minnet ve şükranlarımı sunuyorum.
Aslında bu konuda Türkiye’de yüzlerce hatta binlerce yazı kaleme alınarak yayınlanmalı ve tepki gösterilmeli idi. Şimdilik sadece 3 değerli Bilginimiz değerli yazıları ile tepkilerini orta koydular.
Heyhat ki heyhat !………..
BENZER HABERLER