logo

trugen jacn

KANADALI GAZETECİ : ÇİN, UYGURLARA ADOLF HİTLER İDEOLOJİSİNİN AYNISINI UYGULUYOR

Uygur Haber ve Araştırma Merkezi (UYHAM)

Bu Makaledeki Önemli Noktalar :

  • Uygur bölgesinde Çin’in baskı,zulüm,kontrol ve  gözetim sistemi daha sıkı ve şiddetli hale geldi ve bu durum ileride büyük bir felakete dönüşebilir.
  • Çin’in Uygurlarlar ilgili uygulama ve yaklaşımlarında yabancı düşmanlığı ve Çinli olmayan Irkların tasfiye ve yok edilmesi yöntemleri Hitler’in Faşist ideolojisini anımsatıyor.
  • Uygurların Vicdanı ve Savunusu Dr.İlham Tohtı de Nobel Barış Ödülü sahibi Çinli aydın Liu Xiaobo gibi Nobel Barış ödülüne potansiyel aday olarak gösteriliyor.

Otomatik alternatif metin yok.

Çin tarafından yönetilen Uygur  Bölgesindeki olayları uluslar arası  kamuoyu henüz yeterince bilmiyor. .
Bununla birlikte, Wall Street Journal ve Canada gazetesi The Globe and Mail gibi önde gelen yayın organlarının temsilcileri son zamanlarda Uygur Özerk Bölgesi’ne giderek çok önemli bazı araştırma ve gözlemlerde bulundular ve izlenimlerini yayınlayarak dünya ile  paylaştılar.

Doğu Türkistan Kültürlerin Düğüm ve Enerji Kaynakları Yönünden Zengin Bir Bölge 
Çok eski çağlardan beri Uygurların Doğu Türkistan ve Çinlilerin Xinjiang Uygur Özerk Bölgesi olarak adlandırdıkları bu bölge, Avrupa ve Çin’i birbirine bağlayan stratejik önemi olan bir yerdi ve aynı zamanda son zamanlarda keşfedilen zengin kömür, petrol ve doğalgaz gibi enerji kaynakları ile tanınmakta ve öne çıkmaktadır. 1949’da Çin’de iktidarı ele geçiren Mao Zedong Liderliğindeki Çin Komünist Ordusunun , Doğu Türkistan’ı işgal etmesi ve bu bölgede yaşayan Uygurları ÇKP.iktidarının yönetimine sokmasının  esas nedeni de  buydu.
05 Temmuz 2009’da başkent Urumçi’de Uygur öğrencileri ile Çin güvenlik güçleri arasında ölümler ve yaralanmalar ile biten kanlı çatışmalar daha sonra bir etnik isyana dönüştü.. Bu etnik çatışmalarda yüzlerce kişi öldü, binlercesi tutuklandı. O,tarihten beri de Komünist Parti yetkilileri Uygurlar üzerindeki baskı,kontrol ve gözetimini aşırı şekilde güçlendirdi.

Çin Çüvenggou’nun Urumçi’ye Atanaması Uygurlar İçin Önemli Bir Dönüm Noktası Oldu
2016 yılının Agustos ayında Pekin’in Urumçi’ye Bölgesel ÇKP.genel sekreteri olarak atadığı Çin’in göreve başlaması Uygurlar için çok önemli bir dönüm noktası oldu.Çin, ilk olarak Uygur bölgesine 90.000 kişilik yeni bir polis ve Güvenlik elemanı alarak işe başladı. Bu ise,onun ilerideki uygulamaları için çok önemli ip uçları veriyordu.
Chen Quanguo, Xinjiang Uygur Özerk Bölgesi Komünist Partisi Sekreteri olarak seçilmeden önce Tibet’te ÇKP bölgesel genel sekreteri idi. O, Tibet halkına zalimce baskı uygulamaları ile Tibet canısı olarak ünlenmişti.
Çin’in bölgeyi 90 bin kişilik yeni bir Polis takviyesi alımından sonraki gündemi, Sincan Uygur Özerk Bölgesi’ni tam bir “ Kontrol  Ve gözetim Altında Tutulan Bir Topluluk “’a dönüştürmek oldu. Bölge,  ayrıca en son sürveyans teknolojisi için bir test merkezi olma “Ayrıcalığına” sahip oldu.
Wall Street Journal Muhabirinin anlattığı bir olay çok ilginçti ; Bir Uygur ailesinin mutfağında kullanması gereken bir bıçak (mutfak bıçakları da dahil) satın alırken ürünün alıcıya özgü bir QR kodu ile lazerle oyulması gerektiğini bildiriyor. Sokaklarda bulunan çok sayıdaki gözetim kameraları, kişinin kimlik kartıyla bağlantılı olan yüz tanıma özelliğiyle donatılmıştır; böylece yetkililer, kimlerin nerede ve neden bulunduğunu canlı olarak anında bilebilmektedir. İnsanlar arabalarını yanlış yere park ederlerse bir özel alarm çalan bir AI sistemini devreye koymuşlardır. Ancak bu ’Gözetim ve ikaz sistemi sadece gözetim yöntemi değildir. 2015’’dan beri bölge’deki Güvenlik güçleri ve polislerin sayısı altı kat arttırılmış olup, polis noktası ve karakollarının sayısı da buna bağlı olarak aşırı şekilde arttırılmıştır.

Logo of Wall Street Journal

Wall Street Journal :Uygur Bölgesi 2017’den Sonra Bir Cehenneme Dönüştürülmüştür.
Bölgeyi ziyaret eden ABD’nın ünlü WSJ,dergisi Muhabiri kaleme aldığı bölge ile ilgili izlenimlerinde özellikle 2017 yılından Uygur bölgesinin adeta cehenneme dönüştürüldüğünü ifade etmekte ve bölgeden bir süre önce ABD’ye iltica eden Uygur şair- yazar Tahir Hamit’un hayat hikayesine de yer veriyor ve onu tanıtıyor .

Uygur  Şair Yazar Tahir Hamit Anlattıkıları 

Tahir Hamit WSJ.mhabirine şunları anlatıyor ; ” Ülkem, Uygurlan için 2017 ilkbaharından sonra adeta bir cehenneme dönüştürüldü. Polis, bölge’de yaşayan etnik Uygurların cevaplamaları için özel bir Form hazırlayarak halka dağıttı.Bu formda kişinin Uygur olup olmadığı, pasaportu olup olmadığı,namaz kılıp kılmadığı,her gün dua edip etmediği vediğer günlük yaşantısı hakkında herkesten çok açık ve ayrıntılı bilgiler vermesi isteniyordu. Uygurlar bu formu göndermek zorundaydı. Devlet bu bilgileri esas alarak bir kişinin “güvenli” veya “tehlikeli” olup olmadığını araştırarak karar veriyordu.

Görüntünün olası içeriği: 2 kişi, ayakta duran insanlar ve açık hava

Kaşgar Adeta Kameralar,Telleri ve Gözetleme Küleleri ve Dikenli Tellerin Arkasına Kilitlenen Eğitim Merkezi Konumunda
WSJ.muhabirine göre rejim için zararlı ve tehlikeli sayılan Uygurlar “Terbiyeleş ‘Eğitim Merkezi adı verilen Kamplara kapatılarak “Eğitiliyor”lar,Pamir dağları eteklerindeki kadim Kaşgar kentinin her yerinde gözetleme kameraları, elektrik ve dikenli teller ile çevrili bir gözetleme kulesi içine kilitlenen bir siyasi eğitim merkezileri görülüyor. Sürveyans bilgilerine göre kimlerin tutuklanarak buralara konulacağına Çin yönetimi karar veriyor. Bu nedenle Uygurların neden tutuklandıklarına ve neden götürüldüklerine dair hiçbir bilgisi veya fikri bulunmuyor.

İlgili resim

Kanadalı The Globe and Mail, Gazetesi : Çin, Uygurlara Hitler İdeolojisi Uygulanıyor
Bölgeden bir süre önce dönenKanada  gazetesi  muhabiri intibalarını gazetesinde yayınlamış bulunuyor.O,Uygurların dini yaşayışları,ibadetleri üzerinde çok sıkı kontroller bulunduğunu belirtiyor. İslam dininin sembolü ve ibadet mekanı olan Camileri üzerindeki şiddetli gözlem hemen göze çarpıyor. Bölgede yaşayan her bir Uygur’un düşünce kalıplarının ve DNA verilerinin nasıl kaydedildiğini ayrıntılı olarak açıklıyor. Özellikle çocuklar arasında, okulda Çince öğrenmek ve bir Çinli gibi giyinmek,konuşmak ve yaşamak için gerekli ortamı oluşturmak için katı kurallar konulmuş ve çocukların okul döneminde evlerine dönmelerine izin verilmiyor.


Çin yönetimi, Uygurlara “ Hilter İdeolojisinin” Bütün Yöntemelerini Uyguluyor
ÇKP,yönetimi bölge’de yaşayan etnik Müslüman Uygurları asimile etmek ve bir an önce onları dönüştürmek için 1940’larda Alman  Faşist Hitler’in bütün  uygulamalarını  bölgede icra ediyor. ÇKP.yönetimi bütün uygulamalarında Çin ırkçılığını esas olarak alıyor. Uygurlara reva görülenler Hitler’in “Üstün Irk”  İdeolojisinin adete tekrarı niteliğinde görülüyor. Çin’in Uygurlara karşı icra ettiği bu azınlık ırklçılığını Sovyetkler Birliği de Uygulamıştı.  Aşırı Rus milliyetçiliğinin yükselişi en sonunda 1990’lı yılların başında SSCB’yi çökerttiğini bütün dünya şahit olmuştur.Bu imge yanı Üstün Han Irkçılığı Çin yetkililerinin kafasında  ve taze bir şekilde yeniden canlanmış durumda ve bunu da Uygurlara tatbik ediyorlar. ÇKP.iktidarı SSCB.’nin karanlık akibetinin kendisinin yanı Çin’in başına gelmesini engelleyebilmek için Müslüman Uygurların ülkesinde onlara karşı “demir prangaları Dikenli Teller ve son teknoloji ürünü kameralar,Yüztanıma cihazları ve gözetleme teknolojilerini kullanıyorlar.
Çin Komünist Parti, Çince eğitiminin Uygur ekonomisine fayda sağlayacağını iddia ediyor. Ancak bu iddia, aslında yönetimin asimilasyon politikalarını gizlemek ve kamufle etmek içindir. ÇKP.yönetimi bölgeyi Çinli olmayan ve kendisinden “farklı” olan her şeyden arındırmak istiyor.

Görüntünün olası içeriği: 1 kişi, açık hava

BÖLGE’DE UYGULANAN ÜSTÜN HAN IRKÇILIĞI, HİTLERİN YAHUDİLERİ TASFİYE YÖNETİMİ İLE ÇAKIŞMAKTADIR.
ÇKP.’nın bölgedeki yönetiminin uyguladığı  üstün Han Çin ırkçılığı, Hitlerin Yahudileri tasfiye Uygulamaları, NAZİ Lideri Hitler’in Üstün Aryan egemenliği ve Yahudilerin tasfiyesi düşüncesiyle bire bir çakışmaktadır. Hitler, ‘aşağı ırkın yok oluşunun doğanın yasası olduğuna ve’ üstün ‘olan Aryan ırkının diğerlerini yönetmeye inandığını belirtmiştir. Bu nedenle diğer ırklar Aryalılara hizmet etmeli veya ölmeli. Nazi Lideri Hitler Almanya’nın diğer ülkelere yaptığı işgali haklı kılmak için nefret enerjisini Alman ırkçılığı temelinde kullanmıştır.
Ancak, nefret ve inkar,bir yönetişim ilkesi asla değildir. Eski çağlardan beri insanların kurduğu bütün yönetimler adil yönetim, adalet  kuralları ve temel ahlak üzerine kurulmuştur. Başka bir deyişle, hükümdar Tanrı ve halkı için sevgiye sahip olmalı, halkını erdemli yaşama davet etmeli ve Tanrı’ya yaklaştırmalıdır. Bu sayede hükümet, devletin maddi mutluluğundan sorumlu olmuştur.

Liu Xiaobo’nun Hayat Hikayesi ve Uygurların Vicdanı Dr.İlham Tohtı
“ Hükümet bunu başaramadığında yönetim için başka devrimciler gerekir- Benim hiçbir düşmanım yok” dedi Nobel Barış Odülü sahibi Çinli aydın Liu Xiaobo.
Uygurların Vicdanı Dr. İlhan Tohti aynı zamanda bir bilim adamı ve Uygur ekonomisti. O bölge’de yaşayan Uygurların da etnik Han Çinlisi göçmenlere tanınan hakların kendi halkı Uygurlara da tanınmasını barışçıl yollardan talep etti.Bu haklı ve yasal talepleri “Bölücük” ile suçlandı ve 2014’de ömür boyu hapisle cezalandırıldı.Halen Urumçi Hapishanesinde tutuluyor. O,etnik Hanları dışlamadı aksine Hanlar ile Uygurlar arasındaki uyumu ve barışı sağlamak ve savunmak gibi bir zihniyete sahipti
Ilham Tohti, 05 Temmuz urumçı Urumçi ayaklanmalarının yıldönümünü “Irkların Uyum ve Dostluk Günü” olarak ilan edilmesini istedi ve yaz tatillerinde ırklar arasında kültürel ve spor yarışlar düzenlenmesini ve Uygurlar ile etnik Çinlilere arasında arasında kültürel alışverişler düzenlemeyi önerdi.
Ancak,Dr.Tohtı bütün bu barışçıl fikirlerine rağmen 2014’te tutuklanmış ve ömür boyu hapis cezasına çarptırılmıştır. Çin Komünist Partisinin bölge’deki Üstün Han egemenliği fikri,iki farklı ulus arasındaki uyum ve bağışlamayı görmezden gelmeleri ve kendilerinin totaliter devletlerini daha ileri seviyeye çıkararak diktaötürlüklerini tamamlama hırslarının açık kanıtıdır.
Amanya’da yaşayan Ilham Tohti Girişimi Gurubu Başkanı Enver Can Ilham Tohti’yi Nobel Barış Ödülü’ne aday göstermek için  çalışmalar yapıyor.O bu konuda başarılı olursa ve Dr.Tohti’ye  de Nobel Barış Ödülü verilirse  bunun Uygur halkının bağımsızlığının alevini ateşleyeceğine ve demokrasiyi Çin’e getirmesine yardımcı olacağına  inandığını söylüyor.

Uygurları Bu Çok Tehlikeli Durumdan  Kurtarılması  İçin Dış Yardıma İhtiyaç Var !
Uygurların toptan asimile edilerek yok edilmesi tehlikesini bertaraf etmek için onların mutlaka dış destek ve yardımlara ihtiyacı vardır. Neyse ki, Amerika’nın yeni güvenlik stratejisi Çin’i ulusal güvenlik stratejisinde bir rakip olarak görüyor ve bu durum ileride büyük olasılıkla ticarette baskı uyguluyor olacak. Muhtemelen Tibet, Uygur ve İç Moğolistan halkları da düşünülecek ve bu stratejilerde  yer alacaktır. Bu konuda oluşturulacak yeni uygulamalar ile Çin’e gerekli uyarı ve baskılar yapılarak azınlık halklarıntemel insani hakları, onların dinlerini  ve kültürel varlıklarını  koruma niyetini de  böylece göstermiş olacaklardır.

İlgili resim

Japonya Ne Napabilir?

Çin’in Uygur Özerk Bölgesindeki uygulamaları bize, Çin’in egemenliği altındaki ülkelere ve halklara neler daha yapabileceğini gösteriyor. Çin’in Uygurlara karşı baskı ve asimilasyon Uygulamalarının Dr.Tohtı’ye Nobel Barış Ödülü verilmesi ile uluslar arası toplumun ve dünyanın bu bölgeye odaklanmasını sağlayacağını düşünüyorum. Böylece dünya’nın Çin’in makyajli söz ve hareketlerinin arkasına sinsice gizlediği ve taşıdığı çirkin hırslarını aydınlatmasını dileriz.

Japon Gazeteci : Hanako Cho   ?

Kaynak : //turkistantimes.com/en/news-2374.html

Etiketler: » » » » » » » » » »
Share
1611 Kez Görüntülendi.