Son Dakika
UYGUR HABER VE ARAŞTIRMA MERKEZİ(UYHAM)
T.C.Vatandaşı Doğu Türkistanlı Uygur Türkü Kuçar Kardeşler 20 ay hapiste kaldıkları Doğu Türkistan’daki bir Çin tipi Çocuk Toplama Kampında etnik Han Çinlisi Asker, Polis ve Gardiyanların kendilerine Müslüman Türk oldukları için sürekli dışlayarak ayırımcılık yaptıklarını hakaretler yağdırarak aşağıladıklarını açıkladı.
Çin’in toplama kamplarında yargı önüne çıkarılmadan ucu açık yıllarca hapiste tutulan Yaşça büyük Uygurlar ve onların çocuklarının ailelerinden koparılması ile ilgili haberler bir hayli gündeme getirilirken, onların Çocuklarının ” Yatılı Okullar (Yataklık Mektep)” adını verdikleri Çocuk Toplama kamplarında tutulan çocukların durumu Kuçar kardeşlerin anlattıkları ile ilk dafa medyaya yansımaktadır.
Özgür Asya radyosunun ABD.merkezli NPR radyosunun Kuçar Kardeşlerin verdiği açıklamalarına dayanarak verdiği habere göre 7 yaşındaki Aysu(kız) ile 5 yaşındaki Lütfullah Kuçar Kardeşler ABD’nın önde gelen devlet Medya kuruluşlarından NPR radyosuna yaptıkları ve 20 ay kaldıkları Çocuk Toplama Kamplarındaki Uygur çocuklarına ve kendilerine yönelik fiziksek ve psikolojik baskı ve zulümleri şöyle anlattı :
” Babam Urumçi’de Türk tekstil ve giyim eşyaları satan bir dükkan açmıştı. Biz 2 kardeş Türkiye’de doğduk ve Annem ve babamla birlikte Urumçi’ye gittik. Bir süre burada bir Uygur İlk Okuluna devam ettik. 2017 ‘de Çin yönetimi T.C. Vatandaşı olan Babamın dükkanına zorla el koyarak Türkiye’ye sınır dışı etti. Çin vatandaşı olan Annemle birlikte bizleri de tutukladılar. Annemi bizden ayırarak büyüklerin tutulduğu başka bir Toplama kampına hapsetti. Beni ve kardeşimi ise çocukların hapsedildiği Yataklık Mektep(Yatılı Okul) adı verilen Çocuk Kamplarına koydular. Biz diğer Uygur çocuklar ile birlikte burada tutuluyorduk. Babam Türkiye’de ve Annem Kampta olduğu için onları çok özlüyorduk. Çinli Kamp yöneticileri Uygur çocuklarının saçlarını zorla sıfıra kesiyor sürekli aşağılayarak hakaretler ediyorlardı. Yapılan hakaretler ise, çocukların etnik Uygur ve Müslüman oldukları için aşağılayıcı, tahkir edici sözlerden oluşuyordu. Sınıf Nezaretçileri ise Çocuklara çok sert ve kaba davranıyor ve sürekli azarlayarak onları baskı altında tutuyorlardı. Talimatlara uymadığı veya ödevlerini tam yapamayan çocukları ise ışık olmayan karanlık odalara kapatılarak cezalandırıyordu.” şeklinde konuştu.
Çin, Kuçar Ailesini Paramparça Ediyor
Ailenin babası Abdullatif Kuçar 1980’lı yıllarda Türkiye’ye göç ederek İstanbul’a yerleşiyorlar. Bu arada memleketi Kuçar’dan bir Uygur hanım ile evleniyor ve eşini Türkiye’ye yanına getiriyor. Aysu ve Abdullatif İstanbul’da dünyaya geliyor. Baba Abdullatif Kuçar daha sonra Urumçi’de Türk ürünü kıyafetler ve Türk tekstil ürünleri satan bir dükkan açıyor. Aile bir arada mutlu yaşamakta iken,2017’de Çin yönetimi Baba Kuçar’ı zorla Türkiye’ye sınırdışı ediyor ve Çin Vatandaşı olan Annenin Pasaportuna el konuluyor ve 20 yıl hapis cezasına çarptırılıyor. 2 çocuğun ise kendisinden ayrılarak Çocuk Kampına hapsediyor. Kuçar Kardeşler ise,Urumçi Üçtaş(Çince Sendunbi) semtindeki bir Yatılı Okul’a konuluyor. Şubat/2018 – Aralık/2019 tarihleri arasında 23 ay süre ile bu Çocuk Kamplarında tutuluyor. Kuçar Kardeşler kendilerinin bu kamplarda fiziksel ve psikolojik baskı ve aşağılamalara maruz kaldıklarını söylüyorlar. Babasının radyoya anlattıklarına göre çocuklarının psikolojik travmadan hala kurtulamadıklarını ve Psikolog yardımı ile bu travmadan kurtulmaya çalıştıklarını bildiriyor.
Baba Kuçar Çocuklarını Kurtarmak İçin Mücadeleye Başlıyor
Baba Abdullatif Kuçar Türkiye’ye geldikten sonra çocuklarını kurtarmak için büyük bir mücadeleye girişiyor. 80 yaşındaki Annesi Paşahan Kuçar ile birlikte Ankara’ya giderek Cumhurbaşkanlığı, Dışişleri Bakanlığı başta olmak üzere tüm devlet yetkililerine müracaat ediyor. Bu arada Pekin Büyükelçiliğine de onlarca kez mektup yazıyor. Sonuçta Dışişleri Bakanlığının girişimi ile kendisine çocuklarını Türkiye’ye getirebilmesi için 10 günlük bir Çin vizesi alınıyor. Çocuklarını getirebilmek için gittiği Urumçi hava alanında kendisi uçaktan iner inmez yanına bir Çin Polisi kendisini koruma bahanesi ile refakat ediyor. Çinli Polis kaldığı 10 gün içinde 24 saat yanından hiç ayrılmıyor ve bütün temas ve görüşmelerinde hazır bulunuyor ve kendisini nezaret ediyor.
Çocuklarını Türkiye’ye Getiriyor
Baba Abdullatif Kuçar Dışişleri Bakanlığımızın yardımı ile Çin Büyükelçiliğinden aldığı 10 günlük vize ile Urumçi’ye gidiyor ve Türk Vatandaşı olan Kamptaki çocuklarını teslim alıyor. Kendisini kendi evi veya yakınlarınnın evlerinde kalmalarına da müsaade etmiyor ve otelde kalmaya mecbur ediyor. Türkiye’ye dönüş öncesi Hapisteki anneyi çocukları ile birlikte ziyarete gidiyor. Anneye tutulduğu hücrenin kapısındaki delikten 10 dakika süre ile görüşüp vedalaşmalarına müsaade ediliyor. Annenin ve çocukların bir birlerine sarılmaları veya uzaktan da olsa ağlamaları ise, sert uyarılar ve tehditler ile engelliyorlar. Baba Kuçar’a Çin Güvenlik yetkilileri kendisinin çocuklarının kampta tutulduğuna dair kimseye bir şey söylememesini ve basına açıklama yapmamasını aksi takdirde Hapisteki Annenin cezasının daha da uzayacağını ve hatta hayatının tehlikeye bile gireceğini söyleyerek yazılı belge imzalatıyor.
Kuçar Ailesi 2 Yıl Suskun Kalıyor
Baba Abdullatif Kuçar eşinin belki bir gün serbest bırakılacağını ve ailesine kavuşacağı ümidi ve eşinin daha fazla baskı görmemesi için bu durumdan kimseye bahsetmiyor ve basına da hiç bir şekilde açıklama yapmıyor. Aradan 2 yıl geçmesine rağmen, hapisteki Annenin durumunda hiç bir olumlu gelişme olmuyor ve bir kez bile olsa telefonla görüşemiyor. Bu durum karşısında geçtiğimiz ay aile durumu değerlendirerek ailenin başına gelenleri basına anlatmaya ve Uygurların durumu hakkında uluslararası topluma açıklama yapılması yolunda karar alıyorlar. ABD. Fransa, Japonya başta bir çok ülkenin haber ajansları medya ve Tv. kanalları çocuklar ile ilgili haberler yaparak dünyaya duyuruyor.
Çin Polisi Telefon ile Tehdit Ediyor
Bunun üzerine Çin Polisi Baba Kuçar’a telefon açarak kendisini tehdit ediyor. Çin Polisi ” Sen imzaladığın Taahhütnameye sadık kalmadın. Çocuklarını medyaya konuşturdun. Eşinin durumunu düşün ve imzaladığın belgenin içeriğini asla unutma”” şeklinde tehdit ve şantaja çalışıyor. Bunun üzerine Baba Kuçar Çin işgal Polisine : ” Ben eşimin serbest bırakacağı ümidi ile 2 yıldır kimseye konuşmadım ve suskun kaldım, Ben sözümü tuttum. Ama siz Hitaylar(Çinliler) sözünüzü tutmadınız. Senin tehditlerin artık bana sökmez. Ben Çin yönetiminin eşime, bana ve çocuklarıma yaptıklarını ve Uruumçi’den beni zorla sınır dışı ederek on binlerce dolar kıymetindeki mallarımı nasıl gasbettiğinizi ve yasa dışı baskı ve zulümlerinizi tüm dünyaya anlatmaya devam edeceğim.” sözlerini ifade ettikten sonra telefonu kapatıyor.
Kuçar Çin Vatandaşı Eşinin Cumhurbaşkanı Erdoğan ile Urumçi Ziyaretinde Konuştuğu için Hapsedildiğini söylüyor
Kuçar ailesi Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan’in Başbakan iken Nisan/2012’de Urumçi’de Geleneksel Uygur Pazarı (Çong/Büyük Bazar)’i ziyaret ettiğinde hapisteki Annenin Türkiye’de bir kaç yıl kaldığı ve Türkçeyi çok iyi bildiği için kendisine hoş geldiniz diyerek kendisini karşılayan diğer Uygurlara tercümanlık yaptığını ve daha sonra Sayın Erdoğan’in eşlerinin özel daveti ile kaldıkları otelde bir süre sohbet ettikleri için o yıllarda da onlarca kez sorgulandığını de bildiriyor. Çin yönetiminin bütün bunları bahane ederek 2017’der sonraki toplu tutuklama kampanyasında kendisini tutukladığını ve 20 yıl hapis cezasına çarptırarak cezalandırdığını bildiriyor.
Kaynak : https://www.rfa.org/uyghur/qisqa_xewer/yataqliq-mektep-02042022180905.html
BENZER HABERLER