Son Dakika
Uygur Haber ve Araştırma Merkezi(UYHAM)
Ülkemizin önde gelen ilim ve fikir adamlarından merhum Prof.Dr.Turan Yazgan’ın kurduğu ve Türk dünyasına yönelik çalışmaları ile tanınan ve ülkemizin önemli ve itibarlı Sivil Toplum Kuruluşlarından Türk Dünyası Araştırmaları Vakfı’nda ” Doğu Türkistan’ın Bugünkü Durumu” konulu bir Konferans gerçekleştirildi. 27 yıldır aralıksız bir şekilde sürdürülen Süleymaniye Kürsüsü Konuşmaları adı altındaki konferansları serisinin 18 Şubat 2017 Cumartesi günkü konusu Doğu Türkistan oldu. “Doğu Türkistan’ın Bugünkü Durumu” konulu Konferansta özellikle Doğu Türkistan’ın güncel durumu ve sorunları gündeme getiriliyor.
İstanbul Üniversitesi Avrasya Enstitüsü’ne ait tarihi Kimyager Derviş Paşa Konağı Konferans Salonunda gerçekleştirilen Konferans, bu konferans için Ankara’dan davet edilen Gazi Üniversitesi Öğretim Üyesi Sayın Prof.Dr.Ekrem Barak Arıkoğlu tarafından verildi.
tarafından açıldı. Katılımcıların hep bir ağızdan İstiklal marşını okuması ve ardından de şehitlerimiz için saygı duruşundan sonra Konferans, Türk Dünyası Araştırmaları Vakfı, Eğitim ve Kültür Müdürü Sayın Metin Köse açılış konuşmasını yaptı. TDAV.Eğitim ve Kültür Müdürü Köse açılış konuşmasında şöyle konuştu ; ” Türk Dünyası Araştırmaları Vakfı’mızır kurucusu ve başkanı merhum Prof.Dr.Turan Yazgan Hocamızın Doğu Türkistan meselesine çok özel ilgisi vardı.Doğu Türkistan Vakfı ile komşu olması ayrıca güçlü gönül bağları çalışmalarında bunu devamlı ön palanda olmasını sağlamıştır.Bugün yine bir Doğu Türkistan konferansını daha düzenlemiş bulunuyoruz.Doğu Türkistan’a bir ziyşaret gerçekleştiren Prof.Dr.Sayın Ekrem Barak Arıkoğlu hocamız bize bizzat kendi gözlemelerine dayanarak bu kadim Türk ana vatanını bizlere anlatacaktır.Kendilerine hoş geldiniz diyar ve teşekkür ediyoruz.” dedi ve kendisini konferansını vermek üzere kürsü’ye davet etti.
Kürsü’ye davet edilen Sayın Prof.Dr.Ekrem Barak Arıkoğlu,Türk Dünyası Vakfı’na bu konferansı düzenlediği için teşekkür etti ve Doğu Türkistan ziyareti esnasında çektiği resimlerden oluşan slayıtlar eşliğinde konferansa başladı.
Prof.Arıkoğlu Doğu Türkistan olarak andığımız coğrafyanın sadece bugün orada yaşayan Uygur Türkleri ile diğer Türklerin vatanı olmadığını, bu toprakların Türk kültür ve medeniyet coğrafyamızın de en önemli merkezi olduğunu belirterek şöyle konuşutu ; “ Biz ekip Proje ekibi arkadaşlarımız ile birilikte Urumçi’den Kaşgar’a uzanan kültür projemize günümüzde Doğu Türkistan’ın başkenti olan Urumçi’den başladık ve bu ülkenin hemen hemen bütün şehirlerini ziyaret ettik. Urumçi, sadece bugün değil, 9.yüz yılda da bu topraklarda kurulan İdikut Uygur devleti’ne başkentlık yapmış tarihi bir kenttir.Doğu Türkistan’da bizim kültür tarihimizin çok önemli belgelerini barındıran Binev Budist Tapınakları ve Budist rahipleri yetiştiren çok büyük Okullar ile daha sonra İslam dinimizi kabul ettiğimizdene sonraki devirlerde islam dinimize ait,Camiler,Medereseler,Kütüphaneler,TÜrbeler başta kültür ve medineyitimizin kadim izleri bu topraklarda bulunmaktadır.Bu yapılardaki duvar resimleri başta diğer süslemeler muhteşem ve ince bir sanatın örnekleridir.Turfan,sebze ve meyva mekanıdır. Türkiye&mizde Turfan’da Meyva ve Sebze deyimi Turfan şehrimizden gelmektedir.ÇÜnkü,bu kent deniz seviyesinin altında yere aldığı için yazlar erken gelir ve sıcak ikilimi dolayisiyle ilt meyva ve sezbze burada yetişir. Atalarımız binlerce yıl öncesinde günümüze göre çok modern sulama sistemlerini kurmuş ve bu vadi’de özgün bir medeniyet meydana getirmiştir. 5 bin 500 Km.uzunluğundaki bu Karizler yerin bin 500 metre altında insan eli yapılmış harika yapılardır.Suyun buharlaşmaya karşı yerin altından akıtılarak yer yüzüne çıkarmaktadır. Yer altında açılan kuyular değişik tekniklerle birliştirilerek çoğaltılan sular daha sonra kullanıma verilmektedir. Karizlar 5 bien yıl önöcesinde yapılmışı olmasına rağmen hala kullanılmakta ve hala bölge insanlarına katma değer temin etmektedir. 3 bin civarında olduğu bildirilen bu yer altı kuyuları aşırı göç ve aşırı kullanma ,daha derin kuyuların açılması sebebiyle günümüze mealesef 300 adet civarına kadar inmiştir.
Biz Türklerin en önemli 3 baş eserimizin 2’si,yanı Divanü Lugatit Türk’un yazarı Kaşgarlı Mahmut ile ilk felsefevi ve hukuk baş kıtabımız olan Kutadgu Bilik’in yazarı Yusuf Has Hacip halen Azizler ve bilimi kenti olan Kaşgar’da ebedi uykularını uyumaktadırlar. Biz Türkleri bu ülkeye maddi ve manevi olarak bağlayan ve kültür ve medeniyet birlikteliğimizi sağlayan sebeplerin sayısını daha arttırabiliriz.Bunun için de bu ve diğer yönleri ile de Doğu Türkistan’a bağlı olmamız gerektiğini düşünmekteyim.
Doğu Türkistan Türkleri günümüzdeki bütün olumsuz şartlara rağmen mili ve manevi değerleri ve kültürel kimliklerine çok sıkı bağlı olduklarını memnuniyet ile müşahede ettik. Kültürlerine çok bağlı olan bu Kardeşlerimizi bizlerin Türk olduğumuzu ve Türkiye’den geldiğimizi öğrenince çok heyecanladılar ve sanki uzun yıllar kaybetmiş akrabalarına ve kardeşlerine yeniden kavuşmuş gibi bizleri bağırlarına bastılar ve çok çok heyecanlandıklarına şahit olduk.Doğu Türkistan seyahatemiz benim için hayatımın unutulmaz ve her zaman heyecanla hatırlayacağım bir kesiti olmuştur.”
Prof.Dr.Arıkoğlu,daha sonra ekrana yansıttığı slayıt eşliğinde gezisi ile ilgili intibalarını görüş ve düşüncelerini anlatarak konuşmasını şöyle sonlandırdı ; “ 21. Yüzyılda tekniğin baş döndürücü bir hızla geliştiği,sınırların ve insanlığın ortak değerlerinin küresel bir hale geldiği günümüzde Doğu Türkistanlı Kardeşlerimize reva görülenleri kabul etmek asala mümkün değildir.Ben ilimle uğraşan ve köklerimizi tanımak ve anlamak için oraya giden bir bilim adamı olarak,bir insan ve Türk olarak Uygur Türkü Kardeşlerime yapılanları havselem almamaktadıır.Ancak,Doğu Türkistanlı Kardeşlerimizin kendi ana yurtlarında insani hak ve hukuklarına sahip olarak huzurlu ve mutlu yaşamaları için hep birlikte mücadele etmemiz gerektiğini düşünüyorum.Onlarına tek başlarına öksüz ve yetim bırakmak ve onları unutmak hepimizi için büyük bir felakettir. Bu mücadelede soğuk kanlı olmak,heyecanlarımızı ve duygularımızı kaybetmemek ancak, akıl,feraset, barış ve diyalog yolunu tekip etmek çok önemlidir.Ben şahsen bundan sonraki çalışımalarımda Doğu Türkistan’ı anlatmayı milli ve insanı bir görev olarak sürdüreceğimi ifade etmek istiyorum.Doğu Türkistan’ı ve bu ülkede varlık mücadelesi vermekte olar kardeşlerimize Türk Milleti olarak Türkiye Cumhuriyeti ve diğer kardeş Türkistan Cumhuriyetleri olarak sahip çıkmak ve sürekli gündemde tutmamızizn çok önemli olduğunu düşünüyorum.Allah Doğu Türkistanlı Kardeşlerimizin yar ve yardımcıları olsun.” Cümleleri ile sonlandırdı.
Konferans soruların cevaplandırılması ve katılımcılara Türkistan pilavı ikramı ile sona erdi.
Konferans, bir çok bilim ve fikir adamı,Sivil Toplum Kuruluşları Başkan ve yöneticileri ile Türk dünyasına gönül veren Doğu Türkistan dostları ve Doğu Türkistanlıların oluşturduğu kalabalık izleyiciler tarafından ilgi ile takip edildi.
Akşam saatlerinde ise, Ankara’dan gelen Konferans konuğumuz Prof.Dr.Sayın Ekrem Barak Arıkoğlu şerefine Doğu Türkistanlılar tarafından Topkapı TÜrk Dünyası Mahallesi’nde bulunan Zinnet Uygur Restoran’da bir yemek tertip ediildi.Yemeğe Türk Dünyası Araştırmaları Vakfı yetkilileri, seçkin bilim adamları ile STk.ları temsilcileri ve Doğu Türkistanlılardan oluşan kalabalık bir gurup katıldı.
Etiketler: Dünya » Genel » Görüş Yorum » Gündem » Haber » Röportajlar » Sanat » Siyaset
BENZER HABERLER