Peki ya Doğu Türkistan? Onun için ne yapıyoruz? Hadi Filistin için Devletimizi yönetenler, Diyanet İşleri Başkanlığı, bazı dernek ve vakıflar kınama mesajları yayınlıyor, protesto gösterileri düzenliyor, camilerde vaaz ve hutbe konusu yapılıyor da Doğu Türkistan için herkes, kurum ve özellikle dinimizi kullanarak parsa çalışan vakıflarla dernekler neden “Sağır, dilsiz ve kör ”kesiliyorlar?
En son 13 Mayıs 2021 Cuma günü Ramazan Bayramı Namazı’nda vaaz ve hutbe konusu Filistin üzerine idi. Hoca efendiler estiler gürlediler ve adeta cemaati galeyana getirecek ifadeler ifadeler. Siyasiler her zamanki gibi klasik, kalıplaşmış beyanatlarını tekrar ettiler ama Doğu Türkistan kimsenin aklına gelmedi. Oysa orada İsrail Devleti’nin kuruluş yıldönümüne rastlayan Mayıs Ramazan günlerinde değil zulüm, işkence ve soykırım var. Defalarca devlet yetkilileri, Diyanet İşleri Başkanlığı’na iletildiği halde ve -esasen iletilmeye de gerek yok- bütün olup bitenler ayan beyan ortada ses seda çıkmadı, çıkmıyor. Geçen yıl, Diyanet İşleri Başkanı’nın Bursa ziyareti sırasında yanına sokulan Doğu Türkistanlı bir genç, “Başkanım, Doğu Türkistan için de bir dua istiyoruz”İstediği top tüfek, para pul değil, sadece DUA istiyor. Bu istek karşısında “Yaparız İnşaallah” cevabı veriliyor ama aradan bir yıl geçti ve Allah’n adı anılarak verilen cevap havada kaldı. Hadi siyasiler, hadi art niyetli bazı mahfiller, hadi Perinçekler gibi Çin dostları olup bitenleri görmezden gelebilirler, siyasi davranabilirler, eyyamcılık yapabilirler hatta ihanet edebilirler ama Diyanet İşleri Başkanlığı gibi bir kurum din kardeşleri arasında ayırım yapabilir mi? Bunun dinimizde yeri oldugunu, kitaba, sünnete uygun oldugunu edebilecek biri var mıdır? eyyamcılık yapabilirler hatta ihanet edebilirler ama Diyanet İşleri Başkanlığı gibi bir kurum din kardeşleri arasında ayırım yapabilir mi?Bunun dinimizde yeri oldugunu, kitaba, sünnete uygun oldugunu edebilecek biri var mıdır? eyyamcılık yapabilirler hatta ihanet edebilirler ama Diyanet İşleri Başkanlığı gibi bir kurum din kardeşleri arasında ayırım yapabilir mi? Bunun dinimizde yeri oldugunu, kitaba, sünnete uygun oldugunu edebilecek biri var mıdır?
Dert sadece bu da tabii değil… İşin bir de Milli Eğitim ilgilendiren yönü var ki sormayın!
“Uluslararası Bilimsel ve Kültürel Araştırmalar Vakfı” diye bir vakıf var. Başkan, Prof. Dr. Bülent Okay. Bu vakfın, “Hayalimdeki Çin” resim yarışmaları haber düzenlediğini haber alınca “Bu vakıf kesinlikle Doğu Perinçek’le” demiştim. Biraz araştırınca, Başkan’ın Vatan Partisi’nden Antalya Büyükşehir Belediye Başkanlığı adaylığı öğrendim ve yanılmadığım ortaya çıktı. Hadi onların zihniyeti de tihniyeti de bu. İşin garibi ve gereken yönü, Çin’in Uygur Türklerine uyguladığı zulüm ortada iken TC. Milli Eğitim Bakanlığı okullara yazı yazarak böyle bir yarışmaya destek olması!Aklıselim, Sağduyu der ki, “Hayalimdeki Ermenistan” ya da “Hayalimdeki İsrail” isimli bir yarışmaya destek olarak “Hayalimdeki Çin” adı altında düzenlenen bir yarışmaya destek olmak arasında fark yoktur. Çin, tam 71 civarında beri Doğu Türkistan’da işgalci durumda ve milyonlarca soydaşımıza, dindaşımıza zulmetmekte; soykırıma uğratmakta, insanlık dışı, ahlak dışı uygulamalar yapmaktadır. Buna rağmen amacı belli bir vakfa bir devlet kurumunun ve hele de Milli Eğitim Bakanlığı’nın destek olması olacak iş değildir.
Kısacası devlet ve millet olarak politikalarımızı gözden geçirmek zorundayız. Osmanlı tam dört yüz yıl Kudüs’ün, Mekke ve Medine’nin bekçiliğini yaptı. Oralarda kendi yönetimini kurmadı, dilini kabul ettirmedi, çok kültür erozyonuna uğradı. “Din sözünü” kabul ettiği Araplara kardeş gözüyle baktı, hatır ve gönüllerini hoş tuttu ama hep ihanete uğradı. Günümüzde de nerede ise dostane ilişkilerimiz olan bir Arap İslam Devleti yok. Çin’in Uygur Türklerine uyguladığı zulüm karşısında hiçbiri adım atmıyor, tavır koymuyor. Çin’i kınayan ülkeler Çin’i kınayan sözler yapıyor ama bu Türkiye’de dahil hiçbir İslam ülkesinin imzası yok.
Yarın adli İlahide elbet bu da mizana, kötü gelecekleri, dilleriyle kaçındıkları gibi imanın en zayıf noktası olarak vasfedilen “kalple buğz” edip etmedikleri safra olmayanlardan elbette bunun hesabı sorulacaktır.
Kaynak: https://www.habererk.com/islam-lemi-bu-kafa-ile-giderse-daha-cok-agit-yakariz-makale,8263.html?fbclid