Son Dakika
Uygur Haber ve Araştırma Merkezi(UYHAM)
Çin işgal yönetiminin işbirlikçi Uygur asıllı Memuru Çin işgal yönetiminin dini inanç ve ibadetleri kısıtlama,engelleme ve yasaklamasından sonra bu kez Müslüman Uygur Türklerinin evlerinde buluna Kur’ani Kerim ve dini içerikli kitap ve yayınları ceza ve tehdit ile imha etmeye zorladıklarını açıkladı.
Özgür Asya radyosuna konuşan ve adını Giyaseddin olarak açıklayan ve oturuduğu kentin adını ise, gizleyen Çin’in Uygur asıllı bir Denetim memuru şunları ifade etti
Bir Yıl Süre İle Geçici Olarak Görevlendirildim
Ben büyük bir kent’te devlet mumuru olarak çalışıyordum.Yönetimin emeri ile ülkenin güney bölgesindeki bir kente bir yıl süre ile geçici olarak görevli gönderildim.Benim buradaki görevim köylere giderek mahalli yönetimin ÇKP.’nin cıkardığı yasa ve talimatlarını tam olarak uygulanıp uygulanmadığını kontrol etmek ve icraatları yerinde görerek durumu tesbit ederek yukarıya rapor etmektir. Görevim gereği sürekli olarak köylerde denetleme yapıyorum.Köylerde yaşayan Uygurlar ile bire bir görüşüyor ve sohbet ediyorum. Güney bölgelerinde yaşayan Uygurlar çok fakir ve ekonomik olarak standartların çok çok altında bir hayat yaşıyorlar. Baskılar buralarda diğer yerlere göre çok daha ağır ve sıkı şekilde icra ediliyor. Halk çok tedirgin,geleceklerinden ümitsiz ve korku içinde yaşıyor.
Dini Hayat Çok Sıkı Kontrol Altında
En ucra köylerdeki cami ve Mescitler dahi çok sıkı denetim ve kontrol altında.Namaz dahi polis ve asker kontrölü altında kılınabiliyor. Hopörlörle ezan okumak yıllar önce yasaklanmıştı zaten. Namaz vakitlerinde ezan Mescit ve Camilerin içinde dışarıda duyulmayacak kadar çok alçak sesle okunuyor.Mikrofon kullanmak zaten yasaklanmıştır.Sabah ve yatsı namazları için Mescit ve Camiler açık.Diğer zamanlar ise,kapılara kilit vuruluyor. ÇKP.Dini işler İdaresinin tayin ettiği Cami imamı gelmediği zaman kimse onun yerine imam olamıyor.Çünkü,yasak. İmam olarak namaz kıldıran suç işlemiş oluyor ve cezası de çok ağır.Bu nedenle kimse imam olmuyor.Baskı ve zulüm o derece ağır ve sıkı ki, Müslüman Uygurlar Çin asker ve polisinin baskı,tehdit ve korkutmaları yüzünden evlerinde adeta kapanmış durumda.Dışarı çıkmaktan dahi korkuyorlar.
İmamlar Her Gün Eğitime Tabi Tutuluyor
Din İşleri idaresi Çin Komünist Partisine bağlı.İmamlar çok sıkı şekilde kontrol ve denetleniyor.Ayrıca,imam ve müezzinler hemen hemen her gün Dini işler idaresine toplanarak “Eğitim”e tabi tutuluyor. Sürekli gözetim,kontrol ve baskı altında olan Çin’en maaş alan imamlar da görevlerini yaparken çok dikkatlı ve titiz davranmak zorunda.
Kur’ani Kerim ve Dini Kitaplar Zorla İmha Ettiriliyor
Çin yönetimi 2-3 yıl öncesine kadar, her evde birer Kur’ani Kerim bulundurulabileceğini açıklamış ve her evde bir adet Kur’an kerim bulundurmaya izin veriyordu.Şimdi bu uygulama kaldırıldı.Evlerde Kur’ani Kerim ve dini kitaplar bulundurmak yasaklandı. Evler her an arandığından Kurani Kerim ve dini kitapları gizlemeleri de mümkün olmuyor.Aramalarda ele geçirilirse 5-8 yıl arasında değişen hapis cezalarına çarptırılıyorlar.
Müslüman Halk, Kurani Kerim ve Dini Kitapları Önce Mescit ve Camilere Bırakıyordu
Çin yönetimi Kur’ani Kerim ve dini kitapların bulundurulmasını yasakladıktan sonra.,halk suçlu duruma düşmemek için ellerindeki Kur’ani Kerim ve dini kitapları Mescit ve Camilere bırakarak bu cezadan kurtulmak istiyorlar.Ancak,Mescit ve Camilere getirilen Kur’ani Kerim ve dini kitapların miktarı çok fazla olduğu için bunları koyacak yer bulamayan görevli imamlar veya Dini işler İdaresinin talimatı ile bu kitapları almamaya başlamış,
Kur’ani Kerim ve Dini Kitaplar gömülerek,yakılarak ve suya Attırılarak İmha ettiriliyor
Mescit ve Cami görevlerinin kabul etmedikleri Kur’ani Kerim ve dini kitapları halk bu kez toprağa gömerek, akar sulara bırakarak veya yakarak imha ediyorlar.Çünkü,rastgele veya çöpe atarlarlarsa günahkar olacaklarından çekindikleri için bu yola başvurduklarını söylüyorlar. Müslüman Uygur köylülerin bu imha işlemlerini uygularlarken, üzüntülerinden çaresizlikilerinden göz yaşlarını boğulduklarını ve ağladıklarına bizzat şahit oldum.
Dini Bayramlarda Benzin İstasyonlarını Mecburi Olarak Kapattırılıyor
Özellikle dini bayram günlerinde Müslüman Uygurların yakınları,akrabaları ve uzaktaki tanıdık ve dostlarına bayram ziyareti için araçları ile gitmelerini engellemek için Benzin İstasyonlarını güvenlik tedbirlerini gerekçe göstererek kapattırıyor ve yakıt satışı de böylece engellenmiş oluyor. Araçlarına yakıt alamadıkları için Müslüman Halk, bayrım ziyaretlerini yapamıyorlar. Çin yönetimi bu uygulamaları ile bir yönden de Müslüman Uygurlara dini vecibelerini yapmalarını önleyerek onlara hakaret etmiş ve etnik ve dini olarak de onları aşağılamış de oluyorlar.
Her Bölge İçin Tutuklu Kontenjanı Tesbit ediliyor ve Uygulanması İsteniyor
Çin işgal yönetimi her yerleşim birimi için aylık ve yıllık olarak tutuklanacak kişiler için kontenjan tesbiti ediyor ve bu bölgelerdeki yetkili memurlarına bunun uygulanmalarını talep ediyor. Örneğin,A köyünden ayda şu kadar kişi yasa dışı eylemler ve davranışlar yaptığı için tutuklanacak.Yetkililer bu kadar insanı gerekçeler ve sebepler uydurarak tutukluyor ve hapsediyor ;
Bu tutuklamalar için şu sebep ve gerekçeler sebep olarak gösteriyorlar ;
1. İçki ve sigara kullanmakta iken.bu alışkanlıklarını aniden terk edenler
2. Dini duygusu zayıf iken.birdenbire dini duyguları artarak güçlenenler
3. NNamaz kılmaz iken, Aniden namaza başlayanlar
4. Sakalını uzatanlar ve dini içerikli kıyafet giyenler
Rüşvet Olağan Bir Ticaret Sektörü Haline Gelmiş
Yukarıda belirtilen iddia ve gerekçeler ileri sürülerek tutuklanan gençleri kurtarmak için aileler ÇKP.’nın işgal yetkililerine yüksek miktarda rüşvet vererek evlatlarını kurtarmaya çalışıyorlar.Parası olmayanlar ise,rüşvet vermek için bankalardan,yakınlarından veya komşularından borç para alarak bu rüşveti veriyorlar.Çin yönetimi bu rüşvete bilerek göz yumuyor.Çünkü,her kademedeki Yetkililer de rüşveti bir alışkanlık haline getirmiştir ve olağan karşılanmaktadır. Çin işgal yönetimi mahalli yetkilerinin rüşvet alarak zengin olmalarına göz yumuyor ve karşılığında da kendi tahakkümlerinin en küçük yerleşim birimlerinde sıkı bir şekilde devam etmesini istiyorlar.
Etiketler: Çin » Din » Dünya » etnik Çatışma » Genel » Görüş Yorum » Gündem » Haber » Röportajlar » Siyaset
BENZER HABERLER