logo

trugen jacn

İŞGALCİ ÇİN’İN SAKLI VAHŞETİ : DOĞU TÜRKİSTAN

Mehmet Şal

Mehmet ŞAL

Tarihi geçmişi çeşitli zenginliklerle dolu, medeniyet beşiği olmuş, coğrafi konumuyla stratejik öneme haiz özellikleri olan, ekonomik, siyasi, askeri ve jeopolitik konumu yapısıyla dikkat çeken tarihi Türk yurdu Doğu Türkistan… 
 
Bu coğrafyanın etrafında; Afganistan, Pakistan, Rusya, Sibirya, Keşmir, Tibet, Kazakistan, Kırgızistan, Tacikistan gibi coğrafyaların varlığı ne kadar stratejik bir konuma sahip olduğunu gösteriyor. Coğrafi potansiyeli, enerji ve maden kaynaklarının çeşitliliği Asya kıtasındaki yeri ve çevresi itibariyle hayati, kritik, dışa açılma kapısı olma adına hassasiyeti yüksek bir mekan özelliğine sahiptir Doğu Türkistan…

Dünyanın yeni denge ve süper güç olma yolunda büyük adımlar atan Çin, böyle bir coğrafyasının tüm nimetlerinden yararlanmak, bölgeyi elde tutabilmek için her yolu denedi, denemeye devam ediyor.

1876 yılı itibariyle Türkistan’ın öz evlatlarının birlik olmaması, iç çekişmeler, dış müdahaler vb. etkenler sonucu Doğu Türkistan Çin işgaline uğramış, arkasından Çin  devletinin bu kutlu coğrafyadaki baskı, zulüm, işkence, sindirme, yıldırma yöntemleri kan ve gözyaşına dönmüştür. Sonrasında ise asimilasyon politikalarını uygulamaya koymuş, bu politikanın acımasız her yöntemine başvurmuş bir devlet Çin… Yaptığı zulmü, vahşeti her defasında dünya gündeminden uzak tutmaya çalışan ve bunu da büyük oranda başarabilmiş, dünyaya  oradaki Türkleri isyancı, ayrılıkçı, terörist  bir topluluk olarak gösterme gayretinde içerisinde olmuş bir devlet Çin…

Doğu Türkistan halkının isteklerine kulak tıkamış, yaşam hakkı tanımayan, ötekileştiren, fakirleştiren, siyasal, demokratik, insan hak ve özgürlükleri elinden alınan, modern çağın köleliğini uygulamaya koymuş bir Kızıl Çin devlet ve hükümeti karşımızda…

İç dünyasında olup bitenden dünyanın haberi olmayacak bir siyaset izleyen Çin devleti, bütün  cihanın gözü önünde  Müslüman  Türkleri katlediyor,  katletmeye de devam  ederken, basın ve iletişimi karartarak, bilgi dezenformasyonu yaparak, bilgi kirliliği oluşturarak yaşanan  Doğu Türkistan dramını bütün dünyadan gizlemeye çalışmaktadır.

Coğrafi konumun siyaset üzerindeki etkisi ve coğrafi olarak avantajlı bölgelerin stratejik olarak da avantajlı olmaları gerçeği, Doğu Türkistan’ı Çin için vazgeçilmez hale getirmektedir. Bu nedenle Çin, işgal ettiği Doğu Türkistan topraklarından çekilmek ve burada bağımsız bir devlet kurulmasına izin vermek yerine, baskı ve şiddetle bu mekanın öz evlatlarına işgali kabul ettirmeye çalışmaktadır. Bir yandan da haber alma ve iletişim özgürlüğü de dahil olmak üzere her türlü özgürlüğü ortadan kaldırıp, Doğu Türkistan’ı kapalı bir kutu haline getirerek, bölgeyi mümkün olduğunca dünya gündeminden uzak tutmaktadır.

Dünyanın  Doğu Türkistan’da yaşanan vahim hadiselerden bilgi almasına engel olmuş ve  kendilerini haklı çıkaracak  tüm argümanlara kullanmış ve kullanmaya devam etmektedir. Uygur Türklerinin kadını, yaşlısı, genci, çocuğu  her gün göz yaşı döküyor. Kan ağlıyor. Ama şerefini ,namusunu, izzetini, istikbalini, kimliğini, dinini ,dilini yaşatmak için herşeye göğüs germiş, germeye de devam ediyor. 

ÇİN DEVLETİ, VAHŞET YAŞATTIĞI MÜSLÜMAN TÜRKLERİ ASİMİLE ETMEYE YÖNELİK NELER YAPIYOR?

1949 tarihi sonrasında işkence baskı ve zulmü artıran Çin, Uygur Türklerine insanlık dışı, akla ziyan uygulamalar yapmış, yapmaya da devam etmektedir. Bu uygulamalar; 

☑️ Uygur Türklerini baskı ve şiddet uygulamaları ile  zorunlu göç ettirmek,  

☑️ Bölgeye Çinli nüfus ithali yaparak nüfus dengesini değiştirmek,

☑️ Dini, kültürel,siyasi kısıtlamalar ve yasaklar getirmek,

☑️ Sağlık, ekonomik, sosyal yaşamda getirilen kısıtlamalar,

☑️ Şehir ve toplumsal hayatın uzağında tutabilmek,

☑️ Yeni doğan çocukların nüfusa kaydedilmeyerek vatandaşlık haklarından mahrum bırakmak ve varlıklarını yok saymak,

☑️ Hak arayışı niteliğindeki eylem ve gösterileri terörist eylemleri gösterip yargısız infazlar gerçekleştirmek, 

☑️ Sık sık çeşitli bahanelerle gözaltılar yapmak ve ve yargılananların bir çoğunu infaz etmek, 

☑️ Askeri tatbikat, nükleer denemelerin bölgede yapılarak Türkleri korku düzeni içerisinde yaşatmak,

☑️ Bölgenin sağlık hizmetlerini yetersiz kılmak bu sayede doğal yoldan oluyormuş gibi hastalık ve ölüm oranlarını artırmak,

☑️ Kürtaj yaptırma yôntemiyle Türk nüfusunun artışını kontrol altında tutmak,

☑️ Çalışma şartlarını ağırlaştırma, yaşam şartlarını zorlaştırma yoluyla toplum hayatından izole etme,

☑️ “Uygur kadınlar  çifte akraba programı” adı altında  Çinlileri ile evlenmeye zorlanıyorlar. Ahlâk, vicdanı, insanlık dışı aşağık bir uygulamaya izin vererek aslında hükumet destekli ırkçı kitlesel tecavüz  uygulanmış olmaktadır.. Uygur kadınları evlerinde Çin erkekleri ile döşeklerini  paylaşmaya zorlanıyorlar. 

BBC Türkçe’de ki yayınlar, Doğu Türkistan’dan sürgün edilen veya kaçabilenlerin anlattıklarına, kısıtlı imkanlarla bölgede BM adına inceleme yapan heyetlerin raporlarına bakıldığında söylenenlerle yaşananların anı paralelde kesiştiğini kanıtlıyor gözüküyor.

Aslında Çin hükümetleri Doğu Türkistan hakimiyeti için planlı, programlı, insanlık dışı uygulamalarla sistematik olarak etnik temizlik yapmaktadır. İnsanlığın gözü önünde bunu yaparken yaptıklarını gizlemeye, haklı çıkartmaya çalışırken dünya çoğunu görüyor ama bu zulme, işkenceye, vahşete sessiz kalıyor. 

Çin Komünist Partisi’nin bu uygulamaları yeni değil… Tibet’te de     ” yeniden eğitim ” programı adı altında benzeri zulüm ve vahşete imza attığı dünya basınına, medyasına yansımıştır.
 
ÇİN,  DOĞU TÜRKİSTAN’DAN NİÇİN VAZGEÇMİYOR ?

Öncelikle haritaya Doğu Türkistan’ın konumu ve özelliklerine bakarak değerlendirme yapmak gerekir. Bu sayede niçin bölgeden vazgeçmediğini daha iyi anlayabiliyoruz. 

☑️ Son dönemde Doğu Türkistan’dan çıkartılan zengin doğal gaz rezervinin Çin’e sağladığı ekonomik kazancı,

☑️ Çin’in batıya açılan straik kapısı olması ve lider devlet olma yolunda Çin’e Doğu Türkistan’ın sağladığı avantajlar,

☑️ Petrol, volfram (silah sanayisinde kullanılan önemli bir maden), altın, gümüş, platin, palatyum, kömür, bakır ve uranyum gibi stratejik ham maddeler ve sayısız yeraltı ve yerüstü kaynaklarına sahip bölge olması,

☑️ Doğu Türkistan petrollerinin İran ve Irak petrol rezervlerinin yaklaşık 10 katı oranında olduğunun düşünülmesi, son yüzyılın Kuveyt’i  ve Çin’in bölgeyi gelecek hedefleri adına “Umut Denizi ” olarak adlandırması,

☑️ Çin  milli gelirinin yıllık yüzde 40’ını Doğu Türkistan’dan elde ettiğini düşünüldüğüne göre,

☑️ Rusya’ya komşu olan Çin’in Doğu Türkistan’ı tampon bölge olarak kullanması, bunun için bölgeye askeri yığınaklar, askeri üsler ve nükleer silahları konuşlandırmış olması,

☑️ Orta Asya’dan  Çin’e gelebilecek boru hat veya hatlarının geçiş coğrafyasının mecburi olarak Doğu Türkistan’dan geçme zorunluluğu,

☑️ Çin’in en büyük pamuk üretim bölgelerinin başında gelmesi Doğu Türkistan daha önemli kılan nedenlerdendir.

Neden bu katliamlara , zulümlere, işkencelere, tecavüzlere, insan olanın yapamayacağı vahşete sesiz kalınıyor ? Neden ? Ekonomik, Ekonomik, Ekonomik…  Siyasi, Siyasi, Siyasi… Çin’in bugünkü durumuna  bakınca neden sessiz kalınıyor anlaşılır.

Kızıl Çin yönetimi, Doğu Türkistan’ı denetim altında tutabilmek için sürekli yeni stratejiler geliştiriyor, bölgeyi müslüman Uygur halkına bırakmak istemiyor. Çin yönetimi; stratejik,siyasi, ekonomik olarak temel taşlarından biri olan bu bölgeyi tam anlamı ile Pekin’e bağlı hale getirebilmek amacındadır. Bunu başarabilmek için her türlü yöntem ve politikayı acımasızca vahşi bir şekilde uygulamaktadır.

Uygur Türkleri, kızıl Çin yönetiminin acımasız, akıl almaz, insanlık dışı aşağılık vahşeti karşısında; onuru, şerefi, kimliği ve varlığı için direnmeye, var olmaya çalışmakta, sessini dünyaya duyurmaya çalışmaktadır. Buna karşı Çin ise hilekar, ikiyüzlü siyaseti ile olanları terör eylemleri olarak gösterip dünya kamuoyunu yanıltmaya çalışmaktadır. 

Herşeye rağmen; URUMÇİ katliamı, BARIN katliamı, GULCA  katliamı başta olmak üzere Çin’in Doğu Türkistan Uygur Türklerine uyguladığı katliamları gizlemesi mümkün değildir. Tarih bu katliam, dram, zulüm, tecavüz ve vahşetleri kaydetmiş olup günü geldiğinde önlerine koyacak hesabını soracaktır. Tarihin sayfalarına bakıldığında Çin’in yaptıklarını çok iyi bilen bu millet, zamanın geldiğinde karşılığını vermek için sahne alacaktır.

✔️ Altay Kartalı Osman Batur’un
Doğu Türkistan ın Kaplan Kürklü kahramanı Alibek Hakim’in, kamplarda tecavüze uğrayan günahsız kız çocuklarının ve kadınlarının istikbal ve istiklalleri uğruna şehit olmuş Uygur kardeşlerimizin aziz hatıralarına,

✔️ Polislere ‘Yaşamak istemiyorum. Özgür olmak ve kocamı geri almak istiyorum. Ülkemizde kanun yok mu? Bize barış içinde bir hayat vermek istemiyor musunuz?’ diye haykıran, polisin buz kesip geri çekilmesine sebep olan, Urumçi katliamının direniş sembol kadını Tursun Gül’e ithafen.

Unutmadık, unutmayacağız…

https://www.haber61.net/cin-in-sakli-vahseti-dogu-turkistan-makale,4412.html?fbcli
Share
512 Kez Görüntülendi.