Son Dakika
İşgalci Çin’in 05 Şubat 1997’de Doğu Türkistan Cumhuriyetinin (1944-1949) başkenti Gulca’da gerçekleştirdiği soykırımı acı hikayelerle doludur. Direnişi Doğu Türkistan davasını 1990 Kaşgar/Barın Direnişinden sonra, bu direnişten daha şumullu ve daha etkili şekilde dünya gündemine gelmesini sağlamıştır. O,tarihlerde İstanbul’da yaşayan vatansever Doğu Türkistanlı cemaat önderi ve onlarca yıl Çin zindanlarında kalmış Abdulmecit Kaşgarlı Akamız, Gulca’dan bu şanlı barışçıl direnişi Çin’in insanlık kalıbından çıkmış üniformalı katillerinin işlediği cinayetleri ile nasıl bastırdıklarını ve işlediği acımasız ve vahşi cinayetlerini Gulca’dan günlük olarak telefonla bize bildiriyordu. Biz de bu haberleri Günlük Basın Bülteni halinde medyaya faks ile iletiyor ve basında yer almasını sağlanıyordu.
Büyük ve dayanılmaz acılar çekerek ve göz yaşları dökerek dinlemek ve yazmak zorunda kaldığımız ÇKP’nin bu Üniformalı Terörist Katillerinin Gulca’da başvurdukları katliam çeşitleri şunlardı : A-sokaklardan,evlerden topladıkları Uygurlar ile gençler ve çocuklar dahil – 20-25oC. soğukta çıplak vaziyette meydanlarda topluyor ve üzerilerine tayzyikli su sıkarak onları dondurarak katlediyorlardı.
B- Bir diğer işkence ve öldürme yöntemi ise,Çin’in çok eski ve kadim acımasız ve vahşi bir cezalandırma yöntemi olan köpeklere parçalattırarak katlemesi idi Bu işi için özel beslenen Köpekleri bin süre aç bırakılıyor ve bu aç Köpekler tutukluların üzerilerine salınıyor ve onları diri diri bu kendileri gibi vahşi köpeklere parçalattırmak suretiyle ağır şekilde yaralamaları ve katletmeleri idi.
Aşağıdaki gerçek ve belgesel niteliğindeki bu anı,bu şekilde katledilen veya hayatı boyunca Çin zindanlarında tutulan yüzlerce masum genç ve çocuk kahramanlarımızın acıklı hikayelerinden biridir. Bu vesile ile Gulca katliamına ait haberleri günü gününe telefonla bize ulaştıran Merhum Abdulmecit Kaşgarlı Akamız ile Çinli işgalcıların katlettiği tüm Şehit Çocuk Kahramanlarımızı rahmet ve minnetle bir kez daha anıyoruz aziz ruhlarına dualarımızı yolluyoruz mekanları cennette olsun. Aşağıda ise,Çin’in bu katliamında tutuklanan ve 24 yıl geçmesine rağmen hala serbest bırakılmayan Mirza Ahmet Abdulaziz’in hikayesini Yeğenini anlatımı ile sunuyoruz. (UYHAM)
Mevlan GULCA
Herkesin bir kahramanı vardır bu hayatta .Benim kahramanım da Dayım Mirza Ahmet Abdulaziz adında bir genç kahramanımızdı. O,binlerce Gulcalı Uygur genci gibi şanlı Gulca direnişinin cesur ve yiğit iştirakçilerindendi. O.Gulca direnişinin Çin İşgal Ordusunca bastırılmasndan ve tutuklama furyasından kurtulmak için civar yerlerde uzun süre diğer arkadaşları ile birlikte gizlice direnişlerini sürdürmüş ve bir yıl kadar bu tutuklanmaktan kendilerini kurtarmışlardı.
5 şubat 1997 yılında terör devleti Çin Doğu Türkistan’nın Gulca şehrinde büyük bir katliam gerçekleştirdi . İşgalci Çin’in bu saldırılarına karşı Uygur gençleri mütiş bir iman güçü ile destansı direniş ve kahramanlıklar gösterdi. Yüzlerce Müslüman Türk şehit edildi ve binlercesi de tutukladı,Bütün bunlara rağmen bu şanlı direniş yaklaşık bir yıl kadar devam ettirildi. Direnişin ön saflarında yer alanların çoğu Gulca’nın imanlı,cesur ve yiğitleri idi. Çin’in bu Gulca’da gerçekleştirdiği acımasız ve vahşi katliamında o dönemin gençleri tam bir jenerasyon tamamen şehit edildi. 1997 ve sonraki yıllar Doğu Türkistan Türkleri için gerçekten kara bir yıl oldu . Bu yıllarda nerede ise her aileden en az birer şehit cenazesi uğurlandı. Gulca’nın Futbol stadyumu sözde Halk Mahkemesine çevrildi. ÇKP.Diktatöryasının güdümündeki sözde Mahkemeye tutuklanan gençleri idam,ömür boyu ve 10-25 yıl arasında hapse çarptırarak cezalandırdı. Mahkemelerden sonra ise,ÇKP’nin bu hukuksuz Mahkemelerinin verdiği idam cezaları peş peşe infaz edilmeye başlandı. İdam edilenlerin ailesinden onlara sıkılan kurşun ve diğer giderleri için para istendi . Dayım Mirza Ahmet Abdulaziz de bir yıllık direnişinin ardından 1998 yılıda ele geçirilerek tutuklandı. Sözde ÇKP Mahkemesinde 18 yıl hapes cezasına mahkum edildi. Ceza asüresi bitmiş olmasına rağmen serbest bırakılmadı ve hapishanede tutuluyor. maya devam ediyor. Kendisi, ailesi ve biz yakınları için acılar ve hasretle dolu yıllar hala sürmektedir.
Dayım Mirza Ahmet tutuklandığı yıl baba oldu . Oğlunu 24 yılda 4-5 kez görebilmiştir.
Çin yasasına göre düşünce suçu işleyen ve siyasi mahkumların ancak 1.derece yakınlarına ancak görüşme hakkı veriliyor. Diğer yakınlarının ise ziyaret etmeleri ve görmelerine izin verilmiyor. . Derice akrabalari dışında hiç kimse ile görüştürülmüyor .
Ben de onun Yeğeni olarak bu 23 yıl içerisinde ancak,bir kez uzaktan gördüm.O da Annem ziyaretine giderken onunla birlikte çok kısa bir süre görebildim. Dayımın elleri kelepçeli ve ayaklarında ağır zincir ve prangalar vardı. Çökmüştü ve çok bitkin görünüyordu. Çok acı ve istirap çektiği yüzünden belli idi. Ağır prangalar yüzünden güçlükle yürüyebiliyordu. Sevgili Dayım Mirza Ahmet Abdulaziz, Gulcanın diğer imanlı vatan ve millet sevgisi ve bağlığını her şeyden üstün tutan Kahraman gençleri gibi Vatanı Milleti,özgürlüğü ve ülkesinin bağımsızlığı için gençliğini ve tüm ömrünü şeyini feda etmiş bir kahramandır.
Dayım 23 yıldan beri Çin zindanlarında çok olumsuz yaşam şartları altında çile çekiyor. Onun acısı ve hasreti hala yüreklerimizde taptazedir. Ancak, biz Doğu Türkistanlılar için her günümüz bir 05 Şubatır ve bu şanlı direniş ve kutsal isyanımız Çin işgali altındaki ülkemiz Doğu Türkistan özgür ve bağımsızlığına kavuşana kadar sürecektir.
Bizim için dünümüz ve yarınımız her zaman 5 şubat 1997 dir. Bu kutsal ruh kalplerimizde daha bir artarak yaşamakta ve biz de Kahraman Şehitlerimizin bu ruhunu sürdüreceğiz.
Sevgili Dayım Mirza Aehmet Abdulaziz başta onun gibi binlerece isimsiz Kahramanlarımızı selam olsun.
Onları unutmadık ve asla da unutmayacağız.
Unutmak ihanettir!
BENZER HABERLER