Son Dakika
İngiliz bir araştırma şirketi, Çin’in işgalindeki Doğu Türkistan’da işgalın ilk yıllarında kurulmaya başlanan ve Pekin tarafından oirekt yönetilen ve işletilen Çin emperyalızmının “Devlet içinde Devlet” konumunda olan sözde İnşaa ve Üretim Ordusu(Bin Tuan) ile ilgili çarpıcı bir araştırma yayınladı. Araştırmada İşgalci Çin’in Doğu Türkistan’daki baskı,zulüm,işkence ve diğer bilumum insanlık suçlarının maşa ve tetikçisi sömürgeci, gaspçi ve soykırımcı ve yasadışı bir paramiliter bir Çete/örgüt olan ve tamamen etnik Çinililerden oluşan sözde Üretim ve İnşaat Kolordusu (Bingtuan)’ın Doğu Türkistan’da yaşayan Uygur ve diğer Türk halklarına yönelik soykırım politikalarında üstlendiği rol ve işlenen insanlık suçlarına dikkat çekti.
UYGUR HABER VE ARAŞTIRMA MERKEZİ(UYHAM)
Birleşik Krallık’taki Sheffield Hallam Üniversitesi’ndeki Helena Kennedy Uluslararası Adalet Merkezi tarafından yayınlanan rapor, Doğu Türkistan’daki Üretim ve İnşaat Kolordusunun (Bingtuan), bölgede Uygurları hedef alan sistematik zorunlu göç, zorla çalıştırma, toplu gözaltı, arazi kamulaştırması, baskıcı polislik ve dini zulümde nasıl rol oynadığını ortaya koyuyor. Bingtuan, bölgenin tarım ve sanayisinin büyük bir bölümünü yönetiyor ve binlerce şirkette hisseye sahip. Dünya çapındaki birçok markanın tedarik zincirleri Bingtuan’in ürünleriyle bağlantılı. Kuruluş, Amerika Birleşik Devletleri (ABD) tarafından yaptırım listesine aldı.
Rapora göre Bingtuan, devletinin en üst seviyeleri tarafından Uygur Türklerini bastırmak için askeri ve endüstriyel bir güç olarak hareket etmek üzere gönderildi ve şu anda Doğu Türkistan’da sürmekte olan soykırımda kritik ve merkezi bir rol oynuyor.
Raporda, Bingtuan’in soykırımda oynadığı rollerin bazıları şunlardır:
Bingtuan yetkilileri, kırsal Uygur toprak sahiplerine arazilerini başkalarına devretmeleri ve bunun yerine fabrikalarda veya diğer endüstrilerde çalışmaları için baskı yapıyor. Rapora göre bir köyde arazinin yüzde 70’i Uygur sahiplerinden zorla devre alınmıştır.
Çin Komünist Partisi, Bingtuan’i bölgede Çinlilerin nüfus oranını genişletmekle görevlendirdi. Bu kapsamda Çin’de iş bulamayanlara bölgede özel istihdam ve konut fırsatları sunmakla birlikte ekonomi destek sağlayacak.
Bingtuan, Doğu Türkistan’da eskiden bu yana hapishaneleri işletti. Ancak 2016 civarında, hükümetin emriyle, Bingtuan, hapishaneleri Uygurlarla doldurmaya ve daha fazla Uygurları hapsetmek için toplama kampları ve yeni hapishaneler inşa etmeye başladı.
Bingtuan, Doğu Türkistan’da ekilebilir arazinin en verimli olan dörtte birini yönetiyor. Kuruluş, dünya çapında 862 bine kadar kuruluşla bağlantılı olabilecek kurumsal holdingleri var. Bingtuan ayrıca en az 2.873 şirkette çoğunluk hissesine sahip. Tüm bu alanlarda sadece Çinlileri çalıştırıyor.
Bingtuan, Çin hükumeti tarafından Doğu Türkistan’ı işgal etmesinden birkaç yıl sonra, 1950’lerde Uygur halkının anavatanı üzerinde kontrol sağlamak için kuruldu. Bingtuan’ın üretim ve inşaat yaprak bölgenin gelişmesine katkı sağlamak olduğu söylendi. Bingtuan genellikle yerleşim yerlerini, arazileri, şirketleri, varlıkları ve bazı üniversiteleri yöneten alaylar ve birlikler halinde yarı askeri bir sistemde oluşturuldu.
Rapor, dünyanın dört bir yanındaki hükumetleri Çin’le ilgili gümrük verilerini kamuya açıklamaya ve Bintuan’e ait şirketlerin listelerini paylaşmaya çağırıyor. Ayrıca, kalkınma bankalarını Bingtuan şirketleriyle olan tüm anlaşmalarını durdurmaya çağıran rapor, hükumetlerin Bingtuan veya yan kuruluşları tarafından yapılan malların ithalatını yasaklaması gerektiği gerektiğine vurgu yapıyor.
İŞGALCİ ÇİN’İN DOĞU TÜRKİSTAN’DAKİ SOYKIRIM UYGULAMALARI
Çin Halk Cumhuriyeti hükumetinin sistematik baskıları ve asimilasyon politikaları ile Doğu Türkistan’da topyekûn bir halk, asimilasyon ve soykırıma uğradı, uğruyor. Milli, dini, siyasi ve kültürel olarak Doğu Türkistan’da Çinli olmayan tüm Türk kökenli milletler bu baskının kurbanı olmaktadır. Doğu Türkistan’da soykırıma varan ağır insan hakları ihlalleri, her geçen gün dünya kamuoyunun daha çok gündemine geliyor. Etnik ve kültürel ayrımcılığa ve insan hakları ihlallerine maruz kalan Doğu Türkistanlılar, ucuz iş gücü olarak Çinli şirketlerde çalıştırılıyor. Öte yandan, Birleşmiş Milletlerin resmi verilerine göre ise, Çin Komünist Partisi idaresinin kültürel soykırım uyguladığı Doğu Türkistan’daki toplama kamplarında milyonlarca insanı yasa dışı bir şekilde alıkoyuyor. Çin hükumeti, toplama kamplarında ve ceza kamplarında insanlık dışı şartlarda tutulan Uygur Türklerinin durumuna dair tüm verileri dünya kamuoyundan gizliyor.
ÇİN’İN DOĞU TÜRKİSTAN’DAKİ CEZA KAMPLARINDA NELER YAŞANIYOR?
Doğu Türkistan’da Uygur ve diğer Türk halklarından milyonlarca kişi suçsuz yere toplama kamplarına alınmaktadır. Halen bu baskı tüm şiddetiyle devam etmektedir. Tanıkların ifadelerine göre tutuklulara işkence ediliyor. Sağlıksız şartlarda ellerinde kelepçe, ayaklarında zincirle yaşıyor. Kampta tutulanlara ne olduğu belirsiz ilaçlar ve iğneler veriliyor. Tırnak çekme, kamçı, elektrik gibi işkencelere maruz kalıyor. Kadınlar toplu tecavüze uğruyorlar.
Milyonlarca genç Doğu Türkistan’daki çalışma kamplarında veya Çin’deki fabrikalarda zorunlu köle işçi olarak çalıştırılıyor. Birçoğu toplama ve çalışma kamplarına gönderildikten sonra geride kalanlar da siyasi propaganda ezberlemeye, kamu hizmeti adıyla ücretsiz çalışmaya zorlanıyorlar. Kadınlar kısırlaştırılıyor, hamilelere zorla kürtaj yaptırılıyor. Genç kadınlar Çinlilerle evliliğe mecbur ediliyor. Ailelerinden koparılan 1 milyona yakın çocuk, çocuk toplama kamplarında asimile ediliyor. Çince konuşmaya Çince yaşamaya, Çinliler gibi beslenmeye zorlanıyor.
Milli ve dini kültür mirasları yok ediliyor. Uygur tarihi ve kültürüyle ilgili kitaplar yakılıyor. Türk- İslam mimarileri ve tarihi şahsiyetlerin türbeleri, heykelleri yok ediliyor. İnanç özgürlüğü hiçe sayılıyor. Camiler yıkılıyor. Kur’anlar yakılıyor. Namaz kılmak, oruç tutmak kampa alınma nedeni olarak gösteriliyor. Türkiye başta olmak üzere yurtdışı ülkelerinde okumuş, seyahat etmiş olmak ya da sadece bunları yapan birinin akrabası olmak bile toplama kampına alınma veya hapse atılma nedeni olabiliyor.
“Kardeş aile” projesi adı altında her aileyle ilgilenecek Çinli memur atandı. Bu “kardeşler” aile mahremiyetini çiğneyerek Uygurların evlerinde konaklıyor, aile üyelerinin rejime bağlığını denetliyorlar.
BENZER HABERLER