logo

trugen jacn

ÇİN’İN DOĞU TÜRKİSTANDA UYGULADIĞI ZORUNLU KÜRTAJ BİR İNSANLIK SUÇU VE CİNAYETTİR

Yücel TANAY  ( Araştırmacı-Yazar)

Çin, Doğu Türkistan’daki Türk nüfusunu tamamen azaltıp, asimle edebilmek için zorunlu kürtaj politikasına baş vurarak,Türk nüfusunu tamamen Doğu Türkistan’dan silmek istiyor.

Doğmak, doğurmak, çoğalmak hakkı Allah’ın sadece insanlara değil bütün varlıklara lütfettiği temel haklardan biridir.

Komünist Partisi, 1949 yılında bütün Çin’in egemenliğini ele geçirirken Çin’in nüfusu 400 milyonu geçmiyordu. “İnsan demek güç demektir” düşüncesine sahip olan Mao, halkın çoğalması için geniş kapsamlı propaganda yürüttü ve Çin nüfusu, 30 yıl sonra korkutucu şekilde çoğalarak 3 katından daha fazla oldu ve 1 milyar 300 milyona ulaştı.

Mao’un ölümü (1976)’dan sonra nüfus planlamasına geçen Çin hükümeti, şehirlerde bir, köylülerin iki çocuğa sahip olabilmesine karar verdi. Karar hemen yürürlüğe koyuldu. Çinliler ilk yılları karara saygı gösterirken, sonra vazgeçtiler ve kimisi açık, kimisi de gizli bir şekilde ikiden fazla doğurmaya başladı. Doğu Türkistanlılar ise uygulamaya baştan karşı çıkmış ve böyle bir şeyi kendilerinin asla kabul edemeyeceklerini bildirmişlerdir. Çin Hükümeti bir taraftan konuyla ilgili propaganda yürütüyor, diğer taraftansa yasaya uymayanlara karşı çok sert ceza kararnameleri çıkartmıştır. Bu cezaların başında para cezası geliyor ki, yasaktan fazla bir çocuk için aileler servet denecek kadar ceza ödemek zorunda kalıyorlar. Bazılarıysa hapse atılıyor ya da bütün mal varlığına el konuluyor. Bir de yasaktan fazla hamileliği ya da doğumu önlemek için yapılan yüzük takma, ilaç içme, iğne yapma, hamileyi düşürme, kısırlaştırma ve kürtaj vs. son derece sağlıksız tedbirler vardır. Bunlardan en korkuncu kürtajdır ,

Doğu Türkistan’da en yaygın ve zorunlu olarak yapılmaktadır. Yasaktan fazla hamilelik yetkililerce fark edildiği zaman hemen evinden alınıyor ve kürtaja zorlanıyor. Kürtaj operasyonları son derece kötü koşullarda hem de ilkel usullerde yapılıyor. Bazen 7 – 8 aylık hamile bile anne karnından alınarak ya çöpe atılıyor ya da son yılların en gözde ve en lüks yemeği haline gelen “Cenin Yemeği” yapan lokantalara satılıyor. Bu ameliyatlarda çocuk zaten öldürülmek için yapılır, ama anneler o ilkel operasyondan dolayı çok ağır hastalığa yakalanıyor ve çok geçmeden gencecik yaşta hayata veda ediyorlar. Doğu Türkistan’ın Hoten İline bağlı bir ilçesindeki bir Çinli yetkilinin verdiği röportaja göre, o ilçede bir yıl içinde evlenme yaşındaki 100 bine yakın genç kıza kısırlaştırıcı ya da doğum erteleyici iğne yapılmıştır. Bebek düşürmenin bir başka yöntemi ve en vahşisi şöyle: bir köyde sınırdan fazla hamile kalan bayanların hepsi toplanır ve birinin ardına biri iple bağlanarak uzun kuyruk oluşturuluyor. Bu insan zincirinin en başında bir traktör ya da araba bulunur. Hazırlık bittikten sonra araç hareket etmeye başlar ve gittikçe hızlanır. Aracın arkasına bağlı kadınlar zinciri de araca tempo tutarak yürümeye başlar, sonra koşmaya, en sonunda yerde kilometrelerce sürüklenirler. Böylece karnındaki bebeği de düşmüş olur, kendisi ölmese de yarım can hale gelir. Yöntem ve işkenceler bunlarla sınırlı değildir, insan aklına gelmeyecek binlerce işkence türü vardır. Milyonlarca Doğu Türkistanlı kadın bu tür vahşetlerden dolayı hayatını kaybetti, milyonlarcası yatalak hale geldi. Amansız hastalığa yakalananlarınsa sayısı belli değil. Çaresizlikten bazı aileler başka yurtlara göç etmek zorunda kalmakta, bazıları karnındaki bebeği gizlemek için aylarca dışarı çıkmıyor, bazıları polis ya da yetkililerden kaçarak samanlıkta, tarlalarda, dağ başında, çölün ortasında tek başına doğurup büyütmek zorunda kalıyorlar.

Çin sömürgeciliğinin Doğu Türkistan’daki Türk nüfusunu kontrol etme adı altında zorunlu kürtajla işlediği bebek cinayetleri nasıl insanlık dışı bir rejim olduğunun göstergesidir.

Ursad.org

Etiketler: » » » » » » »
Share
1030 Kez Görüntülendi.