logo

trugen jacn
26 Şubat 2017

İŞGALCI ÇİN’DEN BİLİME AYKIRI BİR YALAN DAHA : “GENETİK DEĞERLENDİRME “

Çin’in son zamanlarda ortaya attığı sözde “Genetik Değerlendirme” safsatası bilim dışı  bir yalanlar mecmuası olarak  yeniden ısıtılarak karşımıza  çıkarılmak istenmektedir. Doğu Türkistan’da ve Çin’in Kuzeyinde Çeşitli Etnik Grupların Genetik Değerlendirmesi çalışması safsatalar,gerçek dışı uydurmalar ve sinsi yalanlarla dolu  gerçeklerden yoksun   iddialar ve  içi boş söylemlerdir. 

Yücel TANAY ( Gazeteci-Yazar)

Çinin Yunnan Universitesinden Çinli bir bilim adamı olan Wei-Hua Shou Doğu Türkistan,İç Moğolistan Kuzey Çin’de yaşayan 14 farklı etnik grubu dahil ederek yaptıkları genetik çalışma 2010 yılında Human Genetics (İnsan Genetiği) dergisinde yayımlanmıştı. Bu Çalışma bilimsel gerçekleri saptırarak Çin devletinin resmi idelojisine hizmet eden bilimselsiliği tartışılır bir bilim dışı bir  çalışmadır.

ARAŞTIRMAYA DAHİL EDİLEN GRUPLAR

Bu genetik araştırmaya dahil edilen 14 etnik grup bulunmaktadır:

Türk Kökenli halklar Grubu  : Uygurlar, Kazaklar, Özbekler, Kırgızlar, Tatarlar, Salarlar ve Sarı Uygurlar (Yugur)

Moğol-Tunguz Grubu : Moğollar, Mongorlar (Tu), Sibeler (Xibe), Donsyanlar (Dongxiang), Bonanlar (Bao’an),

Hint Avrupalı Grup:Tacikler, Ruslar Bu etnik gruplar içerisindedir.

Bu Türk kökenli gruplar içerisinde, yaklaşık 35milyon nüfusla en kalabalık grup Doğu Türkistan’da ikamet eden Uygurlar’dır. İkinci en kalabalık nüfusu ise 6 milyon nüfus ile Kuzey Çin’de İç Moğolistan’da yaşayan Moğollar oluşturmaktadır. Üçüncü en kalabalık nüfus ise Altayların güneyinde yaşayan 2 milyonu aşkın nüfusa sahip Kazak Türkleridir.

Dil ve coğrafi bakımından farklılıklar arz eden 14 değişik ulus grubunu temsilen toplam 503 erkekten y-kromozomu örneği alındı. Bu araştırmaya katılan bireyler bir biriyle akraba olmayıp, gruplar oluşturulurken en az üç kuşaktır aynı etnik gruba mensup olanlar tespit edildi. Kan örnekleri alınmıştır. Etnik gruplardan örnek alınan bölgeler numaralandırılarak verilmiştir. Genomik DNA normal fenol-kloroform metodu kullanılarak tam kandan elde edilmiştir ve 10 mm Tris-11 mmEDTA içerisinde -80 derecede ileriki testler için muhafaza edilmektedir.”

ETNİK GRUPLARIN GRAFİKLERLE DEĞERLENDİRİLMESİ

Çin kaynaklarına göre 10 milyon, diğer kaynaklara göre 35 milyon nüfusu olan Uygur Türkleri, günümüzde Doğu Türkistan olarak adlandırdığımız (Uygur Özerk bölgesi) ’de yaşamaktadırlar. Bu araştırmaya göre Uygur Türklerinde 11 çeşit y-kromozomu haplogrubu tespit edilmiştir. Bu araştırmaya göre etnik Uygurlarda görülen Y-DNA haplogrupları, J2, K, R1a, H, O, C, Q, N ve D’dir.

Uygurlar, konuştukları lehçe itibariyle Özbeklerle birlikte Karluk grubu altında sınıflandırılmaktadır. Tarihi kaynaklar, Uygurları Dokuz Oğuzlarla eş tutmaktadır. Nitekim Dokuz Oğuz adıyla anılan Bugular (Pu-ku), Hun, Bayırku, Tongra, İzgil, Ch’i-pi, A-pu-sse, Ku-lun-wu-ku, Edizler boylarına Uygurların da katılmasıyla zamanla On Uygur adı kullanılmıştır. Dokuz Oğuzların bu bölgeye Uygurlarla birlikte Uluğ Türkistandan geldikleri ve az miktarda o bölgedeki yerli halklarla da karıştıkları tahmin edilmektedir.Aşağıda Uygurlarda görülen Y-DNA haplogrupları yer almaktadır. Bu araştırmaya göre Uygurlarda en fazla görülen Y-kromozomu haplogrupları J2 (%34), K (%18) ve R1a (%16)’dır. Makalede verilen y-str sonuçlarını genel olarak değerlendirdiğimizde Uygurların büyük çoğunluğunun J2’nin L26 alt kollarına (L24, M67 gibi), özellikle Merkezi Asyada’da daha yaygın görülen L24 koluna (J2a1h) mensup olduklarını tahmin ediyoruz. Ancak J2’nin farklı SNP (alt dallar) da mevcut olabilir. Aynı şekilde değerlendirme yapıldığında R1a grubu örneklerin genel olarak Z93 dalına mensup olmaları muhtemel görünse de başka alt dallar da mevcuttur.

KAZAKLAR

Altayların güneyinde yaşayan Kazak Türklerinde en fazla görülen Y-DNA haplogrubu C’dir. Kazaklar, Uygurlardan sonra bölgedeki en kalabalık Türk boyudur gruptur. Bu bölgedeki Kazaklarda D*, F*, J*, K*, R* paragrupları ile G, N, O, R1a, R1b haplogruplarına da rastlanmıştır. Kazaklar da Uygurlar gibi oldukça fazla gen çeşitliliğe sahiptir.

ÖZBEKLER

Doğu Türkistan’da yaşayan diğer bir Türk boyu grup ise Özbeklerdir. Özbekler de konuştukları lehçe itibariyle Karluk grubunda gösterilmektedir. Karluk grubu Türklerin ana yurdunun Altayların batısı ile Aral Gölü arasındaki bölge olduğu Çin kaynaklarından tahmin edilmektedir. Kuzeybatı Çin’de gerçekleştirilen bu araştırmada J haplogrubunun en fazla görüldüğü Türkî gruplardan biri de Özbeklerdir. Araştırma sonuçlarına göre, Özbeklerde J2’nin yanısıra J* paragrubuna da rastlanmıştır.Aslında Özbeklerle ilgili dikkat çeken konu, Y-DNA oranlarının, özellikle J2, K ve R1a oranlarının, Uygurlara yakın olmasıdır. Bu da konuştukları lehçe itibariyle Uygurlarla birlikte Karluk grubunu teşkil etmeleriyle bir bakıma ilişkili olabilir. Aynı şekilde her iki grupta da N haplogrubu mevcuttur.Makale ekindeki verilere binaen Özbeklerin y-str sonuçlarını genel olarak değerlendirdiğimizde J2’nin L26 ve alt dalı L24 koluna (J2a1h) mensup olduklarını tahmin ediyoruz. Ancak M102(J2b) ve M67 gibi J2’nin farklı SNP (alt dalları) da mevcut olabilir. Daha önceki çalışmalarda bu bölgede rastlanmıştır.Aşağıdaki grafikte büyük bir çoğunluğu Türkistan kökenli olan Doğu Türkistanlı Özbeklerin Y-DNA sonuçlarını (genetik yapısını) görebilirsiniz. Özbeklerde görülen Y-DNA haplogrupları genel olarak, J, K, R1, G, N, D ve O’dur. Özbeklerde yüksek oranda J2 ve orta derecede R1a, G ve N haplogruplarının görülmesi dikkate değerdir.

KIRGIZLAR

Çin’işgali altındakı Doğu Türkistanın Kırgızistan sınırına yakın bölgelerde yaşayan Kırgız Türklerinde en fazla R1a haplogrubu görülmektedir. Kırgızların ana yurdunun Sibirya’da Baykal Gölü çevresi ve Yenisey bölgesi olduğu en eski Çin kaynaklarından tahmin edilmektedir.

TATARLAR

Doğu Türkistan’da az miktarda bulunan Tatarlar, bu bölgeye sonradan Ural-Volga civarından gelmiştir. Doğu Türkistan Tatarlarında en fazla görülen haplogruplar R1a ve I haplogruplarıdır. Müslümandırlar.

TACİKLER

Çin işgalindeki Doğu Türkistanın Tacikistan ile sınırına yakın bölgelerinde yaşayan Taciklerde en baskın y-dna haplogrubunun %45 ile R1a1 olduğu görülmektedir. Taciklerde ikinci en baskın haplogrup ise J2 haplogrubudur. Aynı zamanda Tacikler, F*, G, K, P, R2 gibi haplogrupları da taşımaktadırlar. Tacikler, Türkistan coğrafyasında İrani dil konuşan az sayıdaki gruptan biridir.

SARI UYGURLAR

Çin’in Gansu eyaletinde yaşayan Sarı Uygurların genetik yapısı 9 haplogrup içermesi nedeniyle oldukça çeşitlidir. En fazla Japonya ve Kore’de görülen D haplogrubunu yüksek oranda taşımalarına rağmen Uygurlarda görülen J2, K, N ve R1 gibi haplogrupları da belirli oranlarda taşımaktadırlar. Sarı Uygurlarda önemli miktarda F* paragrubu da bulunmaktadır. Sarı Uygurların günümüzdeki nüfusları 15.000 civarındadır. Sarı Uygurların Gansu bölgesine 9. yüzyılda geldikleri ve burada yaklaşık 166 yıl sürecek bir devlet kurdukları bilinmektedir. Sarı Uygurlar, Müslüman değildir.

MOĞOLLAR

Çin işgalindeki İç Moğolistan bölgesinde yaşayan Moğol halkları en fazla C ve O3 haplogruplarına sahiptir. Bununla birlikte Moğollarda K, N, Q1, R1a, R1b gibi haplogruplar da düşük oranlarda görülmektedir. Bu da Moğolların dahi birden çok y-dna haplogrubu içerdiğini bizlere göstermektedir.

DONSYANLAR

Donsyanlar, Moğolca konuşan bir grup olmalarına rağmen, en baskın olarak R1a haplogrubuna sahiptir. Moğolca konuşmaları nedeniyle C haplogrubunun baskın olması beklenebilir; ancak Donsyanlarda C haplogrubu en düşük orana sahiptir. Donsyanlar aynı zamanda Q ve N haplogruplarını da taşımaktadırlar. Buna ilave olarak Donsyanlarda J* paragrubu da C haplogrubu ile aynı oranda görülmüştür. İlk varsayıma göre, Donsyanların Cengiz Han’ın askerleriyle bağlantılı olabilecekleri tahmin edilmektedir. Diğer bir rivayete göre Donsyanlar, Moğolların, Tibetlilerin karışımıdır. Üçüncü bir varsayıma göre, Donsyanlar, Çin’de Sarta ve Santa adlarıyla da bilindikleri için Sogdlarla veya Sart adıyla da bilinen Taciklerle ilişkili olabilirler.

SİBELER (XIBE)

Siyenpilerle de ilişkili olabilecekleri düşünülen Sibe halkı Çin’de yaşayan Tunguz halklarındandır. Sibeler günümüzde Tunguzca konuşan bir etnik gruptur. Sibelerde, en fazla O, C, N haplogruplarının yanısıra belirli oranlarda J, K, N ve R1a gibi haplogruplargörülmektedir.

BONANLAR

17.000 gibi az bir nüfusa sahip olan Bonanlar Moğol kökenli olup Çin’in Gansu bölgesinde yaşamaktadır. Moğolca konuşmalarına rağmen Bonanlarda hiç C haplogrubuna rastlanmamıştır. Bonan dili sondan eklemeli bir dil olmakla birlikte bu dilde az miktarda Çince etkisi de görülmektedir. Günümüzde bu dili anadil olarak konuşan sadece 5000 kişinin kaldığı tahmin edilmektedir.

Kuzeybatı Çin, Türkistan coğrafyasına çok yakın komşusudur ve özellikle Doğu Türkistan (Uygur Özerk Bölgesi), Büyük Türkistanın bir parçasıdır. Buna ilave, MÖ 2. yüzyıldan itibaren önem kazanmaya başlayan İpek Yolu, batı-doğu etkileşiminde önemli rol oynadı. Farklı dini inanç, kültür ve yaşam biçimlerine mensup çok sayıda etnik grup Kuzeybatı Çin’de yaşamaktadır. Bazı etnik grupların çok daha eski zamanlardan beri burada yaşadıkları bilinmektedir. Bu bölgenin insan genetiği bakımından zengin olması, y-kromozomuyla ilgili ayrıntılı bir çalışmanın yapılmamış olması ve bu bölgenin nüfus yapısıyla ilgili bazı bilgi eksiklikleri, bizi kuzeybatı halklarının y-kromozom varyasyon verilerini kullanarak ayrıntılı bir diseksiyon yapmaya teşvik etti.”

Shou ve arkadaşlarının Kuzeybatı Çin’de yaptıkları araştırmada çıkan y-kromozom (y-dna haplogrup) sonuçlarının dağılımıyla ilgili verilen bilgiler özet olarak aşağıda yer almaktadır.

C Dağılımı: C-M130, Kuzeybatı ve Kuzey Çin’de oldukça yüksek oranlarda Moğollar, Mongorlar ve Kazaklarda görülmektedir. C haplogrubu, çok az miktarda aynı bölgelerde Sarı Uygurlar, Tacikler, Uygurlar, Kırgızlar, Ruslar, Sibeler ve Donsyanlar gibi topluluklarda da görülmektedir. Makalede C-M130’un son 1000 yıl içerisinde tarihsel vakalar bağlamında Kuzeybatı Asya’dan Orta Asya’ya yayıldığı belirtilmektedir. Kuzeybatı Çin’deki Kazakların, İç Moğolistan’daki Moğollardan daha yüksek oranlarda C-M130 haplogrubu taşıması da makaleye göre yine son 1000 yıl zarfındaki tarihsel olaylarla ilişkilendirilmektedir.

D/D1 Dağılımı: Japonya ve Kore’de yüksek oranlarda görülen D*-M174, bu araştırmaya göre Kuzeybatı Çin’de 14 etnik grup arasında en fazla Sarı Uygurlarda görülmektedir. D*-M174, çok az miktarda Kuzeybatı Çin’de Moğollar, Sibeler, Uygurlar, Mongorlar, Kazaklar, Özbekler ve Ruslar gibi topluluklarda da görülmektedir. D’nin bir alt kolu olan D1-M15 ise çok az miktarda Kuzey Çin’de Mongorlar ve Moğollarda görülmektedir.

F* Dağılımı: F haplogrubu, Türklerde yoğun görülen G, I, J, K, L, N, Q, P, R gibi haplogrupların 48.000 yıl önceki atasıdır. F haplogrubundan türeyen diğer haplogruplara mensup olmayıp doğrudan F haplogrubuna mensup olan dallara F paragrubu adı verilmektedir. F*-M89 paragrubuna, Çin’deki Mongorlar, Sarı Uygurlar, Kazaklar ve Taciklerde rastlanması dikkate değer bir durumdur.

G Dağılımı: G-M201, Kazaklar, Özbekler ve Taciklerde belirli oranlarda görülmektedir. G haplogrubuna Batı Türkistanda özellikle Kazakistan’da ve diğer bir dal G2’ye de Kafkasya’da rastlanmaktadır.

H Dağılımı: H-M69, bu bölgede sadece Uygurlarda görülmektedir.

I Dağılımı: I-M170, Kuzeybatı Çin’de yaşayan Tatar gruplarında yüksek oranda görülmektedir. Bu araştırmaya katılan Doğu Türkistanlı Tatar gruplarının %33.3’ünde I-M170 haplogrubu bulunmuştur. Ancak maalesef fazla önem verilmediğinden I haplogrubu, araştırmada I1 ve I2 şeklinde sınıflandırılmamıştır. Bu yüzden I-M170’in hangi dalının görüldüğüyle ilgili bilgi yer almamaktadır. Ancak Rusya Tatarlarında I2a4 görüldüğüne göre muhtemelen bu bölgedeki Tatar örnekler de aynı daldan olabilirler.

J*/J2 Dağılımı: J haplogrubu (özellike M172 dalı), Kuzeybatı Çin’de özellikle Karluk grubuna mensup Uygurlar (J2: %34) ve Özbekler (J: %34.7, J2: %30.4) gibi Türki gruplarda yüksek oranlarda görülmektedir. J2 haplogrubu aynı zamanda Taciklerde orta düzeyde, Sarı Uygurlar ve Moğollarda da düşük oranlarda görülmektedir. J paragrubuna ise Özbekler, Kazaklar, Donsyanlar, ve Sibelerde az miktarda rastlanmaktadır. Makalede belirtildiği üzere, J2 haplogrubu, İslam’dan çok önce Türkistanlı konargöçerler tarafından Kuzeybatı Çin’e getirilmiştir. Makale ekinde verilen y-str verileri karşılaştırıldığında bu bölgedeki J2 örneklerinin genel olarak Merkez Asya ve Doğu Avrupalılarda sık görülen J2a1h (J2-L24) dalına mensup oldukları tahmin edilebilir. Ancak J2’nin L24’ten farklı alt dalları da mevcut olabilir. Bunun tespiti için daha ayrıntılı araştırma gerekmektedir.

K Dağılımı: K*-M9 paragrubu, Uygurlar, Kazaklar, Özbekler, Kırgızlar, Sarı Uygurlar (Yugur), Moğollar, Mongorlar (Tu), Sibeler (Xibe), Bonanlar (Bao’an), Tacikler’de görülmektedir

N Dağılımı: N-M231, 14 etnik gruptan 11’inde farklı oranlarda görülmektedir. Türkî ve Moğol gruplarının hemen hepsinde %2 ilâ %10 arasında görülmesi bakımından önemlidir. Bu haplogrup, Türkiye’de de aynı oranlarda görülmektedir.

O*/O1/O2/O3 Dağılımı: O haplogrubu Mongol, Mongor, Salar topluluklarında diğer etnik gruplara nazaran daha yüksek oranlarda görülür. Özellikle Mongorlarda C-M130’dan sonra en fazla O3-M122 haplogrubu görülmektedir. Ancak tuhaf bir şekilde araştırmaya katılan Rus örneklerin de %47’sinde O3-M122 haplogrubu görülmüştür. bu olay Rusların Fetettikleri topraklarda yaptıkları Ruslaştırma siyasetiyle ilgilidir.

Q*/Q1 Dağılımı: Bölgedeki bazı etnik gruplarda hiç görülmese de genel olarak düşük oranlarda görülmektedir. Q*-M242’nin en fazla görüldüğü topluluk Donsyanlardır.

P* Dağılımı: P*-M45 paragrubu bu bölgede sadece Tacikler ve Kırgızlarda görülmektedir. Taciklerin aslında Kırgızlarla akraba Türk topluluğu olduğunu zamanla İranileştiklerinin göstergesidir.

R1 Dağılımı: R1a1-M17 dalının özellikle Kırgız (%68.9), Tatar (%60.6), Dunsyanlar (%54.3), Tacikler (%45.2) ve Salarlar (%40) gibi gruplarda yüksek oranlarda görüldüğü gözlemlendi. Ancak R1a1’in üç dalı R1a1a-M56, R1a1b-M157 and R1a1c-M87 gözlemlenmedi. Kıpçak grubuna mensup Kırgız ve Tatarlarda yüksek oranda görülen R1a haplogrubu, Karluk grubu Özbekler ve Uygurlarda düşük oranlarda görülmektedir. Makale ekinde verilen str değerleri karşılaştırıldığında R1a grubu örneklerin R1a1a1b dalına yakın oldukları tahmin edilebilir.6 R1b haplogrubu ise Kuzeybatı Çin’deki 14 etnik grupta genel olarak düşük oranlarda görülse de özellikle Salar topluluğunda diğer etnik gruplara nazaran yüksek oranda görülmektedir. Makalede R1 haplogrubu ve alt dallarının bu bölgeye Sibiryalılar tarafından getirildiği belirtilmektedir.

R2 Dağılımı: R2 haplogrubu, 14 etnik grup arasında sadece Bonanlar ve Taciklerde az miktarda görülmektedir.

Bu araştırmada Çin ve Doğu Türkistan İç moğolistan ve Kuzey Çin’de yaşayan 14 etnik grubun (özellikle R1a1 ve J2 gibi haplogruplara mensup olmaları nedeniyle) bu bölgenin yerli insanları olmadıkları, Merkezi Asyadan geldikleri yönündeki iddiaların Çin’in devlet ideolojisine paralel hizmet etmesidir.

Makalede imalı bir şekilde O haplogrubu Han Çinlileri bölgenin yerlisi gibi gösterilmekte, diğer haplogrupların ise Batı Türkistan,Merkezi asyadan veya Sibirya’dan geldikleri ima edilmektedir. Oysaki o bölge tarihsel bağlamda değerlendirildiğinde Uluğ Türkistanın’nın bir parçasıdır.

Bölgenin en eski devirlerde Çin toprakları gibi gösterilmesi, diğer haplogrupların bölgeye sonradan Merkezi Asyadan tarafından getirildikleri yönündeki iddialar bir bakıma ideolojik olarak Han Çin milliyetçiliğini yansıtır.Araştırma bilimselikten uzaktır.

Genel bir değerlendirme yapılacak olursa, Uluğ Türkistanın doğu kanadında yani Doğu Türkistan’da yaşayan Türklerin birden çok Y-DNA haplogrubuna mensup oldukları görülür. Bu bakımdan Türkleri tek bir Y-DNA haplogrubuna indirgemek asla doğru değildir .

İlla ki Türkleri tek bir haplogruba indirgemek gerekirse, 48.000 yıl önceki F haplogrubunda birleştirmek mümkündür. Oğuz Türkleri de, 11. ve 13. yüzyıllarda Uluğ Türkistanın batı kanadından Orta Doğu’ya göçtüklerinde araştırmada geçen C, G, I, J, L, N, Q, R gibi Y-DNA haplogruplarından bir miktar Türkiye, Irak, Suriye, İran, Azerbaycan ve hatta Kuzey Afrika (Mısır, Tunus, Libya) gibi coğrafyalara getirmişlerdir.

Türkologlar Türkçe konuşan toplulukları üç ana grupta sınıflandırmaktadır: Kıpçak Grubu (Kırgız, Tatar, Kazak, Altaylılar), Karluk Grubu (Uygur, Özbek), Oğuz Grubu (Türk, Azerbaycanlı, Türkmen)… Genel bir değerlendirme yapıldığında Sibirya’ya yakın yaşayan Kıpçak grubu halklarda, özellikle Kırgızlar ve Tatarlarda R1 haplogrubu ağırlıkta görülürken, aynı gruba mensup Kazaklarda C haplogrubu daha ağırlıkta görülür; daha güneyde yaşayan Karluk grubuna mensup Uygurlar ve Özbeklerde ise J2 haplogrubunun daha ağırlıkta olduğunu görüyoruz. Mevcut çalışmalar bağlamında Batı Asya’daki varlığıyla bilinen Oğuz grubunda da benzer şekilde J haplogrubunun diğer haplogruplara göre daha ağırlıkta olduğu bilinmektedir. Ayrıca tüm Türkî gruplarda N haplogrubuna düşük oranlarda (%2 ilâ %10) da olsa rastlanmaktadır. İlgili çalışmada Sarı Uygurlarda en fazla D, Moğollar ve Mongorlarda C ve O3, Tunguz grubu Sibelerde O, N ve C daha ağırlıklıdır. Tunguz grubu Sibelerde aynı zamanda J* ve K* paragruplarının görülmesi ilgi çekici bir durumdur. Yine Çin’in iç kesimlerine yakın bölgelerde yaşayan Sarı Uygurlarda da F* ve K* paragrupları ile J2 ve N haplogrupları da mevcuttur. Çin’de yaşayan Kazaklar, Tacikler ve Özbeklerde G haplogrubu da mevcuttur. Yine bu bölgede R1a ve R1b haplogruplarının da bir çok etnik grupta yer aldığı bilinmektedir.

Şu bir gerçektir. Türkistan Türkleri, Doğu Asyalı Türkler dahi çok sayıda haplogrubun bir araya gelmesiyle oluşan bir lisanî ve kültürel birlikteliktir. İlla ki Türklere özgü bir haplogrup belirlemek gerekiyorsa, bu haplogrup Türklerde en fazla görülen G, I, J, K, L, N, Q, R gibi haplogrupların 48.000 yıl önceki atası olan F haplogrubudur.

Kaynaklar :

  1.  Wei-Hua Shou, En-Fa Qiao, Chuan-Yu Wei, Yong-Li Dong, Si-Jie Tan, Hong Shi, Wen-Ru Tang and Chun-Jie Xiao, Y-chromosome distributions among populations in Northwest China identify significant contribution from Central Asian pastoralists and lesser influence of western Eurasians, Journal of Human Genetics (2010) 55, 314–322; doi:10.1038/jhg.2010.30; published online 23 April 2010.
  2. Wells, R. S., Yuldasheva, N., Ruzibakiev, R., Underhill, P. A., Evseeva, I., Blue-Smith, J.et al. The Eurasian heartland: a continental perspective on Y-chromosome diversity. Proc. Natl Acad. Sci. USA 98, 10244–10249

 

Etiketler: » » » » » » » » » »
Share
1511 Kez Görüntülendi.