logo

trugen jacn
30 Temmuz 2016

İŞGALCI ÇİN, YARKENT İLİŞKU’DA ABLUKA VE KATLİAMLARINI SÜRDÜRÜYOR

uyghur-sot-yeken-weqesi.jpg

Hamit Göktürk / Uygur Haber ve Araştırma Merkezi(UYHAM)
28 Temmuz 204 günü Doğu Türistan’ın önemli merkezlerinden Yarkent şehrinin İlişku,İşkoL,Hangdi ve Tağarçe kantlerinde İşgalcı Çin yönetiminin günden güne şiddetini arttırarak sürdürdüğü baskı,zulüm,etnik ayrımcılık,dini ve ırkı soykırım uygulamalarına karşı masum sivil halkın yasal ve barışçıl tepkileri Çin devlet terörü kullanarak kanlı bir şekilde bastırılmış ve daha sonra bölge Sözde “Çin Halk Kurtuluş Ordusu” olarak adlandırılan Çin İşgal ve Sömürge Ordusu tarafından kuşatılarak abluka altına alınmışti. Bu kuşatma,.abluka ve toplu tutuklama ve kollektif Çin usulu toplu cezalandırmaların 2 yıldan beri hız kesmeden  sürdüdüğü bildirilmektedir.
Bölge’den glenlerin bizzat anlattıklarına göre Çin işgal ordusunun ablukası sürmektedir. Gözdağı ve Korku salma ve tehdit amaçlı uygulamalar  devam ettirilmektedir.Yine sokaklarda İşgal Ordusuna ait tanklar,zırhlı araçlar cadde ve sokak başlarına konuşlanmıştır. Tepeden tırnağa silahlı özel Çin Ölüm Mangaları masum sivil halka şantaj ve tehditlerini sürdürmektedir.

8c2a6e91-6b8e-4904-a87c-fc7a0ebdca2d
İlişku ; Müslüman Uygur Kültürünün En İyi Korunduğu Bölge
1960 yılının yazında  ben Yarkent Hazreti Pir ( Halk Haztipi olarak adlandırır Çünkü Yarkent Uygurları  harfını pek telefüz etmezler) Orta Okulu’nda yatılı okurken,öğretmenimiz bizi Yarkent şehir merkezine 8- 10 Km.mesafede bulunan Cali kentine kadar bir gezi’ye götürmüştü.Bu zamanlar açlığın ve yokluğun hüküm sürdüğü çok zor ve sıkıntılı yıllardı. Bir tahil,meyva ve sebze ambarı olan ve doğup büyüdüğüm Yarkent’te Çin işgal Ordusu için beslenen Domuzlara prinç lapası yedirirken,biz yılda bir kez olsun Pilav yeme imkanından mahrum edilmiştik.Ülke’de hemen hemen herkes (ÇKP.Üyeleri hariç) açtı. Eline ne geçerse onunla açlığını gidermek zorunda idi.Böyle bir ortamda gittiğimiz ve yazın ilk olgunlaşan ve Çilge adı verilen yuvarlak,çok şirin ve bir o kadar küçük kovunları ile ünlü bu bölge’de oturan bir Nine evinde sakladığı ve Neşput adı verilen Armutlardan her birimize birer tane ikram etmişti.Ben de böyle açlığın ve yokluğun hüküm sürdüğü ortamda bu ikramı nasıl yapabildiğini çocuk aklımla hayret etmiş ve sorgulamıştım.
Ayrıca,her yıl Temmuz veya Ağustos aylarında olduğunu tahmin ettiğim ve 2014’teki Çin katliamlarının merkezi konumundaki İşkol bölgsine Merhum Amcam Almas Aka beni bir az yürüterek ve biraz de sırtında taşıyarak götürmüştü.Geçtiğimiz yüz yılda Mirşah adı verilen bir kişinin öncülüğünde yapılan ve Yarkent Irmağının suyunun bu bölge ve Yarkent şehir merkezi’ne taşıyan Mirşah Sun’i Çayı (Mişa Östeng olarak bilinir.) çevresinde yapılan bir Festival’a götürmüştü.Çocuk aklımda gördüğüm manzara şu idi; Çayın ağaçlıklı ve çok güzel olan sahiline Pazar kurulmuştu.Çeşitli yemekler ve pişirilen taze balıklar satılıyordu.Güreş ve Argamça Tartış(Kalın Urgunla Güç sınanan bir çeşit yarış) yapıldığı ve Din adamlarının dini söhbetler yaptıklarını ve Meddahların eski menkibe ve cenkleri anlattıklarını hatırlıyorum. İşkol Festivalı çok kalabalıktı.Bu da bu bölgede geleneksel Uygur kültür ve medeniyetinin çok güçlü şekilde sürdürüldüğünü gösteriyordu.Ayrıca, bölgede uzun yıllardan beri  eğitim veren bir çok Medreseler  mevcuttu. Dolayısıyle bir çok din alimleri  bu bölgeden yetişmiştir.İnsanları zeki,çalışkan ve dini ve milli duyguları çok güçlü bu değerlerden  tavizsiz kişiler olarak tanınmaktadır.


Hangdi Eyup Karı Ahunum Medresesi : İlişku olaylarının yine merkezi’nde yer alan Hangdi kenti’nde bu adla anılan bir tarihi Medrese çok meşhurdu.Halen Doğu Türkistan’da din alimleri tanıtılırken,hangidi Eyup Karıahunum Medresesinde okmuuştur diye özellikle belirtilir.Uzun tarihi geçmişi bulunan bu Medrese aynı zamanda Uygurların yüzyıllardır büyük bir sadaketle bağlılığını sürdürdüğü ve etkisi günümüze kadar devam eden Nakşibendi tarikatının merkezi konumunda bir eğitim kurumu idi. Bu tarikat ve onun öğretileri Uygur Türklerinin dini ve milli kimliklerinin korunması ve devamı  için hayatı önemini günümüze kadar korumaktadır.


Büyük Alim ve Mücahit Mehmet Emin İslamı : Aslen İlişku’dan
olan Muhammed Emin İslamı Hangdi,Yarkent Medreselerini tamamladıktan sonra Kaşgar hanlık Medresesinde okuyan bu bölgenin Doğu Türkistan siyası tarihinde büyük rol  önemli bir sima olmuştur (1988’de Mekke’de vefat etti.) İlişku biraz da bu Mühid alimizin memleketi olarak tanınır. Mehmet Emin İslamı Doğu Türkistan İslam Cumhuriyeti Genel Kurmay başkanı ve aslen Turfanlı olan General Mahmut Muhiti’nin kadrosunda yer almış ve bilahire kendisine eğitim ve siyası danışman olmuştur. Kaşgar başta General Muhuti’nin hakim olduğu bölgelerdeki eğitim seferberliğinde çok önemli rol oynamıştır. İslami, 12 Nisan 937’de Stalin’in siyası baskı ve suikastları sonucu hicret eden 23 kişilik kadrosu ile birlikte Hindistan’a hicret eden kadronun içinde yer almıştır. Mehmet Emin islamı Muhaceretteki Doğu Türkistan milli mücadelesinin önemli simalarındandır. Dini alim,Yazar ve yayıncı ve mücadeleci kişiliği ile tanınmıştır. 950’lı yıllara kadar Tokya’da bir Cami’de İmam Hatip olarak görev almıştır. 1950’lı yıllarda sonra Mısır’a giderek Kahire’de mücadele arkadaşı merhum İbrahim Vasili ile birlikte Arapça Türkistan Avazı(Sevtut-ut Türkistan) adlı bir aylık mecmua neşretmiştir. Daha sonra Suudi Arabistan’a gelerek yerleşmiş ve  bir çok dili bilmesi sebebiyle Hac ve Evkaf Bakanlığında uzman olarak yıllarca hizmet etmiştir.Daha sonra Cidde radyosunun Uygurca bölümünü kurmuş ve bu bölümü vefatına kadan sorumluluğunu üstlenmiştir.Ayrıca,1960 yılında Kahire’de Çağatayca neşrettiği “Türkistan Edebiyatından Parçalar” isimli eseri nesretmiştir.
İlişku Bölgesi Halkı : Dini inaçları çok güçlü : Bölge insanları inançlarından asla taviz vermeyen çok duyarlı olarak bilinirler. Ayrıca,çok insancıl bir o kadar da vekur, tavizsiz ve kişilikli insanlardır.Bu nedenee Bölge halkı sürekli Çin işgal yöneminin dikkatının üzerlerinde olduğu bir bölge olmuştur.


Günümüzde durum : 28 Temmuz 204’den beri bölge Çin işgal ordusunun abluka ve kuşatmabı altındadır. Bölge’den giriş ve çıkışlar yasaklanmıştır.Giriş ve çıkışlar ancak, bölgede konuşlu Çin İşgal ordusunun özel izni ile yapılabilmektedir.Bölge’den gelenlerin ifadesine göre Çin İşgal Ordusu’na bağlı insansız hava araçaları ve savaş helikopterleri bölge’de büyük katliamlar yapmıştır.İnsansız hava araçlarının tesbit ettiği evler ve yerleşim yerleri savaş helikopterleri tarafından yayılım ateşine tutulmuş ve atılan bombalarla yok edilmiştir.Bir bölge insanının bu konuda anlattığı çok yürek yakıcıdır.Yaz sıcağında evlerinin eyvanlarında uyuyan aileler,yaşlılar,bebeler ve çocuklar yanı sivil halk geçe alçaktan uçuş yapan Çin işgal güçlerine ait helikopterler tarafından yayılım ateşine tutulmuştur. Parçalanmış cesetlerin çöp arabalarıdna taşındığı ifade edilmektedir.Katliam hakkında insanların konşmaları yasaklanmış ve bu konuda konuşanlar ise,tutuklanarak götürülmüş ve kendilerinder bir daha haber alınamamıştır. Ailelerin de bu kayıplar hakkında bilgi alma talebi yasaklanamış ve uymayanlar da tutuklanmıştır.Doğu Türkistan’da ve merkezi Çin’de ticaret,çalışma ve eğitim amacı ile bulunan bölge doğmluların tamamı, gözaltına alınarak memleketlerine getirilmiştir. Bunların bir daha bölgeden ayrılmaları de menedilmiştir.Bölge’ye ziyaret amacı ile gelenlerin mahalli Polis merkezi’ne giderek kendilerini kayıt altına aldırmaları zorunludur.Onların verdiği izin belgesi ile ancak.kısa süreli olarak bölge’de kalabilimektedir.

Çin Bölge Halkını Dağıtıyor : Çin işgal yönetimi 2 yıldır bölgeye “Urumçi ve hatta Pekin’den ÇKP.üyesi olan ve çok güvendikleri yöneticilerden ve memurlardan oluşan elemanlarını “Sözde Hizmet guruppası^adı ile bölgeye yollamaktadır.Bu Çin’in güverilir İşkenceci memurları bölgede sürekli araştırmalar ve incelemeler yaparak yeni politikalar ve uygulamalar yürürlüğe koymaktadır. Son yıllarda bölge insanını bölgeden uzaklaştırarak  dağıtmaya yönelik tedbirler yürürlüğe konulmuştur. İşinca adı verilen 15-25 yaş gurubundakı gençlerin güney Çin’deki endüstri bölgelerine ucuz iş gücü olarak gönderilmesi hiz kazanmıştır.2016’da yaklaşık 20 bin kişinin bu şekilde Çin’e transferi açıklanmıştır.ÇKP.yönetimi Orhon’da ecdadlarımızın anıt taşlara kazdığı baskı ve zulümlerinin aynısını bugün Yarkent İlişku’da harfiyen uyguladıklarına şahit olmaktayız ; İlişku’da İşgalcı ve Sömürgecilerin insanlık dışı uygulamalarını barışçıl yollardan protesto eden ve tepki gösterenlerin tüm aile bireylerini cezalandırmaktadır.
Özgür Asya radyosunun ulaşabildikleri bölge sakinleri yönetimin halkı yatıştırmak için bazı küçük yatırımlar yaptıklarını ve bazı küçük  tekstil atölyeleri açarak birkaç yüz kişiyi işe yerleştiklerini açıklasa da durum yine de vehametini korumaktadır.Çünkü bölge sakinlerinin  endişeli ve korku içinde oldukları açık ve net biçimde görülmektedir.

Etiketler: » » » » » »
Share
1574 Kez Görüntülendi.