Son Dakika
Uygur Haber ve Araştırma Merkezi(UYHAM)
Çin’in Doğu Türkistan zulmü yüzyılllardır devam ediyor. “Sincan Uygur Özerk Bölgesi” olarak tüm dünyaya lanse etmeye çalıştığı Doğu Türkistan’da katliamlara günümüzde de devam eden Çin hükümetinin ilk saldırıları Büyük Hun İmparatorluğu zamanında başladı.
Doğu Türkistan, birçok medeniyete ev sahipliği yapmış ve tarihte iz bırakmıştır. Milattan 8-3 yıllarında İskitlere, Milattan Sonra 93 yılına kadar Hunlara, 522-744 yılları arasında Göktürk İmparatorluğu’na, 744-840’te Uygur Devleti’ne, 751-870 yılları arasında Karluk ve Karahanlılar İmparatorluğu’na ve 1509-1679 yılları arasında da Saidiye Hanlığı’na ev sahipliği yapmıştır.
6. yüzyılda Göktürk Devleti’nin zayıflamasıyla da Doğu Türkistan’ı işgal eden Çinliler, dönem dönem bölgede etkisini yitirdikçe saldırıları sürdürdü. Göktürklerden sonra Türgişler tarafından korunan bölge, 751 yılında Karluklar’ın Talas meydan muharebesinde Çin ordularını bozguna uğratmasıyla, Çinliler yaklaşık bin yıl Doğu Türkistan topraklarından uzak kaldı.
1757’de yeniden işgal (1.Mançu – Çin İşgalı)
1757’de Çin ordularının Doğu Türkistan’ı tekrar işgal etmesiyle bir asır süren baskı ve zulüm dönemi yaşandı. Doğu Türkistanlı Müslüman Türkler, esarete karşı zaman zaman direniş gösterdi. Çeşitli hanlar, Beyler ve liderler tarafından başlatılan ayaklanmalar sonucunda Doğu Türkistan Kaşgar’da ilk milli devlet, Yakup Han Bedevlet tarafından 1865’de kuruldu. “Doğu Türkistan(Kaşgariya) İslam Devleti”, Osmanlı, İngiltere ve Rusya tarafından resmen tanındı. Bölgede refah 13 yıl kadar sürdü ve Yakup Han’ın vefatının ardından Çin, Rusların desteğiyle 1878’de ikinci kez ele geçirdiği Türkistan’ın adını ‘Şincan’ (yeni kazanılmış topraklar) olarak değiştirdi.
Doğu Türkistan siyasi tarihinde 1877’deki Çin’in bu istilası “2.Mançu-Çin İşgalıı ” olarak anılmaktadır.
“Şarki Türkistan İslam Cumhuriyeti”
12 Kasım 1933’e gelindiğinde Kaşkar’da “Şarki Türkistan İslam Cumhuriyeti” adıyla ikinci milli devlet kuruldu. Cumhurbaşkanlığı’na Hoca Niyaz, Başbakanlığa da Sabit Damolla seçildi. Ancak çok geçmeden 1934’de Çinliler tarafından yıkıldı. Bu kısa süre içerisinde, o sıralarda Doğu Türkistan’ın yönetimini elinde tutan Şin Si Sey’in katlettiği Türklerin sayısı yüz bini geçti.
Son Bağımsız devlet, Gulca merkezli Doğu Türkistan Cumhuriyeti
1944’te Alihan Töre tarafından kurulan üçüncü milli devlet de ise Töre, Sovyetler Birliği tarafından 1946’da kaçırıldı ve yerine vekili Ahmetcan Kasımi Cumhurbaşkanı oldu. Bu kez de 1949 yılında Ahmetcan Kasımi, General İshakbek, General Sükirbayoğlu Delilhan ve Genel Sekreter Abdulkerim Abbasi gibi liderler sansasyonel bir uçak kazasında yaşamını yitirdi.
Son işgal ve Çin zulmü 1949’da resmen başladı
Mao liderliğindeki ÇKP.Ordularının Çin’de iktidarı ele geçiirmesi ile birlikte Komünist Çin Orduları,yine Sovyet Rusyasının askeri ve ekonomoik yardımları ile ülkeyi son kez işgal etti.Bu döneme Doğu Türkistan siyasi tarihinde “İşgal Devri” denilmektedir.,
Çin’de Mao döneminin başlamasıyla Doğu Türkistan’daki çeşitli Türk uluslarından halkın ileri gelenleri kurşuna dizildi. Düşük gelirli halk ise ülkenin gelişmesi adı altında ağır işlerde köle olarak çalıştırıldı. Köprü yapımı gibi taş taşınan işlerde çalıştırılan hamile kadınların çocuk sahibi olması engellendi. Evliliklerde birden fazla çocuk yapan kişiler teşhir amacıyla kürtaja maruz bırakıldı. Çin Halk Cumhuriyeti tarihinden bu yana 30 milyonun üzerinde her türlü mezalimle Türkler soykırıma uğratıldı. Bunun yanı sıra hapishanelerdeki binlerce kişiden de haber alınamadı.
Ağustos 1997 tarihinde, Doğu Türkistanlı bir kadın kürtaj olmaya zorlandı. Sağlık merkezinden kaçarak mezarlıkta kendi başına bebeğini dünyaya getiren kadın yakalanınca, bebeği polis merkezinde sıcak suya batırılacak katledildi. Bu örnek Doğu Türkistan’da katledilen binlerce anne ve bebekten sadece bir tanesidir.
Çin devleti aldığı karar çerçevesinde Doğu Türkistan bölgesinde başörtüsü takan, burka giyen kadınların ve uzun sakallı olan erkeklerin toplu taşımadan yararlanmasını yasakladı. Karara göre kıyafetinde hilal ve yıldız sembolü olan herkes bu yasak kapsamında toplu taşımadan yararlanamıyor.
Son yıllardaki katliamlar, Çin yönetiminin ezelden beri Türklere yaptığı soykırımların devamıdır. Bunun nedeni dini inançlara getirdikleri yasaklarla beraber Doğu Türkistan’ın doğal zenginliğine de sahip olma isteğidir.
Çin İşgal Asker ve Polislerinin Vahşeti
Katlettiği Müslüman Türklerin sayısını dünya basınına yansıtmayan Çin hükümetinin, bir gecede ciddi rakamlarda insanı öldürmesi ise ortaya çıkan toplu mezarlarla gözler önüne seriliyor. Tutuklanan Müslümanların akıbetine dair bilgi alamayan aileler ise, yakınlarının fırınlarda yakılarak yok edildiğini iddia ediyor.
Baskı,Zulum ve Öldürmler bugün de devam ediyor
Ramazan ayında Müslümanlara orucun yasaklanmasıyla tekrar gündeme gelen Doğu Türkistan’da yasağa uymadığı için katledilen Uygur Türklerinin sayısı 35’i aştı. Baskıcı Çin hükümeti, oruç ve namaz gibi İslam’ın temel ibadetlerini yasaklamakla yetinmedi, Uygur Türklerine ilişkin ev, dükkan ve camilere yönelik operasyonlarını arttırırken lokantalara gündüz açık tutma, marketlerde ise alkol satma gerekliliğini da getirdi.
Kaynaklar :
BENZER HABERLER