Son Dakika
Hamit GÖKTÜRK (UYHAM)
Komünist Çin yönetimi işgali altındaki Doğu Türkistan’da Türklük bilimi(Türkoloji) üzerinde çalışan Uygur bilim insanları Çin tipi toplama kamplarına hapsederek zulüm ve işkence ile öldürerek yok ederken, bu ülkede yaşayan Türkleri sırf Müslüman ve Türk olduukları için her türlü baskı, zulüm,işkence ve etnik soykırım uygulayarak onları bu dünyadan toptan yok etmek için her türlü insanlık dışı ve acımasız uygulamalar yaparken Çin Büyükelçiliği İstanbul’de Sinoloji Sempozyumu düzenliyor.
Çin’in Ankara Büyükelçiliği kurumsal internet sitesi ile ÇKP’nin, Ülkemizdeki baskı, zulüm ve soykırım cinayetlerinin Türkçe yayın organı Aydınlık gazetesi’nda yer alan bilgilere göre Çin’in Ankara Büyükelçiliği, İstanbul Üniversitesi Çin Dili ve Edebiyatı Anabilim Dalı, İstinye Üniversitesi Kuşak ve Yol Çalışmaları Uygulama ve Araştırma Merkezi, Shanghai Üniversitesi Türkiye Araştırmaları Merkezi, Shanghai Uluslararası Araştırmalar Üniversitesi Türkiye Kültür Araştırma Merkezi, Kuşak ve Yol Girişimi Dergisi (BRIQ) ve Türk Öğrenci Birliği (TÖB)’ün ortak girişimi ile 24-25 Eylül 2021 tarihlerinde düzenlenecek olan sempozyum, salgın sebebiyle çevrim içi yapılacağı bildirildi.
Çin, Kaşgarlı Mahmut ve Eseri Üzerinde Çalışan Onlarca Uygur Bilgini Katletti
Çin yönetimleri Türk Milletine ve onun değerlerine olan kin, nefret ve hayat hakkı tanımaz kıskançlığı ve etnik düşmanlığı tarihten beri sürdürmüş ve günümüzde bu düşmanlığını ırkı soykırım yaparak sürdürmektedir. ÇKP. işgal yönetiminin öncesindeki Çin yönetimlerin bu konudaki tavrı aynen devam ettirmektedir.
Çin işgal yönetimi Türklük biliminin Atası Kaşgarlı Mahmut’un yazdığı Türklerin ilk Türk Sözlüğü Divanü Lugat-İt Türk üzerinde çalışan ilk Uygur şair ve Alimi olan Kutluk Şevki ile Türkiye’de öğretmen Okulunu bitirerek ülkesine dönerek Türkiye benzeri modern Okul açan eğitimci şair Muhammed Ali Dîvân ü Lügati’t Türk’ü bu ölümsüz eserini Uygur Türkçesine tercüme ettikleri için 1937’de katledilmiş ve bütün çalışmalarını da yakmıştır.
Gulca merkezli olarak 1944 yılında kurulan Şarki Türkistan Cumhuriyeti zamanında Dîvânü Lügat-itt Türk’ün tercümesi işine girişen ünlü Uygur alim İsmail Damollam Rusya ile Çin anlaşarak Şarki Türkistan Devleti ortadan kaldırılınca İşgalci Çin güçlerince katledildi. Komünist Çin işgalinden sonra kurulan sözde Uygur Özerk yönetiminin Kaşgar Valisi Seyfulla Seyfullin’in girişimi maddi ve manevi yardımı ile Kaşgarlı tanınmış şair ve tarihçi Ahmed Ziyaîyi Dîvân ü Lügati’t Türk’ün tercümesi için resmen görevlendirir. 1952-54 yılları arasında Divanın tercümesi tamamlanır ve Pekin’ e basılması için gönderilir. Baskının giderleri de Kaşgar valiliği bütçesinden ayrılmıştır. Ancak Pekin “karşı devrimcilik ve milliyetçilik” suçlamaları ile Ahmet Ziyaî’yi tutuklar ve kendisini 20 yıl ağır hapse mahkum ederek cezalandırmıştır. Uygur Türkleri Çin’in bu öldürmelerinden yılmadan ve korkmadan Türklük bilimi çalışmalarını canları pahasına de olsa devam ettirir. 1960-63 yıllarında, Çin İlimler Akademisi sözde Uygur Özerk Bölgesi Şubesi Müdür Yardımcısı Uygur Sayrami çalışmalara başlar. Eserin tercümesi tamamlanır. Fakat hem Sayrani Türk Milliyetçisi-Bölücü suçlaması ile uzun yıllık hapis cezasına mahkum edilir, yardımcıları ise günümüzdeki Çin tipi Nazi Kamplarının ilk versiyonu olan çalışma kamplarına atılarak yavaş yavaş öldürülür hem de tercümenin metinleri yakılır.
Bu konuda Sayın Doç.Dr.Fahri Solak’in ” Divani Lugat-İt Türk için Öldürürülen Alimler” adlı makalesine bakılabilir. Linki : http://www.uyghurnet.org/60747-2/)
Çin, 2017’den Beri Yüzlerce Türkolog ve Bilim İnsanlarını Kamplara Hapsetti, Onlarcasını ise Öldürdü
Çin işgal yönetimi kuklası konumundaki sözde Özerk Bölge Halk Kurultayından(Parlamentosun’dan) 01 Nisan 2017’de geçirdiği 50 maddeden oluşan ” Aşırılık ve Terörle Savaş” yasası ile Doğu Türkistan Türklerinin seçkin bilim adamları, bir kısım Rektör ve Dekanlar başta onlarca akademisyen yüzlerce tarihçi, şair yazar, Sanatçı Sporculardan yüzlerce kişiyi ” Türkçü-Milli Bölücü ” yaftası ile tutuklayarak Çin tipi Nazi Kamplarına hapsetti. Zaten yaşları bir hayli ileri olan bu aydınlarımızın onlarcası Çin Toplama Kamplarında özeellikle uygulanan kötü yaşam şartlarından hayatlarını kaybetti. Bir çoklarını ise baskı,zulüm ve işkencelerle katletti.Yüzlercesinin ise nerede oldukları ve akibetleri hakkında hiç bir bilgi verilmiyor. Uygur Türklerinin tarihi ve edebiyatına ait daha önce yayınlanmış eserler toplatılarak yakıldı ve bulundurulması terör suçu sayıldı.
Çin işgal yönetiminin Katlettikleri Uygur Bilim İnsanlarından bazıları : Prof.Dr.Halmurat Gafur,DLT’ün yayın kurulu üyesi Mirzahit Kerimi, Kurani Kerimi Uygur Türkçesine tercüme ederek yayınlayan Din bilgini Muhammed Salih Damollam, Eğitimci-dini alim Abdulahat Mahdum ve diğer onlarca bilginler, Şair ve yazarlar
Dünyaca ünlü bir Antropolog ve Halk Bilimcisi olan, Türkiye’den giden bir çok Akademisyen’e ders veren yardım eden ve Aralık 2017’den beri kayıp olan Prof.Dr.Rahile Davut’un 15 yıl hapis cezasına çarptırıldığı ABD’de yaşayan kızı tarafından açıklandı. Kendisinin nerede ve nasıl olduğu hakkında hiç bir bilgi bulunmuyor.
İşgalci Çin’in Sempozyom Düzenlemedeki Esas Doğu Türkistan’daki İnsanlık Dışı Cinayetlerinin Üstünü Örterek Türk Milletinden Gizlemek
Çin, insanlığın ortak değeri olan bilimi kendi Şen’i emellerine alet etmeyi sürdürüyor. Yıllardan beri Türkiye Üniversitelerinde ısrarlı bir şekilde ve her türlü destek vaadi ile destek vererek bir biri ardından açtığı Çin bölümleri ve Çin emperyalızmi ve sömürgeciliğinin bir ileri karakolu ve aracı olarak tüm dünya’da işlev göre Konfüçyos Enstitiülerini nasıl ve ne amaçla kurduğu bu tür sinsi girişimleri ile yavaş yavaş su yüzüne çıkıyor. Doğu Türkistan’da insan hakları ve demokrasıyi katleden Çin’in ülkemizdeki özgürlük,insan hakları ve demokrasi değerlerinden sonuna kadar yararlanmaktadır. Bir biri ardı sıra kurdurduğu ve kendine hizmet eden bir sürü güdümlü STK ve oluşumların tek görevleri Soykırımcı Çin emperyalizminin sömürgeci ve yayılmacı emellerinin birer aracı olduğu açık ve net olarak görülüyor.
Geçtiğimiz hafta New York’taki BM. yıllık genel Kuruluna katılarak bir konuşma yapan Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan Çin işgalinde toptan soykırımla yok edilmek istenen Uygur Türklerinin durumunu BM.tarihinde gündeme taşıyan ilk Türk devlet adamı olarak tarihe geçmiştir. Çin’in Doğu Türkistan’daki ağır insan hakları ihlallerinin ülkemizde Sayın Cumhurbaşkanımıznn ifadeleri ile en üst düzeyde gündeme getirildiği bir süreçte bu sözde Sinoloji Sempozyumunun niçin yapmak istediği akla ve mantığa bir türlü uymuyor.
ÇKP İşgal yönetiminin Doğu Türkistan Türklerine karşı Han Şövenizmi temelli devlet Politikası olarak uyguladığı soykırım uygulamalarını 8 ülkenin Soykırım olarak tanıdığı ve onlarca ülkenin Parlamento ve yönetimlerince en yüksek düzeyde eleştirilerek tepki gösterildiği biliniyor. Bu konuda özellikle Türk Komu oyunda ÇKP’nin soykırım cinayetlerine karşı günden güne artan duyarlılıkları STK. Kuruluşlarının tepki amaçlı açıklamaları günden güne artarak sürüyor. ÇKP’nin bu Doğu Türkistan Türklerine yönelik ağır insan hakları ihlalleri ile soykırım suçları TBMM.’de değişik partilere mensup Sayın Milletvekillerimizce gündeme getiriliyor ve hükümetten bu soykırıma karşı uluslararası hukuk ve insan hakları bağlamında tepki gösterilmesi talep ediliyor. Muhalefet partilerine mensup Milletvekillerinin peş peşe verdikleri Doğu Türkistan’daki insan hakları ihlallerinin araştırma önergeleri ile Çin’in Türklere karşı soykırım cinayetleri sürekli gündemde tutuluyor.
Çin’in Türkiye’deki Zulüm ve Soykırım Ortağı Perinçek ve Avanesi İş Başında
ÇKP işgal rejiminin Türkiye’deki, kıdemlı işbirliçisi ve Çin’in Doğu Türkistan Türklerine yönelik her türlü insanlık dışı uygulamalarını gözü kapalı olarak körü körüne savunan soykırım uygulamalarını daima destekleyen ve ÇKP’nin Nazi Lider Hitler’den iilham ve örnek alarak uygulayan Soykırım cinayetlerini utanmazca öven Perinçek ve avanesi Türkiye’de Sinoloji sempozyomu düzenlenmesinde yine baş rolü oynuyor. Çin’in Ankara Büyükelçiliği , Kıdemli İşbirlikçisi ve soykırım cinayetlerinin ortağı ÇKP’nin Mankurtu Perinçek ve avanelerini devreye sokarak İstanbulu’muzun Fatihi Fatih Sultan Mehmet Han’ın kurduğu 550 yıllık güzide bilim ve irfan yuvası ve dünyanın sayılı ve seçkin Üniversitelerinden İstanbul Üniversitemiz başta bir çok güzide bilim yuvaları olan Türk Üniversitelerimizi de bu sahtekarlığa alet etmesi kabul edilmez bulunuyor. Ayrıca, Çin’in Doğu Türkistan’daki Türk soykırımını gizleme ve üstünü örtme ve Türk Milletini kandırmak olan adi ve sinsi emellerine alet etmeleri düşündürücü bulunuyor ve Doğu Türkistanlıları derinden üzüyor.
Çin Emperyalizminin 72 yıldır işgalindeki Doğu Türkistan’da yaşayan Türklere yaptığı baskı, zulüm ve işkenceler ve bir insanlık suçu olan Türk soykırımının ayyuka çıktığı BM.dahil bir çok ülke tarafından kınanarak lanetlendiği ve 8 ülke tarafından yapılanların Soykırım olarak tanındığı bir süreçte Türk Üniversitelerimizin Çin’in Türk kamu oyunu yanıltmak Doğu Türkistan’daki insanlık dışı soykırım cinayetlerini perdeleyerek gizlemek, böylece Doğu Türkistan sorunu konusunda Türk Kamu oyunun aldatmak ve işlediği insanlık suçlarını gizlemek amacı ile tertiplediği açıktır.
Çin İle İlişkilerde Mütekabiliyet,Adalet ve Hakkaniyet Esas Alınmalı
Çin Büyükelçiliğinin de bizzat içinde yer aldığı ve Ülkemizin güzide bilim Yuvalarının içinde yer aldığı bu ve benzeri girişimler Çin’in ortak değerimiz olan bilimi emperyalist emellerine hizmet ettirmek olduğu açıktır. Madem Çin Büyükelçiliği ve Üniversitelerimiz ortak Sinoloji Semporzyumunu İstanbul’da düzenliyor,
Türkiye’nin Pekin Büyükelçiliği de derhal harekete geçmeli ve Doğu Türkistan’ın başkenti Urumçi’de bir Türkoloji Sempozyumu düzenlemelidir. Ülkeler arasındaki ilişkilerde karşılıklı iyi niyet ve çıkar esas amaç ve bir kural olduğunu göre İstanbul’da yapılan Sinoloji Sempozyumuna karşılık Çin’de de Türkoloji Sempozyumu yapılması gerekmez mi ?