logo

trugen jacn

HÜRRİYET GAZETESİ PARA İLE ÇKP’NİN PROPAGANDASINI YAPIYOR

...

Faruk BİLDİRİCİ 

Hürriyet gazetesinin dünkü çocuğu çekiciydi. Onun gibi polis adliye içinde bulunmaz. Haber gibi’ti ama eşyalarının bildik başlıklarından farklıydı:

“Dünya Covid-19 ile ilgili Washington’un yanıtlarını bekliyor mu?

 ABD ile ilgilila ne kadarını sakladı?

ABD Birleşik Devletler’e karşı tartışmada ne yaptı?

ABD’li bilim adamlarını Washington Covid 19 basit eğitimnadan ne karşı ne susturdu?

Devrik oyun bozan”

   Başlıklar Çin’in tezlerini yansıtıyordu. Başlıkların haberlerinin tümünde de ABD’nin Covid-18 ile tartışılması doğruydu. “Bilimlerinin azaltılmış rolleri” haberinde ABD Başkanı Trump’ın “Çin en öğretmen hakkında yazsaydı bu hakkında daha önce konuşulabilirdi” sözleriyle yalanlanıyordu. ABD sağlık hizmetinin ABD Hastalık Kontrol ve Önleme Merkezi’ni 31 Aralık’ta bilgilendirilen telefon ve 3 Ocak’ta dala görüştükleri ancak Beyaz Saray’ın anaokulunda geciktiğinde devam ediyordu.

    Okur kandırılmaya çalışılmış

     Başlıklar ve haberimsi metinlerden de gibi bilgi verilmiyordu aslında. Düpedüz propagandası yapılıyordu.

     Anlaşılan Çin Halk Cumhuriyeti, ABD’nin ülkelerine karşı giriştiği “Covid-19 virüsü hakkında diğer ülkeleri zamanında bilgilendirmeyerek dünyaya yayılmasına neden oldukları” suçlamasına karşı Türkiye kamuoyuna da seslenme gereksinimi duymuştu. Fakat böyle tek yanlı haber yayımlatmak zor olduğu için de ilan verme yoluna gitmişlerdi.

     Bu kadar taraflı, suçlayıcı, yargılayıcı başlıklar ve haberler Hürriyet Yazı İşleri’nde yazılmış olamazdı. Dikkatli bakınca sayfanın sağ üst köşesindeki “Xinhua Haber Ajansı’nın ilanıdır” ibaresini gördüm. Demek bu sayfa, Çin’in resmi haber ajansının ilanıymış! Doğrusu bir “Haber Ajansı”nın bir gazeteye “ilan” verdiğine yeni tanık oluyorum. Benim bildiğim haber ajansları “haber” yazar…

    Ne de olsa “devletin resmi ajansı”, gazetecilik etiği ile ilgisi olmaması şaşırtıcı sayılmaz. Fakat sayfadaki bütün metinler haber görünümünde ve okurun bu sayfada yazılanların parayla yayımlatılan “ilan” olduğunu anlaması çok zor.

   İyi de evrensel gazetecilik etiği açısından bir gazetenin parayla bir devletin propagandasını yapması doğru mu? İnceleyelim.

    Ali Ağaoğlu’nun ilanı da yanlıştı

    Hemen belirteyim, yasak savma kabilinden küçücük bir “İlan sayfasıdır” ibaresi konulmuş olması bu sayfada okurun kandırılmaya çalışıldığı gerçeğini örtemez. Çünkü haber başlıkları, spotları, soru işaretleri ve ünlem işaretleri ile tamamen haber sayfası gibi düzenlenmiş. Bu haliyle okurun Çin’in ilan sayfasını öbür haber sayfalarından ayırması kolay değil.

   Halbuki ilan sayfalarının haber sayfalarından rahatlıkla ayrılabilmesi gerekli. Ticaret Bakanlığı’nın “Ticari reklam ve haksız ticari uygulamalar yönetmeliği”nin

“Reklamların ayırt edilmesi” başlıklı altıncı maddesinde şu hükümlere yer veriliyor:

     “Biçimi ve yayınlandığı mecra ne olursa olsun bir reklamın, reklam olduğu açıkça anlaşılmalıdır. Reklamlar, editoryal içerikten görsel ve işitsel olarak açık bir şekilde ayırt edilebilir olmalıdır.”

   Türkiye Gazetecilik Hak ve Sorumluluk Bildirgesi’nde ise “Haber ve yorum metinleri veya görüntüleri ile ilan – reklam amaçlı metinlerin ayrımı hiç bir karışıklığa yer bırakmayacak biçimde yapılmalıdır” ilkesi yer alıyor.

     Çin’in ilanında ise bırakın “editoryal içerikten kolaylıkla ayırt edilebilir olmasını” ve “karışıklığa yer bırakmayacak biçimde yapılmasını” ilan haber sayfası görünümünde sunularak okurun ilan sayfası olduğunu anlamaması için çaba harcanmış.

   Editoryal denetimden geçmeliydi

   Ayrıca bir gazetede yayımlanan bütün içeriğin editoryal denetime tabii tutulması gerekir. Oysa “Bu bir ilandır” ibaresi konularak Reklam Servisi üzerinden yayına sokulmuş.

    Gazetenin editoryal bağımsızlığına gölge düşüren benzer durumlar Hürriyet’te daha önce de yaşanmıştı. İşinsanı Ali Ağaoğlu, Ahmet Hakan’ın köşesindeki bir eleştiriye Hürriyet’te tam sayfa ilan yayımlatarak yanıt vermişti. Ben de Okur Temsilcisi olarak 22 Ağustos 2016 tarihli yazımda böyle bir ilan yayımlanmasına karşı çıkmış, editoryal bağımsızlığın önemini vurgulamıştım:

     “Gazete okuruna hangi bilgilerin, nasıl sunulacağının belirlenmesi bir gazetecilik faaliyetidir. Bunu da sadece gazeteciler yapar. Hürriyet okurlarının neyi bilmesi gerektiğine de Hürriyet’in editoryal kadrosu karar verir. Sırf parası ve ilan verme gücü var diye bir işadamının istediğini Hürriyet okuruna “bilgi” diye sunması editoryal bağımsızlığa müdahaledir.”

     Tıpkı Ali Ağaoğlu’nun ilanında olduğu gibi Çin’in ilanındaki içeriğin de editoryal kontrolden geçirilmesi zorunluydu. Çünkü haber görünümündeki bu metinlerde bütün dünyayı saran salgın felaketiyle ilgili “bilgiler” veriliyor, iddialarda bulunuluyor. Ancak doğru olup olmadığı kontrol edildikten sonra ve iki tarafın görüşlerini içerecek şekilde yayımlanabilirdi.

    Halbuki Çin’in ilanında yazılanların hepsi tek taraflı. Doğru olduğu da şüpheli. Hatta çok açık sayısal hatalar da var. Örneğin ABD’de Covid-19 nedeniyle ölenlerin sayıları 80 bin olarak verilmiş. Gerçekte ise bu sayı dün itibarıyla 100 bini geçmişti!

     Hürriyet, parasını alıp doğruluğu -en azından- şüpheli bu bilgi, iddia ve suçlamaları yayımlayarak Çin’in propagandasına alet olmuş. Şimdi ABD’nin de görüşlerini yayımlatmak için Hürriyet’e ilan mı vermesi gerekiyor?

   Ya da başka bir soru, diyelim Hafter güçleri, diyelim Esad yönetimi benzer ilan vermek istese Hürriyet yayımlayacak mı? Öyle ya, gazetecilikte artık kriter paraysa Hürriyet’in onları da yayımlaması gerekir!

     Parayı bastıran istediğini yayımlatamamalı

     Ne yazık ki, bunu nasıl anlatacağının açık olduğu durumlarda bu ülkede daha önce de yaşandı. Yakınki örneklerden biri de Hürriyet ve Sabah gazetelerinin iki yıl önce kişiden biri MHP’nin gazeteci olmak üzere 70 kişi alaycı bir dille suçu “Teşekkür mesajı (İftira, İtham, İsnat)” ilanı ilanını yayımlamasıydı. O zaman da Hürriyet Okur Temsilcisi olarak şu görüşmeyi planlamam:

   “Gazeteler, ona gelen afişi yayımlamak zorunda değildi. Bir gazete, “Ben parasını alırım, beni ilgilendirmez” diyemez; yasal ve etikler gözardı edilemez.”

         Ne yazık ki yanlışlardan ders alınmıyor; Aynı yanlışlar bileteye tekrarlanıyor, gazetecilik kıyafetleri giyiyor.

Kaynak : https://farukbildirici.com/hurriyet-parayla-cin-in-propagandasini-yapti/?fbclid=IwAR2_d

 

Share
324 Kez Görüntülendi.