Son Dakika
Uygur Haber ve Araştırma Merkezi(UYHAM)
Tayland’ın başkenti Bangkok’ta geçen yılın 17 Ağustas günü bir Budist tapınağından meydana gelen bombalı saldırının sanıkları olduğu iddiası ile tutuklanan Bilal Muhammad(Adam Karadağ) ve Mirali Yusuf adlarındaki iki Uygur Türkü bugün Bangkok’taki bir askeri mahkemede yargılanmaya başlıyor.
20 kişinin öldüğü ve 120 kişinin yaralandığı Tapınak saldırısının sanıkları olduğu iddiası ile tutuklanan bu uygurların dün medya’ya yansıyan ve kendilerine işkence edildikleri ve ifadelerin kendilerine zorla imizatıldığı yönündeki beyanları gündeme bomba gibi dümüş bulunuyor. İnsan hakları ve hukuk kuruluşları bu beyanlar üzerine peş peşe açıklamalar yaparak işkence olayını kınadılar ve yargılanmanın adil yapılmasını talep ettiler.Sanık UYgur Türklerinin durumu ile ilgili haber üzerine Dünya Uygur Kurultayı da açıklama yaparak tepki gösterdi ve işikence olayını kınadı. DUK. Sözcüsü Dilşat Reşit bir açıklama yaparak Uygur Sanıkların kendilerine işkence altında ifadelerinin zorla alındığına dair beyanları onların adil ve tarafsız şekilde yargılanmalarının önündeki şüpheleri arttırdığını ifade ederek şunları söyledi , “ Esas mesele,zanlıların saldırıyı öncesinden kabul edip sonradan ifadelerin işkence altında alındığını beyan ederek inkar etmeleridir. Sanıkların bu çelişkili ifadelerinin altında derin bir sır olduğu kesin gözüküyor. Burada Çin yönetiminin Tayland’a olan baskıları söz konusudur.Bu nedenle bu yargılama çok önem kazanmış bulunuyor.Yargılamanın adil, şeffaf ve açık yapılıması çok önemlidir.Sanıklara kendisini savunmaları ve ve daha önce verdikleri ifadelerinin inkar etme nedenlerini korkusuzca açık ve ayrıntılı bir şekilde izah etmelerine fırsat tanınmalıdır.Ayrıca, duruşmaların tarafsız gözlemcilerin takip etmelerine imkan tanınmalı. Sanıkılara kenedilerini savunmaları için adil savunma hakkı verilmelidir. Tayland Adaleti’nin Çin’in bu konudaki baskı vee dayatmalarına boyun eğmeyeceğini ümit ediyoruz.” Şekilde konuştu.
Sanık Uygurların Tayland’lı avukatı Kanbay Reuters haber ajansına yaptığı açıklama’da sanıkların daha önce Polis’e verdiği ifadeleri işkence altında söylemek zourunda kaldıklarını belirterek zorla imzalattıklarını ve bu ifadeleri reddetlerini söylediğini bildirmişti. Tayland’lı Avukat Tayaland askeri Başsavcısının Uygur sanıklara “Adam öldürmek- Patlayıcı bulundurmak” başta 10 çeşit suç isnat ettiğini ancak bu suçlamaların içinde “Terör Suçu” tanımının yer almadığını bildirdi.
Tayland Hükümeti saldırı olayının başından beri Tapınak saldırılarının bir terör saldırısı olmadığını ısrarla savunuyor.Bu saldırının İnsan kaçakçılarının Tayland Krallığından bir “Öç Alma” eylemini olduğunu ifade ediyor. İnsan kaçakçılarının büyük paralar karşılığında uygurları kaçak yollardan ülkeye soktuğunu,Tayland hükümetininin ise bu Uygur mağdurları kaçakçılardan kurtararak “Ülkelerine geri yolladıkları” için insan kaçakçılarının kendi çıkarlarının yok edilmesinden dolayı bombalı saldırılar düzenleyerek Tayland’dan intikam aldığını öne sürüyor.
Çin yönetimi ise, Tayland’taki Tapınak saldırısının bir terör olmadığını ısrarla önü sürmekte ve bu olaydan kendisini özenle kaçırmaya çalışmaktadır. Çin’in Bangkok Büyükelçiliği de patlamanın ardından yaptığı açıklama’da “Patlamayı her hangi bir etnik Kimliğe bağlamanın yanlış ve yersiz olduğunu” iddia etmişti.
Çin’in Tapınak saldırısı sonrasındaki muğlak ve sırlarla dolu tutumu bu terör olayı üzerindeki şüpheleri daha da arttırmakta ve karmaşık bir hale getirmektedir.
Konu ile ilgili özgür Asya radyosuna açıklamalarda bulunan Uygur İnsan hakları aktivisti ve Siyasi analizci Dr.İlşat Hasan’in görüşü şöyle , “Çin ,Uygur Türklerinin her hangi bir olay dolayisiyle uluslar arası toplumun gündeme gelmesinden ve medya’da yer almasından son derece tedirgin olur.Kendisi bu tür Uygurlarla ilişkili haberlere yer vermedikleri gibi,medya kuruluşlarına baskı yaparak çıkarlar vaddederek bu tür bilgilerin yer almasını önlemeye çalışır.Bunun esas nedeni toptan assimile ve soykırım yaparak yok etmeye çalıştığı Uygurları İnsanlığın hafızasından unutturmak ve silmektir. Kendisinin uygulamakta olduğu bu İnsanlık dışı cinayetlerini gizlemektir.Ayrıca,bu tür olayların baskı altında yaşayan Uygur Türkleri için örnek ve ilham kaynağı teşkil etmesinin güya önüne geçmektir.Bir diğer nedeni ise, Çinli turistlerin can güvenliğidir ve onları ürkütmemektir.Çünkü,Tayland Çinli Turistlerin en çok rağbet ettiği ülkelerin başında gelmektedir.2015’de yaklaşık 5 milyon Çinli bu ülkeyi ziyaret etmiştir.Ancak.korkunun ölüme faydası yoktur.Çin ne yaparsa yapsın hangi sinsi tedbirileri alırsa alsın, Doğu Türkistan,Tibet ve İç Moğolistan ve diğer işgal ettiği Çinli olmayan bölge halklarına yaptıkları insanlık dışı uygulamalar nedeni Allah’ın gazabına uğrayacak ve emsalleri gibi tarihin karanlık çukurlarına atılıp yok olma takdirinden asla kurtulamayacaktır.”dedi.
Etiketler: Çin » Dünya » etnik Çatışma » Genel » Görüş Yorum » Gündem » Haber » Röportajlar » SiyasetBENZER HABERLER