Son Dakika
Marmara Ün.Siyaset Bilimi ve Uluslararası ilişkiler Bilim dalı öğretim üyesi ve Çin uzmanı Çağdaş Üngör KARAR TV’de “Bilinmeyen Dünya” adlı programda Çin’i anlattı ve dikkat çeken açıklamalar yaptı. Dr.Güngör ” Batının açmazları dünyayı Çin’in “Çin Modelini” tanımasına yol açtı. Pekin her olaydan ve gelişmeden kendisi için fırsat kolluyor.Çin aşısının siyasi boyutu da var… Çin, sattığı aşıları ‘yeniden cazibe’ için bir fırsat olarak görüyor.” açıklamasında bulundu.
UYGUR HABER VE ARAŞTIRMA MERKEZİ (UYHAM)
Marmara Üniversitesi Öğretim Üyesi ve Çin uzmanı Çağdaş Üngör, KARAR TV’de ‘Özel Pöportajlar’a konuk oldu. Elif Çakır ile Yıldıray Oğur’un sorularını cevaplayan Üngör, Çin ile ilgili önemli açıklamalar yaptı.
Üngör, dünyanın çok konuştuğu ve Türkiye’nin şu an aşı sipariş ettiği Çin’i ve ‘Çin modeli’ni anlattı, “Batı açmazları Çin modelini tanıttı” dedi.
Türkiye’nin dahil olduğu Kuşak Yol Projesi için de Üngör “Kuşak Yol Projesi, abartıldığı gibi Türkiye’ye katkı sağlar mı? Sanmıyorum. Çin zaten her yere yatırım yapıyor” diye konuştu.
“SADECE TÜRKİYE ÇİN AŞISI SİPARİŞ VERMEDİ”
Çin aşısı ile ilgili bir güven problemi olduğunu belirten Üngör, Çin’den veri gelmediğini vurguladı.
Üngör şunları kaydetti: “Şu an Çin’de 3’üncü faz aşamasında 5 aşı var, bunun dışında 1’inci ve 2’nci faz aşamalarında belki düzinelerce alternatiften bahsetmek mümkün. Türkiye’ye gelen aşı ise Brezilya ve Endonezya’da da bir süredir test ediliyor.
Fakat raporlama ve verilerin gelmesi epey aksadı. Dün aldığımız bir habere göre de bir 15 gün gibi erteleme söz konusu. Fakat ABD ve Avrupa dışında özellikle Ortadoğu ve diğer ülkeler de Çin’den farklı aşılar sipariş etti. Aslında söylendiği gibi Çin aşısını sipariş veren tek ülke Türkiye değil. Dolayısıyla Çin aşısını tek müşterisi değiliz. Bizim medyamızda biraz öyle yansıtıldı.
“ŞEFFAFLIK AÇISINDAN GÜVENEBİLECEĞİMİZ BİR YER DEĞİL”
Fakat başarı oranlarını bilmiyoruz. Sürekli 3’üncü faz sonuçlarının açıklamasını ve raporların gelmesini bekledik ama gelmedi. Bu konuda Çin’e güvensizlik var çünkü salgının başından bu yana sansür mekanizmaları devreye sokuldu. Dolayısıyla Çin, şeffaflık ve bilgi akışı anlamında güvenebileceğimiz bir ülke değil. Aşı çalışmaları ile ilgili veriler, Endonezya, Brezilya ve Türkiye gibi ülkelerden geliyor. Belki böylece aşının sağlaması da yapılacak.”
“15 GÜN DAHA ERTELENDİ”
Brezilya ve Endonezya’daki çalışmalara değinen Üngör, Türkiye’nin sipariş ettiği aşının 3’üncü faz aşamasının hala açıklanmadığını vurgulayarak “Sinovac’ın aşısı, etkinlik açısından barajı geçmiş durumda. Ama gönüllere su serpecek yüzde 80’li, 90’lı rakamlar yok. Beni esas endişelendiren şu; 15 gün daha ertelenmesi. Neticede Türkiye’de her gün 250 kişi vefat ediyor. Günler bizim için çok değerli. Güvenlik-etkinlik açısından değil ama bu anlamda artık endişe verici bir durum var” diye konuştu.
Türkiye’nin sipariş ettiği aşının Çinli özel bir şirkete ait olduğunu hatırlatan Üngör, Sinovac’ın 20 yıllık bir şirket olduğunu da dile getirdi.
“YENİDEN ‘CAZİBE’ İÇİN FIRSAT GÖRÜYORLAR”
Çin’in ürettiği aşı ile siyasi bir fırsat da yakalamaya çalıştığını ifade eden Üngör, şunları söyledi:
“İşin bir de siyasi boyutu var. Çin, aşı ile cazibesini yeniden kazanmak istiyor. Koronavirüs sürecinde dünyada kaybettiği cazibesini… Ve aşıları bir fırsat olarak görüyor. Yoksul ülkelerin Çin aşılarını kullanması ya da koronavirüsün bir şekilde en azından Batılı olmayan coğrafyalarda Çin aşısı ile aşılacak olması… Bu durum kalite sorusu açısından beni düşündürüyor. “
“ÇİN’E GÖRE ‘GERİCİLİĞİ’ BIRAKANA KADAR EĞİTİLMELİSİN”
Yıldıray Oğur’un, ‘Sizce, Çin’in Uygur Türklerine yönelik asimilasyon politikasının temel amacı nedir?‘ sorusuna Üngör, şöyle cevap verdi:
“Uygur meselesi yeni başlamış bir mesele değil. Çok uzun zamandır süren ve Türkiye’nin gündeminde olan bir mesele. 50’lilerden beri Uygurlular, Türkiye’ye gelmiş. Çin Komünist Partisi’nin ülkeyi devraldığı günden, 1949’dan bu yana yaşanan sıkıntılar var. Ama son 2 yıldır toplama kampları ciddi şekilde arttı. Çin, tabii bunların meslek edinme kursları olduğunu iddia ediyor. Toplama kampı gibi bir suçlamayı kabul etmiyorlar. Neticede insanların istekleri dışında, sıkıntılar ve baskılar var. Çin’in Maocu geleneğinde hapse atmaktan ziyade ‘yeniden eğitim’ anlayışı var. İdeolojini, onlara göre ‘gerici’ düşünceni bırakana kadar yeniden eğitilmelisin.
“ETNİK, AYRILIKÇI VE CİHADİST BOYUT…”
Bilebildiğimiz kadarıyla kamplarda hem bir takım meslek edinme dersleri gösteriliyor hem de ‘zararlı’ olabilecek hatta ‘İslami yorum’ diyebileceğimiz şeylere karşı baskı var. Bu kılık-kıyafet için de olabilir. Bir ara ‘Uzun sakal bırakılmasın’ ya da kadınların giyimine yönelik posterler vardı. Bunları hepsi hak ihlali. Peki, Çin bunları neden yapıyor? Tabii, burada en fazla korkulan şey; ayrılıkçılık. Tam bağımsızlık perspektifi. Özellikle Suriye’deki iç savaşın uzamasından kaynaklanan… Çünkü Orta Asya’nın Suriye ile bağlantıları var. Mesela IŞİD’e katılanlar gibi. İşin etnik, ayrılıkçı ve cihadist boyutu var.”
Çağdaş Üngör’ün açıklamaları şöyle:
“Neden Çin aşısı? Siyasi boyutu var mı? Evet, Türkiye son 3-4 yıldır Çin ile yakınlaştı. Batı ile ortaklık bozuldukça Çin’e yaklaşıldı. Çünkü Türkiye, Batı konusunda hayal kırıklığı yaşadı.
Çin’de devlet ile özel şirketler tamamen bağımsız değil. Bu nedenle ABD, Huawei konusunda tedirginlik yaşadı. Acaba, Huawei bizim bilgilerimizi Çin devleti ile paylaşır mı? Bu düşünce tedirgin etmişti.
Tek parti var, muhalefet yok. Ve muazzam bir organizasyondan bahsediyoruz. Ordu da partiden yana. Böyle bir yapıda şeffaflık tabii ki sıkıntılı. Şunu söyleyebiliriz ki; Çin’de gönüllerden geçen bir hukuk devleti yok.
Çin’de de büyük bir demokrasi talebi olmadı, medya çok fazla denetleniyor. Tabii ki çok çeşitlilik var, Kuzey Kore gibi diyemeyiz. Fakat sosyal medya uygulamalarına kimlik numarası ile giriliyor. Kimin ne yazdığı belli yani.”
BENZER HABERLER