Son Dakika
UYGUR HABER VE ARAŞTIRMA MERKEZİ (UYHAM)
İki haftadır Kırgızistan gezimizle ilgili hatıralarımızı yayınlıyorum ancak bu hafta ziyaret anılarımı ertelemek istiyorum. Çünkü önemi sebebiyle yine Türk Dünyasından, Doğu Türkistan’dan gelen acı haberlerle ilgili düşüncelerimi sizlerle paylaşacağım. Basına yansıyan haberlerden öğrendiğimiz kadarıyla Doğu Türkistan’dan, Uygur Türkü kardeşlerimizden ne yazık ki iyi haberler gelmiyor. Baskıcı Çin Rejimi, kardeşlerimize zulümlerini her geçen gün artırıyor. Bu zulümlere milletimiz kayıtsız değil ama maalesef devletimiz de dahil olmak üzere bir çok dost ve kardeş bildiğimiz devlet cılız tepkiler dışında duyarsız, sessiz. Ey Ulu Allah’ımız mazlum ve mahsun kardeşlerimize yardım eyle, diye dua etmekten başka da elimizden bir şey gelmiyor.
Develi’miz ve Develi’liler geçmişte olduğu gibi bu zor günlerde de Doğu Türkistanlı kardeşlerimizin yanında oldukları gösterdiler. Gazetemiz haberlerine de yansıdığı üzere, Büyük Birlik Partisi(BBP) ilçe başkanlığı tarafından 13 Aralık günü, Cuma namazı çıkışın da Atatürk Anıtı önünde gerçekleştirilen bir etkinlikle Çin’in Doğu Türkistan da gerçekleştirdiği zulüm ve baskılar kınandı. (1) BBP il Başkanı Mehmet KARAHANÇER, İYİ Parti İlçe Başkanı Emir Ali ÖZÇAKIR, BBP İlçe Başkanı Refik ŞAHİN, BBP Belediye Meclis Üyeleri ile birlikte kalabalık bir vatandaş topluluğu katıldı.
Develi’ye Yerleştirilen Uygur Türkleri
“Develi’miz ve Develi’liler geçmişte olduğu gibi bu zor günlerde de Doğu Türkistanlı kardeşlerimizin yanında oldukları gösterdiler” dedim, neden? Bir çok kimse bilmeyebilir, merhum Mustafa AKDOĞAN tarafından Develi’miz de yayımlanan “Demokrat Develi” isimli gazetenin 11 Kasım 1954 tarihli nüshasında Doğu Türkistan’dan gelen muhacir kardeşlerimizden 50 hanenin Develi’miz de iskan edileceği haberi veriliyordu. 04.12.2018 tarihinde yayınlanan “Türk-Turan Dünyasının Öksüz Çocukları, UYGURLAR!” başlıklı yazımda muhacir kardeşlerimizden önemli bir nüfusun Develi’miz de ve Kayseri’de iskan edildiğini, bu günlerin hatırasına kardeşlerimiz için yapılan evlerin bulunduğu Kayseri Havaalanı yakınındaki mahallenin adının Hoca Ahmet Yesevi, karşısında bulunan mahallenin de hayırlı bir tevafuk olarak Aşık Seyrani adını taşıdığını bildirmiştim. (2)
8 Ekim 2019 tarihli Karar Gazetesi’nde Amerikan Ticaret Bakanlığı’nın Çinli 18 şirkete Uygur Türklerine uygulamış oldukları baskıdan dolayı ambargo konulduğu yönünde bir haber ile yine aynı tarihli Sözcü Gazetesinde de Soner Yalçın’ın “Çocuk’muyuz be kardeşim” başlıklı yazısı vardı. Haber ve yazının içeriği yine Doğu Türkistan, İpekyolu, Amerika ve Çin ekonomik rekabeti konusunda idi, dikkatle okudum. Sizlerin de dikkatle okumalarını tavsiye ediyorum. Koskoca bir Türk dünyası adeta Amerika’nın, Çin’in, Rusya’nın masasında pinpon topu gibi oynanır hale gelmiş maalesef.
Belki biz farkında değiliz ama tarihin omuzlarınıza yüklemiş olduğu öyle bir yük, sorumluluk var ki bunun altından istesek de çıkamayız ve kaçamayız. Çin dünyanın son yıllarda yıldızı parlayan önemli bir ekonomik gücü, hatta geçmiş yıllarda Amerikan ekonomisini de geri de bırakarak dünyadaki bir numaralı ekonomik güç haline geldiği de söylendi. Şu anda nereden bakarsanız bakın dünyanın en büyük 2. ekonomik gücü. Tabii bu güç dünyanın diğer pazarlarına çıkmak istiyor, çıkış güzergahı da yine bizim Türkistan coğrafyasından, Türkiye’den geçip Avrupa’ya, Amerika’ya ulaşıyor. Bizim de bu anlamda kendi gücümüzün farkında olmamız lazım. Çin bizim Doğu Türkistan olarak bildiğimiz, Türkistan’ın doğusu, medeniyetimizin baş şehirleri olan KAŞKAR, TURFAN gibi şehirlerin bulunduğu, Türkiye coğrafyasının yaklaşık 2,5 katı büyüklüğünde, yeraltı ve yerüstü zenginlikleri ile önemli bir vatan parçası olan Doğu Türkistan’ı Sincan ismini vererek 1949 yıllında işgal etti. Ne gariptir ki biz de başkentimiz Ankara’nın bir ilçesine bu adı koymuşuz! Sincan Çin lisanında kelime anlamı itibariyle fethedilmiş, yeniden kazanılmış toprak anlamına geliyor.
Günümüzün önemli bir ekonomik gücü olan, Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’nde veto hakkı bulunan Çin önemli bir ekonomik ve askeri güç. Tarihin derinliklerinde Türk milleti ile Çin milleti bazen savaşlarla, bazen de başka şekillerde birçok ilişkilerde bulunmuştur. Maalesef bugün Sincan diye anılan bizim Doğu Türkistan’ımız 1949 yılında Çin’de komünistlerin, Mao’nun iktidara gelmesiyle işgal edildi. Mazlum milletlerin her zaman sesi olan Türkiye Cumhuriyeti Devletimiz ne yapabilir? Çin ile savaş mı yapsın, bu elbette mümkün değil. Bugün Çin’in işgali altında bulunan 35-40 milyon nüfusuyla Doğu Türkistan coğrafyası ve Uygur kardeşlerimiz devletimizin uygulayacağı akıllı dış politika ile dünyanın önemli ekonomik gücü olan Çin Halk Cumhuriyeti ile Türkiye arasında bir Barış Köprüsü olabilir.
Çin ekonomik gücünü Avrupa, Amerika ve dünyanın diğer ülkeleri ile pazar anlamında paylaşmak istiyor. Dünya pazarlarına ulaşmak içinde öncelikle Türkistan coğrafyasından, Türkiye Cumhuriyeti’nden ve Anadolu’dan bir şekilde geçmek zorunda. Bu anlamda Çin, Türkiye’ye Türkistan’a mecbur ve mahkum gibi görünüyor. İşin doğrusu biz de Çin’e bir şekilde bu anlamda mecburuz ve Çin ile iyi ilişkiler içerisinde olmamız gerekir. Yakın zamanda Sayın Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip ERDOĞAN Çin’e resmi ziyaret gerçekleştirdi. Yerel seçimlerden önce eski meclis başkanımız ve Başbakanımız Sayın Binali YILDIRIM da bu ülkeyi ziyaret etti. Ben mi kaçırdım bilemiyorum ama ziyaretlerle ilgili bir açıklama basında görmedim, okumadım. Bu ziyaretler dolayısıyla benim gönlümden şunlar geçmişti. İnşallah Sayın Cumhurbaşkanımız yapmış olduğu görüşmelerinde; dünyanın süper gücü olan Amerika’nın Çini kendi ekonomik gücünün karşısında rakip gördüğü için ve Çin’i dizginlemek amacıyla Uygur Türkü kardeşlerimizin çekmiş olduğu çile ve ızdırapları Çin’e karşı koz olarak kullandığını, bu sebeple basına yansıysan Uygur Türkü kardeşlerimize son yıllarda insani, kültürel ve sosyal anlamda yapılan, katlanması mümkün olmayan kötü muamelelerin kaldırılarak Amerikan istismarının önüne geçilmesi, Uygur Türkü kardeşlerimizin Türkiye ile Çin arasında ihtilaf değil iş birliği konusu olması talebini dile getirmiştir.
Yazımı hemşehrimiz Ozan Molla(Seyit BERBER)’ın Doğu Türkistan ile ilgili yazdığı ağıtın iki dörtlüğü ile tamamlıyor ve ozanımızın duasına yürekten AMİN diyorum.
Sana Mâlum Türkistan’ın ahvâli
İşkenceyle ölür Orda Gardaşım
Dünyada bu zulmün yoktur emsali
Ya Rab, sen yardım et, Darda Gardaşım
Mısırlı Mursiye ağıt yakanlar
Doğu Türkistan’a şaşı bakanlar
Ümmet diye ortalığı yıkanlar
Bu olayda hani, Nerde Gardaşım
(1 )http://seyrani.com/cin_zulmu_kinandi_haberi_1048.html
(2) http://www.seyrani.com/Turk_Turan_Dunyasinin_oksuz_cocuklari_yazi4_43.html
BENZER HABERLER