Komünist Çin, Türklerin bularak insanlığa hediye ettiği bir kültür ve ticaret yolu olan Kadim İpek yoluna kendince sahiplenmek istemektedir. Bunu kullanarak güzergahındaki Türkistan Ülkeleri ile ve diğer gözüne kestirdikleri komşu ülkeleri ele geçirme projesinin Bir Yol Bir Kuşak insiyatifinin önünde tek engel olarak gördükleri milyonlarca Uygur Kazak ve diğer Türk boylarını aşırılıkla mücadele ve Yeniden eğitmek ve diğer insanları aldatma ve kandırmaya yönelik safsatalar ve uydurmalarla yıllardan beri esir tutmaktadır.
Usir tuttukları bu Türkleri zaman içerisinde ÇKP’nın emrindeki sözde Hukuk ve adaletin olmadığı Mahkemelerde yargılayarak en az 10 yıldan başlayan uzun ve ömür boyu hapis cezalarına çarptırıyor. Bu yöntem ise, baskı,zulüm ve işkenceyi zamana yayarak esir aldığı Türkleri gizli ve sistematik olarak yok etmektir.
ABD.ve Batı Dünyasının yıllar öncesinde Çin’in ucuz iş gücüne kapitalist zihniyetleri gereği aldanarak üretim tesislerini Çin’e taşıması ve orada üretim yapması ve ucuz iş gücünü kullanması Çin’i bugünkü saldırgan ve dünyanın kabadayısı konumuna getirmiştir. Bu yüzden ülkeler Çin’in bu durumu kendilerine ekonomik tehdit olarak kullanması yüzünden hiç bir ülke Çin’e ekonomik ambargo veya herhangi bir yaptırım uygulayamıyor.
Dünya Devletleri yumurtaları bir tek bir sepete koymalarının ne kadar büyük bir hata olduğunu zaman içinde anladılar. Ama şu an işin içinden nasıl çıkacaklarını bilemiyorlar .İlk etapta Çin tehdidini anlayan ülkeler üretim bantlarını, yatırım ve şirketlerini Çin’den geri çekmeye başladılar.
Ekonomide sıkı ve sert Komünist yöntem uygulayan yarı kapitalist ÇKP. diktatörlüğü acımasız, vahşi ve insanlık dışı politikalarını devam ettirebilmek ve ayakta kalabilmek için ülke nüfusunun % bir kaç tek rakamlı sayı olarak tahmin edilen ÇKP üyelerine geniş ve doyurucu her türlü imkanlar sağlayarak onları birer milyarderler haline getirmiş bulunuyor.
Çin vatandaşlarının temel hak ve Özgürlükleri ile İnsan hakları ÇKP.rejiminin rejimin izin verdiği orandadır. Çin Vatandaşlarının ÇKP Diktatöryasınının uygulamalarına yönelik en ufak itiraz ve eleştirisi onların derhal ortadan kaldırılmaları için bir sebeptir.
Çin’in ekonomik,siyasal ve askeri büyüme stratejisi ve hedefi Türkistan Cumhuriyetleri başta Orta Asya ve pasifik ülkeleri ile Myanmar’dan Arakan’a, Filipinler Hindistan Pakistan Japonya ve diğer bölge ülkeleridir. Çin bu nedenle sınırlarını genişletebilmek için ticareti ve yatırımı bir sömürgeleştirme aracı olarak kullanmaktadır. Komşu bölge ve diğer Dünya Ülkelerini önce gereksiz yatırımlar ve de tek taraflı açık veren ticaretle ele geçiriyor ve daha sonra bu yatırımların geri ödemediğini bahane ederek inşa ettikleri Limanlar,yollar ve Fabrikalar ve diğer işletmelere uzun süreli kiralama aldatmacası ile el koyarak teslim alıyor.
Bu suretle ülkeleri sömürgeleştirerek yatırım yaptığı ülkelerde ve her yerde hegomanya kurmak suretiyle ve Dünyanın tek hakimi olmak hedefine kilitlenmiş durumdadır.
Ülkesinde yaşayan etnik Çinliler ve Doğu Türkistan,Tibet,Güney Moğolistan gibi işgal ettikleri ülkelerde insanları modern dijital takip sistemlerini kullanarak 7/24 saat kontrol, gözetleme ve takip etmekte bu suretle İnsanları 21.yüz yılın modern kölelerine dönüştürmek istemeketedir.
Kazakistan,Kırgizistan, Pakistan, Sri Lanka gibi ülkeler ile bir çok fakir Afrika devletleri Çin’in borç tuzağı ile Çin’in adeta güdümüne girmiş bulunuyor.
Çin, basiretsiz,uzağı göremeyen bencil ve rüşvetçi siyasetçiler elde ederek kullanmakta, onlar da kendi vatandaşlarının çıkarlarını ve haklarını Çin’e kendi manfaatları için bedavaya satmaya devam ediyor.
Hür ve demokratik değerleri önceleyen ve benimseyen dünya Ülkeleri Çin’e karşı birleşerek işbirliği yapmalı ve bu ÇKP Sömürgeciliği ve hegomonyacılığına karşı birleşmel, ekonomik, siyasi ve askeri işbirliği yapmak zorundadırlar.
Bu ülkeler kendi ihtiyacı olan mal ve hizmetleri kendileri öz topraklarında üretmeli ve vatandaşlarını issizlikten ve böylece fakirlikten kurtarmalıdırlar.
Bu ülkeler Çin’deki üretimlerini kendi Ülkelerine kaydırıp kendi aralarında karşılıklı ticareti geliştirmeli ve hem de ekonomik iş birliklerini arttırmalıdır.
Böylece kendi ülkelerinde ve bölge ülkelerinde de istihdam yaratıp İnsanlara iş imkanları yaratmalıdır.
Bu ülkeler elleri ve avuçlarındaki her şeyi Çin’in eline teslim ederek vermemeli ve Çin’in boyunlarına geçirdikleri kölelik zincirinden bir an önce kurtulmalıdırlar. Her şeyini Çin’e teslim ederek Çin’e bel bağlamak aslında Çin’in esaret ipini boyunlarına kehndi rızaları ile geçirmek ve Çin’e artık Ben senin kölenim demektir.
Doğu Türkistan’da yaşayan Uygur,Kazak,Kırgiz ve diğer Türk halklarının Çin esaretinden kurtularak Özgürleşmesi aynı zamanda Türkistan Cumhuriyetleri başta İnsanlğın de özgürleşmesi demektir. Dünyanın ve bölgeyi bekleyen Çin tehlikesini ortadan kaldırmak demektir.
Günümüzde Doğu Türkistan’da Uygur ve Kazak ve diğer Türk Halklarının verdiği kimliklerini koruma yolunda verdiği Özgürlük mücadelesi sadece kendilerinin değil tüm İnsanlık Aleminin kurtuluş mücadelesidir.
SON SÖZ :
- Benim bu yazdıklarım yani Çin’in 21 yüzyılda İnsanları köleleştirmesi bir hayal mahsulu bir söylem değil, aksine tamamen bir gerçektir.
- Günümüzde Çin’in uygulamalarını ve yaptıklarını dikkatle takip ederseniz esas niyet ve amacının oraya doğru yol almakta olduğunu yani Dünyayı ele Geçirme ve tüm insanlığı Köleleştirme olduğunu açıkça göreceksiniz.
Kaynak : Sayın Yazarın sosyal medya hesabı esas alınarak yeniden redakte edilmiş ve düzenlenmiştir. Kendilerine teşekkür ederiz.