Son Dakika
Dr. Ferhat Kurban TANRIDAĞLI
Günümüzde Doğu Türkistan’ın içinde bulunduğu acı durumun, Uygurların maruz kaldığı esaret, ağır baskı ve zulmün temel sebepleri genellikle 18.yüz yılda başlayan Çin-Mançur istilası, Yakup Han Bedevlet tarafından kurulan “Kaşgariya Devleti” (1863-1878) zamanındaki İngiliz entrikaları, 1933 Yılında Kaşgar’da kurulan “Şarki Türkistan İslam Cumhuriyeti” ve 1944 yılında İli’de kurulan “Şarki Türkistan Cumhuriyeti” ni yıkmak ve Uygurları zaptetmek için yapılan Çin-Rus -İngiliz İşbirliği ve bunun sonucu olarak 1949 yılından beri devam etmekte olan Kızıl Çin işgal ve hakimiyeti olarak sıralanabilir.
Ancak bu saydıklarımız durumu meydana getiren dış etkenlerdir. Sürekli bunları konuşmakla yetinmek sadece acı tarihimizi anlatmaya, derin derin ah çekmemize yarar o kadar.
Eğer Doğu Türkistan’ın geleceği ve Uygurlar için gerçekten bir çıkış yolu arayacaksak önce geçmişımizi sorgulamamız, içine düştüğümüz duruma zemin hazırlayan iç etkenleri irdelememiz ,sebeplerini bulup ona göre çözüm yol ve yöntemleri aramamız gerekmektedir. Bunu gerçekleştirmek için öncelikle kendimize şu soruları sorarak başlayabiliriz:
Ancak tarihi kayıtları kurcaladığımız zaman asil sebeplerin bundan daha fazla olduğunu görmekteyiz.
Ancak 20. Yüzyılın başlarında ise Doğu Türkistan topraklarında cehaletin hakim olduğunu , halkın ise esaret batağında debelendiğini görmekteyiz. Bu acı manzara ise, 1914 yılında Talat Paşa’nın emri ile , o dönemde İstanbul Çapa Tıp fakültesinde öğrenci olan Uygur genci Mesut Sabri bey’in ustaca çalışmaları sonucu Hac dönüşü İstanbul’dan geçen Doğu Türkistanlı hac kafilesine karışarak Ķaşgar’a gidip ceditçiliği yayan ve mektepler açan idealist öğretmen Ahmet kemal İlkul’un kaleme aldığı “Türkistan ve Çin yollarında Unutulmayan hatıralar” adlı kitabında şöyle tarif edilmektedir: “…..gerek ulema( Da mulla) ve gerekse memleketteki Bay ünvanını haiz zengin zevatın bu medreselere zamana uygun bir şekil verilmesi hususunda heves ve himmet göstermemeleri mutaassip zümrenin artmasına , cehlin yayılmasına saik olmuş, bu koca Türk diyarını ve halkını bu ihmal ve alakasızlık gaflete sevk ederek mefluç bir hale getirmiştir.”( Bak: A.G.E sayfa: 44. Not: Ahmet Kemal İlkulun Doğu Türkistan ve Çin yolculuğu 16 Şubat 1914 -18 Haziran 1920 tarihleri olmak üzere 6 yıl 4 ay sürmüş olup Kaşgar’da ve Artuşta “Cemiyet-i Hayriye-yi Islamiye” teşkilatlarını kurmuş ve “Darülmuallimin-i ittihat” adında mektepler açmıştır).
Bir zamanlar İstanbul ve diğer büyük şehirlerden öğrenci celbedecek kadar gelişmiş kültür merkezi olan Doğu Türkistan 250 yıl sonra ise İstanbul’dan gelen Öğretmenin içini karartacak kadar cehalet girdabına batmıştı.
Medeniyetten Cehalete ve sonra esarete yolculuğun başladığı bu dönem Doğu Türkistan tarihinin en karanlık dönemi olup “Hocalar dönemi” denmektedir.
Hocaların tam olarak nüfuz etmeye başladığı dönem 16.yüz yıl sonu ve 17, yüz yıl başlarıdır. Doğu Türkistan’da cehaletin ve halen devam eden esaretin tohumlarını bizzat eken halk Arasında Appak Hoca olarak bilinen (Farsca Afak )Hidayetullah ise bu hocalardan en önemli bir örnektir:
Hidayetullah’ın Soyu Fergane’de dünyaya gelen ancak Mekke’ye kadar uzandığı söylenen Mahtumi’ye dayanır . Babası Yusuf ile birlikte Saidiye Hanlığına Abdullah Han döneminde (1638-1668) gelmiştir.(3) Yarkent hanlığına daha önce gelmiş olan hocalarla arasında Han’a yakın olma, saraya dalma, daha doğrusu iktidara sahip çıkma kavgası başlamıştır. Hidayetullah 1677 yılında Saidiye Hanlığının son hanı olan İsmail Han tarafından kovulur ve sonra Keşmir yolu ile Tibet’e varır . Budist lider 5. Dalaylamadan askeri yardım ister. Lama bu isteği kabul eder ve kendi öğrencisi olan Kalmukların hanı Galdan’a mektup yazarak bu isteğin yerine getirilmesini ona havale eder. Bu fırsatı ala bilen Galdan başında Appak Hoca ve komutanları ile 12.000 kişilik kalmuk ordusunu Yarkent’e gönderir. Bu çağ Cungar Hanlığının güçlü olduğu dönem olup, Ismail han’ın askeri gücü bu savaşı kazanmaya yetmez. Böylece Müslüman Afak Hoca , Putperest Kalmukların desteği ve kollaması ile Yarkent hanlığını yıkmış , Altışehir’in Hanı olmuştur.
Appak Hoca Hidayetullah iktidara geldikten sonra ilk iş olarak başta Aydınlar, Sanatkarlar , ozanlar olmak üzere bütün muhaliflerini kılıçtan geçirmiştir. Şair ve musikişinas Melike Amannisa Hanım ve diğer Musikişinasların sanat eserlerini yasaklamış ve şeriat gereği diye ateşe vermiştir. Öte yandan Kalmuklara diyet olarak her yıl 3.5 ton gümüş vergi ödenmiştir ki her ailenin ortalama gelirinin %55 kısmına denk gelmektedir. Bu uygulamalar Appak Hoca öldükten sonra da devam etmiş, halk hem maddi hem manevi çöküntüyaşamıştır. Ayrıca Hocalar arasındaki iktidar kavgası halkı Aktağlılar ve karatağlılar olarak ikiye bölmüştü Bu gelişmeleri fırsat bilen Çin -Manço 1755 yılında hem Kalmuklar hem Hocaların üzerine asker göndermiş 1757 yılında Doğu Türkistan üzerindeki ilk istilasını tamamlamıştır.
Hocaların en çok nüfuz ettiği yöre altışehir olup, Hocaların altı şehirde bulunan 33 mezarından en ünlüsü Kaşgar’da bulunan Appak hoca (1626- 1694) mezarıdır. Bu mezar devlet tarafından koruma altına alınmış 1.Dereceden anıt değerindedir. Doğu Türkistan’nın işğalinde büyük emeği geçtiği için Çin devleti Appak hoca mezarına özel ihtimam göstermekte . Çin’den ve Dünyanın çeşitli Bölgelerinden gelen Turist Kafilesine bu mezarlık mutlaka gösterilir. Doğu Türkistan Türklüğünün halen süregelen esirlik döneminin tarihi işte bu Appak Hoca adıyla başlamaktadır. Bugünkü acı gerçek ise şudur: Farsça “alem” anlamına gelen “afak” sözcüğü ile “Hoca” sözcüğü birleşince “Alemin Hocası” anlamına gelir. Ancak Uygurca “Apak” olarak telaffuz edilmiş olup, Uygurlar “bem-beyaz” anlamında “appak” olarak algılamış ve Kara bahtının mimari olan bu hocanın mezarına “Appak Hoca”diye tapmışlardır.
(Kıssadan hisse: Kendini “Afak hoca” yani “Alemlerin hocası” diye adlandıran inanç sömürücüsü bir meczub olan Hidayetullah’ın Doğu Türkistan’ın Çin istilasına uğramasına, Uygurların esaret ve cehalet batağında çırpınmasına sebebiyet verdiği karanlık tarihten bahsederken , zihinlerimizde halen çok taze olan “Kainat İmamı” FETÖ elebaşını irkilerek hatırlamaktayız.)
Türkiye’nin 21,yüzyıldaki Abak Hocası FETÖ’nun İhanetleri
Peki, Bu Durumdan Çıkmak ve Kurtulmak İçir Ne Yapılmalı?
Öncelikle ” DİN SAMİMİYETTİR” düsturuna sarılıp topyekün ruhsal temizlik olmak üzere yapılması gerekenleri gelecek yazımızda paylaşacağız.
Kaynaklar:
1. Molla İsmetullah Binni Molla Nimetullah MUCİZİ ,”Tevarih-i Musikiyyun” , Metin -transkripsiyon- Çağdaş Uygurca çevirisi, Yayına hazırlayanlar: Prof Hamit Tömür, Prof. Enver Baytur, Yayınlayan: Pekin Merkezi Milliyetler yayın evi. Haziran 1982, Pekin.
Ayrıca bknz: T.C Marmara Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Türk dili ABD.
“Tevarih-i Musikiyyun”(İnceleme-Metin- İndeks), Yüksek Lisans Tezi. Hazırlayan Gülzadem Tanrıdağlı, Yöneten: Prof.Dr. Mehmet Akalın , İstanbul-1990.
2. Ahmet Kemal İlkul, “Türkistan ve Çin yollarında Ununtulmayan Hatıralar”, İstanbul Zarif İş Matbaası, 1955.
3. İklil Kurban , “Hocalar devri devleti (1678-1755)” , www.turkmeclisi.org