Son Dakika
Abdulcelil Karakaş(Doğu Türkistan Enformasyon Merkezi Başkanı)
ELDAWA İnternet Sitesinide yer alan haberlere göre Doğu Türkistan’da çağın vebası olarak adlandırılan bulaşıcı Aids hastalığının hızla yayılması beraberinde bir çok sorunları ve tehlikeleri de birlikte getirmektedir. Bu hastalığın uyuşturucu kullanımı,, ahlak ve sıradışı ilişkiler ve diğer bir çok nedenlerden dolayı hızala arttığı gelen bilgiler arasında. Son zamanlarda ise, normal insanlarda da görülmeye başlandığı ve hızla yayıldığı ve oranının de yükseldiği gözlemleniyor.
Ekim / 2013 tarihi itibariyle yayınlanan bir raporda Aids’a yakalananların sayısı 40 bin 122 olarak tesbit edilmiş, bunlardan 7 bin 70 kişinin bu hastalıktan hayatlarını kaybettikleri açıklanmıştır. Son tahminlere göre ise, Gulca,Urumçi, Aksu, Turfan, Kaşgar ve Hoten başta güney illerinde Aids’a yakalananların sayısı 60 bin kişi olup, bu rakam Doğu Türkistan genelindeki aids hastalığı oranının %83,2’ni oluşturuyor.
Doğu Türkistan’da Aids’a yakalanların etnik kimlikleri esas alındığında, Müslüman Uygurların yakalanma oranı 80%, bölgenin genel nüfus nisbetine göre 46% olarak beliritilmektedir. Müslüman Uygurların bu menhus hasatalık hakkındaki bilgisi yetersiz olup, Çin yönetiminin bu konuya yeterince önem vermediği bilgilendirme yapmadığı ve gerekli tedbirleri almadığı gözleniyor.
Bu hastalık neden Doğu Türkistan’da hızla yayılmaktadır ?
Urumçi başta bütün vilayet ve özerk illerde Aids’le mücadele için kurulan sağlık birimleri mevcuttur. Ancak, Müslüman Uygurlar arasında diğer bölgeler ve etnik Çin bölgelerine göre hızla yayıldığının sebepleri nelerdir ? Bunun nedenleni, ahlakı değerlerinin hızla yitirilmesi veya toplumsal çürümenin ve düşkünlüğün mü ?
Bunu incelidğimizde en başta gelen nedenlerden biri din eğitiminin yasaklanması sonucu dini ve milli değerlerin engellemeler ve yasaklar nedeniyle günden güne zayıflamasıdır. Müslüman Uygur Türklerinde etnik Çinliler ile olan sosyal ilişki ve yönetimin dayatmaları ve zorlamaları ile ahlakı olarak yıpranmalar meydana gelmesi ve yaşam tarzının değişmesidir.
Hiçbir sosyal hadise.sebepsiz değildir. Olayın oluş nedeni ile olayın mahiyet ve içeriğini, Mahiyet ve içerik aracılığı ile olayların nedenlerini yakından görmek mümkündür. Aids’e yakalanma oranlarından çıkan sonuçlar, etnik köken ve bölgeler arasındaki bariz farklılakları en açık ve net şekilde göz önüne sermektedir.Bu durum aynı zamanda bu konuda Çin yönetiminin aldığı tedbirler ve sağlık hizmetleri noktasında farklı uygulamalar yaptığı açıkça görülecektir.
Toplumun beden ve ruh sağlığının koruması, devletin vatandaşlarına yapması gereken ve başta gelen en önemli görevlerinden biridir. Bu durum, her ülkede yasalarla güvence altına alınmıştır.
Çin işgal yönetimi, Müslüman Uygur Türklerinin değil sağlığını korumak toplumsal olarak uyguladığı baskılar, etnik ayırımcılık ve soykırım temelli uygulamalar ile her türlü insanlık dışı yöntemler ve tedbirle kullanarak, Uygur Türklerinin ne olursa olsun bir an önce yok olmalarını istemektedirler.
Çinli işgalcıler, Vatanımız Doğu Türkistan’ı hile, mekir ve zorbalıkla işgal etti. Müslüman Uygurların helaket ve felaketini temin eden her türlü insanlık dışı uygulamaları icra edegeldi. Çinli işgalcıler, Uygur Türklerini bir yandan Kanlı kıyım ve kırımları ile yok ederken, diğer yandan nükleer denemelerle ve günümüzde çağın vebası olan aids gibi tedavisi olmayan hastalıklara düçar ederek.önleyici ve koruyucu hiçbir tedbir almayarak soykırımı bu şekilde de sürdürmektedir. Müslüman Uygur Türklerinin dini ve milli kimliklerinden zorla uzaklaştırarak toplumsal ruhunu zehirlemektedir. Çin yönetimi Doğu Türkistan’da Alkol, uyuşturucu ticareti ve fuhuşu ve her türlü ahlaksızlığa bilinçli olarak göz yummaktadır. Ahlakı düşkünlüğü teşvik ederek Müslüman Uygur Türklerini tedricen imha etmek istemektedir. Doğu Türkistan’daki toplumsal ve ahlakı kriz tavan yapmış durumda. Çin işgal yönetimi. Kuran öğrenmek – öğretmek, namaz kılmak,dini vaaz dinlemek ve dini öğrenmek için yapılan her işi “Yasadışı = Terör Suçu” olarak ilan etmiştir. Müslüman Uygur Türklerini dini değerlerinden ve milli örf adetlerinden hızla uzaklaştırmaya çalışmaktadır.
Çinli İşgalcılar, Doğu Türkistan halkının başta aids başta olmak üzere maddi ve manevi felaketlere ve olumsuzluklara düçar olmalarının tek sebepçisi ve sorumlusudur.
Çin işgal yönetiminin bütün bu insanlık dışı uygulamalarına karşı, Doğu Türkistan Halkı olarak kendi öz nesillerimizi korumak, devam ettirmek ve geleceklerini teminat altına almak için Çin’in bu yalan ve yanlış propagandalarına kanmamalıyız. Bizi biz yapan ve bizlere kimlik kazandıran Dini değerlerimize sım sıkı sarılmalıyız. Ecdatlarımızdan bize birer miras olarak intikal eden milli örf adetlerimizi, gelenek ve görenekelerimizi elimizden geldiğince yaşatmalıyız. Bizim bu değerlerimize sarılımakla ancak kendimizi koruyup, neslimizi devam ettirebileceğimizi ve bundan başka de çıkış yolumuzun olmadığını düşünüyoruz.
Kaynak : Uygur Uchur(ETİC- Almanya)
Etiketler: Çin » Genel » Görüş Yorum » HaberBENZER HABERLER