Çin’in Uygulamaları İnsan hakları ihlalleri ve insanlık suçu
Çin’in Uygur bölgesinde işlediği öne sürülen iddiaları ele alan rapor, BM İnsan Hakları Yüksek Komiseri Michelle Bachelet‘in 4 yıllık görev süresinin bitmesinin son dakikalarında yayımladı. 48 sayfalık raporda, Sincan bölgesinde “terör ve aşırılıkla mücadele adı altında ciddi insan hakları ihlalleri işlendiği” ve bu ihlallerin “insanlık suçu teşkil edebileceği” vurgulandı.
Raporda ‘soykırım’ ifadesi yer almıyor
Israrla soykırım ifadesine yer verilmeyen raporda, bölgedeki mağdur isimlerle konuşulduğu, 2016’dan bu yana halkın belirli aralıklarla ya keyfi tutuklandığı ya da Çin‘in yeniden eğitim kamplarında çalıştırıldığı bilgisi paylaşıldı. BM, rapordan alıntılayarak “Zorla tıbbi tedavi ve olumsuz gözaltı koşulları da dahil olmak üzere işkence veya kötü muamele iddiaları, bireysel cinsel ve cinsiyete dayalı şiddet vakalarına ilişkin iddialar gibi güvenilirdir” ifadeleri kullanıldı.
Yeniden eğitim kamplarında tutulan Müslüman azınlığa mensup kişilerin temel insan haklarından mahrum edildiği kaydedilerek, “Dini kimlik, ifade, mahremiyet ve hareket özgürlükleri usulsüzce yasaklanmıştır.” denildi. Çin, zorla kısırlaştırma, kürtaj, doğum oranlarını ve nüfus yoğunluğunu azaltmak için nüfus değişimi ve dini ve kültürel gelenekleri kırmak için dini liderleri hedef almakla suçlanıyor. Raporda bölgedeki kamplar ve hapishanelerde yaygın fiziksel ve psikolojik işkence iddiaları da var. Raporda ayrıca, Çin Hükümeti’nin bölgedeki politikalarının ‘sınırları aştığı’, aileleri ayırdığı, temasları ‘kestiği’, ülke içindeki koşullar hakkında sesini yükselten daha geniş Uygur diasporasına karşı ‘gözdağı ve tehdit modelleri’ ürettiği belirtildi.
Raporda Çin hükümetine Yönelik Çağrılar
Raporun sonunda BM, Çin’i “keyfi olarak özgürlüğünden alıkonulan herkesi serbest bırakmak üzere” derhal adım atmaya çağırıyor. Çin hükümetine, “yeniden eğitim kampları, cezaevleri ve benzeri tutukluluk merkezlerinde keyfi tutulanların derhal serbest bırakılması”, “Sincan’da aile mensuplarının haber alamadığı kişilerin nerede olduğuna dair bilgi verilmesi”, “terörle mücadele, ulusal güvenlik ve azınlık haklarına dair yasaları gözden geçirecek çalışma planı oluşturulması”, “yeniden eğitim kamplarındaki hak ihlallerinin ivedilikle araştırılması” ve “bölgedeki cami, tapınak ve mezarlıkların yıkıldığına dair iddialara somut veriler sunularak açıklık getirilmesi” çağrıları yapıldı.
Öte yandan Dünya Uygur Kurultayı, Uygur Hareketi başta diasporada faaliyet gösteren Doğu Türkistan ve Uygur STK.ları Uygur raporunun açıklanmasını memnuniyetle karşıladıklarını ve bu raporun “Taşları yerinden Oynatabileceğini belirttiler. Ayrıca, BM.başta demokrası ve insan hakları değerlerine bağlı ülkelerin ve uluslararası toplumun Çin’in bölgede işlediği insanlık suçlarının sona erdirilmesi için acilen ve ivedi olarak hızlı bir uluslararası ortak tepki verilmesini talep ettiler.
Çin’den 121 sayfalık İnsanlık Suçlarını inkar eden ve Yalanlarla dolu savunma
48 sayfalık OHCHR raporuna karşılık Çin hükümetinden gerçeği yansıtmayan, saçmalıklarla dolu bir savunma yayınlandı. Çin, suçlamaları reddeden cevabında Sincan’daki kampların, bölgede terörle mücadele için kurulan gönüllü mesleki eğitim ve “radikalleştirmeden arındırma” programları olduğunu savundu. Bölgedeki sözde ‘terörle mücadele‘ ve ‘radikalizasyon çabalarının’ ‘hukukun üstünlüğüne’ göre yürütüldüğünü ve hiçbir şekilde ‘etnik azınlıkların bastırılması’ anlamına gelmediğini söyledi. Çin, ‘sözde’ değerlendirmenin dezenformasyon ile yalanlar üzerine kurulu olduğunu ve bunun Çin karşıtı güçler tarafından yapıldığını vurguladı.
Kaynak : https://www.yeniakit.com.tr/haber/yalanlara-doymuyorlar-dogu-turkistanda-soykirim-yapan-cinden-kendini-aklamak-icin-yeni-hamle-1687259.html