logo

trugen jacn

DOĞU TÜRKİSTAN’A DA NEDEN BİR ” MAVİ MARMARA ” GEMİSİ GÖNDERİLMİYOR ?

Sahi, Doğu Türkistan’a  da neden bir  ” Mavi Marmara”gemisi  gönderilmesi  niçin kimsenin aklına gelmiyor ? Komünist Çin’in Uygur Müslümanlara yönelik olarak uyguladığı zulüm ortada iken ve çok iyi şekilde  biliniyor ve yıllardır bu zulüm devam ediyor. Merak edilen neden bir “Mavi Marmara” da Doğu Türkistan’a gönderilmedi şimdiye kadar ? Neden Müslüman gazeteciler bölgeye gidip oradan gerçek bilgileri ve Çin zulmünü tüm dünyaya duyurmuyor ve göstermiyorlar ?

Mavi Marmara Gemisi resimleri ile ilgili görsel sonucu

Riyad Makaev  ( Doğruhaber/Analiz)

1990’lı yıllarda Batı’nın bir numaralı düşmanı Sovyetler Birliği yıkıldıktan sonra Dünya emperyalist güçler bu sefer kendilerine yeni bir düşman belirledi. Maalesef, Batı’nın yeni düşmanı Müslüman dünyası oldu. Kendi halklarına hızla büyüyen İslam’ı en büyük tehlike olarak gösteren ve her türlü girişim ve müdahaleyi meşru göstermek adına Müslümanlara yönelik uydurmadıkları şeyleri bırakmadılar. Diğer devletler de ister istemez bu propagandaya uyarak kendi ülkelerinde yaşayan Müslümanlara yönelik baskılarını arttırdılar. Ne yazık ki bazı Müslüman ülkeleri de  batı’nın uydurduğu bu yeni çağın  “İslam Terörü” projesine destek verdiler.

Senelerden beri  Müslümanlara zulüm uygulayan devletlerden bir tanesi  ve başında geleni de  Komünist Çin’dir. Çin, hem müşrik, hem komünist bir devlet olmasının yanısıra dünyanın en büyük nüfusuna ve hızlı büyüyen ekonomisine sahip olan  bir ülkedir.  Çin, uluslararası antlaşmalara pek riayet etmiyor. Dünya devletlerinden hiçbirisi de   Çin’den bunu istemiyor veya isteyemiyor.

İstenmesi halinde bile  isteneni yerine getirecek bir ülke değildir Çin. İstediği teknolojiyi çalıp kopyasını yapan aynı zamanda modern silah teknolojilerini bile prototiplerini yapan Çin, her geçen gün dünya için tehlikeli olmaya bir adım daha yaklaşmış bulunuyor.

Peki, böyle bir durumdaki ülkede yaşayan bir Müslüman toplumu düşünün. Senelerce etnik Çinli   ırıkından  olmadıkları  ve dahası Müslüman olduklarından devamlı baskı altında ezilmektedirler. Bu Kardeşlerimiz  malumunuz Uygur Müslümanlarıdır.

BUNLAR TÜRK, BUNLARIN NE İŞİ VAR ÇİN’DE?” DİYE SORABİLİRSİNİZ

Uygurlar bizim gibi aynı Allah’a, aynı peygambere, , aynı kitaba, iman eden ve aynı kıbleye yönelen ehl-i sünnet Müslümanlardan olan, yiyip içen ve yaşamak isteyen, kendi haklarını arayan bir topluluktur. Bazı tarihi yazılara ve kitaplara bakarsak Uygurlar Türk kökenlidirler. Her kesin aklına soru gelebilir “Bunların ne işi var Çin’de?” diye. Evet, doğru bir soru. Çeşitli savaşlarda ve dönemlerde dünyanın dört bir tarafına yayılan Müslüman topluluklar gittikleri yerde veya oldukları yerde kalmışlardır. Şimdi tarihe girip tarihi anlatmak veya yeniden yazmak benim işim değil.

Yazılı tarihe baktığımızda 4. yüzyıldan  itibaren Doğu Türkistan’da Uygur Türkleri yaşamış ve bu topraklar onlara aittir. Dediğim gibi oraya girmeyelim. Asıl burada anlatmak istediğimiz Doğu Türkistan’da yaşayan bizim din kardeşlerimizin yaşadığı zulümdür. Osmanlı dağıldıktan bu yana senelerce zulüm gören Müslümanlar Türkiye’den haklı olarak yardım ve alaka istemektedirler. Ancak, Türkiye’nin şu anda öyle bir pozisyon ve misyonu  ortalarda yok. Çin, Kuzey Irak veya Suriye değildir, zulüm görenler Türk kökenli olsa da. Ancak bir gerçek var, Çin’den kaçıp Türkiye’ye gelenler hem oturma izni hem de vatandaşlık alabiliyor. İstanbul’da binlerce Uygur Müslüman yaşamaktadır. Hatta kendilerine ait lokantalar, kültür merkezleri, dernekleri ve işyerleri açmayı başarmışlardır.

NİÇİN  BİR “MAVİ MARMARA” DA DOĞU TÜRKİSTAN’A GÖNDERİLMEDİ?

Çin’in Uygur Müslümanlara yönelik uyguladığı zulüm budur veya şöyledir diye anlatmıyorum çünkü  bütün bu baskı ve zulümlerin aşağı yukarı hepsi biliniyor. Asıl merak ettiğim şey senelerce Çin’in  bütün bu baskı ve zulümleri  kayıtsız ve şartsız  ve hiç itiraza maruz kalmadan sürekli yapabilmiş olmasıdır.

  • Neden bir “Mavi Marmara” Doğu Türkistan’a gönderilmedi ?
  • Neden Müslüman gazeteciler bölgeye gidip oradan gerçek bilgileri ve gerçek Çin zulmünü tüm dünyaya göstermiyorlar?
  • Neden Çin  Büyükelçiliği veya Konsoloslukları önünde  de geçmişte Mısır ve diğer  ülke temsilcilikleri   önünde  de yapıldığı gibi bir  barışçıl protesto eylemi   yapılmıyor?

Yanlış anlaşılmasın, Filistin için, Kudüs için Müslümanlar daha fazlasını yapmalıdır. Neden sadece bölgeden kaçarak gelen Uygurların anlattıklarını biliyoruz? Neden Uygur Müslümanların haklarını gündeme getirmiyorlar. Filistin gibi gündemde neden değil? Onlar Müslüman değil mi? Yoksa Çin korkusu, Allah korkusundan daha mı büyük geliyor? Bence bölgede böyle bir siyaset uygulanıyor ki, Müslümanların çoktan ayaklanmış olmaları gerekiyordu. Ancak Uygur Müslümanları diğer Müslüman toplumlar gibi cahil çıkmadı. Topluca bir “kurtuluş” harekâtına başlamadılar. Ancak, bunu isteyen ve orada gençlerin kanını akıtmak isteyenler var. Dışarıdan radikal söylemlerle Doğu Türkistan’da bir ayaklanmayı gerçekleştirmek isteyen güçlerin isteğini yerine getirmeden, oradaki Müslümanlara sahip çıkmalıyız. STK’lar, Çin Konsolosluğu’nun önünde eylem gerçekleştirmeli. Büyük mitingler düzenleyerek Türkiye ve dünya devletlerinden bir adım atmaları için çağrıda bulunmalı. Doğu Türkistan’da olan bitenleri gözlemlemek için bir uluslararası bir örgüt kurulmalı.

Kendi halkına bile zulüm uygulayan Çin komünist rejimi, Müslüman halk olan Uygurlara bu zulmün kat kat fazlasını  yapar ve yapmaktadır da.  Bazı radikal söylemleriyle bağımsız ülke olma uğruna yapılan çalışmaların bölgede başarısız olacağına inanıyorum. Bu ümmet daha yeni bir devlet kuracak ve o devlete sahip çıkacak bir güce ve birliğe sahip değildir. Bizim görevimiz, hiç olmazsa Japonların yaptığını bizim Müslümanlar olarak yapmamız icap eder. Uygur, Filistin, Suriye tüm Müslümanlar için dua edelim. Allah şu mübarek aylarda zulüm altındaki tüm  Müslümanların ve insanların yar ve yardımcısı olsun! Amin!

Kaynak :  http://www.mardindosthaber.com/Dogu-Turkistana-neden-Mavi-Marmara-gonderilmiyor-haberi-11539/

Etiketler: » » » » » » » »
Share
655 Kez Görüntülendi.