Son Dakika
İbrahim KARAGÜL
Türkiye”nin Orta Asya politikalarındaki gerileme her geçen gün daha da geri dönülmez bir hal alıyor. Hükümetteki üç ”milliyetçi” partinin dış politika anlayışındaki marjinal yaklaşım, Türkiye”nin bölgedeki bütün kazanımlarını neredeyse sıfırladı. Ecevit ekibinin nostaljik özentileri ve MHP”nin buna yamanmasıyla bakanlarımız günlerinin çoğunu Küba, Vietnam ve Çin”de geçirir oldu. AB ile ilişkiler ve Yunanistan dışında uluslararası ilişkilerde Türkiye”nin inisiyatif belirlediği hiç bir platform gözükmüyor.
Konuyu Doğu Türkistan”a getirmek istiyorum. 21. Yüzyıl dünyasında yüzkarası bir trajedinin yaşandığı bu talihsiz ülkeye ve insani değerlerin korumasına layık görülmeyen, kanlı katliamlara maruz kalan ve en yakınları tarafından ”satılan” insanlarına…
Daha geçen hafta özgürlük istedi diye 7 kişi yargılanmadan idam edildi. Bilmediğimiz sayısız ölümler ve idamlar devam ediyor ve edecek. İran Cumhurbaşkanı Muhammed Hatemi 5 günlük Çin ziyaretin çıktı. Programında Doğu Türkistan da var.
Ziyaret her açıdan Türkiye için önemli sonuçlar doğuracak nitelikte. Rusya-Çin-İran arasında şekillendirilmeye çalışılan ”stratejik üçgen”in değişen durumu, Rusya”nın Orta Asya”nın kaynakları üzerinde tekel oluşturmasının İran ve Çin”e verdiği korku, petrol ve enerji kaynakları üzerinde ortak yatırım, doğuya döndürülen boru hatları vs.
Hatemi ve Doğu Türkistan
Ancak, Hatemi”nin ziyaretinin en dikkat çekici yönü şüphesiz Doğu Türkistan”a gidecek olması. İran-Çin arasında özellikle askeri ilişkilerin en yüksek düzeyde olduğu bir dönemde bölgeyi ziyaret eden Hatemi, Türkiye”nin geri çekildiği Orta Asya”da İran”ın kazanımlarına bir yenisini daha ekliyor.
Türk Cumhuriyetleri ile ilişkileri gittikçe güçlenen ve çeşitlenen Tahran, Türkiye”nin ”sattığı” D. Türkistan Müslümanları”nın da temsilcisi olduğu izlenimini verecek. Elbette Tahran”ın Çin”e karşı bu insanlara destek vermesi beklenmiyor. Tıpkı Çeçenler”e karşı Rusya”yı, Azerilere karşı Ermenileri desteklediği gibi Tahran, D. Türkistan”a karşı da her zaman Pekin”in yanında olacak. Ancak, onlara yeni bir adres gösteriliyor: Tahran.
İran”ın da tıpkı Rusya ve Çin gibi, Türkiye”nin boşalttığı mevzilere yerleşmesi Ankara”da kimseye bölge politikalarını sorgulama ihtiyacı hissettirmiyor mu? Üç ülke de Türkiye”nin bölgeden çekilmesini meyvelerini topluyor.
Peki biz ne yaptık D. Türkistan”a…
Pekin ile yaptığımız kimsenin ne olduğunu bilmediği sayısız anlaşmalarla önce onları Türkiye”den kovduk. Soykırımı dünyaya duyurmalarını yasakladık. Sesini kestiğimiz bu insanları, tıpkı Çeçenler gibi, terörist ilan ettik ve resmen tescilledik. Pekin”in onları ezme politikalarına açık desteğimizi taahhüt ettik. Devlet erkanından Pekin”e gitmeyen kimse kalmadı.
Türkiye ne kazandı? Kimse bilmiyor. Ne kaybetti? Orta Asya”yı, enerji kaynaklarını, kardeşlerini, çıkarlarını, hayat alanlarını, Doğu Türkistan”ı, geçmişini…
Rusya ve Çin”i Müslümanların nasıl dize getirileceğine dair tecrübelerimizi aktarıyoruz. Yeter ki bölgedeki İslami mücadeleler, özgürlük mücadeleleri ezilsin. Türkiye”nin çıkarlarıymış, Orta Asya”ymış, enerjiymiş, soykırımmış, kardeşlikmiş, tarihmiş… Bunlar kimin umurunda. Korkularınız yüzünden bu ülkenin her şeyini heba ediyorsunuz. İslam”la mücadele etme adına Türkiye”nin feda edilecek neyi kaldı?
http://www.yenisafak.com.tr/yazarlar/ibrahimkaragul/dogu-turkistan-turkiye-ve-iran-52969
Etiketler: Çin » Dünya » Görüş Yorum » kÖŞE YAZARLARI » Makale Analiz » SiyasetBENZER HABERLER