logo

trugen jacn

DOĞU TÜRKİSTAN KAN AĞLIYOR !

Görüntünün olası içeriği: yazı

Dilek YILMAZ

 

HANiDESiN GÖKBÖRÜ!

“Başa geç, bizi aydınlığa götür,

Neredesin Gökbörü? Gökbörü!

Gökyüzü kara, âlem kara,

Dost yakınların gönlü kara,

Babaların bağrı oldu yara,

Neredesin Gökbörü? Gökbörü!”

Bir Çinli misafir Bayrak’ı ziyarete geldiğinde, Çin kültürü ve Türk kültürü üzerine misafirimizin kendi ifadesi ile siyasete dair olmayan bir sohbetimiz olmuştu. Çin kültürünün büyüklüğünü anlatırken konu “dil” bahsine geldi. “Bizim kültürümüz o kadar büyüktür ki birbirinden farklı 400 civarında dili, ortak Çince’de birleştirdik, topluluğu dünyaya tek bir Çin milleti olarak kabul ettirdik.” diyordu. Çin yönetimlerinin, güya başarısını anlatıyordu. Biz de vatan toprağımız Doğu Türkistan’ı sormuştuk kendisine; “Urumçi’de, Kaşgar’da hangi dil konuşulur?”

Kendi rahatına düşmüş, esaret altında olmadığını sanan, davasını unutmuş, ‘Bana dokunmayan yılan bin yaşasın’ diyenler, kendilerini dokunulmaz sanıyor. Ancak ne kadar gerçek inkâr edilirse edilsin yıkılan şehirler bizim, esir edilenler bizim kardeşlerimizdir! Onlar bizimle aynı dili konuşur, aynı kanı taşır, yüzleri, gülüşleri aynıdır. Gerçek şu ki Büyük Türk Milleti’nin yurdu işgal altında! Kırım esir, Selanik öksüz, Kafkasya sahipsiz, ata yurdu Orta Asya garip, Deliorman, Kalkandelen, Manastır, Üsküp, Girit, Midilli, Gümülcine, Plevne işgal altında. Millet evlatları da gün gün asimile ediliyor… Ve Doğu Türkistan! Türk’ün ata yurdu. Gözü yaşlı, “Gökbörü”yü bekleyen, umudunu kaybetmeyen, ata ilinin bekçilerinin hali ne hazin, ne utanç verici insanlık için, Türk Milleti ve Büyük Türkiye Cumhuriyeti’nin millîlik iddiasındaki iktidarları için.

Ne büyük yüz karasıdır ki zalim Çin hükümeti, Doğu Türkistan’ı 1949 yılından beri işgal altında tutuyor! Türk Milleti’nin Doğu Türkistan’daki yeraltı ve yer üstü zenginliklerini sömürmek, stratejik konumunu kullanmak için 40 milyon Müslüman Türk’ü açık cezaevinde hapis tutuyor, katlediyor, sorgusuzca infaz ediyor, dilini yasaklayıp ezanı susturuyor. Daha yakın bir zamanda onlarca âlim ve sanatçı sadece ‘Türk bilincini savundukları ve yaydıkları’ için infaz edildi! Her Türk ailesinde bir Çinli olması nüfus politikasına dahil edildi!

Biz, Urumçi’de yakılan bir türküye yürekleri dağlananlardanız. Çin zulmüne, insanlık suçu işkencelerine sessiz kalmayanlardanız. Çinli olmayanları da Çinli haline getirmek için zulmedip bir de Anadolu’da bununla övünüyorlar. “Çin halkını ortak kültürde buluşturuyoruz” yalanı ile!

Yukarıda, makalenin girişindeki mısralar bir Doğu Türkistanlı ozanın feryadıdır. “Neredesin Gökbörü…” Arama motorlarına yazın ve dinleyin. Tınısı Anadolu kokar. Birkaç kez dinleyin, “Bu keder ne için?” diye düşüneceksiniz. Bu keder; milyonlarca esir bir Türkün feryadıdır.

Büyük Türk Medeniyeti Bir Ütopya mıdır?

Sahi, “Urumçi nerede?”, “Doğu Türkistan nerede?” Haritayı alıp şöyle bir bakınız; akıllı telefonlardan, atlaslardan. Urumçi İstanbul’a yaklaşık 4.000 kilometre menzilde. İlk duyduğumuzda kulağımıza ‘uzak’ gelebilir ama bir düşünmek gerek. Bir milleti olmayan ve olamayacak olan ABD’nin sınırları bir uçtan bir uca 5.000 km, daha elli yıl önce birbirlerini kesen Avrupa ülkeleri birbirilerine 4.000 km’den fazla mesafede. Aynı dilden, inançtan ve soydan olmayan kavimleri bir araya getirmeye çalışıp dururken, aynı dili konuşan ve aynı davaya adanmış Büyük Türk Milleti’ni parçalar halinde tutmak kimin menfaatine? Doğu Türkistan, Türk Milleti’nindir! Özbek, Kazak, Türkmen, Kırgız, Kıpçak ve Uygur Türk’tür ve Türk kalacaktır. Kim bölmek isterse istesin, biz Türk Milleti’yiz.

Doğu Türkistan İçin Ne Yapmalıyız?

Edibâli; Doğu Türkistan davasının efsanevî lideri İsa Yusuf Alptekin’in bir sözünü nakleder; “Biz camilerimizde oturup “99’luk tespih ile mi zikretmek evladır, 33’lük ile zikir kâfi midir?” diye tartışıp dururken bir de baktık ki Çin vatanımızı işgal etmiş…” Artık Urumçi’nin “Bin evlerinde” ezanlar okunmuyor. Bin evlerin bin kapısının ardında derin bir hüzün var. Artık memurların namaz kılması yasak, Kur’an okumak yasak. Türk kanını tehlikeli bulan adiler, Türk kızlarını Çinlilerle evlenmeye ve çocuk yapmaya zorluyor! Türkiye’ye kaçabilen şanslı azınlığın her birisini ise bir Çin istihbaratçısı izliyor!

Milliyetçi ve muhafazakar oylar ile semirip serpilen, millî duyguların her türlüsünün istismarcısı politikacılar ve sivil toplum kuruluşu yöneticileri ne mi yapıyor? “Seçimde bu işten ne kadar oy çıkar” diye iğrenç, sefil ve süfli hesaplar kurup meseleye yüz çeviriyorlar! Türk illerinde kardeşlerimiz kan ağlarken; şu aralar kaba ve hakaretamiz sözlerin ustası demagoglar, birbirlerine mizansen gereği hakaretler yağdırıp sonra hiçbir şey olmamış gibi sarmaş dolaş koltuk paylaşmakla meşguller…

Çünkü “Doğu Türkistan Millî Davası”nı anlatmak para da oy da kazandırmaz! Ancak Allah sorar! Sadece iktidara tebelleş olanlara değil. Bu satırları yazana da okuyanlara da dinleyenlere de sorar. Millî teşkilatların, milliyetçilerin, mukaddesatçıların şapkalarını önlerine koyup düşünmesi gerekir.

Ülkenin yönetim ve sözde muhalefet koltuklarını işgal edip bir de bunun için çuvalla para alan “para için ve para karşılığında” siyaset ve milliyetçilik yapanlar değil millî davalara sahip çıkması umulan gençler de düşünmeli… “Bu hale nasıl geldik?” Millî davalarımız, millî yeminlerimiz kimin, ne kadar umurunda? Ne zaman kim olduğumuzu unuttuk.

Seçimde oy devşirmek amacıyla olmadığını umduğumuz birkaç cılız adım atıldı, daha yenice. Soydaşlarımıza geçici vatandaşlık verilecekmiş. Emeği geçenlerin gayretinin samimiyetine inanmak istiyor ve aşağıdaki adımlarla desteklenmesini bekliyoruz. Bu konuda gerçek milliyetçilerin, Mücadelecilerin kamuoyunu bilgilendirmesini istiyoruz.

Artık Somut Adımlar Atılmalı!

– Doğu Türkistan ve işgal altındaki diğer Türk illeri statüsü doğru şekilde, uluslararası hukuk kurallarına uygun olarak tanınmalı, işgalcilerin işgallerini sonlandırması sağlanmalı,

– “Türk Dünyası Kurultayı” yüce devletimiz himayesinde toplanmalı, resmi statüye yeniden kavuşmalı,

– Başka ülkelerin sınırları içinde yaşayan tek bir Türk evladının dahi kesin ve mutlak, sağlık, güvenlik ve kültürel dokunulmazlığa sahip olduğu ilan edilmeli,

– Türk Milleti’nin evlatlarının yaşadığı her ülkede, özgürce, inancının gereği ibadetleri icra etmesi, dilini konuşması, kültürünün gereklerini yaşaması sağlanmalı,

– Resmi ve her ülkede konuşulabilen temel, ticaret ve iletişim “arı, duru, kolay Türkçe” üzerine Türk Dil Kurlumu çalışmaları başlatmalı,

– Türk Dünyası Ticaret Birliği sağlanmalı, kolaylaştırılmalı, teşvik edilmeli,

– Türk Dünyasındaki ülke sınırları belediye sınırları mesabesinde kalmalı,

– Türk vatandaşlığı, Türk ve İslâm dünyasının tamamı için geçerli hak ve yükümlülükleri kapsamalı.

Kaynak:
şişli escort
şirinevler escort
halkalı escort
beylikdüzü escort

Etiketler: » » » » » » » »
Share
1137 Kez Görüntülendi.