Son Dakika
Dünya Uygur Kurultayı İcra Kurulu Başkan Yardımcısı Doç.Dr.Erkin Emet anlatıyor ; ” Çin’in 05 Temmuz 2009 Urumçi katliamından sonra,İslam İşbirliği Teşkilatı Genel Sekreteri Prof.Dr. Sayın Ekmeleddin İhsanoğlu beni Teşkilatın merkezi Suudi Arabistan’a davet etti. Teşkilat,üye ülkelerin Büyükelçilerine mektup yazarak benim vereceğim Brifing’e önceden davet edilmişlerdi. Ben Teşkilatın Cidde’deki Merkezi’nde Teşkilat nezdindeki Büyükelçilere Urumçi katliamı ve Doğu Türkistan sorunu hakkında bilgi verdim ve Büyükelçilere ve Üye Ülkelerin yetkili diplomatlarına Doğu Türkistan sorunu ve Urumçi katliamı hakkında bilgiler sundum.Salonda beni dinleyen çok az kişi vardı.Bunların içinde bir kaç küçük Afirka ülkesinin büyükelçilerinin olduğunu söylediler. Bir çok ülkeninin Büyükelçileri ise,Çin’i üzmemek adına veya bu ülkeden çekindikleri için gelemediklerini ve yerlerine alt seviyedeki Ataşelerini gönderek katıldıklarını bildirdiler.Bu Brifing’in yapılmasına itiraz edenler ve hatta protesto edenler olduğu ifade edildi.Bu ülkelerin başında Türkistan Cumhuriyetleri Büyükelçilerinden kimsecikler yoktu. İslam ülkelerinde ise, Pakistan, Sudan Suriye,Mısır başta bir çok islam ülekesinin Büyükelçileri kendileri gelmedikleri gibi yerine kimseyi göndermedikleri de bana söylendi.Ben 30-35 kişinin takip ettiği bir katılımcıya yaklaşık 2 saat brifing verdim. Özellikle ŞİÖ.Orgütü üyeleri ile Çin ile çok sıkı ekonomik ilişkileri olan İslam ülkelerinin daha sonra İTT.Genel Sekereterliğine protesto mektubu yazarak İİT.’nın Çin karşıtı terörist guruplara sahip çıkılmasının kabul edilemeyeceğini belirten gerçek dışı ve cahilce cümleler kullandıklarını daha sonra üzülerek öğrendim. İslam Ülkeleri Allah Taala’nın Kardeş olarak emrettiği Doğu Türkistanlı Uygur Müslüman kerdeşlerini Komünist Çin’e tercih etmeleri üzüntü verici ve bizleri son derece rencide edici bir durumdu. Ben bu durumdan şahsen çok kahroldum.Daha sonra Kabetullah”a yüz sererek dua ettim ve duyarsız,kör ve sağır bu islam ülke Temsilcilerini Allah’a şikayet ettim.”
Yücel TANAY
Yıllardır, ülkemizde kendilerini islamcı olarak adlandıranlar tarafından ısrarla savunulan savunulan ” Ümmetin Kardeşliği ” fikri acaba diğer İslam ülkeleri arasında da var midir ?
İslam Ümmetçiliği günümüzde , Arap milliyetçiliğini merkeze almış gibi görünüyor. Bu kesime göre, İslam Ümmetininin tek davası Filistin başta Arapça konuşan Müslümanların sorunu ve davasıdır.
Türkçe konuşan ve ümmetcilik fikriyatının takipçileri ise Ümmetçilik fikrini savunanların en samimi ve saf olan kesimidir. Türkçe konuşan bu Ümmetçi Kardeşlerimize göre, Kendi Türk ırkından olan ve Türkçe konuşan Doğu Türkistan vebenzeri Müslümanlara sahip çıkmak Irkçılık olarak görürler. Bunlar asalında Arap ırkçılığını Ümmetcilik olarak görenlerdir. Bu Ümmetçi Kardeşlerimiz Filistin davasını savundukları kadar Türklüğün kanayan yarası Doğu Türkistan’ı arada bir gündeme getirirler vee daha sonra unuturlar. Mazlum Arap Kardeşlerimizi savundukları gibi sürekli ve ciddi olarak savunmazlar.
Şia Ümmetçileri için; tek savundukları Şia mezhepçiliğidir.Müslüman Türk Azerbaycan’ın topraklarını işgal edip Karabağ ,Hocali ,Şuşa ve diğer Azerbaycan topraklarını Rusların yardımı ile işgal eden ve Müslüman Azeri Türkü Kardeşlerimize soykırım uygulayan da Hristiyan Ermenistan’ı kardeş kabul ederler.
Hiç bir İslam ülkesi şimdiye kadar nüfusunun %99’ü müslüman olan KKTC’yi tanımamışlardır.
Kırım , Tatar Türkü Müslümanaların tarihi ana yurdudur. Ruslar 2014’de bu Türk yurdunu zorla işgal ederem yasa dışı olarak topraklarına kattığını açıkladı. Bu işgalı kınayan ve tepki gösteren bir tek islam ülkesi yoktur.
Hiçbir İslam ülkesi Irak’ın Kerkük kentini ve diğer Türkmeneli bölgesiyle,Suriye’de Müslüman k Türkmenlerin yıllardan beri katliama uğramalarını çok iyi şekilde bilmelerine rağmen Dindaşları olan Türkmenlerin yanlarında yer alıp,bu katliamları bir kez olsun, kınamamışlardır.
Pakistan, Doğu Türkistanı işgal eden Çin’in mütteffiği ve işbirlikçidir. Çin zulmünden kaçarak kendilerine sığınan Müslüman Uygurları yıllardan beri >İslamın ruhuna ve insanlık dışı bir şekilde Çine iade etmektedir.
Afganistan da Ülkesine sığınan Doğu Türkistanlı sığınmacıları ve Mücahitleri Çine devamlı iade ettiğine sürekli şahit olmaktayız.
Ya en büyük ve en kalabalık islam ülkesi Endonezya ! Çin ile iyi ilişkiler vardır. Ülkesine sığınan Doğu Türkistanlı sığınmacıları yargısız olarak infaz etmektedir. Yakaladıkılarını ise, uydurma suçlarla terörist olarak suçlamakta ve ağır hapis cezalarına çarptırmaktadır. Bu ülke çok şükür Türkistan Cumhuriyetleri ve Pakistan gibi şimdiye kadar kendilerine sığınan Uygurları Çin’e iade etmemiştir.
Malezyan’ Doğu Türkistan meselesine karşı tutumu ise, islam adına tam bir yüz kızartıcıdır ve hemen hemen Endonezya ile aynıdır.
Batı Türkistan Türk Cumhuriyetleri aynı kanı taşımasına rağmen ülkelerine sığınan Uygur Türklerini Çine iade etmekte bir beis görmemektedirler.
Ümmet birliğini savunanlar her halde Türkçe konuşan Müslüman Türkleri Ümmetin örnek bir uzvu ve bir parçası olmalarına rağmen Türkleri Ümmetin bir parçası görmeme ısrarını devam ettiriyorlar.
İslam Ülkeleri arasında Ümmet birliği fikrinin tam gelişmediğini göstermektedir.
İslam ülkelerinin aslında Çin’in Doğu Türkistan Müslümanlarına karşı uyguladığı zulme karşı sessiz kalması ve hiç bir tepki vermemesi ” İslam Dünyası’nın Çin’e vermiş olduğu gizli destektir” Çin’in Doğu Türkistan’da ki Müslümanlara uyguladığı din ve özgürlükler üzerindeki baskısı giderek artıyor. Doğu Türkistan’da 1 Ocak 2015 tarihinden itibaren Müslümanların işyerleri ve resmi kurumlarda namaz kılması ve başörtüsü yasaklamıştı.Günden güne şiddetini arttıran Çin usulü yasaklamalar bir biri ardı sıra uygulanmaya başlamıştır.
Müslümanların Doğu Türkistan Müslümanalarına yapılarma karşısında takındığı oluumsuz tavır ve suskunluk,onların bu konudaki samimiyetsizliği Çin’i her gün biraz daha cesaretlendirmektedir.“Çin yapmış olduğu katliamlarla, Doğu Türkistan da ki Müslümanların haksızlığa uğradığı her bir uygulamada İslam Dünyası’nından Çin’in zülmüne itiraz eden bir ses bugüne kadar çıkmamıştır.
Ne yazık ki Bugün Doğu Türkistan’da Çin ile Müslüman mazlum Uygur Türkleri arasında adı konmamış bir savaş vardır. , Doğu Türkistan’da ki mazlum, sivil Müslüman Türk halkı ülkelerini işgal eden Dünya’nın en büyük askeri birliklerine ve modern savaş teçhizatına sahip ateist, dinsiz Çin yönetimin karşı varlık savaşı vermektedir. Çin yönetimi adı konmamış bu etnik ve dini gizli savaşı, bütün imkânlarını seferber ederek vahşi ve acımasızca uygulamaktadır.
Çin, 1 Ocak 2015 itibari ile bütün dini faaliyetleri anayasaya yasaklar maddesi olarak koymaya cesaret edebiliyorsa, bunun baş sorumlusu, Doğu Türkistan’da Müslüman Türk din Kardeşlerine karşı yapılan zulme sessiz kalan İslam Dünyası’dır.
Türkçe konuşan ancak.Türkçe konuşan Müslümanların ssorunlarını kaale almayan bu İslamcıların iddia ettikleri gibi İslam Dünyasında bir Ümmet fikri var mıdır? Eğer var olsaydı Doğu Türkistan’da, Çin Halk Cumhuriyeti yönetiminin soydaşlarımıza uyguladığı yaygın dini ve etnik temizlik ve asimilasyon politikasına karşı İslam Dünyası tepkisini koyardı,diye düşünüyorum.
Doğu Türkistan’ ilk Çin işgalinin başladığından bugüne kadar geçen zaman diliminde Uygur Türkülerine sırf islam v Türk oldukları için yapılan soykırımlar sonucunda toplam 35 milyon Uygur’un Katledilmiş olduğu tahmin ediliyor.
Evet tam 35 milyon insan sırf Müslüman- Türk oldukları için soykırıma tabi tutularak katledilmişlerdir.
Durumun vahametinin anlaşılabilmesi açısından bir karşılaştırma yapılacak olursa ; tüm dünyada Amerika ve Batı dünyası tarafından dünyanın en büyük soykırımı olarak nitelendirilen Yahudi Soykırımında (Holokost) katledildiği iddia edilen Yahudilerin sayısı en çok 6 milyon olarak tahmin edilmektedir.
Peki hem Müslüman hem Türk olan bu topluluğun, Çin Halk Cumhuriyeti’nin bu ülke’deki işgal yönetimi’nce 7-8 aylık hamile kadınlarının bebeklerinin karınlarının deşilerek katledilmelerinden tutun da , Doğu Türkistan bölgesinde yakaladıkları Uygur Türklerinin canlı canlı derisini soyarak etlerini yemelerine varan vahşet ötesi yamyamlık görüntüleri, Müslüman Uygur Türkü kızların çocuk yaşlarda ailelerinin yanından zorla alınarak kısırlaştırılıp uzak Çin’de hayat kadını olmaya zorlanmaları gibi bırakınız, insani ve ahlakı değerleri, hayvani değerlerin bile yanına yakışmayan insanlık uygulamalardır. Çin’in Doğu Türkistan’da Müslüman Türkleri uyguladıkları bu vahşete Sözde Batılı Demokrasi yanlıları ile bu değerlerin savunucuları, bunların havarileri neden sessiz ve gözleri kapalı kalmaktadır?
Bu soruya verilebilecek cevap çok basit ve nettir. Çünkü onlar Müslüman ve Türk’türler !
İslam Dünyasında ise, Doğu Türkistan davası konusunda aynen batılılar gibi tam bir körlük ve sağırlık hakimdir.
Tüm yardım çığlıklarına tüm yaşananlara rağmen Neden İslam dünyası örgütleri, İslam ülkeleri ve İslami toplumlar, Doğu Türkistan’da yaşanan bu soykırım gündemlerine dahi almaktan kaçınmaktadırlar? Üstelik Doğu Türkistan halkının devlet memurlarının, işçilerin ve öğrencilerin ibadet yerlerine gitmeleri ve ibadetle meşgul olmaları yasaklandığı resmi olarak açıklanmıştır.
Evlerinde dinî kitap bulunanların kitaplarına el konulmakta yapılan baskınlar sırasında suç unsuru olarak kabul edilen Kuran-ı Kerim yerlere atılmakta, emniyet güçlerinin ayakları altında çiğnenmektedir. Buna ilişkin sanki rutin bir baskın görüntüsü imiş gibi Çin Halk Cumhuriyeti yönetimi tarafından bilinçli olarak güya caydırma amaçlı, bu baskın görüntülerini rahatlıkla sanal alemde paylaşılmaktadır. Namaz kılmak, oruç tutmak gibi tüm dini vecibeler yasaklanırken, Mescit ve Cami gibi ibadethaneler kapatılmakta ve hatta yıkılarak ortadan kaldırılmaktadır. Doğu Türkistan halkı bin yıldır sahip olduğu islam inancını velhasıl İslamiyeti yaşayamamaktadır. Tüm bu olaylar karşısında İslam ülkeleri tarafından oluşturulan birlik ve örgütlerden hiçbir tepki gelmemesi gerçekten çok şaşırtıcı,yüz kızartıcıdır.Ayrıca bu durum islamın emirlerine aykırıdır ve bir o kadar da elem ve istirap vericidir.
BENZER HABERLER