Son Dakika
Bugün 14 Nisan 2024. Gulca merkezli Doğu Türkistan Cumhuriyetinin kurucularından ve ilk Başbakanı Ahmetcan kasımı’nin doğumunun 110.yılı. Kendisini bu ad günü münasebetiyle rahmet ve minnetle bir kez daha yad ediyor, aziz ruhuna dualarımızı iletiyoruz. Şehit Liderimizin kabri nur, mekanı cennette olsun. Amin.
Ahmetcan Kasımı 20. yüzyılda Doğu Türkistanlı Uygur Türklerinin yetiştirdiği seçkin bir evladı ve öz halkının bağrından çıkmış milli bir dahi ve ve seçkin bir Lideri olarak kalplerimizdeki müstesna yerine almıştır.
Şehit Liderimiz Kasımı 1944-1949 yılları arasında var olan Gulca başkentlı bağımsız Doğu Türkistan Cumhuriyeti’nin Kurucularından ve ilk başbakanıdır. O,aynı zamanda 1940’lı yılının başlarında Gulca kentine bağlı Nilka ilçesinde fitili ateşlenen Doğu Türkistan milli bağımsızlık mücadelesinin en önemli ve öncü Liderlerindendir. Doğumunun 110.yılında onun önderlik ettiği özgürlük ve bağımsızlık mücadelesini anmak, hatırlamak, hatırlatmak ve onun yaptıklarını ve yaşadığı dönem hakkında kapsamlı ve derinlemesine düşünmenin ve bundan büyük dersler çıkarmanın çok önemli olduğunu düşünmekteyim.
Dünya Uygur Kurultayı Şehit Liderimiz Ahmetcan Kasimi’yi 110. doğum yıldönümü vesilesiyle onu saygı ile anarak onun Doğu Türkistan bağımsızlık mücadelesindeki kesin ve çelik iradeli duruşu ve kararlılığının gelecekteki Doğu Türkistan milli hareketindeki önemini teslim etmiştir.Onun mücadele azmi ve yönteminin Milli Hareketimizin bundan sonraki serecinde de değerini ve önemini koruduğunu onun öz halkının kalbindeki değerli yerini hala koruduğunu ve asla ölmeyeceğini Dünya Uygur Kurultayı Dolkun İsa tarihe not düşen : ” Şehit Liderimiz Ahmetcan Kasimi Doğu Türkistan halkının milli bağımsızlık hareketinde bir dahi ve ulusal bir lider olarak önemini ve değerli kişiliğini korumaktadır.” sözleri ile ifade etmiştir.
Ahmetcan Kasimi’nin Hayatı ve Mücadelesi
Ahmetcan Kasimi 14 Nisan 1914’te Doğu Türkistan’in Kazakistan sınırındaki Gulca kentinde dünyaya gelmiştir. Babası vefat ettikten sonra Amacası tarafından himaye edildi. ve onun vesayeti altında büyüdü. İlk ve Orta öğreniminden sonra 1920’lerin ortalarında yüksek öğrenim için Sovyetler Birliği’ne gitti. Sırası ile Yakutsk, Alma-Ata Taşkent ve Moskova kentlerinde bulundu. Doğu Halkları Emekçileri Üniversitesinden mezun oldu. 1942 yılında Gulca’ya döndü ancak bir süre sonra Çinli işgalciler kendisini tutuklayarak 1944 yılına kadar 2 yıl kadar Urumçi’de hapiste kaldı. Ekim 1944’te serbest bırakıldı ve hemen memleketi Gulca’ya döndü. Daha sonra 7 Kasım’da Gulca merkezli olarak İşgalcilere karşı başlatılan azatlık savaşına katılarak mücadele hayatına başladı. Alihan Töre Saguni Başkanlığındaki Azatlık Teşkilatının kurucularından ve önde gelen kişiliklerinden biri olarak temayüz etti. Azatlık Teşkilatı tarafından başlatılan bağımsızlık savaşı bölge halkının büyük desteği ve yardımı ile kısa sürede başarı ile sonuçlandı. Kısa sürede Cungarya bölgesindeki İli,Altay ve Tarbağatay Vilayetleri işgalcilerden kurtarıldı. 12 Kasım 1944’de kurulan Doğu Türkistan Cumhuriyetinin kurucu kadrosu içinde yer aldı. Derin dünya görüşü, bilgisi ve yılmaz ve yıkılmaz çelik iradesi ve güçlü yeteneği ile Doğu Türkistan halkının takdir ve sevgisini kazanmıştır. Hükümetin kendisine verilen görevleri en tabandan başlayarak başarılı bir şekilde yerine getirdi . Doğu Türkistan Cumhuriyetinin resmi yayın organı olan Azat Şerki Türkistan Gazetesini Yayın Yönetmeni olarak bir süre idare etti. Daha sonra sırası ile Bakanlar Kurulu (Kabine) Genel Sekreter Yardımcılığı, Askeri İşler Bakanlığı, Dışişleri Bakanlığı ve en son olarak Doğu Türkistan Cumhuriyeti Başbakanı olarak görevlerine getirildi. Doğu Türkistan Cumhuriyeti Milli Ordusu kuzeyde kurtardığı 3 vilayetten sonra Doğu Türkistan başkenti Urumçi başta Tanri dağlarının güneyindeki Tarım bölgesini kurtarmak için ileri askeri operasyonlara başladı.
Doğu Türkistan Cumhuriyetinin bu büyük başarılarını ve ileri askeri operasyonlarından korkan Stalin Doğu Türkistan Cumhuriyetine başkı yaparak Milli Ordunun ileri harekatini Urumçi’nin varoşlarındaki Manas ırmağı kıyılarında durdurdu. 2.dünya savaşının galip güçlerince Yalta Konferansında dünya nüfuz bölgelerine bölünürken Doğu Türkistan Çin’e bırakıldı. Sovyet Diktatörü Stalin’in ağır baskı ve tehditleri ile Doğu Türkistan Cumhuriyeti yönetimi ile Çin Cumhuriyeti arasında barış görüşmeleri yapmaya zorlandı. Mareşal Cang Keyşek yönetimindeki Çin ile Doğu Türkistan Cumhuriyeti arasında yapılan anlaşma sonucunda ” Ülkelik Hükümet = Eyalet Hükümeti ” kuruldu. 1946’da 15’i Türk ve f0’u Çinlilerden oluşan Eyalet hükümeti resmen kuruldu. Ahmetcan Kasimi yapılan anlaşma kapsamında Temmuz 1946 ile Ağustos 1947 tarihleri arasında Urumçi’de kurulan koalisyon hükümetinin başkan yardımcısı olarak görev aldı. Ancak.Çin tarafı yapılan bu anlaşmalara her zaman olduğu gibi asla uymadı. Bu duruma şiddetle itiraz eden Ahmetcan Kasımı ve diğer Türk hükümet üyelerinin itirazları sonuçsuz kaldı. Çinliler Ahmetcan Kasimi’yi korkutmak ve saf dışı bırakmak için bilinen sinsice Çin entrikalara baş vurdu. Çin işgal Ordusu birliklerinin bizzat katılımı ile 25 Şubat 1947’de Urumçi’de binlerce asker ve Çinliler ile onların onların paralı işbirlikçilerinin katılımı büyük protesto gösterileri düzenlendi. Çin asker ve polisleri gösterilerde ile 10.000 Çin vatandaşı ve askeri polis sokaklara dökülerek “Ahmetcan Urumçi’den defol ! Ahmetcan’a Ölüm ” sloganları attı. Çin işgal Ordusu Eyalet Başkan yardımcısı olan Ahmetcan Kasimi’ye yapılan bu saldırıları görmezden geldi ve önlemek için hiç bir tedbir almadı.Bunun üzerine Doğu Türkistan Cumhuriyeti Başbakanı Ahmetcan Kasimi Gulca’ya dönmek zorunda kaldı. Ahmetcan Kasımı Gulca’ya döndükten sonra görevini ve mücadelesini sürdürmeye devam etti. Doğu Türkistan Cumhuriyeti’nin hakim olduğu üç vilayet bölgesinde eğitimin gelişmesi ticaretin, ekonominin, kültürün ilerlemesi ve gelişmesini teşvik etti. Bunun için yeniden çeşitli kurum ve kuruluşlar kurdu. Halkın eğitim,refah ve mutluluğu için hayatının sonuna kadar hiç durmaksızın çalıştı. Başkent Gulca başta olmak üzere bütün kentler eğitimin, kültürün, huzur ve refahın örnek sahnesine dönüştü.
Rus Çin Ortak Hiyaneti ve işbirliği İle Uçak Kazası Süsü Verilerek Şehit ediliyor
Çin’deki iç savaştan galip olarak çıkan Mao başkanlığındaki Çin Komünist Partisi’nin de ilk işi Doğu Türkistan’ı işgal etmek oldu. Yenik duruma düşen Mareşal Cang Keyşek hükümat üyelerini ve Çin ordusunun önde gelen Komutanlarını yanına alarak Tayvan adasına kaçtı. Sovyetler Birliği ile Çin Komünist Partisi arasında yapılan anlaşma uyarınca, Doğu Türkistan Cumhuriyeti’nin siyasi kaderi son belirleyici ve tehlikeli bir aşamaya girmişti. Sovyetler Birliği ile yapılan anlaşmada Doğu Türkistan Cumhuriyetinin bağımsız siyasi durumunu ve Doğu Türkistan Milli Ordusunun korunması ve varlığını sürdürmesi konusunda anlaşmaya varıldı. Doğu Türkistan Cumhuriyeti bu topraklarda yaşayan başta Uygurlar olmak üzere diğer Türk halkları ve diğer etnik gurupların kurduğu Milli bir devletti. Ahmetcan Kasimi Liderliğindeki Doğu Türkistan Cumhuriyeti üyeleri bu devletinin bağımsızlığını güvence altına almak ve devam ettirmek için o devrin karmaşık ve uygun olmayan şartlarına rağmen sonuna kadar mücadele ettiler. Mao’nun daveti ve Stalin’in kendisinin Pekin’e gitmesi yolundaki ısrarlı baskısı ile Doğu Türkistan Başbakanı Ahmetcan Kasımı yanında bakanlar ve askeri Komutanlardan Milli Ordu Komutanlarından General İshakbek Mononov ( Doğu Türkistanlı Kırgiz) başta olmak üzere 11 kişi ile birlikte 27 Ağustos 1949’da bir Sovyet Uçağı ile Pekin’e gitmek üzere yola çıktı. Bir süre sonra bindikleri uçağın Baykal gölü civarında düştüğü ve Ahmetcan Kasımı başkanlığındaki Doğu Türkistan Cumhuriyeti Lider kadrosunun tamamen hayatlarını kaybettiği açıklandı. Aslında bu uçak kazası süsü verilerek Doğu Türkistan Cumhuriyeti Lider kadrosuna karşı yapılan bir suikasttı. Doğu Türkistan Cumhuriyeti Lider kadrosu Sovyetler Birliği topraklarında gizemli bir uçak kazasında öldürüldü. Daha sonra Mao’nun ÇKP Kızıl Ordusu Uygurların Katili Cellat Stalin’in askeri ve lojistik yardımı ile Doğu Türkistan Topraklarını on binlerce Müslüman Türkü öldürerek yüz binlercesini de tutuklayarak işgal etti. Doğu Türkistan Türkleri hala her yıl daha bir artan bir sevgi ve özlemle kahraman Liderleri Doğu Türkistan Başbakanı Ahmetcan Kasımı’yı rahmet ve minnetle anıyor ve dua ediyorlar.
Şehit Başbakanımız Ahmetcan Kasımi İçin Ne Dediler ?
Şehit Başbakanımız Ahmetcan Kasımi’nin siyasi hayatı, halkının özgürlüğü için yaptığı fedakarlıklar Milli Kurtuluş mücadelesindeki yeri ve konumu çok yüksektir. Onun hayatı ve mücadelesi hakkında çeşitli kitaplar yazılmıştır. Bunların içinde en önemlisi ise, kendisi de Doğu Türkistan Cumhuriyeti yönetiminde Emniyet Genel Müdürü olarak görev yapan ünlü yazar Zia Samadi’nin biyografik romanı olan “Ahmetcan Kasimi” adlı eseridir. Bu biyografik romanda onun hayatı tüm yönleri ile detaylı olarak anlatılmıştır. Bugün özellikle Türkistan Cumhuriyetinde Doğu Türkistan Cumhuriyetinde yaşayan görev yapan özgürlük ve milli bağımsızlık nimetini tadan on binlerce Doğu Türkistan asıllı Uygur Türkü yaşamaktadır. Bu Cumhuriyetlerde yaşayan Uygur Türkleri her yıl çeşitli etkinler yaparak Doğu Türkistan Cumhuriyetini ve Ahmetcan Kasimi ve diğer Liderlerimizi rahmet, minnet ve şükranla anarak unutmadıklarını göstermektedir. Bu Cumhuriyetlerde yaşayan Uygur Türkü Aydınlarından bazılarının Ahmetcan Kasımı hakkındaki görüşleri şöyle ;
Ali Han Töre Doğu Türkistan Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı : Merhum Cumhurbaşkanımız hatıralarında : ” Ahmetcan Kasımı aslında tam bizden biridir. O derin bilgisi, güçlü ve kendine has yetenekleri ile Cumhuriyet yönetimimizde ve halkımız arasında güçlü bir etki ve bitmez tükenmez bir sevgi bırakmıştı.” sözleri ile kendisini tarif ve takdir etmiştir.
E.Albay Aztekin İbrahimi : Doğu Türkistan Milli Ordusu’nun albayı, Ahmetcan Kasımı’nın 5 yıllık yakın ve yol yoldaşı. Ayni zamanda Doğu Türkistan Cumhuriyeti Bakanlar Kurulu Genel Sekreteri Abdurrauf Makdum Ibrahimi’nin oğlu ” Şehit Başbakan Ahmatcan Kasımı’nın halkımız nezdindeki imaji çok yüksektir.Onun fikirleri ve milli bağımsızlık yolundaki mücadelesi halkımızda derin bir izler bırakmıştır. Türkistan’da yaşayan Uygurlar ve Orta Asya’daki diğer halklar Merhum Babamdan ve Doğu Türkistan bağımsızlık Savaşının diğer Liderleri ve önde gelen şahsiyetlerinden Ahmetcan Kasımı hakkında ilk elden bilgiler ve hikayeler dinlemişlerdir. Uygurlar ve diğer kardeş halkların kendisine olan yüksek saygısı ve bağlılıkları her zaman var olmuştur. Bugün Kazakistan’daki Uygur toplumu ve Kazak gençliği merhumu her zaman saygı ile anıyor ve kendisini büyük saygı ve sevgi duyuyor.
Dr.Muhtarcan Abdurrahman 8Uygur Filoloji Enstitüsü Müdürü- Japonya : Ben mesleki konumum itibariyle özellikle Ahmetcan Kasimi’nin Milliyetçi fikirlerini araştırdım ve inceledim. Onun milliyetçi ve özgün fikirleri ve felsefi görüşlerinin Doğu Türkistan’ın ekonomik, siyasi, kültürel ve diğer gelişme ve kalkınma sahalarına rehberlik ederek oluşturulduğuna inanıyorum. Onun fikirleri 2. dünya savaşı öncesi ve sonrasındaki uluslararası ilişkiler ve değişimlere ve çağdaş dünyanın gerçeklerine göre Doğu Türkistan halkının kaderini araştıran bir özelliğe sahiptir. Onun görüş ve yöntemleri aslında bu yönüyle Uygur Türklerinin tarihsel düşünce geleneğinin bir devamı niteliğindedir.
Şehit Başbakanımız ve Yolbaşçımız Şehit Ahmetcan Kasımı’yı rahmet,minnet ve şükran ile yad ediyor,aziz ruhuna dualarımızı iletiyoruz.Kabri nur,mekanı cennette olsun. Amin
NOT : Tarihçi Nebican Tursun’in Özgür Asya Radyosu internet sitesinde Doğu Türkistan Cumhuriyetinin kurucularından ve İlk Başbakanı ve Şehit Liderimiz Ahmetcan Kasımı’nın Doğumunun 110.yılı münasebetiyle Uygur Türkçesi ile kaleme alarak yayınladığı bu yazı tarafımdan Türkiye Türkçesine aktarılarak neşredilmiştir.(HG)
BENZER HABERLER