logo

trugen jacn

ÇİN’İN YENİ İPEK YOLU PROJESİ VE TÜRK DÜNYASI ÜZERİNDEKİ BÜYÜK PLAN-2

  • Çin yoğun nüfusuyla ekonomisini canlı tutmak için İslam dünyasıyla ticaret yapmaya ve İpek Yolu’na muhtaç durumdadır.
  • Çin’deki zulme bu derece sessiz kalınması, Türk dünyasının ve Müslümanlar’ın “Doğu Türkistan’da zulüm yapılmasın” diye gündem oluşturamamasıyla ve duyarsızlıkla değil de başka neyle izah edilebilir?

Çin’in yeni İpek Yolu Projesi ve Türk dünyası üzerindeki büyük planı - 2

RAMAZAN ÇAMLICA

Türkiye-Çin ilişkilerinin Gelişmesine Paralel Olarak Bölgede Zulüm Daha Da Artmıştır.

İpek Yolu, Doğu Türkistan’dan geçiyor olmasına rağmen, Türkiye ile ticaret yapan tüm iş adamlarının mallarına el konulmuş ve hapislere atılmışlardır. Türk malları Doğu Türkistan’da satılamamaktadır. Pasaportlar toplanmış ve gidiş gelişler tamamen kesilmiştir. Eşi çocukları Türkiye’de kalan yüzlerce aile perişan olmuştur.

Şu an itibariyle Türkiye’de üniversitelere okuyan 5 binden fazla Uygur Türkü öğrencilerimiz ailelerinden iki yıldır hiçbir haber alamamaktadırlar. Birçoğunun aileleri hapishanelerdedir. Bu travmayı yaşayan gençler imkânsızlık yüzünden okullarını bırakmak zorunda kalmışlardır.

Çin’in asıl hedefi Myanmar gibi ipek yolu projesini faaliyete geçme sürecine kadar Doğu Türkistan’ı tamamen bitirmek ve diğer Türk coğrafyasında da tamamen ekonomik hâkimiyet elde etmektir.

İthalat ihracat dengesi bozuk

Ayrıca; Türkiye’nin Çin’in bu tarihi projesiyle ilgili kaygıları çok olması gerekli

Çoğu Avrupalı müttefiklerinden daha az temkinli bir tutum izlese de Türkiye bu projenin hâlihazırda Çin ile arasında bozuk olan ihracat-ithalat dengesini daha da derinleştireceği olasılığı üzerinde durmalı. TÜİK rakamlarına göre 2016 yılında Türkiye Çin’den yaklaşık olarak 25 milyar dolar ithalat yaparken, Çin’e sadece 2.3 milyar dolarlık bir ihracat gerçekleştirmişti. Burada dikkat çekici olan nokta 2013 yılından itibaren Türkiye’nin ihracatı kademeli olarak azalırken ithalatının ise aynı seviyelerde seyretmesidir. Çin’in buna karşı TÜİK verilerine göre, 2013’ten bu yana ihracatta kademeli olarak bir azalma yaşanırken, ithalatı aynı seviyelerde. Türk yetkililere göre, ihracat ve ithalat arasındaki bu 10 katlı fark sürdürülebilir olmaktan uzak ve de arzu edildiği şekilde ihracatın en azından ithalatın yarısı oranına çıkartılması ve Çin’in pazarını Türk ürünlerine daha fazla açması için iki ülke arasında bir anlaşma yapılması elzemdir. Yine aynı şekilde, Türkiye’nin diğer Avrupalı müttefiklerinin de dile getirdiği gibi ekonomide küreselleşme ve liberalleşmeyi savunan bir Çin’in kendi iç pazarında yabancı yatırımcılara koyduğu kısıtlamaları kaldırmasını ve kendi yerli şirketlerini avantajlı hale getiren kuralları terk etmesini beklediği gözlemleniyor.

Bütün bu kaygılar bir yana bırakıldığında Kuşak ve Yol projesinde Çin’in proje kapsamındaki ekonomik koridorlar ile bir takım ülkeler ile ayrı ayrı kurduğu inisiyatifler dikkate alındığında birincil ya da merkezi olmasa da Türkiye’ye önemli bir rol atfettiği ortada.

Genel anlamda, Türkiye’nin projedeki rolünün Çin-Rus rekabetinin Türkiye’nin de parçası olduğu Orta-Asya, Kafkasya ve Ortadoğu’ya yansıması ile şekillendiği değerlendirilebilir. Bu projeyle Çin bir anlamda iki rakibi olan Rusya ve Hindistan’ı alternatif yol güzergâhlarıyla çevrelemekte ve bu yeni güvenli yollar üzerinden adeta kendine yeni ticaret ve güvenlik alanları inşa etmektedir. Projenin Türkiye ayağı değerlendirilirken ise bütün bu jeo-ekonomik unsurlarla birlikte içine güvenliği de alan tüm boyutlarıyla birlikte değerlendirilmesi projenin ana felsefesi olan kazan-kazan mantığının Türkiye açısından bir kayba dönüşmemesi bakımından önem arz ediyor.

Diplomatlar ihtisaslaşmalı

Sürecin daha sağlıklı yürütülmesi adına iki yılda bir değişen ve Türkiye’yi temsil eden diplomatların ihtisaslaşıp uzun vadeli gerekirse emekliliğe kadar o bölgede kalması temin edilmelidir. Dindaş ve akrabalarımızın olduğu Doğu Türkistan’a Türk konsolosluğu açılmalı, gözlemci Türk basınının o bölgede sürekli olması gerekmektedir.

Şu an Türk işadamları çok zorluklarla Çin’e vize almaktadırlar.

Türkiye’nin her tarafına çok rahatlıkla vize alıp gelebilen bir Çinli gibi, hem Uygur Türkü hem Türkiye’deki soydaşlarının aynı şekilde o bölgeye gidip gelebilmesi, ticaretini rahatlıkla yapabilmesi temin edilmelidir.

Netice itibariyle tarihten ve günümüz Doğu Türkistan’daki zulüm ve haksızlıklar nazara alınarak Çin’in dünyaya sempatik görünen yumuşak gücünün arkasındaki istilacı ve zalim yüzünün görülmesiyle tedbir ve önlemler alınarak yapılacak pazarlıkta, masum ve mazlum Doğu Türkistan halkının hak ve özgürlükleri de ön planda esas alınarak İpek Yolu süreci ilerletilmelidir.

Türk milleti çok çok öldün!”

Sözlerimi Bilge Kağan’ın şu sözleri ile bitiriyorum:

“Yalnız şunu anladım ki, Çin milletinin sözü tatlı, ipek kumaşı yumuşak imiş!

Tatlı sözle, yumuşak ipekle aldatıp uzak milleti öylece taklaştırır. (tek koyar, yalnızlaştırır)

Yaklaştırdıktan sonra da ona kötülükler eder; bilgili, cesur insanları ilerletmez; yanılan insanı yaşatmazmış!

Çinli’nin tatlı sözüne, yumuşak ipeğine aldanıp, Türk milleti çok çok öldün!

Böyle giderse, daha da öleceksin!

(Yalnızlaştıktan)Sonra, güneyde Çogay Ormanı’na, Töğültün Ovası’na kadar konayım dersen;

Türk Milleti, öleceksin!..”

Kaynak :  https://www.dirilispostasi.com/analiz-yorum/cinin-yeni-ipek-yolu-projesi-ve-turk-dunyasi-uzerindeki-buyuk-plani-5adf838976381c5059727eb2

Etiketler: » » » » » »
Share
2104 Kez Görüntülendi.