ÇİN’İN TÜRKLERE YAPTIĞI MEZALİM YERİ GÖĞÜ İNLETİYOR,KİMSEDEN SES SOLUK ÇIKMIYOR

Taceddin AKBAŞ (Gazeteci Yazar)

ÇİN YÖNETİMİNİN “UYGUR TÜRKLERİ’NE” YAPTIĞI MEZÂLİM YERİ GÜĞÜ İNLETİYOR, ANCAK KİMSEDEN SES SOLUK ÇIKMIYOR!

 

Dünyanın nüfusu en büyük, dolayısıyla da nüfûzu en fazla olan, ancak iş ve icraatları da bir  o kadar küçük ve düşük olan Çin Dev(E)leti, 1949 yılından beri hâkimiyeti altında tuttuğu Doğu Türkistan’ın kırsal kesimi etrafında yüksek (Berlin duvarı gibi!) duvarlar örmeye, setler çekmeye ve maalesef ki maalesef Uygur Türklerine mezâlim yapmaya-zulmetmeye, soykırım uygulamaya devam ediyor.

Ancak, hiçbir kimseden ve kesimden bu soykırıma itiraz gelmiyor… İtiraz eden çok az sayıdaki Müslüman Türk’ün sesini de duyan-işiten olmuyor… Ki, benim sesimi de işiten-duyan olmadığı-olmayacağı gibi, yazımı okuyan etkili ve yetkili kişi de olmayacak! Şuradan buradan, bir şekilde okuyan arkadaş sayım da sınırlı kalacak.

Ancak ben Hz. İbrahim’i yakmak için Nemrut’un yaktığı ateşi söndürmeye giden küçücük kararınca misâli yapacağım, dolayısıyla da ve hiç olmazsa tarafımı belli edeceğim..!

Çünkü bu konuda sevgili Peygamberimiz Hz. Muhammed (sav) mealen “Herhangi bir kötülüğü elinizle giderebiliyorsanız giderin-gidermeye çalışın. Buna gücünüz yetmiyorsa, yani o kötülüğü elinizle yok edemiyorsanız, dilinizle uyarın! Buna gücünüz yetmiyorsa, o kötülüğün giderilmesi için müsebbiplerini dilinizle uyarın… Buna da gücünüz yetmiyorsa bâri buğuz edin! Ki bu da îmanın en zayıf dalıdır…” buyuruyor! O nedenle benim, Dünyanın damı olarak nitelendirilen ve Dünyanın öbür ucunda bulunan Çin’in Uygur Türklerine 70 küsur yıldır yaptığı zulmü, işkenceyi, soykırımını ve türlü işkenceleri önlemeye gücüm yetmeyeceği gibi; Sesimi soluğumu duyurma, bu ve buna benzer yazılarımı okutma gibi bir imkânım da yok… Onun için ben îmanın en zayıf dalı olan buğuz hakkımı kullanmak ve az da olsa kendimi sorumluluktan kurtarmak istiyorum: 

  Şöyle ki; Müslümanlar başta ve gayet tabii olmak üzere Hıristiyan ve Mûsevî’lerin de kutsal mekânları olarak kabul ettikleri Mescid-i Aksa’nın da içinde bulunduğu Kudüs’ü Haçlıların işgalinden 2 Ekim 1187 tarihinde, yani bundan 834 yıl önce ve kendisi daha 49 yaşında iken kurtaran Selahaddî-i Eyyubî Hazretleri (Şarkın en sevgili sultanı), daha çocuk yaşta iken burayı fethetmeyi kafasına koymuş ve dediğini de yapmış..!

Ancak biz hiçbirimiz bir Selahaddîn-î Eyyubi veya Fatih Sultan Mehmed Han Hazretleri gibi bir îmana-îtikata, güç ve kuvvete, etki ve yetkiye sahip olamadığımız ve de olamayacağımız için Çin’deki Müslüman Türk kardeşlerimizi dua ile destekleyelim ve Çin mallarına boykot ederek Uygurların ‘mânen’ yanlarında olduğumuzu gösterelim inşaAllah.

SÖYLESEM TESİRİ YOK, SUSSAM ÎMANIM RAZI DEĞİL! 

 Uluslar arası insan hakları, savaş suçları ve uluslararası hukuk alanında 50 gayrimüslim uzman yaptığı geniş kapsamlı bir araştırma sonunda hazırladıkları ve altına imza attıkları raporda, “Çin Hükümeti Bir(leşmiş!) (M)illetler! (BM) soykırım suçunu Önleme ve Cezalandırma Sözleşmesi’ni ihlâl etmiştir ve Uygur Türklerine yönelik soykırım devlet sorumluluğunu taşımaktadır” demiş.

Yani, Uluslar arası bir kuruluşun 50 gayrimüslim uzmanı bile Çin’in Uygur Türklerine soykırım yaptığını tespit ve tescil etmiş ve soykırımı rapor haline getirmiş! Amma velâkin, bu soy kırıma ne İslâm âleminden ne Türk Dünyasından ne de ülkemiz insanından veya yetkililerinden yeterli, etkili ve yetkiliden güçlü kuvvetli bir ses yükselmiyor, ciddi bir tepki gelmiyor ve gelmeyeceğe de benziyor maalesef…

O nedenle, ben sıfır tesir bile olsa, îmanımın gereğini yerine getirmek, bunu da sevgili okurlarımın şahadetlerine başvurarak yapmak istiyorum!

 Uzun lâfın kısası, meselenin hülâsâsı; Aralık 1948 da BM Genel Kurulu tarafından onaylanan, Çin ve diğer 151 ülke tarafından da imzalanan sözleşme, ulusal, etnik, ırksal veya tamamen ortadan kaldırmak maksadıyla işlenen fiilleri soykırım olarak tanımlıyor. Ve gayrimüslim ama insaflı îzanlı tam 50 uzmanın hazırlayıp imzaladığı söz konusu rapor da, “Uygurlar, tecavüz, cinsel saldırı ve tâciz, sömürü ve kamp yetkilileri tarafından aşağılanma dahil olmak üzere sistematik bir şekilde yapılan işkence ve zalimce muameleden ciddi fiziksel ve psikolojik zarar görüyorlar.” deniliyor.

Konu hakkında bir açıklama yapan platform sözcüsü;  Çin’in Sincan da soykırım yaptığı yönündeki tespiti-raporu desteklediğini söylemiş ve “Biz kesinlikle mazlum ve masum Uygur Türklerinin yanındayız. Çünkü Sincan da neler olduğuna dair iddiaları detaylandıran, destekleyen ek rapor var…” demiş! 

  Velhâsıl-ı kelâm, hülâsa-i netice; BM göre de 1 milyon Müslüman Uygur Türkü Çin’in  zulmü, işkencesi altında inim inim inliyor. Ve az çok ilgilenenlerin bilecekleri gibi, Sincan bölgesinde ve Çinin değişik yerlerinde gerçekleştirilen saldırıların ardından bu eylemlerden Uygur Türklerini sorumlu tutan Çin yönetimi, 2009 yılından itibaren ‘teröre karşı hak mücadelesi’ adı altında ve uydurma bir süreç başlatmıştı(!) Ancak Uygurlara yönelik kültürel ve dini kısıtlama ile beraber baskılar 2014 yılından itibaren hız kazanmış durumda. O nedenle biz de Çin’e karşı (karınca misali de olsa) tepkimizi koyalım ve en azından mallarını boykot edelim, onu da yapamıyorsak bâri buğuz edelim!’ diyor, herkese saygılar sunuyorum.

HANİ SİZ BİRBİRİNİZİN DÜŞMANI İDİNİZ DE ALLAH (c.c) KALPLERİNİZİ ISINDIRIP SİZİ BİRLEŞTİRMİŞTİ! İŞTE SİZ ALLAH’IN BU NÎMETİ SÂYESİNDE DİN KARDŞLERİ OLMUŞTUNUZ(Âli İmrân Sûresi, 103. Ayet)

ONLAR BİRBİRLERİNE KARŞI ŞEFKATLİ, MERHAMETLİ VE ALÇAK GÖNÜLLÜDÜRLER (Mâide Sûresi, 54.Ayet)

MÜ’MİN, KARDEŞİNİN AYNASIDIR. MÜ’MİN MÜ’MİNİN KARDEŞİDİR. ONUN CANINI, MALINI MÜLKÜNÜ, NAMUS VE İFFETİNİ KORUR VE KENDİSİNİ KOLLAR (Hadis-Buhâri)

EY ALLAH’IN (c.c) KULLARI KARDEŞ OLUN! MÜSLÜMAN MÜSLÜMANIN KARDEŞİDİR. ONA ZULÜM ETMEZ, ONDAN YARDIM ELİNİ ÇEKMEZ VE ONU KÜÇÜK GÖRMEZ. TAKVÂ İŞTE BURADADIR. KİŞİYE ŞER OLARAK MÜSLÜMAN KARDEŞİNİ HÂKİR VE KÜÇÜK GÖRMESİ YETER (Hadis-i Müslüm)    

KAYNAK : https://www.nnchaber.com/makale/6629597/taceddin-akbas/cin-yonetiminin-uygur-turklerine-yaptigi-mezalim-yeri-gugu-inletiyor-ancak-kimseden-ses-soluk-cikmiyor?fbclid=