Son Dakika
Mehmet Emin HAZRET
66 Yıldır, egemenliğini kaybetmemiş Doğu Türkistan(1883-1949)
Devlet içindeki etnik milliyetler hukuku ve uluslar arası devletler hukuku açısından meseleyi ele aldığımızda,Çinin Doğu Türkistan’daki varlığı meşru değildir.
1878 ‘den beri Mançur İmparatorluğu Tarafından Doğu Türkistan’a askeri yürüyüş düzenlenmiş,16 senelik bağımsızlığını sürdüren Yakup Beğ Kşgarıya devleti yıkılmıştır. 1983.yılı İmparator Chianlung tarafından çıkarılan ferman ile bölgenin adı Çince “Şinjiang” (yeni toprak) adlandırılmıştır. Ancak,Doğu Türkistan Pekine vergi ödemiş,egemenliğini Pekine teslim etmemiştir.Çine karşı isyanlar dalgaları dinmemiştir.Akabinde 1933.Kaşgarda,1944.Gulcada Doğu Türkistan Cumhuriyetleri kurulmuştur.
Doğu Türkistan’ın kuzeyini tamamen ve güneyinde kısmen bölgeleri kurtaran Doğu Türkistan cumhuriyeti ile Bölgenin güneyinde patlamaya hazır yanar dağ üstünde oturan Çin yönetimi (Sovyet Rusyası’nın Doğu Türkistan milli hükümetini zorlaması ve Çinin sabırsız istekleri sonucu) 1945.tarihinde her iki taraf vekilleri Urumçide müzakere masasına oturmuştur. Haziran 1946.tarihinde 11 maddelik anlaşma ile birleşme hükümet kurulmuştur.Kuzey Doğu Türkistan’da devlet yapısı,milli ordu, sınır hatları aynen muhafaza edilmekle beraber,Doğu Türkistan hükümeti güneyde de seçim yolu ile büyük etkiye sahip olmuş,altı şehir diye atlandırılan güney bölgede kitliler halinde yaşayan Uygur Türklerinin haklarını yasal güvence altına almıştır.
İkinci dünya savaşı sonrası Japonya’nın teslim olması Çini rahatlatmış ve 1945 ve 1946.tarihleri arasında Doğu Türkistan’a 100 bin Çin askerini sevk etmiştir.Doğu Türkistan’da konumu güçlenen Milliyetçi Çin, Urumçi ve güney bölgelerde Uygur ileri gelenlere karşı toplu tutuklama başlatması sonucu Turfan isyanı başlamış,Çin ordusu Turfanda kitlesel katliama girişmiştir.Böylece 1947.tarihinde Birleşme hükümet dağılmış,Doğu Türkistan Cumhuriyeti reis cumhuru Ahmetcan Kasımı başkanlığındaki heyet Gulcaya dönmüştür.
Çin’in büyük bir kısmını ele geçiren Çin komünist parti genel sekreteri Mao, Ağustos 1949.Doğu Türkistan Cumhur başkanı Ahmetcan Kasımı’ya mektup yazarak, kendilerini Pekinde görmek istediğini ve tüm meseleleri masada beraberce çözmek arzusunu belirtmiştir.
Aracı durumdaki Moskova yetkilileri,Ahmetcan Ksımı’nı Kazakistan’nın Almata şehrine çağırmış,Doğu Türkistan’ın yüksek özerkliğinin sağlanması konusunda garantör olarak Doğu Türkistan Devlet adamlarında Cumhurbaşkanı Ahmetcan Ksımı,Doğu Türkistan milli ordu Genelkurmay Başkanı General İshakbeğ (Kırkız Türkü) Doğu Türkistan hükümeti Savunma bakanı General Delilkan (Kazak Türkü) Doğu Türkistan Hükümeti genel sekreteri (başbakana denk) Abulkerim Abbas’ı 27 Ağustos 1949.tarihinde uçağa bindirip Pekine yollamıştır.
Doğu Türkistan’ın sivil ve askeri liderleri kayıp olmuş, bir daha dönmemiştir. Çin ordusu Sovyetlerin yardımı ile İli bölgesine girmiş, Doğu Türkistan bayrağını indirip yerini Çin kırmızı bayrağını diktikten sonra,Doğu Türkistan liderlerini taşıyan uçak Pekin seferinde Moğolistan’ın bir dağına çarparak herkesin hayatını kaybettiğini Gulcadaki Rus konsolu açıklamak zorunda kalmıştır.
Doğu Türkistan 1983-1949.tarihleri arasında 66 yıl İşgal’e uğramış ve tekrar bağımsızlığını kazanmış, ancak hiçbir dönemde egemenliğini kaybetmemiş dönemdir.
Bölgedeki Gayrı Meşru Çin komünist Yönetimi (1949- )
Çin Komünist hakimiyeti Doğu Türkistan’ı 66 yıl gayrı meşru yöntemlerle demir yumrukla yönetmektedir. Ancak Çin bu toprakların asıl sahibi olan Türk toplumu karşısında meşruiyete kavuşamamış,sadece güce baş vurmuştur.
1.Çin Komünist yönetimi karakteri gereği,1949.sonu Doğu Türkistan’ı ele geçirirken, Doğu Türkistan Cumhuriyeti devleti ile anlaşmaya gitmek yerine, Ruslara dayanarak,Doğu Türkistan liderlerine suikast düzenlemeyi tercih etmiştir ve Çin komünist parti üst yöneticilerinden Deng lichun 1946.de Moskova’dan Gulcaya gizli geldiğinde Çin komünist parti’ye gizli üye ve ajan olan Seyfettin Aziz’i ,liderler öldürüldükten hemen sonra gizlice özel uçakla Urumçiden Pekine aldırmış,Doğu Türkistan devletinin lağvedilmesini, milli ordunun dağılmasını sağlamıştır.
Çin Komünist hakimiyeti ile Doğu Türkistan Türk toplumu arasında her hangi bir anlaşma yoktur. Çinin,Doğu Türkistan’daki mevcudiyetinde her hangi bir hukuki yasallığı bulunmamaktadır.
2.Doğu Türkistan Türk toplumu Müslüman’dır. İslam hukuku gereği, Müslümanlar ancak kendileri seçtiği yönetime itaat edebilirler. Zulüm ve baskıya dayalı rejimlere biat etmek Müslümanlıktan çıkmak demektir.Komünist rejim seçim tanımaz rejimdir.Doğu Türkistan’da en üst yönetim kadrolarından köy muhtarı,mahalle mescit imamlarına kadar ÇKP tarafından tayin edilmekte, halkın tercihine sıfır tolere tanınmaktadır.
Çin komünist rejimi, Doğu Türkistan Müslümanlığının kalbine saptanmış bir hançerdir. 66 senedir Doğu Türkistan Müslümanlığı çok kan kaybetmiş, Uygur Türkleri telafisi imkansız zarar görmüş, çektiği ıstırap, acıları kangrene dönüşmüştür.Doğu Türkistan Müslümanları sürekli Allah ile rejim arasında tercih yapmaya zorlanmıştır.Üniversitelerde okumak isteyen,devlet kadrosunda çalışmak isteyen her kes İslam’dan vaaz geçerek ateist olmuş,veya öyle görünmek zorunda kalmış,karşılığında mevcut sistemin içinde yer alabilmiştir ve refah içinde yaşama garantisini elde etmişlerdir.Allah’ı terci edenler kırsala sürülmüş,yoksul,sefil hayata mahkum edilmiştir ve sürekli sistemin dışında tutulmuş,rejimin düşmanları olarak aşağılayıcı muameleye tabı tutulmuştur.
3.Uygur halkı, Doğu Türkistan topraklarını vatan olarak görmüştür. Hiçbir zaman Çini kendi vatanı olarak kabul etmemiştir. Uygur sanatkarlar,yazarlar,şairler vatan hakkında yazarken,Altaydan Hoten’e,Kumoldan,Gulcaya’ya kadar topraklar hakkında yazarlar.Vatan anlayışı tarihten bugüne kadar hep böyle olmuştur.Çinliler,Uygurlara Çini sevdirmemiş,Çin halkın kalbinde herhangi bir meşruiyet kazanamamıştır.
4.Çin, Doğu Türkistan’da sadece göçmen Çin nüfusunu artırmak sureti ile bölgenin demografik durumunu değiştirmek sureti ile istikrarı sağlamayı bir ilke,stratejik bir hedef olarak benimsemiştir.Çin devleti,Doğu Türkistan’da yaşayan Müslüman Türk toplumu ile sürekli çıkar çatışmasına girmekle kalmamış,Yerli Türk toplumu ile göçmen Çin toplumu arasında çıkar çatışması yaratmış ve her zaman etnik toplumlar arasında çatışma kültürünü körüklemiştir.Çin,Doğu Türkistan halkı tarafından ahlaki ve kültürel desteğe erişememiş ve erişme gereği bile duymamıştır.
5.Her ülkenin bir anayasası vardır. Anayasa yapılırken halkın oylamasına sunulur.halk onayladıktan sonra yürürlüğe sokulur.Her ülke hükümetleri seçim sonrası ortaya çıkar.Halk,partilerin seçim vaatleri,seçim bildirgelerine göre tercihini kullanır.Seçimi kazanan parti veya partiler ile toplum arasındaki sözleşme partilerin vaatleridir.Hükümet,topluma verdiği sözleri gerçekleştirmek için canla,başla çalışır.Yerine getiremezlerse, halk bir sonraki seçimde hükümeti al aşağı edebilme serbestliğine sahiptir.
Çin’de ise halk, çalışarak devlete zenginlik kazandıran bir varlık olarak görülür.Çin’de ana yasa var,ama, vatandaşı korumak için değil.1989.yılı Çin ordusu Tiyan’anmen meydanında 3000 öğrenciyi tanklarla,tüfeklerle katlettiğinde de Çin Anayasası vardı.Anayasada “ Vatandaşın söz,basın,yayın,toplanma,gösteri özgürlüğü vardır” maddeleri vardı. Çin anayasası Liu şaoçi (1959-1968 Çin devlet başkanı),Hu yaobang (1982-1987.Çin komünist parti genel sekreteri) Zhao ziyang (1980-87 Çin başbakanı,1987-89.ÇKP genel sekreteri) Parti ve devletin başındaki bu 3 kişi anayasaya rağmen görevden alındı ve feci bir şekilde öldürüldü. Kendi ÇKP parti genel sekreterleri,Devlet başkanlarını koruyamayan anayasa sade vatandaşı,bilhassa işgal edilmiş topraklardaki başka etnik grupları koruyabilmesi imkansızdır.
Çin’in mevcut “Bölgesel Milli Özerklik Kanunu” 1955.tarihinde ilan edilmiş ve yürürlüğe konulmuştur. Kanun çok güzel yazılmıştır. Ama raftan hiçbir zaman inmemiştir.Özerk kanunun uygulanmasını isteyen Uygur akademisyen D.r.İlham Tohti Çin’de müebbet hapis cezasına çarptırılmıştır.Çin komünist iktidarı, hiçbir zaman yasa ile,meşruiyet yolu ile bölgedeki Türk toplumunun gönlünü kazanmayı düşünmemiştir.Sayısız can ve mal kayıplarına rağmen,Güce dayalı baskıcı,zulüm politikasını ısrarla sürdürmektedir.
Kısacası Çin komünist hakimiyeti son 66 sene zarfında Doğu Türkistan’ın tüm ücra köşelerine kadar girmiş, yerleşmiştir. Ancak Doğu Türkistan halkının gönlüne girememiş, yerleşememiştir. Bu Çin için büyük yenilgidir. En önemlisi en büyük meşruiyet sorunudur.
(Devam Edecektir)
Etiketler: Çin » Din » E-Kitap » Genel » Görüş Yorum » Gündem » kÖŞE YAZARLARI » Kültür Sanat » SiyasetBENZER HABERLER