logo

trugen jacn

ÇİN’İN BM’DEKİ BİLGİ HIRSIZLIĞINDAN EN ÇOK ZARAR GÖREN DUK. BAŞKANI DOLKUN İSA

Dünya Uygur Kongresi Başkanı İsa: Çin, Türkiye'de bazı medya organlarına  para veriyor

UYGUR HABER VE ARAŞTIRMA MERKEZİ (UYHAM)

Çin yönetiminin BM.İnsan Hakları Yüksek Komiserliği(UNCHR) çalışmalarına katılan Çin muhalifi insan hakları Aktivistlerinin kişisel bilgilirin gizlice çaldığı ve çaldığı bu bilgilerin Pekin’e ilettiği ortaya çıkmıştı. Çin’in bu evrak hırsızlığından yararlanarak en çok zarar verdiği Çin muhalifi aktivistlerden başından gelen ismin ise,Almanya merkezli Dünya Uygur Kurultayı Başkanı Dolkun İsa olduğu bildirildi.

DUK Başkanı İsa: “Çin ben başta muhaliflerin BM’ye girmesini engelliyor

Dünya Uygur Kongresi Başkanı Dolkun İsa da AA muhabirine yaptığı açıklamada, 2013’te BM İnsan Hakları Konseyi( İHK) toplantısına Uygur aktivist Rabia Kadir ve diğer Uygurlarla katılmak istediklerini, akreditasyonları olmasına karşın polisin kendilerini salondan çıkarmaya çalıştığını, bunun nedeninin Çin’in girişimleri olduğunu anlattı.
2017’de İtalya’da da Çin’in baskısıyla bir toplantıdan önce gözaltına alındıklarını ifade eden İsa, 2018’de Çin’in “terörist” suçlaması yaparak BM’ye girmesine engel çıkardığını belirtti.
DUK Başkanı İsa, “Çin, bizi engellemek için elindeki tüm imkanlarını kullanıyor. Hatta 2017’de New York’ta polis zoruyla bizi BM’den attılar.” dedi.
Ailesiyle tüm irtibatının kesildiğini aktaran İsa, babasının ölümünü basından duyduğunu, annesinin 2018’de Çin’deki tartışmalı kamplarda öldüğünü, küçük kardeşinin kayıp olduğunu ve büyük kardeşinin de tutuklanıp hapse mahkum edildiğini söyledi.

DAVA ÖNCÜLERİNDEN DOLKUN İSA'YA ÇİN'DEN ACI KARA PROPAGANDA

DUK Başkanı İsa’nin Çinli işgalcılarca DoğuTürkistan’da Katledilen Ana ve Babası

“Aktivistlerin çoğu Uygur Türkleri”

Çin’in misillemede bulunduğu diğer aktivistlerin isimlerini güvenlik endişesiyle paylaşamayacağını vurgulayan Reilly, çoğunun Uygur Türkleri olduğunu söyledi. Av.Emma Reilly, Çin hükümetinin, Uygur Türklerinin yanı sıra Tibetli ve Hong Konglu aktivist ve muhaliflerin ailelerine de gözdağı verdiğini kaydetti.
BM tarafından Çin’e ismi verilen Uygurlu aktivistlerin yakınları başta olmak üzere Uyguların “eğitim kamplarında tutulduğuna, zorla çalıştırıldığına, cinsel şiddete maruz kaldıklarına dair açık kanıtlar” olduğunun altını çizen Reilly, “Tüm bunlar bağımsız BM insan hakları uzmanlarınca duyurulurken, BM Sekretaryası tarafından bu insanların isimlerinin Çin’e verilerek ailelerinin hedef haline getirilmesi suç ortaklığıdır.” değerlendirmesinde bulundu.
– “BM, uluslararası suçlara ortak oldu, sorumlular hesap versin”
Reilly, BM İnsan Hakları Ofisinin uygulamasını üye devletlere neden ihbar ettiğine ilişkin şunları söyledi:
“Çünkü, bu (BM’nin) uluslararası suçlara ortak olmasıdır. Bu, BM’nin yapması gerekenin tam tersidir. BM İnsan Hakları Ofisi, insan hakları savunucularının hayatını riske atmamalıdır. Ofisin tek kaygısının benim bu durumu ihbar etmemi engellemeye kalkışmak olması da şok edici bir durum.”

Anadolu Ajansının (AA) ulaştığı yazışmalarla yeni bir boyut kazandı. OHCHR çalışanları arasında yapılan e-posta yazışmalarının yanı sıra basın bildirileri ve röportajlar, BM’nin geçmişte insan hakları konusunda sıklıkla düzenlediği panel, konferans ve açık oturum gibi etkinliklere katılan çok sayıda Çinli aktivist ve diğer bazı muhaliflerin isimlerini, BM’de görevli Çin delegasyonuyla paylaştığını ortaya koyuyor.



BM, Reilly’nin iddialarını yalanlamıştı

OHCHR Sözcüsü Rupert Colville ise isim paylaşılması uygulamasının, 2015’ten önce “sınırlı” şekilde yapıldığını ve bu tarihten sonra sona erdiğini savundu.
Colville, 14 Ocak’ta AA’ya yaptığı açıklamada, “2015’ten bu yana sınırlı uygulama sona erdi. OHCHR, son 5 yıldır BM İnsan Hakları Konseyi oturumlarına katılmak üzere akredite olan aktivistlerin isimlerini herhangi bir devlete teyit etmedi. Reilly’nin tekrar tekrar gündeme getirdiği uygulamanın günümüzde de devam ettiği iddiası yanlıştır.” ifadesini kullanmıştı.
Reilly’nin iddialarının aksine “OHCHR’nin uygulamasının herhangi bir katılımcıya zarar verdiğine dair kanıt olmadığını” ileri süren Colville, “Reilly’nin uygunsuz iddialarını kesin bir dille reddediyoruz. Devam eden (yasal) süreçler nedeniyle maalesef birçok iddiasına daha ayrıntılı yanıt verme konusunda sınırlandırılmış durumdayız.” değerlendirmesinde bulunmuştu.

Resim


KAYNAK : Anadolu Ajansı(AA)

Share
590 Kez Görüntülendi.