Son Dakika
Mirkamil KAŞGARLI
Çin’in “Bir Kuşak-Bir Yol ” adı altında yürütmeye çalıştığı küresel projesi,aslında Çin’in 21.yüz yılda ” YECÜC – VEMACÜC EMPERYALİZMİNİ” kurma projesidir.Çin bu projenin geçtiği ülkelerin boynuna borç zinciri geçirerek bu ülkeleri kendisine tamamen bağlı hale getirme amaçlı sinsi bir plandır.
ÇİN’İN “BİR YOL BİR KUŞAK” PROJESİ NE KAZANDIRACAK? SADECE BOYNUNUZA BORÇ ZENCİRİ GEÇİRECEK. NASIL Mİ?
İşgalci Çin’in yatırım sözlerinin arkasından gelecek olanlar hiç hoşunuza gitmeyecektir. Şimdiden hoşunuzu toplayın. Bakmayın tatlı sözlerine, yumuşak ipeklerine, biraz araştırın. 1.Çin hiç bir ülkeye doğrudan yatırım yapmadı ve yapmıyor. Sadece üretim fazlası, ihracattan men edilmiş ve depolarda çürümeye yüz tutmuş malzemelerini getirip, yüklü yatırım faturası çıkartıyor. Yol güzergahında hiç bir ülkeden inşaat malzemesi almıyor. 2. Çin’de Son dönemlerde artan maaş talebi ve işsizlikten dolayı ülkede her yerde protestolar düzenlemeye yeltenmekte olan işsizleri getirip “BİR YOL BİR KUŞAK” projesinde çalıştırıyor. Hiç bir ülkeden yerli işçi almıyor ve yine yüklü bir iş faturası çıkartarak boynunuza borç olarak geçiriyor. 3. Çin’den getiren her işciyi de size “İşte 1 milyon turist” diye yuttaracak ve sizde yersiniz zaten. 4. Çin bu bir taşta 10 kuş vurma projesini ilk önce Pakistan’da denedi ve başaralı oldu. Pakistan’ı bu şekilde borça boğarak, kendi kölesi haline getirdi. Tacikistan’da denedi, başardı. Ağır borca boğulan Tacikistan borcunu ödemeyince 1000 kilometre kere vatan toprağını zorla Çin’in egemenliğine vermek zorunda kaldı. şuan orası haritada Çin toprağı olarak gözüküyor. kıza Çin Kazakistan, Kırgızistan ve Özbekistan’dan de toprak devası olduğunu öne sürmekte ve bunu gerçekleştirmek için Türk cumhuriyetçilerini ekonomik kuşatma altına almak için nüfus taşıma ve o ülkelere yerleştirme dahil türlü türlü şeytansı siyasetlerini hızlandırmaktadır. 5. Çin “BİR YOL BİR KUŞAK” diye adlandıran zehirli yılan projesini bütün güzergah ülke yöneticileri ve şirketlerine rüşvetlerle yutturmaya çalışmaktadır. siz de önünüzdeki bir kaç milyarlık fayda uğruna kolayca yutarsınız. Ülkemizin Boynuna geçirilen bilmem kaç on milyar dolarlık borçlandırma faturasının 20 sene sonra faizleri ile birlikte kaç kata yükselerek, güzide ülkemiz Türkiyeyi Çinin önünde ne hallere sokacağını, edata 2. Pakistan’a çevireceğini hesaba katmadan “VAY! ÇİN BİZE BU KADAR YATIRIM YAPIYOR, BU KADAR TURİST GÖNDERİYOR” diye çevrenize de yutturmaya çalışıyorsunuz. Hiç mi ders almıyorsunuz? kurnaz, şeytansı tatlı sözlü Çinliler Varyag Savaş Gemisini her yılı 1 milyon Çinli turist gönderme vaadiyle boğazdan geçirmedi mi? . Aradan işte 10 larca sene geçmesine rağmen yalancı Çin o sözünü yerine getiremedi. Biz hala turist vasfı taşımayan, dilenciden bir farkı yok, sözde Çinli turist sayısını bir kaç yüz bin ile sayıp oturuyoruz. Hala bir milyon turistin hayalını kuruyoruz. Çin ile olan 28 milyar dolarlık ticaret hacmimizde, yıllardır 25 milyar dolar açık veriyoruz (zarar yapıyoruz) bu sadece resmi kayda geçen ticaret açığımız dır. Çin ile yapılan kayıt dışı ticaretleri saymıyorum bile. Hanı Çin başbakanı 15 sene önceki Türkiye ziyareti sırasında ”Her Çinli bir tane fındığınızı yerse siz bize ihraç etmek için fındık yetiştiremeyeceksiniz. biz bu açığınızı fındık yiyerek kapatıyoruz. her sene 1 milyon Çinli göndersek hotellerinizde yer kalmayacak” diye bal yalıtılan sözleriyle ağzımıza su getirmişti ve bizde gazetelerde ”her Çinli bir fındık yerse” diye manşetler atmıştık. ne oldu? tam 15 sene geçti Çin bu sözlerin hangi birini tuttu?. üstelik şu anki Resmi rakamlara göre, Çin’e her yıl en az 25 milyar dolar açık veriyoruz (kaptırıyoruz). Son 10 senede Çin’e en az 300 milyar dolar kazandırdığımız halde, Çin’in bize 3.5 milyar dolar borç vermesine sevinip alkış tutan ve överek yazılar yazanlara ne demeli? Çin’in o borç verdiği 3.5 milyar doları bizim cebimizden sadece bir ayda kazandığını hesaplayamayan yazarların sevinç çığlıkları beni delirtiyor. Çin ile olan dış ticaretteki 25 milyar açığımız açık olarak kalmıyor. hatta ek olarak, Çin’den ithal edilen çöp ürünler en çok Türkiye’mizin yerli üretim ve ihracat potansiyelini tahdit ediyor. küçük ve orta ölçekli endüstrilerimizi haksız rekabete sürüklüyor. bir çok işletme ve şirketlerin kapanmasına dolaysıyla işsisizliğin artmasına sebep oluyor. en önemlisi ihracatımızın düşmesine ve başka ülküler ile olan dış ticaretteki açığımızın büyümesine yol açıyor. Kurnaz Çin batı ile olan ticari ve siyasi ilişkilerdeki soğumamızı fırsata çevirerek, çaktırmadan bizi ölü balık yemeye alıştırıyor ve biz balık tutma becerimizi Çin ile yakınlaştıkça kaybediyoruz . oysa Çin küçük ve orta ölçekli endüstrilerini ihracata teşvik etmek için elinden gelen her şeyi, her kolaylığı sağlıyor. yurt dışına ihraç edilen ürünlerin toplam maliyetin yüzde 14 nü ihracı gerçekleştiren endüstrilere ödül olarak veriyor. böylece üretim canlanmakta kalmayıp, ihracat artıyor. acaba bunu bizim yazarlarımız ne zaman yazacak? 25 milyar dolara karşılık Çin’ın çöplerinin Türkiye’mize gelmesi ne zaman duracak? sarımsaktan tut fasulyeye kadar Çin’den ithal etmek zorunda kalacak kadar bağımlı hale getirildiğimizi alkışçı, davulcu yazarlar ne zaman görecek? Peygamber Efendimiz şöyle uyarıyor hadis şerefinde: “Mümin, bir delikten sadece bir kez sokulur, ikinci kez o deliğe elini sokmaz” Benden söylemesi, aklı olan ve mümince feraset sahibi olan insan şunu anlayabılıyor ki, Çin’in “BİR YOL BİR KUŞAK” projesinin aslında, kendi çöplerini diğer ülkelere zorla yutturarak, dolara çevirme, işsizlerini besletme, yüklü faizli borça boğma projesidir. en tehlikeli ekonomik kuşatma projesidir. Dolaysıyla dünyaya YECÜC – ın 20 sene sonra faizleri ile birlikte kaç kata yükselerek, güzide ülkemiz Türkiyeyi Çinin önünde ne hallere sokacağını, edata 2. Pakistan’a çevireceğini hesaba katmadan “VAY! ÇİN BİZE BU KADAR YATIRIM YAPIYOR, BU KADAR TURİST GÖNDERİYOR” diye çevrenize de yutturmaya çalışıyorsunuz.
|
Hiç mi ders almıyorsunuz? kurnaz, şeytansı tatlı sözlü Çinliler Varyag Savaş Gemisini her yılı 1 milyon Çinli turist gönderme vaadiyle boğazdan geçirmedi mi? . Aradan işte 10 larca sene geçmesine rağmen yalancı Çin o sözünü yerine getiremedi. Biz hala turist vasfı taşımayan, dilenciden bir farkı yok, sözde Çinli turist sayısını bir kaç yüz bin ile sayıp oturuyoruz. Hala bir milyon turistin hayalını kuruyoruz.
Çin ile olan 28 milyar dolarlık ticaret hacmimizde, yıllardır 25 milyar dolar açık veriyoruz (zarar yapıyoruz) bu sadece resmi kayda geçen ticaret açığımız dır. Çin ile yapılan kayıt dışı ticaretleri saymıyorum bile.
Hanı Çin başbakanı 15 sene önceki Türkiye ziyareti sırasında ”Her Çinli bir tane fındığınızı yerse siz bize ihraç etmek için fındık yetiştiremeyeceksiniz. biz bu açığınızı fındık yiyerek kapatıyoruz. her sene 1 milyon Çinli göndersek hotellerinizde yer kalmayacak” diye bal yalıtılan sözleriyle ağzımıza su getirmişti ve bizde gazetelerde ”her Çinli bir fındık yerse” diye manşetler atmıştık. ne oldu? tam 15 sene geçti Çin bu sözlerin hangi birini tuttu?.
üstelik şu anki Resmi rakamlara göre, Çin’e her yıl en az 25 milyar dolar açık veriyoruz (kaptırıyoruz). Son 10 senede Çin’e en az 300 milyar dolar kazandırdığımız halde, Çin’in bize 3.5 milyar dolar borç vermesine sevinip alkış tutan ve överek yazılar yazanlara ne demeli?
Çin’in o borç verdiği 3.5 milyar doları bizim cebimizden sadece bir ayda kazandığını hesaplayamayan yazarların sevinç çığlıkları beni delirtiyor.
Çin ile olan dış ticaretteki 25 milyar açığımız açık olarak kalmıyor. hatta ek olarak, Çin’den ithal edilen çöp ürünler en çok Türkiye’mizin yerli üretim ve ihracat potansiyelini tahdit ediyor. küçük ve orta ölçekli endüstrilerimizi haksız rekabete sürüklüyor. bir çok işletme ve şirketlerin kapanmasına dolaysıyla işsisizliğin artmasına sebep oluyor. en önemlisi ihracatımızın düşmesine ve başka ülküler ile olan dış ticaretteki açığımızın büyümesine yol açıyor.
Kurnaz Çin batı ile olan ticari ve siyasi ilişkilerdeki soğumamızı fırsata çevirerek, çaktırmadan bizi ölü balık yemeye alıştırıyor ve biz balık tutma becerimizi Çin ile yakınlaştıkça kaybediyoruz . oysa Çin küçük ve orta ölçekli endüstrilerini ihracata teşvik etmek için elinden gelen her şeyi, her kolaylığı sağlıyor. yurt dışına ihraç edilen ürünlerin toplam maliyetin yüzde 14 nü ihracı gerçekleştiren endüstrilere ödül olarak veriyor. böylece üretim canlanmakta kalmayıp, ihracat artıyor.
acaba bunu bizim yazarlarımız ne zaman yazacak?
25 milyar dolara karşılık Çin’ın çöplerinin Türkiye’mize gelmesi ne zaman duracak?
sarımsaktan tut fasulyeye kadar Çin’den ithal etmek zorunda kalacak kadar bağımlı hale getirildiğimizi alkışçı, davulcu yazarlar ne zaman görecek?
Peygamber Efendimiz şöyle uyarıyor hadis şerefinde: “Mümin, bir delikten sadece bir kez sokulur, ikinci kez o deliğe elini sokmaz”
Benden söylemesi, aklı olan ve mümince feraset sahibi olan insan şunu anlayabılıyor ki, Çin’in “BİR YOL BİR KUŞAK” projesinin aslında, kendi çöplerini diğer ülkelere zorla yutturarak, dolara çevirme, işsizlerini besletme, yüklü faizli borça boğma projesidir. en tehlikeli ekonomik kuşatma projesidir. Dolaysıyla dünyaya YECÜC – MACÜC EMPERYALİZMİNİ KURMA PROJESİDİR.
BENZER HABERLER