Son Dakika
Çin’in, Afganistan’daki güç boşluğundan doğan endişesi özellikle Uygurlu Müslümanların yaşadığı Sincan Özerk Bölgesi’ndeki Doğu Türkistan konusundan kaynaklandığı belirtiliyor. Çin, Afganistan topraklarının güç boşluğundan dolayı yararlanacağına ihtimal verdiği Doğu Türkistan İslâmî Hareketi’nin (DTİH) üyelerini eğitmek için kullanmasından çekiniyor. Birde Çin, DTİH’in Afganistan topraklarının Sincan’a muhtemel saldırıları için üs olarak kullanması tereddüdünü taşıdığı bildiriliyor. Halbuki Doğu Türkistan’da, Çin’in Uygur Müslümanları’na yönelik anti-demokratik, hukuk dışı, insan hakları ve hürriyetleri kısıtlayıcı uygulamaları dünyanın gündeminde. Hatta Çin’in, Uygurlar’a karşı soykırıma varan nitelikteki muhtelif davranışları olduğu kaydedilmektedir. (Yeni Asya, 21-22-23-24-28 Ağustos ve 3-11 Eylül 2019 tarihli makaleler)
Pekin Yuan Wang Askerî Bilim ve Teknoloji Enstitüsü Araştırmacılarından Zhou Chenming de, “Afganistan’daki gelişmeler hakkında başlıca 3 hususun Çin açısından önemli” olduğunu vurguluyor. Bunlardan birincisi yukarıda bahsedilen DTİH kaygısı. İkincisi ABD’nin çekilmesinden kaynaklı Orta Asya’da tepki gösterebilecek aşırılık yanlısı veya terör unsurlarının Çin’in Sincan veya diğer bölgelerindeki sanayi/yatırım sahalarına saldırılar düzenlemesi ihtimalidir. Üçüncüsü de Kazakistan, Kırgızistan, Tacikistan Özbekistan vd. bölge ülkelerinde, küçük şirketlere sahip tahmini 1 milyon Çin vatandaşının güvenliğidir. Ayrıca Çin’in Kuşak-Yol Girişimi’ndeki çevre ülkelerde Çin menşeli şirketlerin yatırımlarının korunması önem arz ediyor.
Taliban’la ilişkilerde Çin ve Rusya’nın beraber hareket edebileceği aktarılıyor. Bununla birlikte 9 Ağustos’ta, Çin ve Rusya’nın Gobi Çölü’nde “Zapad/Etkileşim 2021 Ortak Askerî Tatbikat” gerçekleştirdikleri uluslar arası haberlerde yayınlandı. Ayrıca 5 gün süren tatbikatın “Orta Asya’daki aşırılıkçı ve terörist grupları caydırmak amacı”ndan bahsediliyor. Çin ve Rusya’nın ilk kez büyük çapta tatbikat yaptıkları belirtilirken, hal-i hazırda Şanghay İşbirliği Örgütü üyesi olan iki ülkenin, Afganistan’daki yönetim değişikliği ve Taliban hususunda beraber hareket edebilecekleri ihtimaller arasında. Çin’in hassasiyetleri yukarıda sırlanmaktadır.
Çin Sosyal Bilimler Akademisi Çin-Rusya Uzmanı Su Chang “Rusya’nın ise, Afganistan’dan kaynaklı uyuşturucu trafiğini ve terör saldırılarını engellemeyi, böylece arka bahçesinde güvenliği sağlamayı hedeflediği”ni ifade ediyor.
Çin Uluslararası ve Stratejik Araştırmalar Vakfı’ndan Eagle Yin’e göre “Çin ve Rusya’nın Afganistan’da Taliban’la çalışması şarttır. Her ne kadar Rusya, Taliban’ı terör örgütü görüyor olsa da, 2018’de bir Taliban heyetine ev sahipliği yaparak, örgütle açıkça ilişki kurmuş oldu.” Buna ek olarak Yin, “Pekin ve Moskova’nın koordinasyon ve işbirliği konusunda fikir birliğine vardıklarını, Çin’in ekonomik kalkınmaya daha fazla önem vereceği ve Rusya’nın da güvenliğe ağırlık vereceğini” aktarıyor.
Diğer taraftan Çin Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Hua Chunying 17 Ağustosta yaptığı basın toplantısında “Afgan Taliban”ına geniş yer verdi. Chunying “28 Temmuzda Dışişleri Bakanı Wang Yi, Tianjin’de Afgan Taliban Siyasî Komitesi Başkanı Molla Abdul Gani Birader başkanlığındaki konuk heyet ile bir araya gelindiği; Afgan Talibanı’nın ülke ve ulusun çıkarlarını ön planda tutacağı, barış görüşmelerinin bayrağını yüksek tutacağı, barış hedefini belirleyeceği, olumlu bir imaj inşa edeceği ve kapsayıcı bir politika izleyeceği umudunu dile getirdiğini” bildiriyor. Chunying açıklamasına “Afganistan’daki bütün hizipler ve etnik gruplar dayanışma oluşturmalı; Wang Yi’nin 16 Ağustos’ta Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov’la da telefonda görüştüğünü” ekledi. Chunying birde “Çin, Afgan Taliban’ını ılımlı ve ihtiyatlı bir din politikası izlemeye, diğer taraflarla açık ve kapsayıcı bir siyasî yapı oluşturmak için çalışmaya, barış ve dostluk dış politikası izlemeye ve özellikle komşu ülkelerle uyum içinde yaşamaya ve yeniden yapılanmayı sağlamaya teşvik ediyor. Ve Afganistan’da kalkınma ile yeni Afgan rejiminin her türlü uluslar arası terörist güçten temiz bir şekilde ayrılmasını umuyoruz” diyerek Taliban’la çalışabileceklerinin mesajı verilirken, Çin’in bu şekilde Taliban’ı tanıdığı değerlendiriliyor.
Rusya Dışişleri Bakanlığı’nın 16 Ağustos’taki basın bildirisinde “Afganistan’daki gelişmeler bir bütün olarak istikrar kazanıyor. Taliban, kamu düzenini uygulamaya başladı ve yerel sakinler ve yabancı diplomatik misyonlar için güvenlik garantilerini yeniden teyit etti. Kabil’deki Rus Büyükelçiliği normal şekilde çalışmaya devam ediyor” ifadeleriyle, aynı Çin gibi Taliban yönetiminin tanıdığına yorumlanıyor.
Afganistan’da iktidar değişikliğine, Çin ve Rusya’nın ekonomik ve güvenlik odaklı yaklaştığı görülmektedir. Yine Çin ve Rusya’nın birlikte hareket etmeleri bölgesel ve uluslar arası sistemde muhtemel yeni kutuplaşmaların meydana gelmesi şeklinde yorumlanıyor. Her iki aktörün, Taliban’la şu an için “de facto (irade belirtmeksizin)” tanımayla ilişki kuracağı anlaşılmaktadır.
Kaynak : https://www.yeniasya.com.tr/muhammet-ortlek/cin-ve-rusya-nin-taliban-a-yaklasimi_548344