Son Dakika
UYGUR HABER VE ARAŞTIRMA MERKEZİ (UYHAM)
Çin işgaL yönetimi Doğu Türkistan’da Müslüman Türklere yönelik baskı zulüm ve etnik ayırımcı cinayetlerinin yanında etnik soykırım ve gaspçı uygulamalarına da son hızla devam ettiriyor.
Çinli işgalcılar Doğu Türkistan’ın en kadim yerleşim yerlerinden biri olan Hoten’in Kirya İlçesine bağlı tarihi yüzlerce yıl öncesine dayanan Derya Boyı (Nehir Kıyısı) adlı kadim kentinde yaşayan Müslüman Uygur Türklerini zorla göç ettirdiği ve kasabayı tamamen Türklerden arındırıldığı bildirildi.
Özgür Asya radoyusunun Yeni Çin (Xinhua) haber Ajansının 17 Ekim 2019’de servis ettiği bilgilere dayanarak verdiği habere göre Derya Boyı kentin’de son kalan 114 ailenin bu kentten zorla göç ettirildiği bu zorla göç ettirme olayının tarihsel dönemeçlerinden biri olduğunu iddia ettiğini bildirdi.
Haberde ayrıca şu bilgilere de yer veriliyor ; “ Çin yönetiminin Derya Boyi kentinin Türklerden boşaltılması operasyonlarına 2017’de başlamıştır Çin’in açıkladığı resmi istitastiki bilgilerine göre Derya Boyi kentinin toplam nüfusu 369 aile ve bin 342 kişiden oluşuyor. Geçen Nisan ayında bu kentin toplam 102 ailesi Kirye ilçesinin 90 km.uzaklıktakı yeni inşa edilen bir toplu yerleşim bölgesine iskan edildikleri kalan 102 ailenin ise geçtiğimiz Eylül ayında göç ettirilmiştir. ÇKP medyası Tarım ve hayvancılık ile geçimini sağlayan bu kenti insanlarını zorla göç ettirme cinayetini “İlkel Hayattan Kurtarma ” olduğunu öne sürüyor. Ancak,güdümlü Çin medyasının zorla göç ettirilen bu insanların bundan sonra ne ile geçinecekleri hakkında her hangi bir bilgi vermediğini de açıkladı.
Derya Boyu Kenti
Derya boyi kenti Kirye İlçesine 270 km kuzey batısında Teklemakan çölünün batı kıyılarında yer alan Uygur Türklerinin ilk yerleşim bölgelerinden biri olarak bilinmektedir.1980’lı yıllarda bu kentin nüfusunun en az bin aile ve 3000-4000 kişiden oluştuğunu daha sonraki yıllarda yapılan göçlerle nüfusunun azaldığını ifade ediyorlar.
Derya Boyi Kenti Türk Kültür ve Medeniyetinin En kadim Bölgesi
Ülkemizde yaşayan ve bu bölgeden gelenlerin verdiği bilgilere göre bu kent insanları Uygur Türkçesinin özgün ve yalın şivelerini konuşmaktadır. Geleneksel Uygur yaşam tarzını çok iyi korumuş ve klasik örf adet ve geleneklerini en iyi şekilde muhafaza etmiştir. Bölge insanlarının Türk Milletinin en kadim ve en özgün özelliklerini büyük şehirlerden coğrafı şartlar itibariyle uzakta kalmış olması nedeniyle müdahale den uzak ve özgün kalabilmiştir. Kent insanların çok sade ve alçak gönüllü olduklarını olumsuz toplumsal olaylara hiç rastlanılmadığını ailelerin evlerinin kapılarını kilitmeyi dahi luzum hissettirmediklerini belirtiyorlar.Bölge halkının genellikle tarım ve küçük baş hayvan besleyerek geçindiklerini avcılık de yapıldığını ifade ediyorlar.Bu kentin doğal ortamda elde edilen ve eczacılıkta çok değerli olan Tavşan Havucu (Toşkan Zerdeki) adlı bir yumrulu bir ürün ile tanındığı bildiriyorlar. Bahar mevsiminde Karakaş Nehrinin taşan sularını kendi yaptıkları toprak barajlarda muhafaza ederek içme ve tarımda kullandıklarını de belirtiyorlar.
Çin işgal yönetiminin güdümündeki Çin medyası 1990’lı yıllarda bu kent ilgili bir asparagas haber yaymıştı.Haberde Teklemakan çölünde Kirye ilçesine 270 km. uzuklığında dünya’dan izole durumda kalmış ve ilkel insanların yaşadığı bir yerleşim yerinin bulunduğunu öne sürmüştü.Bu asparagas ve sahte haber üzerine bölge meraklıların ve ziyaretçilerin akınına uğramıştı. Ayrıca bilimsel araştırmalar yapmak üzere bilim insanları de bölgeyi ziyaret etmişti. Ancak,daha sonra ÇKP’nin güdümlü medyasının asparagas ve art niyet içerikli bu iddiasının gerçek dışı ve kuyruklu bir Çin yalanı olduğu ortaya çıkmıştı.
Türkiye’den De Bölgeye Araştırmacı Gitmişti.
Derya boyı kentinin tarihsel ve özgün özellikleri ve bu kentten elde edilen ve ilaç yapımında çok kıymetli olduğu söylenen Tavşan Havucu bitkisi ve halkının yaşam tarzları ile ilgili araştırmalar yapmak üzere yine o bölgeden Türkiye’ye yüksek öğrenim amacı ile gelen Hacettepe Ün. Sosyoloji Y.Lisans öğrencisi Kiryeli Mehmet Tursun Beytullah tez konusu olarak bu kenti işlemişti. 2000’lı yılların başında bu bölgede birkaç ay kalarak araştırmalar yapmış ve tezi başarılı bulunmuş ve kabul edilmişti. Yüksek Lisans tezi daha sonra kitap halinde de bastırılmıştı.Kitapta bu kentin tarihi,halkın yaşamı,aile ilişkileri ekonomik kaynakları ayrıntılı olarak incelenmiş ve sosylojik yönü ile de işlenmişti.
Bölge’nin Boşaltılması Özgün Türk Kültürünün Yok Edilmesi
Bölgeyi iyi bilen uzmanalar Çin işgal yönetiminin bölgede yaşayan insanları zorla göç ettirmesinin temel amacının Uygur Türklerinin kadim kültürlerini barındıran özgün şivelerini konuşan ve geleneksel Türk yaşam tarzı ile örf adet ve geleneklerini en iyi koruyan bu bölgeyi yok etmek olduğunu belirtiyorlar. Diğer yandan ise bu kent insanlarını kendi doğal yaşam ortamından uzaklaştırmak ve bu suretle bu kadim Türklerin yüz yıllarca emekleri ile çölden dönüştürdükleri bostanlıkları daha da genişletmek suretiyle bölgeye etnik Çinli göçmenleri yerleştirilmesini hedeflediğini ifade ediyorlar.
Etiketler: Çin » Din » Dünya » Ekonomi » etnik Çatışma » Genel » Gündem » insan hakları » Kültür Sanat » Siyaset » Soykırım » Tabii KaynaklarBENZER HABERLER