Son Dakika
Çin’in Doğu Türkistan’daki insan hakları ihlali dünya gündemine uzun zamandır yer tutuyor. Avrupa Birliği ülkeleri, ABD, Kanada ve İngiltere bu ödülü Çin’e yaptırım aldı. Türkiye’de yaşayan ve kampta tutulan aile üyelerinden haber alamayan Uygur Türkleri, “Türk ata yurdu ve kültürü yok edilirken Türkiye’nin bu zulme karşı bir duruş sergisinin zamanı de ortaya çıktı. Devletimiz bu zulme karşı tavrını ortaya koymalı” açıklamasında bulundular.
UYGUR HABER VE ARAŞTIRMA MERKEZİ (UYHAM)
Uzun zamandır dünya gündeminde önemli bir yer tutan Çin’in Doğu Türkistan’da yaşanan insan hakları ihlallerinde yaşayan Uygur Türkleri de ses yükseltiyor. Çin’in uyguladığı baskı ve insan hakları ihlalleri nedeniyle Avrupa Birliği ülkeleri, ABD, Kanada ve İngiltere Çin’e yaptırım kararı aldı.
Türkiye’de yaşayan ve aile üyeleri kampta tutulan Uygur Türkleri “Yaptırım kararlarını Batı’dan Türkiye’den beklerdik. Orada Türk ata yurdu ve kültürü yok, insanlık, Türklük, Müslümanlık yok. Türkiye’nin bu zulme karşı bir duruş sergilemesinin zamanı ortaya çıktı “dediler.
Türkiye’de yaşayan Uygur Türkleri, kamplarda tutulan kamplarda kadınlara tecavüz edildiğini, insanların zorla fabrikalarında çalıştırıldığını, bazı ilaç ve iğnelerin kamplarda tutulanlar üzerinde denendiğini aktarıyor.
‘SÜREKLİ İŞKENCE YAPILDIĞINI ÖĞRENDİK’
Türkiye’de doktora yapan Uygur Türkü Rabigül Hacimuhammed, annesinin 4 yıldır Doğu Türkistan’daki kampta tutulduğunu ve kendisinden haber alamadığını belirtiyor. Bugüne kadar net bir adım atılmadığını dile getiren Hacimuhammed, Türk ve İslam Cumhuriyetlerinin buna karşı uyanık olmasını, hassas davranmasını, yaptırım uygulamalarını çok isteriz. Eğer yapılmazsa bizim için çok büyük hayal kırıklığı olur. Çünkü orada insanlık, Türklük, Müslümanlık yok ediliyor. Şimdi ABD başta olmak üzere Kanada, İngiltere ve Avrupa ülkeleri Çin’in Doğu Türkistan’da yaptığı insan hakları ihlallerine karşı Çin’e yaptırım uyguladıklarını açıkladılar. Tutuklu insanlar arasında Türk pasaportu taşıyan vatandaşlar da var” dedi.
İnsan hakları kuruluşlarının ve diğer araştırmacıların kendilerine ilettikleri bilgilere göre, kamplarda “3 milyondan 5 milyona kadar Uygurlar çoğunluk olmak üzere Kazak, Kırgız, Özbek, Tatar gibi Türk asıllı halklar tutuklu” diyen Hacimuhammed, “Oradaki kamplarda insanlara neler yaptıklarını bizzat o kamplarda kalmış sonra da kamptan kurtulan birçok kişinin söylediğine göre kamplarda işkence ve zulüm insan aklı almaz derecede. En son BBC’nin yayınladığı habere göre kadınların sistematik tecavüze uğradığını öğrendik. Sürekli işkence yapıldığını öğrendik.
Şu anda gündemde olan diğer konu toplama kamplarında fabrikalar açılmış ve insanları köle işçi olarak ağır şartlar altında çalıştırıyorlar. Ben de mağdur yakını olarak annem de orada olduğu için en çok endişe duyduğum konu bu. Mesela ilaçların insanlar üzerinde denendiği anlatılıyor” açıklamasında bulundu.
‘SOMUT ADIM ATILMADI’
İstanbul Ticaret Üniversitesi Hukuk Fakültesi mezunu Cevlan Şirmehmet de 2018 yılından beri Doğu Türkistan’daki ailesi ile iletişim kuramıyor. Türkiye’de okuduğu için annesi, babası ve kardeşi toplama kampına götürülen Şirmehmet’in annesi 2013 yılında Türkiye’ye geldiği için 5 senelik hapis cezasına çarptırılarak tekrar kampa götürüldü. Türkiye Dışişleri Bakanlığı ve TBMM İnsan Hakları Komisyonu’na dilekçe vererek Çin’den ailesi hakkında bilgi alınması için talepte bulunan Şirmehmet, buradan da bir sonuç alamadı.
Şirmehmet, “Türkiye ile aynı kan ve kültürel bağa, aynı dini inanca sahibiz. Bu tür somut adımların en başta Türkiye’den atılmasını bekliyorduk. Ancak soykırıma, insanlığa karşı cinayete Türkiye devletimizden henüz resmi bir açıklama olmadı, somut adım atılmadı” dedi.
Şirmehmet, açıklamasında şu ifadelere yer verdi:
“Doğu Türkistan’daki toplama kamplarında şu anda 3 milyondan fazla Uygur Türkü zulüm ve işkenceye maruz kalıyor. BBC’nin haberinde o toplama kamplarında Doğu Türkistanlı kızlara sistematik tecavüz uygulandığı gibi kan dondurucu olaylar yaşandığını resmi belgelerle, şahitlerle ispatlandı, tüm dünya kamuoyuna sunuldu. Kamplardaki insanların fabrikalarda köle işçi olarak çalıştırıldığını belgelerle açıklandı.
‘TÜRKİYE’DEN DE BEKLİYORUZ’
Dünyaca ünlü markalar Çin ile olan ticari ilişkilerini kesti; AB ülkeleri, Kanada, ABD gibi batı ülkeler Çin’e yaptırım uyguladı. Orada soykırım, insanlığa karşı cinayet işlendiği konusunda kararlar alındı. Biz bunu Türkiye’den de bekliyoruz. Çünkü Türkiye ile aynı kan ve kültürel bağa, aynı dini inanca sahibiz. Bu tür somut adımların en başta Türkiye’den atılmasını bekliyorduk. Ancak soykırıma, insanlığa karşı cinayete Türkiye devletimizden henüz resmi bir açıklama olmadı, somut adım atılmadı. Bunu Türkiye devletinden talep ediyorum; Doğu Türkistan’da insanlığa karşı cinayet işleniyor.
Fabrikalarda Doğu Türkistanlıların kanı ile üretim yapılıyor. Batı ülkeleri oradan ürün satın almayacakları ile ilgili yaptırım uyguladı. Aynı hassasiyeti Türkiye’den de bekliyoruz. Türkiye’de Çin ile ilişkileri olan şirketlerin Çin ile ticaret yaparken Doğu Türkistan’daki kardeşlerini göz önüne getirerek bir girişimde bulunmasını talep ediyorum.”
‘İNSANLIK DIŞI ZULÜM YAŞANMAKTA’
Medine Nazimi 12 yıldır Türkiye’de yaşıyor. Nazimi’nin kız kardeşi Doğu Türkistan’daki kampta tutuluyor. Nazimi Türkiye’de yaşayan kardeşinin, Doğu Türkistan’da yaşayan ve rahatsızlanan annesine bakmak için gittiğini ancak bir daha Türkiye’ye dönemediğini aktardı.
“Orada 35 milyon insanın hayatı, bir milletin yok oluşu söz konusuyken Türk ata yurdu ve kültürü yok edilirken Türkiye’nin bu zulme karşı bir duruş sergilemesinin zamanı geldi de geçiyor” diyen Nazimi, açıklamalarına şöyle devam etti:
“O toplama kamplarında 3 milyondan 5 milyona kadar Uygur, Kazak, Kırgız Türklerinin tutulduğu bilinmekte. Memleketimizde insanlık dışı zulüm yaşanmakta. Çin hükümeti biz Uygur, Kazak, Kırgız Türklerine insanlık dışı zulüm yapmaktadır. Gençlerimiz köle işçi olarak çalıştırılmakta, çocuklarımız annesinin kucağından kopartılıp birer Çinli olarak yetiştirilmekte. Genç kızlarımız zorla Çinlilerle evlendirilmekte. Toplama kamplarındaki kadınlara ne olduğu bilinmeyen ilaçlar, iğneler yapılmakta.
Toplama kampına alınan kadınlarımıza sistematik olarak tecavüz edilmekte, kadınlarımızın onuru yerle bir edilmekte. Hal böyleyken Türkiye Cumhuriyeti’mizin bu zulme artık dur demesinin zamanı geldi, geçiyor. Ben bu ülkenin onurlu bir vatandaşı ve bir Uygur Türkü olarak başta kız kardeşim Mevlüde Hilal olmak üzere Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olmasına rağmen o toplama kamplarında tutulan Uygur Türklerinin devletimizin tarafından diplomatik girişimlerle kurtarılmasını, ülkesi Türkiye’ye getirilmesini talep ediyorum.
‘TÜRKİYE, KARDEŞLERİNE SAHİP ÇIKMALI’
Diğer ülkeler kendi vatandaşlarını nasıl o toplama kamplarından çekip aldıysa Türkiye’nin aynı derece göstermesini talep ediyorum. Biz devletimizin Çin ile olan ilişkisinin bozulmasını istemiyoruz ama orada 35 milyon insanın hayatı, bir milletin yok oluşu sözuyken Türk ata yurdu ve kültürü yok Türkiye’nin bu zulme karşı bir duruş sergilemesinin zamanı de havada. Devletimiz bu zulme karşı tavrını ortaya koymalı. Kardeşlerine, soydaşlarına sahip çıkmalı. “
KAYNAK: https://www.karar.com/uygur-turkleri-somut-adim-istiyor-turkiyenin-zamani-geldi-de-geciyor-1610770
BENZER HABERLER