logo

trugen jacn

KAMP MAĞDURLARI : ÇİN’İN ESAS AMACI TÜRKLERİ EBEDİ OLARAK YOK ETMEKTİR !(1.bölüm)

Doğu Türkistanlı bir Uygur Türkü Tursunay Ziyaeddin,Kazak Türkü eşi ile bir kaç yıl önce Kazakistan’a göç ederek ailesi ile bu ülkede yaşamaya başladı.5 yıl sonra Kazak Eşi ile birlikte akraba ve yakınlarını ziyaret için Doğu Türkistan’a gitti. Çin yönetimi her ikisini tutuklayarak Çin Toplama kampına attı. Kazakistan vatandaşılığını kazanan Kocasını bir süre sonra Kazakistan hükümeti kamptan kurtadı ve Kazakistan’a götürdü.Kendisi Uygur olduğu için Kazakistan Vatandaşlık vermemişti.Aylarca kamplarda baskı,zulüm,işkence ve her kötüsü sistematik tecavüze uğradı.Daha sonra Eşi ve çocukların girişimleri ile Kurtarılarak Kazakistan gelmesi sağlandı.Kazakistan’da da Çin polisinin takip,tehdit ve şantajlarına maruz kaldı ve can güvenliği nedeniyle ABD’ye sığındı. ingiliz yayın kuruluşu BBC. Çin Nazi Kampı mağdurları Uygur Türkü Tursunay Ziyauddin,Kalbinur Sıddık,Kazak Türkü Gülzire Avulkanve Sayragul Savutbaykızı ile raportajlar yaparak yayınladı. Çin Nazi Kampı Mağduru Uygur ve Kazak Türkü kadınların ortak görüşü şöyle ; ” Çin’in amacı bu ülkede yaşayan Uygur,Kazak ve diğer Türklere baskı,zulüm ve saykırım yaparak bu topraklardar tamamen yok etmekti. ÇKP’nin Çin Nazisi Gardiyanların bu kamplarda hapiste tuttukları genç kız ve kadınlara sistematik olarak tecavüz ettiklerini açıkladı. Ayrıca, kampta tutuklu Uygur,Kazak kadınlarının cinsel istismara uğradıklarını tepki gösterenlerin ise dövüldüklerini ve çeşitli işkencelerle onurları kırılmak suretiyle onları intihara zorladıklarını bildirdi.

Tursunay Ziawudun, Çin'in toplama kampları ağında dokuz ay geçirdi

UYGUR HABER VE ARAŞTIRMA MERKEZİ (UYHAM)

UYARI VE ÖZÜR : Çin Nazi Kampı Mağduru Tursunay Ziyauddin’in Çin Nazi Kamaplarında Yaşadıkları ve Anlattıkları Bazı Ayrırtılardan dolayı Üzülebilir ve hatta Rahatsız olabilirsiniz. Ancak, Bu Yaşadıklarını ve anlattığı hikayelerin Tamamı yaşanmış ve gerçektir. Verdiğimiz Rahatsızlıktan Dolayı Özür Dileriz.

ÇİN NAZİ KAMP MAĞDURU UYGUR TÜRKÜ TURSUNAY ZİYAUDDİN ANLATIYOR

Uygurlar, Çin’in kuzeybatısındaki Uygur Bölgesinde yaşayan yaklaşık 11 milyonluk Müslüman bir Türk azınlık grubudur. Bölge Kazakistan ile sınır komşusudur ve aynı zamanda etnik Kazaklara da ev sahipliği yapmaktadır. 42 yaşındaki Ziawudun Uygur’dur. Kocası ise, bir Kazak.

Ziayuddin, çifti Kazakistan’a göç ederek Kazakistan Uyruğuna geçti ve Alma-Ata’da yaşamaya başladı. Bu ülkede beş yıl kaldıktan sonra 2016 yılının sonlarında bölgeye dönüşlerinde sınırda sorguya çekildi ve pasaportlarına el konuldu.  Birkaç ay sonra, polis tarafından diğer Uygurlar ve Kazaklarla birlikte bir toplantıya katılması söylendi ve bu toplantı sırasında grup gözaltına alınarak hapsedildi.

Gözaltında tutuldukları ilk anlarda yiyecekler aldırmaları ve ve telefon etmeleri ve yakınlarına erişimi ile nispeten kolaydı. Bir ay sonra midesinden rahatsız oldu.Ülser hastası olduğu için serbest bırakıldı.  Kocasının Kazakistan pasaportu iade edildi ve serbest bırakıldı. Kocası daha sonra çalışmak için Kazakistan’a döndü.Ancak Çinli yetkililer Tursunay Ziyauddin’in tutuklayarak hapsetti. Raporlar, Çin’in kasıtlı olarak onu alıkoyduğunu açıklıyor. Onun yaşadıklarını anlatmaması ve kendilerine yaptıkları muameleleri konuşmaktan caydırmak için onu ve akrabalarını tutukladığını bildiriyor. 9 Mart 2018’de kocası Kazakistan’dayken, Ziyauddin’e yakınlarındaki yerel bir polis karakoluna gitmesi talimatı verildiğini ve kendisinin “Daha fazla eğitime” ihtiyacı olduğu söylendiğini bildiriyor. Tursunay Ziyauddin Kazakistan’a geeldikten sonra yaşadıkları hakkında medyaya konuştu. Ancak, yalnızca “Çin’e geri gönderilme korkusu içinde yaşadığını de bildirdi Kazakistan’da. Yaşadığı ve gördüğü cinsel istismarın boyutunu ortaya dökerek ifşa ederse ve Sincan’a geri gönderilebileceği ve bu kez eskisinden daha kötü cezalara çarptırılabileceğine inandığını diğer bir neden de başına gelenleri anlatmaktan utandığını de sözlerine ekledi.

Tu O zamanlar Çinvirüsü salgın yoktu. Ama Kampın Çinli Görevlileri Hep Maske Takıyordu.

Tursunay Ziyauddin raportajinda şöyle dedi:” Serbest bırakıldıktan sonra Kazakistan’a geldim ve ve şu anda ABD’de yaşamaktayım. bulunan Kamplarda tutulan kadınlar “her gece” hücrelerden çıkarıldığını ve bir veya daha fazla maskeli Çinli erkek tarafından tecavüze uğradığını söyledi. İşkence gördüğünü ve daha sonra üç kez, her seferinde iki veya üç kişi tarafından toplu tecavüze uğradığını de bildirdi.  O zamanlar Çinvirüsü salgın yoktu. Ama Kampın Çinli Görevlileri Hep Maske Takıyordu. Toplama kampının İşgalci Polis,asker ve gardiyanları resmi üniformalarını giymiyor ve sevil dolaşıyorlar. Bu Çinli görevliler kaldığımız tutuklu koğuşunda gece yarısından bir süre sonra, istedikleri kadınları seçmek için hücrelere gelirlerdi. Gözüne kestirdikleri ve beğendikleri genç kız ve kadınları koridordandan geçirerek , gözetleme kameralarının olmadığı “Karanlık(siyah) bir odaya” götürürlerdi.

Çin, Bu vahşi sistematik Tecavüz Cinayetleri ile Kadınların Ruhunu Yok etmek İstiyor

Tursunay Ziyauddin, geceleri hücrelerden uzaklaştırılan kadınların bir kısmının asla geri dönmediğini söylüyor ve şöyle devam ediyor ” geri getirilen genç kadınlar, götürüldüklerinde başlarına gelenleri başkalarına anlatmamaması için tehdit edildiklerini “Ne olduğunu kimseye anlatamazsın, sadece sessizce yatağına uzanabilirsin” dediklerini Çin yönetiminin bu insanlık dışı uygulamaları  “Herkesin ruhunu yok etmek için tasarladı.” ifadesi ile açıklıyor.

TZ

Bana da Dafalarca Gece Yarılarında Zorla da Götürerek Tecavüz Ettiler

Tursunay Ziyaiddin Toplama kampında yaşadıkları ve başına gelenler ile Toplama kampların durumunu anlatırken, hıçkırıklara boğuluyor ve kendisinin de bir kaç kez böylesi iğrenç ve aşağılık bir şekilde tecavüze uğradığını belirterek ” Başıma gelen bu aşağılık ve iğrenç olay belki de ömrümün sonuna kadar üzerimdeki en unutulmaz yara izi olarak devam kalacaktır.Bunların kelimelerle anlatılması ve konuşulmasını, dile getirilmesin i(ağzımdan çıkmasını) asla istemiyorum.Ancak,bu acımasız insanlık dışı vahşetini de anlatmak zorundayım.”dedi.

Tursunay Ziawudun, Çin’in Sincan bölgesindeki geniş ve gizli toplama kampları sisteminde dokuz ay geçirdi. Bağımsız tahminlere göre, Çin’in Uygurların ve diğer azınlıkların “yeniden eğitilmesi” için var olduğunu söylediği genişleyen kamp ağında bir milyondan fazla kadın ve erkek gözaltında tutuluyor.

Çinli Görevlileri Tutukluların para ve kıymetli Eşyalarına El Koyuyor

Tursunay Ziawudun, Kunes ilçesindeki önceki tutuklu kaldığı kampa tekrar nakledildiğini, ancak bu kamp/sitenin önemli ölçüde geliştirildiğini söyledi. Otobüsler, yeni tutukluları “durmadan” boşaltmak üzere dışarıda sıraya diziliyordu.

Tutuklular Kampa konulmadan önce aranıyordu. Kadınların mücevherlerine el konuldu. Benim de küpelerimi aldılar. Küpelerimi zorla çıkarerken kulaklarının kanamasına neden oldu. Sonra ve bir grup kadınla birlikte bir odaya alındı. Aralarında Ziawudun’un daha sonra arkadaş olacağı yaşlı bir kadın da vardı. kamp muhafızlarının kadının başörtüsünü çıkardığını söyledi ve uzun bir elbise giydiği için ona bağırdı – o yıl Uygurlar için tutuklanabilir suçlar haline gelen dini ifadeler listesinde belirtilen hususlardan biri idi Başörtüsü ve uzun elbise.

Ziawudun, “Yaşlı bayanın her şeyini çıkardılar ve onu sadece iç çamaşırlarıyla bıraktılar. O kadar utanmıştı ki kollarıyla kendini kapatmaya çalıştı” dedi. “Ona nasıl davrandıklarını izlerken çok ağladım. Gözyaşları yağmur gibi boşalıyordu. dedi.

Ziawudun, kadınlara ayakkabılarını ve lastikli veya düğmeli herhangi bir elbiseyi teslim etmeleri söylendi, ardından hücre bloklarına götürüldü – “sıra sıra binaların olduğu bu kamp küçük bir Çin mahallesine benziyordu.

İlk bir veya iki ay fazla bir şey olmadı. Hücrelerinde Çin Komünist Partisinin propaganda programları izlemek zorunda kaldığını ve bu arada saçlarını de zorla kestiklerini belirtiyor.

Sonra polis Ziawudun’u Kazakistan’a geri dönen Kazak kocası hakkında sorgulamaya başladı ve bazı sorularına direndiğinde ise kendisini tekmeleyerek yere düşürdüğünü ve yerde yatarken ona vurup karnına tekme attığını de belirtiyor.

Ziyauddin, kendisini sorgulayan ve tekme atan Polisin botları çok sert ve ağır olduğunu bu yüzden ilk başta beni bir şeyle dövdüğünü düşündüm” Sonra karnımı çiğnediğini fark ettim. Neredeyse bayılıyordum.İçimde sanki bir şeylerin yandığını sandım diye anlatıyor.

Bir kamp doktoruna kendisinin ve Hücre arkadaşları kanamasına dikkat çekerek rahatsızlığını anlatınca kan pıhtılaşması olabilir. kadınların kanaması normaldir” cevabını verdiğini söylüyor.

Her hücrede ranzalarlarda , pencerelerde parmaklıklar, bir leğen ve yerde delikli tuvalet bulunan bir koğuşta 14 kadın yaşıyorduk. Kadınların geceleri hücreden çıkarıldığını ilk gördüğünde nedenini anlamadım, Onların başka bir yere taşınacaklarını sandım.Aaama sonradan anladım ki bunlar cinsel tecavüz için götürülüyormuş.

Ziawudun, okul olarak listelenen bu siteyi tutulduğu yer olarak belirledi.  2017 (solda) ve 2019 (sağda) uydu görüntüleri, yatakhane ve fabrika binalarına benzeyen kamplara özgü önemli gelişmeleri göstermektedir.

Ziawudun, okul olarak listelenen bu siteyi tutulduğu yer olarak tanımladı. 2017 (solda) ve 2019 (sağda) uydu görüntüleri, yatakhane ve fabrika binalarına benzeyen kamplara özgü önemli gelişmeleri göstermektedir.

Tursunay Ziyauddin’in Anlattıklarını Kanıtlamak Zor ve İmkansız

Çin’in bağımsız basının ve muhabirlere koyduğu ciddi kısıtlamalar nedeniyle Turusunay Ziawudun’un hesabını tamamen doğrulamak imkansız, ancak BBC’ye gösöterdiği seyahat belgeleri ve göçmenlik kayıtları, hikayesinin zaman çizelgesini doğruluyor. 

Uygur bölgesinin İli (Gulca) vilayetine bağlı Kunes (Çince Xinyuan) ilçesindeki kampla ilgili açıklamaları, BBC tarafından analiz edilen uydu görüntüleriyle eşleşiyor ve kamp içindeki günlük yaşamın yanı sıra tacizin doğası ve yöntemleri hakkındaki açıklamaları, eski tutukluların anlattıkları ile birebir uyuşuyor..

Sincan’daki Çin politikaları konusunda önde gelen bir uzman olan Adrian Zenz tarafından BBC’ye sağlanan 2017 ve 2018 Kunes ilçe adalet sisteminden dahili belgeler, “kilit grupların” “eğitim yoluyla dönüşüm” için ayrıntılı planlama ve harcama – yaygın bir örtmece Uygurların telkin edilmesi için Çin. Bir Kunes belgesinde “eğitim” süreci “beyinleri yıkamak, kalpleri temizlemek, doğruluğu güçlendirmek ve kötülüğü ortadan kaldırmak” olarak tanımlanıyor.

İnsan hakları grupları, Çin hükümetinin Uygurların dini ve diğer özgürlüklerini kademeli olarak ortadan kaldırdığını ve baskıcı bir kitlesel gözetim, gözaltı, beyin yıkama ve hatta zorla kısırlaştırma sistemi ile sonuçlandığını söylüyor .

Politika, Uygur ayrılıkçılarının terör saldırısı sonrasında 2014 yılında Sincan’ı ziyaret eden Çin Devlet Başkanı Xi Jinping’den geliyor. Kısa bir süre sonra, New York Times’a sızan belgelere göre, yerel yetkilileri “kesinlikle merhamet göstermeden” yanıt vermeye yönlendirdi. ABD hükümeti geçen ay Çin’in eylemlerinin bir soykırım olduğunu söyledi. Çin, toplu gözaltı ve zorla kısırlaştırma raporlarının “yalan ve saçma iddialar” olduğunu söylüyor.

Toplama kamplarının içinden ilk elden yapılan açıklamalar nadirdir, ancak birkaç eski tutuklu ve bir gardiyan BBC’ye organize bir toplu tecavüz, cinsel taciz ve işkence sistemi yaşadıklarını veya kanıtlarını gördüklerini söyledi.

Yazının 1. bölümünün sonu.devam edecek

Kaynak : https://www.bbc.com/news/world-asia-china-55794071?fbclid=IwAR2S_s9rq7t

Share
694 Kez Görüntülendi.