logo

trugen jacn

KAMP MAĞDURLARI : ÇİN’İN UYGURLARIN ÖZGÜR VE EŞİT VATANDAŞ İDDİASI KÜLLİYEN YALAN!

Kamp tanıkları, "Müslüman kadınların Çin'de özgürlük ve eşitlikten tam anlamıyla yararlandıkları" şeklindeki Çin efsanesini reddediyor.
Fransa parlamentosundaki  “Çin’in Soykırımları” Toplantısına Katılan Kamp mağdurları  Gülbahar Celilova, Kalbinur  ve Gülbahar Hativacı  Ocak- 2022 

Çin, yurtdışındaki propaganda kampanyalarında Uygur Müslümanlarının din özgürlüğünün tam garantisini tehdit etmeye devam ediyor.

Kısaca CIIC olarak bilinen Çin İnternet Bilgi Merkezi’nin Pekin merkezli bir web sitesi olan China.org.cn, 2015 yılından bu yana Çince, Almanca, Fransızca, İspanyolca ve Arapça dahil olmak üzere 10 site ile yurtdışı kampanyasını başlatıyor. çeşitli yabancı diller. Çin hükümeti tarafından özel olarak propaganda amacıyla kullanılan bu web siteleri, 2016 yılında Uygur topraklarında toplama kamplarının kurulmasından bu yana Uygurlar hakkında sürekli olarak birçok yanlış bilgi yayınladı. Bunlardan biri, web sitesinin Almanca bölümünde 23 Nisan’da yayınlanan “Çinli netizenler Sincan’da mekanik pamuk ekimini yerinde görüyor” başlıklı bir rapor.

Rapor, uluslararası toplumun Uygur diasporasındaki pamuk ekiminin mekanizasyonuna atıfta bulunarak, uluslararası toplumun Uygur zorla çalıştırma üzerindeki baskısını ele almayı amaçlıyor ve “Batılı liderlerin Batılı güçlere karşı söylediği gibi, Sincan’da ‘zorunlu çalıştırma’ diye bir şey yoktur. Çin hükümeti, 23 Nisan’da kabul edilen Kadınlara Karşı Her Türlü Ayrımcılığın Önlenmesine İlişkin BM Sözleşmesi’ni ele aldı.

24 Nisan’da internet sitesinin Almanca bölümünde “Çin’deki Müslüman Kadınlar Tüm Çinli Kadınlara Eşittir” başlıklı bir röportaj metni de yayınlandı. Çin genelinde Uygurlar, Kazaklar ve Tunganlar da dahil olmak üzere 10’dan fazla Müslüman ulus olduğunu ve “Müslüman erkeklerin sadece din özgürlüğüne değil, eşlerinin de tam bir din özgürlüğüne sahip olduğunu” belirtiyor.

Makale, Amerika Birleşik Devletleri’ne sızdırıldığı iddia edilen bilgilerin değeri veya doğruluğu hakkında yorum yapmıyor. Bununla birlikte, vurgu “Çin’de yaşayan Müslümanlar, Budistler, Hıristiyanlar ve Katolikler dinlerini uygulamakta özgürdür” ve hatta “Uygur ve Kazak kadınları, Çinli kadınlar gibi tam bir din ve insan hakları özgürlüğüne sahiptir”. sonra dikkatimize geldi.

Ancak Uygur diasporasındaki gerçeklerin görgü tanıkları, Çin’in açıklamalarının tamamen yanlış olduğunu söylüyor. Kampın tanığı Gülbahar Jelilova, tutuklanmadan önce Uygur diasporası ile Kazakistan arasında ticaret yapan bir Kazak vatandaşıydı. 22 Mayıs 2017’de “teröristlere yardım ve yataklık etmek” suçlamasıyla tutuklandı. Gülbahar Jelilova, “Tutuklanmamın sebebi sadece Uygur ve Müslüman olmamdı” dedi.

Kampın tanığı Qalbinur Siddique, Çin’in “Uygur ve Kazak kadınlarının din özgürlüğünün tam garantisi dışında, Çinli kadınlarla aynı özgürlük ve insan haklarından yararlanacakları” şeklindeki açıklamasının şu gerçeğin doğru olduğunu söyledi. kamplarda hapsedilen Uygurların büyük çoğunluğunun aslında dindar olduğunu ve kendisine ait olduğunu belirtti.

Kamptaki tanıklardan Gülbahar Khatwaji, Çin’in yurt dışında Uygurlar hakkında sürekli yanlış propaganda yaptığını ve o sırada hapsedilen kadınların çoğunun iki toplama kampında gördüklerine göre dua ettiğini, başörtüsü taktığını, hediye verdiğini söyledi. çocuklarının dini okullara gitmesine, “Çin’de özgürlük ve insan hakları diye bir şey yok ve Çin zaten kendi yasasını ihlal etmiş, ‘Din veya inanç özgürlüğü herkesin hakkıdır’ dedi.

Gözlemciler, Çin hükümetinin Uygur Özerk Bölgesi’ndeki toplama kamplarını örtbas etmek, sözde “ulusal politikasını” haklı çıkarmak ve gelecekte cezai kovuşturmadan kaçınmak için yabancı propaganda kampanyalarına çok dikkat ettiğini söylüyorlar. Çin, Uygurların “tarihte hiç olmadığı kadar mutlu ve mutlu yaşadıklarını” kanıtlamak için dünyanın gözlerini boyamak için bazı yabancıları bile işe alıyor. Ancak Uygur diasporasının “tipik bir polis devleti” ve “açık hapishane” haline geldiği bir sır değil.

Share
4817 Kez Görüntülendi.