Son Dakika
Göktürkler, Uygular, Oğuzlar, Peçenekler….
Türk’ün yüce tarihine bin bir zafer ekler….
Dünya emperyalizminin vazgeçilmez büyük oyun kuralı, parçala ve yut. Büyüdüğü zaman buda, kuruyup yok olacağı zaman ise sula.
Doğu Türkistan’daki Çin zulmünü duymayanınız kalmamıştır. 1949 yılından beri Çin esareti altındaki Doğu Türkistanlıların çilesini büyük lider İsa Yusuf Alptekin’den Türkiye dışında Türk vardır demenin faşistlik olarak lanse edildiği bir dönemde dinledik. Doğu Türkistan davasını kendisine dava edinen gazeteci büyüğümüz Servet Kabaklı’yı bu vesileyle rahmetle anıyorum.
Enerji ve maden için katliam
Dünyanın en zengin maden ve enerji kaynaklarının bulunduğu ve Asya ile Avrupa arasında kurulacak olan İpek yolunun olmazsa olmaz bölgelerinden biri olan bu topraklara sahiplenmek isteyen Çin yıllar yılı adına komünizm dedikleri kültürel emperyalizm ile bu topraklardan İslam’ın izini silmeye çalışıyor. O tarihten bu yana dört kez alfabeleri değiştirildi. Uygurca ve Arapça okuyup yazmak, yasak. Namaz Kılmak, Oruç Tutmak, Kur’an Okumak terör suçu. O yüzden her Uygur Türkü, Çin devleti açısından potansiyel bir terörist. Çin kanunlarına göre Kur’an okuyan, namaz kılan, oruç tutan bir kişiye 3 ila 6 yıl arasında hapis cezası veriliyor.
Nazi kampı kurdular
Almanya’daki Nazi kamplarının bir benzerini Çin Şincan (yeni yurt) bölgesinde kurdu. 1 milyon insan , Müslüman, Türk bu kamplarda sözde eğitime tabii tutuluyorlar. Çoğu ölümle sonuçlanan işkenceli eğitim. 80 yaşındaki bir ihtiyarın Çince öğrenemediği için öldürüldüğü. Türkçe konuşmanın yasak edildiği, Binlerce insanın kurşuna dizildiği bir eğitim kampı. 5 yaşındaki çocuğun terör ile suçlandığı bir eğitim. Bu bölgenin Türklerin olduğunu Çinliler de biliyorlar, o yüzden buraya (Şincan) yeni yurt diyorlar. İki yıl öncesine kadar bu bölgede yaşayan Türkleri, yurt dışına göndermek için adeta promasyon uygulayan Çin, Kazakistan’a 3, Özbekistan, Kırgızistan’a 1’er milyon, Türkiye’ye 300 bin Uygur’u gönderdi. Avrupa ülkeleri, Kanada ve Amerika’da da azımsanmayacak kadar Uygur Türkü yaşıyor.
İnsana bu zulüm yapılmaz
2 yıl öncesine kadar Çin’in yurt dışına göndermek için ellerine pasaport verdiği, teşvik ettiği insanların yakınlarını yurt dışına çıkma suçuna iştirak etmeleri sebebiyle açık hava cezaevlerinde keyfi uygulamaya tabii tutmaya başladı. Aşağı yukarı bölgedeki bütün evlerden erkekleri sırf bu suçtan dolayı eğitim kamplarında topluyorlar. Evlerinde erkekleri bulunmayan Uygurların evlerine ise kardeş aile projesi kapsamında Çinli memurları yerleştiriyorlar. Uygurların namus ve mahremiyet kavramını ayaklar altına alıyorlar. Çinlilerle Uygur kızlarını zorla evlendiriyorlar. Bu memurlar, ailede, kuran okuyan, Türkçe konuşan, namaz kılan, oruç tutan herkesi fişliyor ve cezalandırıyor.
İnsan hakları ayaklar altında
Doğu Türkistanlılar ise fazla bir şey istemiyor, insanların doğuştan elde ettikleri, haklara çifte standart uygulanmadan erişmek istiyorlar. İnanmak, inançlarını serbestçe yaşamak, nesillerini devam ettirmek istiyorlar. Hac’da bir Doğu Türkistan’lı ile karşılaşmıştım, Kırgızistan pasaportu ile kutsal topraklara gelmiş, hacca gidebilmek için çektiği sıkıntıları anlatmıştı, onların yanında biz de Müslüman mıyız demiştim. Bir kere Ravza’yı, Kabe’yi görmek için bütün mal varlığını feda eden ve Çin’de hapse girmeye razı olan bu insanlar birilerinin gözünde radikal. Çin’in bu politikası devam ederse birkaç yıl sonra Doğu Türkistan’da ben Türküm, Müslümanım diyen tek bir Allah’ın kulunu mumla arayacağız. Arakan’daki katliamlar Çin’in geçireceği iki enerji borusu yüzünden yaşanmadı mı?
Mazlum görmek isteyen Uygurlara baksın
Dünya mazlum insan arıyorsa Doğu Türkistan’a baksın, dünya etnik kimliği yüzünden zulme uğrayan birilerini görmek istiyorsa Doğu Türkistan’a baksın. Dünya dini yüzünden işkence gören insan görmek istiyorsa Doğu Türkistan’a baksın. Komünist Çin yaptıkları zulmün duyulmaması için de oldukça mahir davranıyor. Bölgeye tek bir gazeteci sokmuyor. Her şeye rağmen vicdanlarımız ‘Yaşasın tam bağımsız doğu Türkistan’ diye haykırıyor.
CİA, durumdan vazife çıkartıyor
Bu kadar girizgahtan sonra şu soruyu da sormadan edemiyor insan. 2 yıldır devam eden bir zulüme karşı, Türkiye’nin Suriye’deki terör yapılanmalarına karşı operasyon başlatacağını duyurması üzerine birilerinin ABD bayrağı gölgesinde Ankara’ya yürümesi olayın bir başka boyutunu gösteriyor. Çin’i semirten ve Çin ile devası ticaret yapan bugüne kadar da yapılan katliamlara ses çıkartmayan ABD ve emperyalist enerji kartelleri bu katliamı da Türk dünyasının, İslam dünyasının parçalanması için kullanmak istiyorlar. Yani Türkiye size sahip çıkmıyor BM, Avrupa, Amerika sizi anlıyor mesajını veriyorlar sözüm ona. Aynı anda, Heyet Tahrir Şam denilen Suud ve BAE üzerinden İsrail ve ABD’ye çalışan grup ta Türkiye’nin bir başka yumuşak karnı olan İdlib’de çatışmasızlık bölgesinde hakimiyeti ele alarak Türkiye’nin muhtemel bir operasyonunu engellemek için konuşlanmış durumda. Kerkük’te, Musul’da bayrak göstererek oradaki bütün etnik grupları ABD ve İsrail ile birlikte yok etme planının bir parçası olan Barzani, Selman, Zayed, Kuşner, Netanyahu ve PKK’nın yalaşmaları da, Esed, İran, Nusra, DEAŞ-PKK gibi maşaların dalaşmaları da Siyonist emperyal enerji oyununun bir parçası.
Bu topraklarda Ezan okunmaya devam edecek
Türkiye, yüzyıllardır ezan okunan Doğu Türkistan’da Allah kelamının susturulmasına müsaade etmeyecektir. Doğu Türkistanlı kardeşlerimizin de ABD ile Çin arasındaki Ticaret savaşında bir manivela olarak kullanılmasına da, Türkiye’nin Suriye’ye yapacağı hamleye karşı yumuşak karnından vurulmasına da müsaade etmeyecektir.
Dünyanın neresinde bir mazlum varsa gözünü ilk çevirdiği yer şükürler olsun ki Türkiye. Kırım da, Afganistan da, Libya da, Yemen de, Afrika’da, hatta hatta Maduro bile Emperyalizmin zulmünden Türkiye ile beraber çalışarak kurtulacağını biliyor. Trump’ın PKK içine yerleştirdikleri haçlı artıklarını kamufle edebilmek için Türkiye Kürtlere saldırıyor yaygarası ile topraklarından sürdüğü insanların yurtlarına dönmesinin önüne geçemeyecektir. Türkiye’deki 4 milyon Suriyeli’nin dünyaya yayılan 10 milyon Suriyelinin vatanlarına dönmelerinin önüne geçemeyecektir. Bu toprakların çocukları bu topraklara sahip çıkmasını bilir. PKK gibi haçlı artıkları ise geldikleri gibi giderler. Ancak siyonizmin her zaman yaptığı ‘kullan at’ taktiği gereği kendilerini kullanacak yeni efendiler aramanın yolunu ararlar.
Vesselam…..
Kaynak : https://www.milatgazetesi.com/ismail-zelvi/dogu-turkistandan-suriyeye/haber-192440
Etiketler: Çin » Din » Dünya » Ekonomi » etnik Çatışma » Genel » Görüş Yorum » Gündem » İlham Tohti » insan hakları » kÖŞE YAZARLARIBENZER HABERLER