Son Dakika
Prof.Dr.Mehmet Seyfettin EROL
Gündem her ne kadar yakın çevremiz ağırlıklı görünse de, dünya elbette sadece Ortadoğu’dan ibaret değil. Bilakis, bize şu an için uzak gibi görünen dünyada yaşanan gelişmeler, önümüzdeki süreçte Türk-İslam dünyasını çok yakından ilgilendiren gelişmelere gebe görünüyor.
Bir diğer ifadeyle, uluslararası sistemde güç dengesinde Batı’dan Doğu’ya doğru yaşanan kayış ve Çin’in önlenemeyen “sessiz ve derinden yükselişi”, tarihsel kodlarına hızlı bir şekilde dönüş yaşayan Türkiye’yi de tarihsel misyonu ve “uzaktaki yakın çıkarları” itibarıyla etkileyebilecek tehlikeli bir seyir izliyor.
Bu bağlamda, Çin merkezli son üç haber, tahminim sizin de dikkatlerinizi Çin’in Batı karşısında izlediği o ince savaş sanatına ve onun arka planındaki büyük stratejik dehaya çekecektir.
***
Çin bugünlerde önemli ziyaretlere sahne oluyor. Bunlardan bir tanesi özellikle Afganistan 2014 sonrası itibarıyla stratejik önemi daha da artan ve bu bağlamda Çin’in bölgedeki önemli rakiplerinden biri olan Hindistan’ın da ilgi alanında olan Tacikistan.
Şanghay İşbirliği Örgütü üzerinden bölgedeki nüfuz alanını genişletmeye çalışan Pekin’in “Batı’ya Doğru Politikası”nda önemli bir yere sahip olan Orta Asya devletlerine ve Afganistan’a yönelik gerçekleştirdiği “stratejik yatırımları” kendisine Tacikistan’da da fazlasıyla yer bulmuş vaziyette. Bu noktada Tacik-Çin zirvesinde iki ülke arasında çok sayıda anlaşmanın imzalandığına şahit oluyoruz.
Duşanbe-Kurgan-Tube demiryolu ikinci aşamasının yapımı, devlet kuruluşu olan “Tacik Alüminyum Şirketi” modernizasyonu ve Duşanbe elektrik istasyonun ikinci bölümü inşaatı için Çin hükümetinin kredi vermesini öngören bu anlaşmaların yanında, taraflar arasındaki ticaret ve ekonomik işbirliği hacminin 3 milyar dolara çıkartılmasının hedeflendiğini görüyoruz.
2020 yılına kadar iki ülke arasındaki ekonomik işbirliği programının uygulanması konusunun da gözden geçirildiği bu ziyarette Çin’in en önemli havucunu hiç kuşkusuz “kolay krediler” oluşturuyor.
***
İkinci önemli ziyaret ise, Pakistan Başbakanı Navaz Şerif tarafından gerçekleştiriliyor. Pakistan deyip geçmemek lazım. Pakistan, Orta Asya-Güney Asya arasındaki iki önemli köprü ülkeden biri ve Çin’in “savaş nedeni” olarak kabul ettiği stratejik ortağı. Nitekim, son olarak Mayıs 2014’te Çin yönetimi ABD’ye çok net bir şekilde “Pakistan’ın arkasındayız” mesajını vermiş bulunuyor.
Aynı şekilde iki ülke arasında kurulması planlanan ticaret koridoru için üst düzey güvenlik konusunda teminat veren Pakistan da, 20 Ekim’de “terörle mücadele” konusunda Çin’le tam işbirliği içinde olacakları ve Çin’in düşmanlarını kendi düşmanları olarak göreceklerini açıkladı.
Pakistan ile Çin arasında kurulan ticaret yolunun Doğu Türkistan’dan geçiyor olmasını da göz ardı etmemek gerekiyor. Nitekim, Başbakan Şerif de Çin’in Doğu Türkistan’da Uygur Türklerine karşı verdiği mücadelede kendilerine yardımcı olacaklarını bu ziyarette açıkladı.
***
Son bir haber ise, Çin Devlet Başkanı Şi Cinping’in “İpek Yolu Ekonomik Kuşağı” ile “Deniz İpek Yolu” projelerinde ilgili ülkelerle işbirliğini güçlendireceklerini açıklaması.
Çin’in “İpek Yolu Ekonomik Kuşağı” ve “21. Yüzyıl Deniz İpek Yolu”nun inşasını hızlandıracağını söyleyen ve “Tek yol, tek kuşak projesi için zaman çizelgelerini ve yol haritalarını hazırlamalıyız” diyen Şi’nin söz konusu projenin hayata geçmesi için büyük projelere odaklanılması gerektiğini belirtmesi oldukça dikkat çekici.
Bu kuşak üzerindeki ülkelerin ulaşım, enerji ve elektrik gibi altyapı inşalarına yardım edeceklerini ifade eden Çin, “ben sadece işimi yaparım” diyor ve ABD’nin izlediği düşmanca politikalar ise, sadece ve sadece Çin’in elini daha da kuvvetlendiriyor!
***
“İşbirliği” çağrıları üzerinden bölgede sessiz ve derinden bir rekabet/nüfuz alanı stratejisi izleyen Çin, çok hızlı bir mesafe kaydediyor ve şu an için önünde bir engel yok. Buna işbirliği yaptığı ve zoraki bir ittifak ilişkisi içinde bulunduğu Rusya da dahil.
Nitekim arka bahçesinde izlediği bu politikaya Rusya’nın şu an için cevap verebilmesi mümkün değil. Çünkü gündemini önemli ölçüde ABD ve AB ile yaşadığı Ukrayna-Kırım krizi oluşturuyor.
Çin’in ABD-AB ikilisi karşısında yürüttüğü bu savaş stratejisinin gizli kahramanı ise bir Çinli general. Adı ise Sun Tzu. 2500 yıl önce yazdığı “Savaş Sanatı” adlı çalışmasında Çinli general aynen şu öğütte bulunuyor: “Aç iken tok gibi, tok iken aç gibi; uzaktayken yakın gibi, yakındayken uzak gibi; zayıfken güçlü gibi, güçlüyken zayıf gibi; yorgun iken güç gösterisi yap, güçlü iken mazlumu oyna.”
Ne dersiniz, sizce Çin gerçekten uzakta mı?
Kaynak : Milli Gazete 10.11.2014
Etiketler: Çin » Genel » Görüş Yorum » Gündem » HaberBENZER HABERLER